İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2125 Esas 2023/515 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2125
Karar No: 2023/515
Karar Tarihi: 22.03.2023


T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2125
KARAR NO: 2023/515
KARAR TARİHİ: 22/03/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/03/2019
NUMARASI: 2018/36 Esas 2019/439 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
BAM KARAR TARİHİ: 22/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 22/03/2023
Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda " DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili banka ile davalı borçlu arasında imzalanan "Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi" ve "Vadematik Kart Üyelik Sözleşmesi" uyarınca davalıya Ticari Kredili Mevduat hesabı açıldığını ve Ticari Kredi Kartı tahsis edildiğini, müvekkili banka tarafından kullandırılan Ticari Kredili Mevduat ve Ticari Kredi Kartı hesabından kaynaklı borçların ödenmemesi üzerine İzmir 24. Noterliği'nin 03/07/2017 tarih ve 22898 yevmiye numaralı işlemi ile davalıya, hesabın 02/07/2017 tarihinde kat edildiğini ve ödeme yapılmaması halinde yasal yollara başvurulacağını bildirir hesap kat ihtarnamesi gönderildiğini, işbu ihtarnameye itiraz edilmediğini, ihtarnamede bildirilen süre içerisinde borcun ödenmediğini ve böylece temerrüt gerçekleştiğini, bunun üzerine müvekkili bankanın alacağını tahsil amacıyla davalı borçlu aleyhine İzmir 5. İcra Müdürlüğü'nün 2017/9266E. Numaralı dosyasından ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının takibe ve borcun tamamına itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek; davalı borçlu Ali Issı'nın İzmir 5. İcra Müdürlüğü'nün 2017/9266 E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazların iptali ile takibin devamına, haksız ve kötüniyetli itiraz nedeniyle alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere davalı taraf aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkilinin itirazının İzmir 5. İcra Müdürlüğü'nün 2017/9266 E. Sayıl ıtakip dosyasından başlatılan takip işlemine dair Örnek 7 ödeme emri ve işbu ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebliğ zarfında; takip konusu alacağın "kredi" "kredi 2" adı altında ve sadece tarih ve numarası belirtilmeyen "ihtarname" ye dayandırıldığı, takibin, takip talebi ve tebliğ edilen ödeme emrinin bu hali ile hangi miktarda krediye dair olduğunun, işlemiş faizin akti veya temerrüd faizi olup olmadığı ve hangi oran üzerinden hesaplandığının dahi belirtilmediğinin, istenilen alacağın miktarı konusunda denetim yapılmadığını, miktar ıve faiz oranları bilinmeyen bir alacağın istenmesine itiraz etmesinin de doğal olmasına istinaden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Davacı vekili tarafından sunulan davacı ile davalı arasında imzalanan Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi ve Vadematik Kart Üyelik Sözleşmesi, İzmir 24. Noterliği'nin 03/07/2017 tarih ve 22898 yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi ve tebliğ şerhi, davalıya ait hesap özeti ve ticari kredi kartı ekstreleri, İzmir 5. İcra Müdürlüğü'nün 2017/9266 E. Sayılı takip dosyası, dava konusu ticari kredi mevduat ve ticari kredi kartına ilişkin belge kayıtlar ile davacı bankanın ticari defter ve kayıtları, mahkememizce aldırılan 30/10/2018 tarihli bilirkişi raporu.
Dosya tüm ekleri ile birlikte tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda rapor alınmak üzere bilirkişiye tevdi edilmiş olmakla;
Bilirkişi raporunda; Davacı bankanın temerrüt tarihinden itibaren 10.206,87-TL asıl alacağa sözleşme hükümleri ve ilgili mevzuat gereği yıllık %28.08 oranında temerrüt faizi, uygulama ve talep yetkisinin bulunduğu görüş ve kanaatine vardığını bildirmiştir.
