İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/488 Esas 2023/238 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2022/488
Karar No: 2023/238
Karar Tarihi: 16.03.2023

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/488 Esas
KARAR NO: 2023/238
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/02/2018
KARAR TARİHİ: 16/03/2023
Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; davacının, dava dışı alıcı 3. kişiye davalı şirket aracılığı ile gönderdiği kargonun süresinde teslim edilmediğini, dava dışı alıcının da kendi müşterisinin sözleşmeden döndüğü ve bu ürünlerin bir anlamının kalmadığı gerekçesi ile ürünleri teslim almaktan imtina ettiği, ürünlerin halen davacı müvekkkiline de iade edilmediğini, davalının kusuru nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, bu nedenle İzmir ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, borçluların takibe haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, bu nedenlerle ile, davalıların itirazının iptalini, davalıların %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; icra takibinin tamamen haksız olduğunu, davacının dava konusu kargonun alıcısına makul süre içinde teslimat yapılmak istendiğini, ancak alıcı şirketin kargoyu teslim almaktan kaçınması sebebiyle uğradığını iddia ettiği zarara ilişkin müvekklinin bir kusurunun bulunmadığını, TTK'nın taşıma süresine ilişkin yapmış olduğu düzenlemeye uygun olarak teslimatın makul süre içinde gerçekleştirilmek istendiğini, davacı tarafın müvekkili şirkete herhangi bir teslimat tarihi belirtmediğini ve ayrıca kargonun teslimatının hızlı yapılması yönünde hiçbir beyanda bulunulmadığını, 14/06/2017 tarihinde teslimat adresine ulaşıldığını, ancak kargonun alıcısı tarafından teslim alınmadığını, 21/06/2017 tarihinde göndericisine iade faturası kesildiğini, ancak davacının teslim almaktan kaçındığını, müvekkilinin dava konusu kargoyu davacıya iade etmeye hazır olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Mahkememizin 13/10/2018 tarih ve ... Esas ... sayılı kararı ile davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesinin 12/05/2022 tarih ve ... Esas ... Karar sayılı ilamıyla; "... Dava, İİK'nun 67. Maddesi gereğince açılmış faturaya dayalı yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilaf, ; davacının dava dışı 3.kişiye davalı şirket ile gönderdiği kargonun gönderim süresine ilişkin taşımadan önce anlaşmaları olup olmadığı, taşımanın süresinde yapılıp yapılmadığı, geç teslim var ise buna bağlı davacının isteyebileceği tazminat miktarının ne kadar olduğu, geç teslimden kaynakla tazmin alacağı yönünden hak düşürücü sürenin dolup dolmadığıdır.
Davalı kargo şirketinin 10.06.2017 kargo teslim alma belgesine göre, davacının emtiasını 1 günlük süre içerisinde taşımayı yüklendiği, kargonun 14.6.2017 tarihinde alıcıya teslim edilmek üzere teslim adresine götürüldüğü, alının kargoyu teslim almaması üzerine 29.6.2017 tarihinde göndericiye teslim edilmiştir.
Davacı İzmir ... Noterliğinin 26.07.2017 tarih ve ... yevmiye nolu ihtarnamesi ile taşıma sözleşmesinden kaynaklanan zararlarının ödenmesini davalıdan talep etmiş, ihtarname 28.7.2017 tarihinde davalıya tebliğ edilmiş, davacı 20.02.2018 tarihinde eldeki davayı açmıştır.
6102 s. TTK.nın 889/3. Maddesinde geç teslimden kaynaklı zararın teslim anından itibaren 21 gün içinde taşıyana bildirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yukarıda belirtildiği üzere, davalı taşıyan kargoyu alıcıya 14.6.2017 tarihinde ulaştırmıştır. Teslim gerçekleşmemiş ise de davalının edimini yerine getirdiğinin kabul edilebileceği tarih bu tarihtir. Davacı ise kargonun teslim edilmediğini kargonun iade edildiği 29.6.2017 tarihinde öğrenmiştir. Bu durumda davacının bildirim yükümlülüğü bu tarihte başlamış ise de davacının gönderdiği ihtarnamenin tarihi 26.7.2017 tarihi olup 21 günlük süre geçirilmiştir.
