İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/192 Esas 2023/263 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2022/192
Karar No: 2023/263
Karar Tarihi: 12.04.2023

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/192 Esas
KARAR NO: 2023/263
DAVA: Limited Şirketin TTK'nun 636(3) Maddesi Uyarınca Haklı Sebep İddiası İle Feshi ve Tasfiyesi İstemli
DAVA TARİHİ: 03/03/2022
KARAR TARİHİ: 12/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan Limited Şirketin TTK'nun 636(3) Maddesi Uyarınca Haklı Sebep İddiası İle Feshi ve Tasfiyesi İstemli davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile diğer ortak ...'nun 18.10.2012 tarihinde tescil edilen davalı şirketi kurduklarını, ortak ...'nun şirketi münferiden temsile yetkili olduğunu, müvekkilinin başka şirketlerinin ve uğraştığı başka işlerinin de olması sebebiyle davalı şirketle pek ilgilenemediğini, davalı şirketin vergi borcunun bulunduğunu öğrenip ödeme yaptığını, sonrasında şirketin feshini ve tasfiyesini gerçekleştirmek için diğer ortağa ulaşmaya çalışmışsa da bir türlü ulaşamadığını, TTK'nun 531. ve 636(2). maddeleri uyarınca davalı şirketin yetkilisine uzun zamandır ulaşılamaması, şirketin her geçen gün vergi borcunun ortaya çıkmasıyla müvekkilinin ödeme tehlikesi ile karşı karşıya kalması, ortaklar arasında iletişimin bulunmaması ve faaliyet göstermeyen şirketin varlığını sürdürmesinin beklenmesinin mümkün olmamasına ilişkin haklı sebeplerle feshinin gerektiğini bildirmiş, davalı şirketin tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı, cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava; TTK'nun 636(3)maddesi uyarınca, haklı sebep iddiasıyla davalı şirketin, feshi ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
TTK'nun 636(3). maddesinde; haklı sebeplerin varlığında her ortağın, mahkemeden şirketin feshini isteyebileceği, mahkemenin istem yerine davacı ortağın payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen kabul edilebilir bir diğer çözüme hükmedebileceği düzenlenmiştir. Aynı maddenin son fıkrasında ise sona ermenin sonuçlarına anonim şirketlere ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir.
Ticaret sicil kayıt örneğinden; limited şirket niteliğindeki davalı şirketin, davacı ve dava dışı ortak ... tarafından iki ortaklı ve yarı paylı olarak kurulup 18.10.2012 tarihinde ticaret siciline tescil edildiği, ortaklık ve pay yapısının dava ve hüküm tarihine kadar değişmediği, şirket ana sözleşmesi ile ortak ...'nun on yıl süreyle şirketi münferiden temsile yetkili olarak seçildiği, bu tarihten sonra dava tarihine kadar şirket yönetimi konusunda başkaca bir karar alınmadığı görülmüştür.
Davacı taraf, dava dilekçesinde dile getirtiği haklı sebeplerin varlığı iddiası ile şirketin feshi ve tasfiyesini talep etmektedir.
Davalı tarafça, cevap dilekçesi sunulmadığı gibi delil de bildirilmediğinden, davacı tarafça sunulan ve bildirilen tüm deliller, tarafların ortağı olduğu şirkete ait ticaret sicil kayıt örnekleri, tanık beyanları, tüm aramalara rağmen şirkete ait defter ve kayıtlar ile şirket yetkilisine ulaşılamaması nedeniyle dosyada toplanan deliller ve Vergi Dairesinden alınan kayıt ve belgeler üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonunda alınan rapor ve ek raporlar ile ilgili yasal mevzuat ve yerleşmiş yargı kararları birlikte değerlendirilerek uyuşmazlık çözülmüştür.
