İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2359 Esas 2023/475 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2359
Karar No: 2023/475
Karar Tarihi: 09.03.2023


T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2019/2359
KARAR NO: 2023/475
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/05/2019
NUMARASI: 2016/1286 Esas - 2019/485 Karar
DAVA KONUSU: Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ: 09.03.2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 09.03.2023
Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirkete ait .. plakalı aracın bakımları satın alındığı tarihten bugüne çeşitli yetkili servislerce düzenli olarak yaptırıldığını, bahsi geçen araçta şanzıman sisteminde herhangi bir şikayet veyahut arıza ile karşılaşılmamasına rağmen, aracın son olarak bakımını yapan ... Şti. tarafından yapılan bakımlardan sonra şanzımanla ilgili şikayetler baş gösterdiğini, bu nedenle gidilen servis bakımlarında da şikayetin giderilmesi yönünde çalışmalar yapılmış ancak sorun çözüleceği yerde büyüyerek şanzımanın değişmesi aşamasına kadar gelindiğini, servis kayıtlarından görüleceği üzere yetkili servislerce yapılan rutin bakımlarda araçta olağandışı bir arıza veya şanzıman sorunu gözlenmediğini, aracın rutin bakım ve kontrollerinin yaptırıldığını, müvekkili şirketin bundan sonraki bakım için aracını ... ’e götürmeye başladığını, 17.10.2015 Tarihli ... tarafından yapılan araç bakımında, aracın sağ rot başı, V-kayışı, sol ön basamağı, makası, fan tahrik kayışı değiştirilmiş ve balans ayarı ile bir takım rutin bakımlarının yaptırıldığını, söz konusu bakımdan sonra müvekkil şirkete ait araçta kilometre arızasının ortaya çıktığını, bu sebeple 07.01.2016 tarihinde araç ... servisine götürülerek ve şanzıman kilometre dişlisi değiştirildiğini 584,00 TL ödendiğini, aracı yaklaşık olarak 2 hafta içerisinde farklı sorunlarla davalı şirkete ait servise götürülmek zorunda kalınmış ve müvekkil şirket bu sebeple fahiş miktarda ücret ödemek zorunda kalındığını, açıklanan nedenlerle müvekkil şirkete ait aracın şanzımanına ilişkin tüm bakım, onarım ve değişim işlemleri 07.01.2016 tarihinden bu yana ... tarafından yapıldığını, daha önceki yetkili servislerce yapılan bakımlarda şanzımanla ilgili tek bir arızaya dahi rastlanmadığını, söz konusu arızaların hepsinin, müvekkil şirketin aracını ... ’de bakım yaptırmaya başlamasıyla baş gösterdiğini, davalı ... kendisine bakım ve tamir amacıyla getirilen müvekkil şirkete ait aracın sorunları hakkında yanlış teşhis ve hatalı tamiratlarla müvekkilin zarara uğramasına neden olunduğunu, davalı yanın müvekkilin aracına vermiş olduğu zarar yapılacak bilirkişi incelemesiyle kesin olarak ortaya konulacak olup, bu nedenle fazlaya ilişkin tüm yasal haklarımız saklı kalmak kaydıyla hatalı bakım ve tamiratlar nedeniyle hasarın doğmasına ve parça değişimine sebebiyet verilmesi nedeniyle 7.760,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte, müvekkilin aracında yapılan hatalı bakım ve tamiratlar, parça değişimi nedeniyle aracın ikinci el değerinin düşecek olması nedeniyle 1.000,00TL değer kaybının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkil şirkete verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin uzun yıllardır profesyonel bir ekip ile ... ın yetkili servisi olarak hizmet vermekte olduğunu, davacıya ait aracın zaman zaman müvekkil şirketten servis hizmeti aldığını, dava konusu aracın her seferinde birbirinden farklı arıza şikayetleri ile servise geldiğini, araçta oluşan hasarların birbirinden bağımsız olduğunu, şikayete yönelik doğru teşhis ve tamirlerin yapıldığını, bu tamirler nedeni ile sonrasında bir sorun oluşmadığını, dava konusu aracın sıfır kilometre bir araç olmadığını, yüksek kilometreye sahip olduğu, uzun yol yaptığı ve ağır yük taşımakta ve zorlu yol koşullarına maruz kaldığını, debriyaj arızasının tespit edildiğinde bu durum hakkında müşterinin bilgilendirildiğini, tamir edilmeden kullanılması halinde daha büyük zararların ortaya çıkacığının belirtildiği, davacının zararı ile müvekkil şirketin eylemleri arasında yugun illiyet bağı bulunmadığından müvekkil şirketi bir sorumluluğunun olmadığını açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmisini talep etmiştir.