Burada üzerinde durulması gereken husus kargonun alıcı tarafından alınmamasının bu 21 günlük bildirim süresine etkisidir. Kargonun geç telim anında alınıp alınmayacağı davalı taşıyanın elinde olan bir durum değildir. Her geç teslimde de kargonun iade edildiği veya teslim alındığı gibi genel bir uygulama yoktur. Eğer maddede belirtilen teslim edilme hususunu ihbar süresinin sadece ve sadece geç teslimde malın teslim alındığı haller olarak yorumlarsak bu yorum dar bir yorum olur ve davalı taşıyanın haklarını maddenin amacını aşar şekilde daraltmış olur. Zira teslim alma hususu taşıyanın değil alıcının yetkisinde olup üçüncü bir kişinin teslim almama hakkını kullanıp kullanmasına göre davalı taşıyanın haklarının değişeceğini düşünmek hukuki güvenlik açısından da doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Buna göre geç teslim kavramını taşıyanın malı alıcıya teslim için götürüp arz ettiği tarih olarak kabul etmek gerekmiştir.
Tüm bu açıklamalara göre, davacı 21 günlük hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra ihbarda bulunduğu...'' gerekçesi ile davanın hak düşürücü süre nedeniyle USULDEN REDDİNE karar verilmiş, verilen bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur..." gerekçesi ile kaldırılmıştır.
Mahkememizin ... Esas sayılı dosyasına kaydı yapılan dosyanın yapılan yargılaması sonunda;
Bilirkişiden alınan 29/01/2023 tarihli raporun sonuç kısmına göre; "...Göndericisi Davacı ... , alıcısı ... imalat Reklam Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti Adana olan 5 kilogram ağırlığındaki bir adet paket emtianın 10.06.2017 tarihi saat 12:53'te davalı ... Kargo Yurtiçi ve Yurtdışı Taşımacılık A.Ş.'nin MTK/İzmir şubesine, alıcı ödemeli olarak gönderilmek üzere teslim edildiği,
-Kargo Teslim Alma Belgesinde teslim süresinin W(bir) gün olarak belirtildiği, Kargo taşıma bedelinin 12,90 TL olduğu,
-Davacı ... tarafından, gönderinin alıcısı ... Klişe şirketine 12.06.2017 tarih, ... no.lu irsaliyeli fatura kesildiği, fatura içeriğinde Bambi, çiçek serpme ... açıklamasıyla 3 adet klişenin yer aldığı, 3 adet klişenin bedelinin KDV dahil 6.844,00 TL olduğu,
-Gönderinin alıcısı ... Klişe Ltd.Şti. tarafından, 16.06.2017 tarih, ... no.lu 6.844,00 TL tutarlı iade faturası kesildiği,
-TTK884/1.maddesi uyarınca; taşıyıcının (davalının) sorumlu olduğu tutarın (202,94 TL x 3) 608,82 TL olarak hesaplandığı,
-TTK'nun “Sorumluluğu Sınırlama Hakkının Kaybı'nı düzenleyen 886- (1).maddesi Hükmü yönünden de değerlendirildiğinde, dosya kapsamı dahilinde taşıyıcının (davalının) sorumluluk hallerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanabileceği unsurlara rastlanmamıştır. Zira emtianın taşınmak üzere kabulünde, teslim süresi (bir) gün olarak kayıt altına alındığı, Kanaatine ulaşmak mümkün olup, Takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere arz ederim... " şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava taşıma sözleşmesinden kaynaklanan zararın tazmini talepli maddi tazminat davasıdır.
2-Davacı tarafça dava dilekçesinde davacının "klişe" yapımı ile iştigal eden bir tacir olduğu, davacının aldığı sipariş üzerine Adana iline gönderilmek üzere içerisinde klişe malzemeleri bulunan bir paketi 1 gün içerisinde gönderilmek üzere davalı şirket ait şubeye 10/06/2017 tarihinde teslim ettiğini, ancak davalı şirket tarafından süresinde alıcıya teslimatın sağlanmadığını, 13/07/2017 tarihinde gönderinin davalıya ait şube içerisinde bulunduğunu, 14/06/2017 tarihinde kargonun alıcıya teslim edilmek istendiğini ancak alıcının süresinde gönderim yapılmaması üzerine sözleşmeden döndüğünü, ürünlerin halen davacıya iade edilmemiş olduğunu, davalı taşıyıcının geç teslimden dolayı davacının uğradığı zararın tamamını tazmin etmesi gerektiğini, davalının ihtarname içeriğine rağmen icra takibine itirazda bulunduğunu, borçlu aleyhinde inkar tazminatına hükmedilmesi için kötü niyetin varlığının gerekmediği ileri sürülerek itirazın iptali ile %20'den az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesi talep edilmiştir.
