İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/949 Esas 2023/299 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2017/949
Karar No: 2023/299
Karar Tarihi: 26.04.2023

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/949 Esas
KARAR NO : 2023/299
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/08/2017
KARAR TARİHİ : 26/04/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 14/02/2017 tarihinde ... sevk ve idaresindeki ... plakalı araç ile davacı ... sevk ve idaresindeki ... plakalı araçların çift taraflı, yaralamalı trafik kazasına karıştıkları, kaza nedeniyle davacının yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 100,00 TL geçici iş göremezlik 100,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının başvuru şartını yerine getirmediğini, gerekli belgeleri ibraz etmediğini, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında ve poliçe teminat limiti ile sınırlı olduğunu, ATK dan maluliyetin ve kusur durumunun tespit edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK'nın 71 ve 2918 Sayılı KTK'nın 85 ve devamı maddeleri kapsamında açılan motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi ( geçici iş göremezlik tazminatı, sürekli iş göremezlik tazminatı) tazminat isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Davacıya ait tedavi evrakları,
-Poliçe, ödeme dekontu,
-Bilirkişi ...'in 02/01/2019 tarihli kusur bilirkişi raporu,
-Torbalı CBS'nin ... soruşturma sayılı dosya sureti,
-İstanbul Trafik İhtisas Dairesinin 08/07/2019 tarihli kusur raporu,
-Ege Üniversitesinin 08/08/2019 tarihli maluliyet raporu,
-Bilirkişiler ..., ..., ...'ın 15/05/2020 tarihli kusur
raporu,
-Mersin Emniyet Müdürlüğünün 16/02/2021 tarihli yazısı ve eki,
-İstanbul Adli Tıp Kurumu ... İhtisas Dairesinin 12/02/2021, 23/06/2022 ve 23/08/2022 tarihli maluliyet raporu,
-İstanbul ATK 2. Üst Kurulunun 25/08/2022 tarihli maluliyet raporu,
-Bilirkişi ...'ın 18/02/2023 tarihli aktüerya raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacının, 14/02/2017 tarihinde sevk ve idaresinde bulunan ... plakalı araç ile dava dışı sürücünün sevk ve idaresindeki ... plakalı aracın çarpışması neticesinde çift taraflı, yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacının yaralandığı, bu yaralanma nedeniyle geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik zararlarının bulunduğu iddiası ile söz konusu aracın zmms sigortacısı olan davalı ... şirketinden iş bu dava ile maddi tazminat talebinde bulunduğu, davalının, davacının dava öncesinde usulüne uygun başvurusunun bulunmadığı, sorumluluklarının poliçe teminat limiti, gerçek zarar ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğu, davacının maluliyeti, uğradığı zarar ve kusur durumuna ilişkin bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği, davacıya üçüncü kişilerce yapılan ödeme olup olmadığı hususunun araştırılması gerektiğini savunduğu, taraflar arasında davacının dava öncesi başvuru şartını yerine getirip getirmediği, söz konusu kaza nedeniyle bedensel zarara uğrayıp uğramadığı, davacının zararının bulunup bulunmadığı, davacının geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik tazminatı talep edip edemeyeceği, talep edebilecek ise talep edilebilecek miktarın ne olduğu, davalının söz konusu zarardan sorumlu olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunduğu anlaşılmıştır.
Davaya konu kazanın davalı ... yönünden sorumluluk sigortasından kaynaklandığı, mutlak ticari dava niteliğinde olduğu ve mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Davalı ... dava öncesi başvuru şartının yerine getirilmediğini savunmuş ve davanın usulden reddini talep etmiş ise de, davacının dava öncesinde davalı sigortaya başvuruda bulunduğu, davalı ... tarafından davacının sunduğu belgelerin eksik olduğu gerekçesi ile 02/08/2017 tarihli yazı ile davacıya eksik belge bildiriminde bulunulduğu, buna rağmen yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre hak arama hürriyeti ve mahkemeye erişim hakkının korunması için başvuru şartının yerine getirildiğinin kabulü gerektiği anlaşılmakla davalının usule ilişkin talebi reddedilmiştir.