GEREKÇE:Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle ‘itirazın iptali’ davasının hukuki niteliği üzerinde durulmalıdır: 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 67. maddesinde düzenlenen ve borçlunun itirazının hükümden düşürülerek takibin devamını sağlamayı amaçlayan itirazın iptali davasının hukuki niteliği konusunda farklı görüşler bulunmaktadır.
Bir görüşe göre; itirazın iptali talebi zorunlu olarak alacağın tahsili talebini de kapsadığından bu dava normal bir eda (tahsil) davasıdır (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2004, s. 221; İlhan Postacıoğlu- Sümer Altay, İcra Hukuku Esasları, 5. Bası, 2010, s. 224, 225).
Diğer bir görüşe göre; itirazın iptali davası mahiyeti itibariyle bir eda davası olmadığı gibi dava sonunda itirazın iptaline dair verilecek ilam da tahsil ilamı değildir. Zira, itirazın iptali davası ile alacaklı mahkemeden borçlunun bir edaya mahkum edilmesini istememekte ve mahkeme de itirazın iptaline karar vermekle borçluyu bir edaya mahkum etmemektedir. İtirazın iptali davası bu nedenlerden dolayı bir tespit davası niteliğindedir (Tahir Çağa, Ödeme Emrine İtirazın İptali Davasına Dair, BATİDER, 1979, C. X, S. 2, s. 408 vd.).
Bir üçüncü görüşe göre de, İİK’nun 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davası ne bir tespit davası, ne de eda davasıdır. Zira itirazın iptali davasıyla alacaklı ödeme emri ile takip konusu yaptığı alacağın varlığının tespitini talep etmekte ise de davacı sonuç olarak alacağın tahsilini amaçlamaktadır. Bu nedenle itirazın iptali davasının takip hukukuna özgü bir tahsil davası olduğunun kabulü gerekir. İtirazın iptali davası sonucunda tesis edilecek hükmün kapsamı, infazı ve sonuçları da bu görüşü desteklemektedir. Borçlunun takibe sadece zamanaşımı yönünden itiraz etmesi halinde alacaklı açacağı itirazın iptali davasında alacağın zamanaşımına uğramadığını kanıtlayacaktır. Bu durumda borçlunun açılan davada zamanaşımı def’inde bulunması gerekmeyecektir. Tahsil davasında ise mahkemenin yapacağı incelemenin kapsamı itirazla sınırlı olmadığından cevap süresinde ileri sürülmeyen zamanaşımı def’inin sonradan ileri sürülmesi halinde savunmanın genişletilmesi itirazı ile karşı çıkılabilecektir. Diğer taraftan borçlunun itirazının iptaline karar verilmesi halinde bu ilam icra memuruna ibraz edilerek derdest olan ilamsız icra takibine devam olunabilecektir. Oysa tahsile dair ilamla ancak ilamların icrası yoluna başvurulabilecek, ilamsız takibe devam olunamayacaktır (Adnan Deynekli- Sedat Kısa, İtirazın İptali Davaları ve İcra, İnkar, Kötüniyet Tazminatı, Ankara 1999, s. 80).
YHGK 25.04.2018 tarih ve 2017/19-903 E. 2018/974 K. Sayılı ilamında
"İtirazın iptali davası 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Ödeme emrine itirazın iptali davası, (konusu borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan) bir eda davasıdır.
İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından, ödeme emrine (süresi içinde) itiraz etmiş (m.62) olan takip borçlusuna karşı açılır. Alacaklı davayı kazanırsa (yani, mahkeme borçlunun borçlu olduğu kanısına varırsa), mahkeme, borçlunun itirazının iptaline karar verir; işte bundan dolayı, bu davaya itirazın iptali davası denir.
İİK m. 68-68/a'daki yazılı belgelerden birine sahip bulunmayan alacaklı, itirazın hükümden düşürülmesini sağlayabilmek (yani, itiraz ile duran icra takibine devam edilmesini isteyebilmek) için, yalnız itirazın iptali davası yoluna başvurabilir; icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyemez.
