İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/698 Esas 2023/176 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2022/698
Karar No: 2023/176
Karar Tarihi: 28.02.2023

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/737 Esas
KARAR NO: 2023/200
DAVA: Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ: 08/09/2022
KARAR TARİHİ: 07/03/2023
Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize verilen 08/09/2022 tarihli dilekçe ile davacının İzmir'de güzellik merkezi işletme işi ile iştigal ettiğini, işini büyütebilmek adına davalıdan dava konusu sözleşmede geçen 35.000,00 TL bedelli cihazı satın aldığını, söz konusu lazer cihazın 15/03/2022 tarihinde davacıya teslim edildiğini, 27/03/2022 tarihinde "Sorun yaşadıklarını ve lazer cihazının atış yapmadığını" şeklinde davacının davalıya ilettiğini, davalı tarafından 06/04/2022 tarihinde ... adlı kişiyi gönderdiğini, kişinin usta olmayan ama sektörde bu cihazdan anlayan olduğunu ve bu kişinin "Bu cihazda kronik sorun var, fabrika çıkışı hatalı" diyerek davacıya yardımcı olamayacağını belirttiği, davacının davalıyı gerek arayarak gerekse ... üzerinden ürünün hatalı olduğunu ve para iadesini istediğini belirttiğini ancak davalının yanıt vermediğini, ürünün gizli ayıplı olduğunu anlayan davacının, davalı tarafından herhangi bir dönüş yapılmaması nedeniyle 07/07/2022 tarihinde arabulucuya başvurduğunu, ancak anlaşma sağlanmadığını, davacının ayıplı mal nedeniyle yasal seçimlik haklarından olan satılanı geri vermeye hazır olarak sözleşmeden dönme hakkını kullandığını, buna göre fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile alınan makineyi iadeye hazır olmakla birlikte şimdilik satış bedelinin 5.000,00 TL'sinin sözleşme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Dava dilekçesinin davalıya tebliğ edildiği, davalı vekilinin vekaletnamesini dosyaya sunduğu ancak dava dilekçesine karşı herhangi bir yanıt verilmediği görülmüştür.
Davalının gerçek kişi olması nedeniyle tacir olup olmadığının araştırılması için ilgili birimlere yazı yazıldığı görülmüş, davalının Manisa Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde herhangi bir kaydının olmadığı, Manisa Esnaf ve Sanatkarlar Odası'nda herhangi bir kaydının olmadığı, sözleşmenin tarihi olarak beyan edilen 17/02/2022 tarihi itibariyle Vergi Dairesi nezdinde perakende ticaret faaliyeti yürüttüğü, buna ilişkin vergi kayıtlarının celp edildiği ve beyan ettiği gayrisafi hasılanın 2022 yılı itibariyle esnaf sınırı içinde kaldığı, işletme esasına göre beyanname düzenlediği, bu tarih itibariyle de iş yerinin faal olmadığı yönünde bilgi verildiği, davalının ... Esnaf ve Sanatkarlar Odası'nda kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında olduğu beyan edilen 17/02/2022 tarihli satış sözleşmesinin dosya içine konduğu anlaşılmıştır.
Buna göre taraflar arasındaki hukuki ilişkinin Türk Borçlar Kanunu kapsamında satış sözleşmesinden kaynaklandığı dosya kapsamından anlaşılmıştır. Yapılan araştırmaya göre davalının tacir olmadığı görülmüştür.
6102 Sayılı TTK md. 4 hükmünde bir davanın ticari dava olması koşullarının açıklandığı, buna göre uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğması veya TTK'nın ilgili maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerektiği belirlenmiştir.
TTK md. 12 hükmüne göre, tacirin tanımlandığı ve bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işletenin tacir olarak kabul edildiği belirlenmiştir.
Somut olayımızda ise, davalının tacir olmadığı, esnaf işletmesi sahibi olduğu ve taraflar arasındaki uyuşmazlığa TBK hükümlerinin uygulanması gerektiği, yapılan yazışmalar ve dosyada yapılan inceleme ile tespit edilmiştir.
TTK md 5 uyarınca, Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu hususların açıklandığı ve buna göre Asliye Ticaret Mahkemesi ve Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu bu durumda göreve ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir. HMK md. 2'de Asliye Hukuk Mahkemelerinin genel görevli mahkeme olduğu hüküm altına alınmıştır.
Davalının tacir olmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın satış sözleşmesinden kaynaklandığı ve bu uyuşmazlığın genel hükümler uygulanmak suretiyle çözümü gerektiği, bu haliyle genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin söz konusu uyuşmazlıkta görevli olduğu, HMK md 114/1-c hükmüne göre ve HMK md. 115 hükmüne göre görev hususunun dava şartları içinde sayıldığı, görevin, yargılamanın her aşamasında gerek taraflarca ileri sürülebileceği gibi gerekse mahkemece resen dikkate alınması gerektiği, bu haliyle mahkememizin görevli olmadığı, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın mahkememizin görevsizliği nedeni ile usulden REDDİNE, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
Karar kesinleştiğinde ve yasal süresi içinde başvuru olduğu taktirde, dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine Gönderilmesine,
Harç ve yargılama giderlerinin HMK md.331 uyarınca görevli/yetkili mahkeme tarafından ele alınmasına,
HMK 20. md. uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra başvuru olmadığı takdirde dosyanın mahkememizce ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun dikkate alınmasına,
Dair karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi'ne başvuru yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/03/2023
Yazman...
e-imzalı
Yargıç...
e-imzalı


Full & Egal Universal Law Academy