3-Davalı tarafça cevap dilekçesinde davacının müşterisine makul süre içerisinde teslimat yapılması istendiği ancak alıcının kargoyu teslim almaktan kaçındığını, davacının teslimat anında kargo süresine ilişkin bir talepte bulunmadığını, taşıyıcının makul bir süre içinde teslim etme yükümlülüğü bulunduğunu, kargo teslimatında 3 günlük gecikmenin makul süre sayılması gerektiğini, davacının bildirim sürelerinin geçirilmesinden sonra talepte bulunduğunu, iddiaları kabul etmemekle birlikte davalı şirketin TTK 882.maddesinde düzenlenen sınırlı sorumluluk hallerine göre sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini, mahkeme aksi kanaatte ise sınırlı sorumluluğa göre karar verilmesini talep etmiştir.
4-Mahkememizce İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi'nin kaldırma kararı öncesinde dava hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş ise de somut uyuşmazlıkta göndericiye ilişkin olarak belirtilen sürenin uygulanamayacağı anlaşıldığından esasa yönelik olarak incelemede bulunulmuştur.
5-6102 sayılı TTK'nın 875. maddesi uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından alıcısına teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. Taşıyanın sorumluluktan kurtulma halleri aynı kanunun 876 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
Öncelikle davacının göndericisi olduğu kargonun 1 gün süre kaydıyla alıcısına teslim edilmesi gerektiğine yönelik olarak inceleme yapılmıştır.
Eşyanın taşıma süresini taraflar aralarında kararlaştırabilirler. 6102 Sayılı TTK’nın 873. maddesi uyarınca taraflar arasında taşıma süresinin kararlaştırılmış olması halinde taşıyıcı bu süre içerisinde, herhangi bir sürenin belirlenmemiş olması durumunda ise şartlar dikkate alındığında özenli bir taşıyıcıya tanınabilecek makul süre içerisinde teslim etmekle yükümlüdür.
Dava dilekçesi ekinde yer alan kargo teslim formunda süre "1 gün" olarak gösterilmiş olup, davalı taşıyıcı tarafından gönderim süresinin açıkça 1 gün olarak taahhüt edilmiş olduğunun kabulü gerekmektedir. Davalının düzenlediği teslim alma belgesinde süre kaydı bulunması nedeniyle davacının ayrıca gönderinin aciliyeti bulunduğuna dair beyanda bulunma yükümlülüğü bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı taşıyıcının teslim alma belgesinde taahhüt edilen sürede kargonun teslim edilmemesinden kaynaklanan davacı zararını tazminle sorumlu olduğu değerlendirilmiştir.
6-Davalı taraf davacının geç tesliminden kaynaklanan zararını tazminle yükümlü olup bir diğer uyuşmazlık konusu davalı taşıyıcının sınırlı sorumluluk hallerinden faydalanıp faydalanmayacağı noktasındadır.
TTK'nın 886/1. Maddesi ile "Zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı veya 879 uncu maddede belirtilen kişiler, bu Kısımda öngörülen sorumluluktan kurtulma hâllerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz." hükmü düzenlenmiş olup somut uyuşmazlıkta dava konusu kargonun geç tesliminin kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin incelenmesi gerekmektedir. Davalı taşıyıcının kasten veya pervasızca hareketi nedeniyle zararın ortaya çıktığı noktasında ispat külfeti davacı üzerinde olup, dosya kapsamında yapılan incelemede davalı tarafça cevap dilekçesinde ve aşamalarda dava konusu kargonun gecikme nedenine ilişkin somut bir açıklama getirilmediği, davacı tarafça kargonun şube içerisinde kaybedilmesi ve sonrasında tekrar bulunması nedeniyle gecikme oluştuğunun ileri sürüldüğü, buna karşın davalı tarafça gecikme nedenine yönelik bir açıklamada bulunulmadığı hususları dikkate alındığında davalı şirketin TTK'nın 886/1. Maddesi kapsamında pervasızca davranışta bulunduğunun kabulü gerekmektedir.
Pervasızca davranışla zarara sebebiyet verilmesi halinde davalı TTK 882.maddesinde belirlenen sınırlardan faydalanmaksızın zararın tamamını gidermesi gerekmektedir.
Somut olayda davalı tarafça zararın tamamının giderilmesi gerekmekte ise de davacının da bu noktada uğradığı zararın miktarını ayrıca ispat etmesi gerekmektedir. Davacı tarafça dava dilekçesinde zararın ispatı hususunda düzenlenen fatura ve iade faturalarına dayanılmış olup ayrıca bir delile dayanılmamıştır. Dosyaya sunulan teslim belgelerinin incelenmesinde kargo teslim alma belgesinde teslim edilen eşyanın değerine ilişkin bir kayıt yer almadığı, açıklama olarak "1 paket 1 adet mlz" açıklaması yer aldığı görülmüştür.