Buna karşılık, alacağı m.68-68/a'daki yazılı belgelerden birine bağlı olan alacaklı, itirazın iptali için mahkemede dava açmak (m.67) veya itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurmak (m.68-68/a) hususunda, bir seçim hakkına sahiptir.
İtirazın iptali davasının konusu, icra takibi konusu yapılmış olan alacaktır; bu nedenle, itirazın iptali davası açılmadan önce, borçlu itiraz ettiği borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı (HMK 114/1-h) yoktur ( Kuru, B: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Eylül 2017,s.107 ).
İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir." açıklamasına Y. 19. H.D. 2012/13233 E. 2013/3820 K. Sayılı ilamında "İtirazın iptali davalarında talep sonucu davanın dayandığı ödeme emri ve itirazın içeriğine göre belirlenir. Davalı borçlu takip konusu tüm alacağa itiraz etmiş ve alacaklı itirazın iptalini istemişse talep sonucu takip konusu yapılan ve itiraz edilen alacaktır. Kural olarak davalarda talep sonucu davalı aleyhine hüküm altına alınması istenen şey ise de itirazın iptali davasının hukuki niteliği ve özelliği gereği davacı alacaklının itirazın iptalini istemesi ile talep sonucu, takip konusu yapılan ve itiraz edilen alacak olmaktadır." açıklamasına yer vermekle daha bir çok Yüksek Mahkeme karar gerekçesinde de benzer açıklamalara yer verilmiştir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda;
İtirazın iptali istenen İzmir 5. İcra Müdürlüğü'nün 2017/9266 E. Sayılı dosyası incelendiğinde; takip dayanağı olarak "ihtarname" belirtilmiş, ihtarnamenin tarih ve sayısı belirtilmemiş olmakla birlikte takip dayanağı gösterilen ihtarname icra dosyası içerisinde de bulunmamaktadır. Davalı borçlu tarafından yapılan itirazın takipte alacak olarak gösterilen kredilerin içeriğinin belirtilmediği ve bundan dolayı kendileri tarafından herhangi bir hesaplama değerlendirme yapılamadığı, neye itiraz edeceğini bilemediğini belirtmiştir.
İddianın somutlaştırılması, savunma hakkı, sadece davalara özgü olmayıp icra takipleri içinde geçerli kurallardır. Yukarıda da belirtildiği üzere, itirazın iptali davaları itirazın iptali istenen takip ve dayanağı ile sıkı sıkıya bağlı davalardandır. İcra takibinde dayanak gösterilmeyen bir alacağın itirazın iptali olarak açılan davada karara bağlanması mümkün değildir.
İcra takibine dayanak olarak sadece "ihtarname" ibaresinin belirtilmesi bunun hangi ihtarname olduğunun belli olmaması ve ayrıca bu ihtarname örneğinin dosya içerisinde de bulunmaması sebebiyle geçerli bir icra takibi ve buna dayalı ödeme emri olmayacağı yönünde davalı vekilinin itirazları olsa da bunlara ilişkin itirazları karara bağlama merci icra hukuk mahkemeleri olmakla icra takibine dayanak alacağa ilişkin karar verme yetkisi Mahkememize aittir.
Yukarıda da belirtildiği gibi itirazın iptali davaları takibe sıkı sıkıya bağlı olduğundan icra dosyası kapsamı dışına çıkılarak hüküm kurulması mümkün değildir. İcra takibinde dayanılmamış bir alacağın itirazın iptali davasında ileri sürülerek icra takibine yapılan itirazın iptalinin istenilmesi mümkün değildir. Bunun aksinin kabulü taraflarca getirilme ilkesi, iddianın genişletilmesi yasağı, savunma hakkı ve hukuki dinlenilme haklarının ihlali olacağı değerlendirilmiştir. Somut olayda icra takibine konu alacağın dayanağı açıkça belirtilmemiş, soyut bir şekilde sadece "İHTARNAME" ibaresine yer verilmiş içeriği hususunda herhangi bir ibare yer almadığı gibi tarih ve sayısı dahi belirtilmemiştir. Buna göre itirazın iptali davasının çerçevesi ve hangi alacağın esası hakkında karar verileceği belli değildir.
