İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2303 Esas 2023/529 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2303
Karar No: 2023/529
Karar Tarihi: 22.03.2023


T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2303
KARAR NO: 2023/529
KARAR TARİHİ: 22/03/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/05/2019
NUMARASI: 2016/135 Esas 2019/550 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
BAM KARAR TARİHİ: 22/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 22/03/2023
Davalı ... A.Ş. vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07.10.2015 tarihinde davacı ... ve ...'in oğlu diğer davacı ...'nın abisi olan ...'nin yolcu olarak bulunduğu ... plakalı aracın ... plakalı çekici ile ... plakalı römorka arkadan çarpması sonucunda meydana gelen kazada yaralandığını ve daha sonra da vefat ettiğini, trafik kazası tespit tutanağına göre kazanın meydana gelmesinde ... plakalı araç sürücüsü ...'in % 100 kusurlu olduğunu, davalı ... A.Ş.'nin ... plakalı aracın Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortasını ve Karayolu Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasını yapan şirket olduğunu, davalı ...A.Ş. 'nin ise aynı aracın kasko - İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortacısı olduğunu, müteveffanın 1990 doğumlu olduğunu ve Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesini yeni bitirip henüz diplomasını almadığını, aynı zamanda müzikle uğraşmakta olup, gitarist olarak görev aldığı müzik grubu ile sahne alarak ekstra kazanç elde etmekte olduğunu, davacı anne ...ve baba ...nin çocukları ... nin trafik kazasına bağlı ölümü nedeni ile desteklerini yitirdiklerini, bu davacıların destekten yoksunluk zararı hesabında müteveffanın diş hekimliği yanında müzisyenliğe devam edeceği dikkate alınarak hesap yapılması gerektiğini, davalı ... A.Ş. Nin davacı anne ve babanın destekten yoksun kalma zararından trafik kazasından ölüme kadar sarf edilen tedavi giderinden, cenaze ve defin giderinden sorumlu olduğunu, ... nin vefatı nedeni ile davacı anne ve baba ile davacı kardeşin derin üzüntüye kapıldıklarını manevi zararının oluştuğunu, davacıların manevi zararlarından İhtiyati Mali Mesuliyet sigortası kapsamında davacı ... A.Ş.nin sorumlu olduğunu ileri sürerek, davacı ... ve davacı ... nin destekten yoksun kalma zararı, müteveffanın iki ay yoğun bakımda kaldığı süre içinde yapılan ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri, cenaze ile defin giderleri için belirsiz alacak davası olarak şimdilik anne ... için 500,00-TL, baba ... için 500,00-TL olmak üzere toplam 1.000,00-TL maddi tazminat gerek ZMMM sigortacısı ve gerekse ZMS sigortacısı ... A.Ş. Den dava tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline, davacı ... için 40.000,00-TL, ... için 40.000,00-TL ... için 20.000,00-TL olmak üzere toplam 100.000,00-TL manevi tazminatın İhtiyari Mali Mesuliyet sigortacısı ... A.Ş. Den dava tarihinden itibaren avansı faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı ... şirketi cevap dilekçesinde, ... plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 06.10.2015-03.02.2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 421734815 nolu ZMM (Trafik) Sigorta poliçesi ile, 25.10.2014-2015 vadeli 398857714 nolu Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk sigortası ile sigortalandığını, Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk sigortasının ancak şehirler arasında uluslararası taşımalara ilişkin olarak teminat sağladığını, şehirler arası taşımanın bir ilin herhangi bir noktasından başlayıp, diğer ilin herhangi bir noktasında biten taşımayı ifade ettiğini, taşımanın şehir içi ve 100 km.'den kısa mesafe olması karşısında, taşımacılık sigortacısından talepte bulunulamayacağını, bunun yanı sıra poliçe teminatının ancak araçta yolcu olarak taşınan biletli yolcuları kapsadığını, yolcu bileti olmayan kişilerin, taleplerinin teminat dışı olduğunu, davacıların desteğinin yolcu biletinin bulunmadığını, Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Mesuliyet sigortası kapsamında talepte bulunulamayacağını, kabul anlamına gelmemek üzere sorumluluklarının trafik poliçesinde limitler ve sigortacıya atfedilecek kusurla sınırlı olduğunu, kusur durumunun tespitinin gerektiğini, bunun yanı sıra davacıların desteğinin müterafik kusurunun dikkate alınması gerektiğini, destekten yoksun kaldığını iddia edenlerin bunu ispatlamaları gerektiğini, davacıların SGK dan rücuya tabi alacağının olup olmadığının araştırılıp mahsubunun gerektiğini, tedavi giderlerinden sorumlu olmadıklarını, müteveffanın gelirinin maaş bordrosu, banka kayıtları gibi resmi kayıtlarla ispatlanması gerektiğini, temerrütlerinin ancak başvurudan 8 