MAHKEMECE:
Davanın maddi tazminat davası olduğu, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, denetim ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının aracına davalı servisçe yapılan hatalı bakım ve tamiratlar, değişen parçalar nedeniyle uğradığı zararlarının tahsili talebi ile eldeki davayı açtığı, alınan bilirkişi raporuna göre dava konusu araç üzerinde 04/05/2018 tarihinde yapılan keşif esnasında 406.841 km de olduğu, dava konusu aracın davalı servise ilk olarak 16/10/2015 tarihinde ve araç 254.392 km de iken geldiği, dava konusu aracın davalı servise satın alındıktan sonra, dört yıl sonra ve 254.392 km de giriş yaptığı, aracın sistemlerinin ve bu sistemi oluşturan parçaların yıprandığı, yorulduğu, eskidiği ve ömrünün azaldığı, aracın davalı servise çeşitli şikayetler sonucu bir çok kez geldiği ve gerekli işlemlerin yapıldığı, dava konusu araçtaki arızaların genel olarak birbirinden bağımsız ve farklı arızalar olduğu, davalı servisin yaptığı bakım ve tamirat işlemlerinin, dava konusu araçta ortaya çıkan arızaların meydana gelmesi ile ilişkisinin bulunmadığı, araçtaki plastik tampon hasarları, cam hasarları, aydınlatma grubu parçaları, ayna hasarları, radyo teyp hasarları veya mekanik parçalarda yapılan işlemler, bu parçaların değiştirilmesi/ yenilenmesi/ tamir edilmesi nedeniyle araçların piyasa 2.el değerlerinde herhangi bir değer kaybı meydana getirmediği kanaatine varılarak, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; araç bakımının periyodik olarak yaptırıldığı, davalı şirketten önce aracın bakımını yapan yetkili servislerce herhangi bir arıza saptanmamış olduğu, servis değişikliğinden sonra çeşitli arızaların meydana geldiği, mahkemece eksik değerlendirme sonucu hüküm kurulduğu, bilirkişi tarafından düzenlenen ek raporun kök rapordan bir farkı olmadığı, eksik inceleme yapıldığı, incelemenin otomotiv anabilim dalından seçilecek otomotiv mühendisi bilirkişiler tarafından yapılması gerektiğinden, kurulan hükmün hatalı olduğu ve kaldırılması talep edilmiştir.
GEREKÇE:
Dava, tazminat istemine ilişkindir.
HMK'nın 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda re'sen gözetilerek yapılmıştır.
6100 sayılı HMK'nun 266.maddesi hükmü uyarınca; çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur.
Aynı yasanın 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
İlk derece mahkemesince hukuki nitelendirmenin davadaki ileri sürülüş ve dosya kapsamına uygun olarak belirlenmesine, taraflarca ileri sürülen delillerin toplanarak usulüne uygun olarak değerlendirilmesine, delillerin değerlendirilmesinin dosya kapsamına uygun bulunmasına, taraflarca ileri sürülen iddia ve savunmaların tartışılarak gerekçeli kararın oluşturulmasına, ihtilafa uygulanması gereken yasal mevzuatın doğru olarak tespit edilmesine, mahkemenin karar gerekçesiyle hüküm fıkrasının birbiriyle uyumlu olmasına, mahkeme hükmünün yasal unsurları taşımasına, özellikle hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre; ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 08/05/2019 tarihli ve 2016/1286 Esas - 2019/485 Karar sayılı kararına yönelik davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu karar harcından peşin olarak alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider/delil avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK'nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 09.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Full & Egal Universal Law Academy