Yukarıda açıklanan sebeplerle davanın esasına girmeksizin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine " dair karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalıya noter kanalıyla keşide edilen ve tebliğ edilmiş bulunan ihtarnamede davaya konu alacakların hangi krediden kaynaklandığını, borç miktarının bildirildiğini, davalı tarafın iddialarının, ödeme emrinin iptali şikayeti konusu olup, icra mahkemesince şikayet yolu ile incelenmesi gerektiğini, alacağın kaynağı bakımından belirsizlik olmadığını, alacağın miktarının da dosya kapsamında alınan bilirkişi raporuyla belirlendiğini, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesi ile verilen hükmün çeliştiğini beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılması ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK'nın 355. maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res'en gözetilerek yapılmıştır.
İzmir 5. İcra Müdürlüğünün 2017/9266 Esas sayılı dosyasında davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 5.411,12 TL kredi, 4.795,75 TL Kredi 2 , 79,55 TL işlemiş faiz, 3,98 TL %5,00 BSMV, 160,69 TL masraf olmak üzere 10.451,09 TL alacak için ihtarname açıklaması ile ilamsız icra takibi yapıldığı, davalının kredi ve kredi 2 olarak belirtilen alacağın içeriği incelenemediğinden, ihtarname de tebliğ edilmediği sebepleriyle borca itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Dava İİK 67. Maddede düzenlenen bir yıllık hak düşürücü sürede açılmıştır.
Davacı tarafça müvekkili banka ile davalı arasında imzalanan genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi ve Vadematik kart üyelik sözleşmesi uyarınca davalıya Ticari kredi tahsis edildiği, ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi nedeniyle başlatılan takipte itirazın iptali talep edilmiştir.
Davalı tarafça, davanın takibe sıkı sıkıya bağlı olduğu, kredi bilgileri ihtarname tarihi nosu faizin türü miktarı belirtilmeden açılan takipte davada sunulan sözleşmeler ve ihtara dayanılamayacağını beyanla davanın reddi talep edilmiştir.
Mahkemece takipte dayanak olarak ihtarname açıklamasına yer verildiği, içeriği hususunda ibare bulunmadığı, tarihi sayısı belli olmadığı, itirazın iptali davasının çerçevesi ve hangi alacağın esası hakkında karar verileceği belli olmadığından dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş ise de; takipte miktarları belirtilmek suretiyle iki adat krediden ve ihtarnameden bahsedildiği, dava dosyasına ekli ihtarname içeriğinin takip ile uyumlu olduğu, ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiği, takip yapılabilmesi için dayanak belge eklenmesi zorunlu olmadığı, kaldı ki takip talebinde belirtilen belgelerin eklenmediği iddiasıyla icra mahkemesinden ödeme emrinin iptali talep edilebilceği bu yola da başvurulmadığı, buna göre itirazın iptali davasının takibe sıkı sıkıya bağlı olduğu kuralının dar yorumlanmasının hakkın özüne zarar vereceği, takibin dayanağının ihtarname ve krediler olduğunun anlaşıldığı, incelemenin buna göre yapılması gerekirken verilen kararın yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Bu nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK'nın 353/1-a-4 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜNE,
İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 28/03/2019 Tarih,2018/36 Esas 2019/439 Karar sayılı kararın 353/1-a-4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
Yukarıda yapılan açıklamalara göre davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine İADESİNE,
İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
İstinaf yoluna başvuran davacı vekili tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf peşin (maktu) karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından alınan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
Davacı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a-4. bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22/03/2023

Full & Egal Universal Law Academy