Bilirkişi rapor ve ek raporlarında; davalı şirketin, davacı ve yönetici diğer ortak tarafından %50 oranındaki eşit paylı hisselerle kurulduğunun, ortak ...'nun şirketi münferiden temsile yetkili olarak seçildiğinin, şirketin hiçbir genel kurul toplantısının yapılmadığının, vergi mükellefiyetinin vergi dairesi tarafından 31/03/2015 tarihinde resen terkin edildiğinin tespit edildiğini ve şirkete Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre tebligat yapılmış olması, şirket yetkilisine ve şirkete ait defter ve kayıtlara ulaşılamaması, şirketin 31/03/2015 tarihinden itibaren faal olmaması nedeniyle şirketin amacını gerçekleştirme imkanının kalmadığı görüş ve kanaatine varılabileceğini bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, ticaret sicil kayıt örnekleri, dosya kapsamına uygun, hükme ve denetime elverişli nitelikteki bilirkişi rapor ve ek raporlarında yapılan tespit ve değerlendirmeler birlikte değerlendirildiğinde; davalı şirketin 18.10.2012 tarihinde yarı paylı olarak davacı ve dava dışı yönetici ortak ... tarafından kurulduğu, dava ve karar tarihine kadar ortaklık yapısında ve pay oranlarında bir değişme olmadığı gibi şirketin temsili ve yönetimi konusunda başkaca bir karar alınmadığı, davalı şirketin kuruluşundan dava ve karar tarihine kadar geçen süre içinde hiçbir genel kurul toplantısı yapmadığı, ticaret sicilindeki kayıtlı şirket merkezi adresini terkettiği, tebligatların ticaret sicilindeki kayıtlı adresine Tebligat Kanununun 35. maddesine göre yapılması nedeniyle aktif bir faaliyetinin ve faaliyetini sürdürür bir adresinin bulunmadığı, tüm aramalara rağmen davalı şirketin defter ve kayıtlarına ulaşılamadığı, davalı şirketin, vergi kaydının Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından şirket merkezinde bulunmaması ve faaliyetinin yokluğu nedeniyle 31/03/2015 tarihinde resen silindiği ve resen terkin tarihinden önce ve özellikle sonrasında faaliyetinin bulunduğuna dair dosyada hiçbir delil toplanmadığı gibi toplanan delillerle bir faaliyetinin bulunmadığının anlaşılır olduğu, buna göre kuruluş amacını gerçekleştirme imkanının kalmadığı, dava tarihinde şirketi münferiden yetkili olan yönetici ortak ...'nun davalı şirketi temsilen dosyaya hiçbir bildirimde bulunmaması, şirketin mali müşavirliğini yapanların hiçbirinde tüm aramalara rağmen şirkete ait defter ve kayıtlara ulaşılamaması, şirketin ticaret sicilindeki kayıtlı adresini 2015 yılından önce terk ederek faaliyetini sonlandırması ve 2015 yılında vergi kaydının resen silinmesi birlikte değerlendirildiğinde; davacının, gerek şirket yöneticisi ortakla iletişim kuramadığı, gerek şirketin faaliyetin terk ettiği gerekse şirketin kuruluş amacını gerçekleştirme imkanının kalmadığına ilişkin iddialarını kanıtladığı, uzun yıllardan bu yana hiçbir faaliyeti olmayan, kurulduğu tarihten itibaren hiçbir genel kurul toplantısını yapmayan, şirket yöneticisine ve defter ve kayıtlarına ulaşılamayan davalı şirketin, kuruluş amacını gerçekleştirmesi imkanının bulunmaması karşısında varlığının kayıtlar üzerinde devam ettirilmesinin davacının ve dava dışı diğer ortağın da maddi zararına yol açacağı, davacının yönetici ortağa ve şirkete ait defter ve kayıtlara ulaşmasının mümkün olmadığı gibi ortakların bir araya gelerek şirketin faaliyete geçirilme imkanının da bulunmadığı, şirketin uzun yıllardan bu yana devam eden mevcut durumuna göre feshi yerine davacının ortaklıktan çıkarılması suretiyle veya bir başka çözüm yolu ile devamına karar verilmesinin taraflarca talep edilmediği gibi bu nitelikte karar verilmesini gerektirir koşulların bulunmadığı, TTK'nun 636(3). maddesi uyarınca şirketin haklı sebeple feshini gerektirecek nitelikte ve yeterlilikte haklı sebeplerin oluştuğu, davacı ortağın şirketin devamını istememesi nedeniyle şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesinin her iki ortağın yararına olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile, davalı şirketin feshi ve tasfiyesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Şirketin feshi ve tasfiyesi talepli davanın KABULÜ ile;
İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün Merkez ... sicil nosunda kayıtlı, ...'nin TTK'nun 636 (3) maddesi hükmü uyarınca haklı sebeple fesih ve tasfiyesine,
Tasfiye işlemlerini başlatıp sonuçlandırmak üzere bilirkişi listesinde yer alan mali müşavir Dilek Turhan'ın TTK'nun 643. maddesinin yollaması ile 536 (3) maddesi uyarınca tasfiye memuru olarak atanmasına,
Şirketin mali durumu dikkate alınarak ve yapılacak işin kapsamı ve niteliğine göre gerektiği takdirde ileride arttırılıp eksiltmek kaydıyla tasfiye süreci devam ettiği sürece tasfiye memuruna toplam 15.000,00-TL ücret takdirine,
Tasfiye memuru ücretinin ileride şirketten tahsil edilmek üzere şimdilik davacı tarafça karşılanmasına,
Tasfiye masrafları olarak 4.000,00-TL'nin ileride şirketten tahsil edilmek üzere şimdilik davacı tarafça karşılanmasına,
Şirketin feshi ve tasfiyesine ilişkin Mahkememiz kararının kesinleşmesi ile davacı tarafça tasfiye memuru ücreti ve tasfiye masraflarının yatırılmasından sonra tasfiye memuruna kararın ve görevinin tebliğine,
Kararın kesinleşmesi halinde tescil ve ilanına,
Tescil ve ilan masraflarının ileride şirketten tahsil edilmek üzere şimdilik davacı tarafça karşılanmasına,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL harcın, peşin olarak alınan 80,70-TL harçtan indirilmesi ile geriye kalan 99,20-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı yararına takdir edilen 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç, 26,00 TL dört adet elektronik tebligat gideri, 286,00 TL sekiz adet tebligat gideri, 1,75 TL iki adet kep reddiyatı, 15.000,00 TL kayyım ücreti ve 800,00 TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 15.801,75‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK'nun 333. maddesi uyarınca kararın kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda HMK'nun 343. ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi'ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi'ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/04/2023
Başkan ...
e-imzalı
Üye ...
e-imzalı
Üye ...
e-imzalı
Katip ...
e-imzalı



Full & Egal Universal Law Academy