iş günü sonra başlayabileceğini, kendilerine bir başvurunun olmadığını, ticari faiz istenemeyeceğini ileri sürerek, davanın öncelikle husumet yönünden ve ileri sürdükleri diğer nedenlerle esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı ... A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, yetki itirazında ve zaman aşımı definde bulunarak esasa ilişkin olarak da, ... plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde ticari genişletilmiş kasko sigortası ile teminat altına alındığını, adli tıp kurumundan alınacak rapor ile kusur oranının belirlenmesi gerektiğini, istenilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, kabul manasında olmamak üzere poliçedeki manevi tazminat teminat limitinin 100.000,00-TL olup, müvekkili şirketin ancak söz konusu limit ile sorumlu olacağını, müvekkili şirkete herhangi bir ihbarda bulunulmadığını, mütemerrit duruma düşmediklerini, talep edilebilecek faizin ancak yasal faiz olduğunu, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
MAHKEMECE:
" ...Toplanan tüm deliller karşısında, ... 'nin içinde yolcu olarak bulunduğu ...plakalı aracın 07.10.2015 tarihinde saat 23.30 sıralarında, ...'in sevk idaresinde Aydın - İzmir otoyolunda İzmir İli, Torbalı İlçesi, Ayrancılar mevkiinde, seyir halinde iken önündeki ...'ın sevk idaresindeki ... plakalı çekiciye takılı olan ... plakalı yarı römorkun arka kısmına çarpması sonucu meydana gelen kazada yaralandığı, tedavi gördüğü sırada bu kazaya bağlı olarak 06.12.2015 tarihinde vefat ettiği, kazanın meydana gelmesinde ... plakalı araç sürücüsü ...'in % 100 kusurlu olduğu, davacı anne ...'in DYK zararının 319.966,66-TL davacı baba ... nin DYK zararının 222.656,51-TL olduğu anlaşılmıştır.
Davalı ... A.Ş. ... plakalı aracın Zorunlu Karayolu Taşımacılık sigortacısı ve aynı zamanda KTK ve ZMM sigortacısı olup, her bir poliçe nedeni ile teminat limiti 290.000,00-TL olarak belirlenmiştir. ... A.Ş. Taşımanın niteliğine ve ölenin biletli yolcu olmamasına göre Zorunlu Karayolu Taşımacılık Sigortası kapsamında talepte bulunulamayacağını ileri sürmüş ise de, kaza tarihinde yürürlükte bulunan 4925 sayılı yasanın 17 ve 18. Maddeleri karşısında değerlendirildiğinde, ... 'in ... 'nin de içinde bulunduğu grubu İzmir İlinden, Aydın İli Kuşadası İlçesine götürdüğü ve daha sonra da grubun gittikleri mekanın elektriklerinin kesik olması sebebi ile tekrar İzmir'e getirirken kazanın meydana geldiği, dolayısı ile taşımanın İzmir ilinden, bir başka il olan Aydın İli Kuşadası İlçesi arasında yapıldığı, bunun yanı sıra gidiş ve dönüş taşıma mesafesi dikkate alındığında 100 km. 'yi aşan bir taşımanın söz konusu olduğu, taşımanın ücretle yapıldığı ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Sigortası kapsamında davacıların talepte bulunma haklarının olduğu kanaatine ulaşılmıştır. Davacıların öncelikle taşımayı yapan aracın Zorunlu Karayolu Taşımacılığı kapsamında maddi tazminat talebinde bulunabilecekleri, bu poliçe limitini aşan maddi tazminat taleplerini KTK ZMM sigorta poliçesi kapsamında ileri sürebilecekleri değerlendirildiğinden, her iki davacının hüküm altına alınan toplam zararı Zorunlu Karayol Taşımacılık Sigorta teminat limitini aştığından, davalı ... A.Ş. Her iki poliçenin toplam teminat limiti olan 580.000,00-Tl teminat limiti ile sorumlu olduğu, davacıların bilirkişi tarafından belirlenen ve aşağıda hükmedilen DYK zararlarının bu limit kapsamında kaldığı değerlendirilmekle, davacılar ... ve ... 'nin maddi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne, ayrı ayrı dava tarihinden itibaren avans faiziyle ... için 319.966,66-TL, .... için 222.656,51-TL maddi tazminatın davalı ... şirketinden alınarak bu davalılara ayrı ayrı ödenmesine, fazlaya dair maddi tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacılar ... 'nin ölümü ile üzüntüye kapılmış ve manevi zarara uğradıklarından, kazanın meydana geliş şekli, ... plakalı araç sürücüsü ... 'in % 100 kusurlu oluşu, davacıların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak, davacı anne ... için 40.000,00-TL , davacı baba ... için 40.000,00-TL, davacı kardeş ... için 20.000,00-Tl manevi tazminatın hakkaniyete uygun olduğu kanaatine varılmış, söz konusu manevi tazminat tutarlarının dava tarihinden itibaren avans faizi ile İMM sigortacısı ... A.Ş'den alınarak her bir davacıya ayrı ayrı verilmesine, karar verilmiştir. " gerekçesi ile,
1-Davacılar ... ve ... 'nin maddi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne, ayrı ayrı dava tarihinden itibaren avans faiziyle ... için 319.966,66-TL, ... için 222.656,51-TL maddi tazminatın davalı ... şirketinden alınarak bu davalılara ayrı ayrı ödenmesine,
Fazlaya dair maddi tazminat talebinin reddine,