Davacı tarafça zararın ispatı noktasında davacının düzenlediği faturaya dayanılmış ise de fatura tanzim tarihinin 12/06/2017 olduğu, dolayısı ile davacının geç teslim olgusu ortaya çıktığı 11/06/2017 tarihinden sonra dava dilekçesinde dayandığı faturayı düzenlediği anlaşılmaktadır. Kargo teslim tarihi 10/06/2017' de düzenlenmeyen ve artık davalının sorumluluğu doğduktan sonra düzenlenmiş bir faturanın zararın ispatı noktasında davacı lehine ispat vasıtası olarak değerlendirilmesi tek başına yeterli görülmemiştir. Davacı taraf ürünlerin teslimi anında bir fatura düzenlememiş olup davalı taşıyıcıya taşınan malın değerini de bildirmemiştir. Davacının, taşıyıcıya taşınan malzeme içeriğini de beyan etmediği dikkate alındığında, geç teslim olgusunun ortaya çıkmasından sonra 6.844,00-TL tutarlı fatura düzenlediği, davacının başkaca bir delil bulunmaksızın tek başına bu fatura ile zararın miktarını belirlemesinin davalı aleyhine delil kabul edilemeyeceği, zira davacı 6.844,00-TL fatura düzenleyebileceği gibi 68.440,00-TL, 680,00-TL veya 6,00-TL tutarlı herhangi bir fatura da düzenleyebileceği, bu noktada pervasızca taşıma nedeniyle mutlak sorumluluğu doğan davalı taşıyıcının, davacının tek taraflı işlemi ile düzenlenebilecek ucu açık bir faturayla sınırsız sorumluluk altında tutulmasının hukukun temel prensipleri ile bağdaşmayacağı değerlendirildiğinden her ne kadar davalı pervasızca taşıma nedeniyle çekme hakkı sınırlamasından yararlanamayacak ise de davacının gönderi içeriğini davalıya bildirmemiş olması ve zararın miktarına yönelik olarak davalıyı da bağlayacak şekilde bir ispat sağlanmamış olduğundan 608,82-TL çekme hakkı sınırlamasıyla (882/3. Uyarınca 3 katı tutar) sınırlı olarak davalının sorumluluğu yoluna gidilmiş ve itirazın kısmen iptaline karar verilmiştir. Ayrıca davacının ihtarname ile alacağın tazminini talep etmesine yönelik masraflarını da davalıdan talep edebilecek olup bu husustaki masrafın takip tarihinden itibaren istenebileceği değerlendirilmiştir.
7-Davalı tarafça icra inkar tazminatı talebinde bulunmuş ise de gerek zararın tazmin koşullarının oluşup oluşmadığı gerekse zararın miktarının belirlenmesi hususlarının yargılamayı gerektirdiği, bu itibarla alacağın likit nitelikte olmaması nedeniyle inkar tazminatı koşullarının oluşmadığı gözetilerek inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, İzmir ... İcra Dairesi'nin ... Esas sayılı takip dosyasına yapılan davalı itirazının kısmen iptaline, takibin 608,82-TL maddi zarar asıl alacağı, 149,00-TL ihtarname masrafı asıl alacağı ve 18,38-TL maddi zarar işlemiş faizi üzerinden devamına, fazlasına dair kısmın reddine,
2-Alacak likit nitelikte görülmemekle inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL harçtan peşin olarak alınan 86,85-TL harcın mahsubu ile bakiye 93,05-TL Harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 776,20-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden davalı yararına takdir edilen 776,20-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 86,85-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça sarf edilen 35,90-TL. başvuru harcı ile 157,00-TL posta ve tebligat ücreti, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti olarak sarf edilen toplam 1.192,90-TL yargılama giderinin, davanın ret ve kabul oranına göre takdiren 128,75-TL'sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin e-duruşma yoluyla yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, dava değerinin 6100 Sayılı HMK'nın 341/2. Maddesinde gösterilen İstinaf kanun yolu başvuru sınırının altında kalması nedeniyle kesin nitelikte olduğu ve kanun yoluna başvurulamayacağı açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/03/2023
Katip...
e-imzalı


Hakim...
e-imzalı


Full & Egal Universal Law Academy