2-Davacıların ayrı ayrı manevi tazminat taleplerinin kabulüne, ... için 40.000,00-TL, ... için 40.000,00-TL, ... için 20.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren avans faiziyle davalı ... AŞ'den alınarak, her bir davacıya ayrı ayrı verilmesine, şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davalı ... A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; söz konusu kararın eksik inceleme ve değerlendirme sonucunda hukuka aykırı şekilde verilmiş olmakla, kabulünün mümkün olmadığını, kabul manasında olmamak üzere hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş ve hakkaniyete aykırı olduğunu, somut olayda tarafların kusur oranı ve somut olaya konu diğer hususlar gözetildiğinde takdir edilen manevi tazminat tutarlarının olması gerekenin çok üstünde olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, fahiş olan tazminat miktarının kabulünün mümkün olmayıp; işbu kararın bozulması gerektiğini, somut olayda davacının büyük kardeş olduğunu ve müteveffa küçük kardeşin büyük kardeşe destekliğini gerektiren herhangi bir duruma ilişkin belge sunulmadığı vs. gözetildiğinde gerçek anlamda desteklik ilişkisi bulunmadığının açık olduğunu, bu sebeple davanın tümden reddinin gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere davanın haksız fiilden kaynaklanması nedeniyle tüm alacak bakımından temerrüt tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesinin yasa, usul ve içtihatlara aykırı olmakla, kararın kaldırılması gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacıların murisinin yolcu olarak bulunduğu araçta meydana gelen trafik kazası nedeniyle uğranılan maddi manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece davacıların maddi tazminat taleplerinin kısmen, manevi tazminat taleplerinin tamamen kabulüne karar verilmiş, karara karşı aleyhine manevi tazminat konusunda hüküm kurulan davalı ... vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Manevi tazminat talebinin kabul edilebilmesi için, kişilik haklarına hukuka aykırı ve haksız bir saldırının varlığı şarttır. Davacının kişilik haklarına, davalı taşıyıcı tarafından bir zarar verilirse, bu zararın, taşıyıcının sorumluluğu uyarınca karşılanması gerekir. Sözleşme ilişkisinde manevi tazminatın kabul edilebilmesi için salt sözleşmeye aykırı davranmak yeterli değildir. Ayrıca sözleşmenin ihlaliyle kişilik haklarının da (kişinin yaşamı, sağlığı, beden ve ruh tamlığı, onur ve saygınlığı, resmi ve özel yaşantısı gibi..) ihlali gerekir. Burada kişinin bedensel, ruhsal ve sosyal bireyliğinin korunması söz konusudur
Bilindiği üzere, 22.06.1966 tarihli 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, manevi tazminat tutarını etkileyen özel hal ve şartlar belirtilmiş olup, hâkim  manevi tazminat miktarını belirlerken Türk Medeni Kanununun 4. maddesi gereğince hak ve nesafet ilkeleriyle bağlı kalmalı, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, kusurlu eylemin mağdurda uyandırdığı elem ve ızdırabın derecesini, olayın vehametini, davalının kusurunu, istek sahibinin toplumdaki yerini, kişiliğini, hassasiyet derecesini gözetmelidir. Takdir edilecek manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalı, ne var ki mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanması amaç edinilmediğinden zenginleşme aracı da olmamalıdır.
Bu açıklamalar ışığında; Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle manevi tazminatın amacının, zarara uğrayan kişinin duyduğu manevi acıyı bir dereceye kadar yumuşatmak, bozulan manevi dengeyi onarıp düzeltmek, bir teselli, bir savunma ve ruhu tatmin etmek olduğu; Hakimin manevi tazminat miktarını tarafların kusur oranlarına, sosyal ve ekonomik durumlarına ve adalete uygun olarak takdir etmesi gerektiği, takdir edilecek miktarın, manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da göz önünde tutularak, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olması gerektiği gibi davacılar lehine anılan ilkeler de dikkate alınarak mahkemece manevi tazminatın takdir edilmesine, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı ... A.Ş vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 10/05/2019 tarih ve2016/135 Esas 2019/550 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı ... A.Ş. vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 6.831,00.TL nispi harçtan başlangıçta alınan 10.975,00.TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 4.144,00.TL harcın istek halinde davalı ... A.Ş.'ye iadesine,
3-İstinaf başvurusu sırasında davalı ... A.Ş. tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK'nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 22/03/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Full & Egal Universal Law Academy