Torbalı Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ... soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde; 14/02/2017 tarihli trafik kazasına karışan araç sürücüleri olan ... ve ...'ın birbirinden şikayetçi olduğu, yürütülen soruşturmada müşteki ...'ın şikayeti hakkında 24/07/2017 tarihli ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, diğer ...'nin şikayeti hakkında uzlaşma işlemlerinin yapıldığı, tarafların uzlaşmaması üzerine taksirle yaralama suçuna neden olma suçundan ... hakkında iddianame düzenlendiği ve dosyanın Torbalı ... Asliye Ceza Mahkemesinin ... esasına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu kazada davacı, davalı ... sürücüsü ve dava dışı üçüncü kişilerin kusurunun bulunup bulunmadığının tespiti için dosyanın mahkememizce kusur bilirkişisine tevdi edildiği, kusur bilirkişisi tarafından düzenlenen 02/01/2019 tarihli raporda, kazanın oluşunda ... plaka sayılı araç sürücüsü ...'ın kaza anında sevk ve idaresindeki aracı ile seyrettiği iki şeritli yolun sağ şeridinden, yolun sol şeridine geçerek orta refüj yol ayırımından dönüş yapmak isterken dikkatsiz ve tedbirsizce davrandığı, meskun sınırlar içerisinde olan yol üzerinden dönüş yapacağı şeride yaklaşık olarak en az 30 metre kala dönüş yapacağı şeride ve kontrollü bir şekilde geçmesi gerekirken, yolun sol şeridinden seyreden araç trafiğine dikkat etmeden ve bu araç trafiğinin geçişini tamamlamasını beklemeden ve hatalı bir şekilde aracının doğrultusunu değiştirerek bahse konu trafik kazasına sebebiyet verdiğinden kazanın oluşunda %75 oranında asli kusurlu olduğu, ... plaka sayılı araç sürücüsü ...'nin ise kaza anında sevk ve idaresindeki aracı ile ve sürücü belgesiz olarak ve görüş mesafesinin açık olduğu yol üzerinden seyir halinde iken dikkatsiz ve tedbirsizce davrandığı, aracının hızını yolun ve mahallin şartlarına uydurmadığı, dikkatini yeterince seyir istikametine vermediği, seyir istikametine göre yolun sağ şeridinden yolun sol şeridine geçmekte olan bahse konu sürücü idaresindeki aracı fark ettiği halde, kazayı önleme adına gerekli olan ve aracını durdurmak içini frenleme sistemine başvurmayarak ve aracının mevcut hızını azaltmayarak bu aracın sol arka yan kısımlarına çarparak bahse konu kazaya sebebiyet verdiğinden kazanın oluşunda %25 oranında tali kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, tarafların söz konusu rapora itirazda bulunduğu, mahkememizce itirazın yerinde görülerek dosyanın ATK Trafik İhtisas Dairesine gönderildiği, ATK Trafik İhtisas Dairesinin 08/07/2019 tarihli raporda, dava dışı sürücü ...'ın idaresindeki kamyonet ile meskun mahaldeki kavşakta durup solundan gelen araçlar açısından gerekli kontrolleri yapmadığı, ilk geçiş hakkını solundan gelen araca vermediği, dikkatsizce kavşağa girdiği sırada da solundan gelen aracın istikamet şeridini kapatarak kazaya sebebiyet verdiği olayda asli derecede %90 oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü ...'nin idaresindeki otomobil ile olay mahalli kavşağa geldiğinde hızını asgari hadde indirerek seyrini daha kontrollü sürmediği, sağından kavşağa giren araca karşı yeterli tedbiri alamadığı anlaşılan olayda tali derecede %10 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanat bildirildiği, davalı tarafından rapora itiraz edilmesi ve kaza tespit tutanağı, 02/01/2019 ve 08/07/019 tarihli raporlar arasında çelişki bulunması nedeniyle mahkememizce dosyanın 11/09/2019 tarihli celse ara kararı ile dosyanın Karayolları Trafik Fen Heyetine tevdine karar verildiği, Ankara Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/11/2019 tarihli ... talimat sayılı yazısı ile talimatın 6754 Sayılı Bilirkişilik Kanununa uygun olmadığı ve Karayolları Trafik Fen Heyetinin kaldırılmış olduğu gerekçesi ile iade edildiği, mahkememizce 20/12/2019 tarihli ara kararla bu kez dosyanın İTÜ Trafik Kürsüsünde görevli bilirkişi heyetine tevdine karar verildiği, dosyanın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiği, anılan mahkemece dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi heyetinin 15/05/2020 tarihli raporunda, sürücü ...'ın iki trafik şeritli taşıt yolunun, gidişine göre, en sağından (banketten) gelerek, kontrolsuz bir kavşaktan, sola dönüş manevrası yapması sebebiyle toplu dikkat halinde bulunması, dönüş manevrası ile kavşağa girmeden önce, dönüs ile ilgili tedbirleri aldıktan sonra, bu manevrayı emniyetle gerçekleştirmesini mümkün kılacak şartların tümüyle oluştuğu bir ana kadar beklemek, yoldaki trafiği tehlikeye düşürmeyeceğine, sola dönüşü emniyetle gerçekleştirebileceğine emin olduğu bir anda, dikkatli ve tedbirli davranmak suretiyle dönüş manevrasını gerçekleştirmek gibi uygun davranış biçimini benimsemesi ve dönüş yapacağı yolda doğru yönde seyreden taşıtlara ilk geçiş hakkını vermesi, kavşağın dönüşü için müsait olduğundan emin olunca ancak kavşağa girmesi gerektiği, bu hususlara riayet etmediği, kavşağı ve arka solundan gelen taşıt trafiğini kontrol etmeyip, gerekli dönüş tedbirlerini yeterli mesafe önceden ve etkin şekilde almadan, yönetiminde taşıt ile, yolun en sağından (banketten) gelerek kontrolsuz sola doğrultu değiştirme manevrası ile gelişigüzel biçimde kavşağa doğru yöneldiği, düz seyirle kavşağa giren, ... plaka numaralı otomobilin yoluna çıktığı, bu taşıtın ilk geçiş hakkını ihlal ettiği, başka bir deyişle, kavşakta geçiş önceliğine uymadığı, sürücü ...'ın, kavşakta sola dönüş sırasında, gerekli etkin kontrolu yapmayarak, sola dönüş manevrası ile giriş yaptığı yolu takiben düz seyirle gelen ve emniyetle durdurulamayacak kadar kavşağa yaklaşmış olduğu anlaşılan ... plaka aracın geçmesini beklemeyip, kavşaktan doğru yönde seyirle geçmekte olan bu taşıta geçiş hakkını vermeyerek, tedbirsiz, dikkatsiz, trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili özen yükümlülüğüne, doğrultu değiştirme manevrası kurallarına ve kavşaklarda geçiş önceliğine uyma zorunluluğuna aykırı şekilde hareket ettiği, sürüş güvenliği bakımımdan hatalı bu sevk ve idaresinin, kazanın meydana gelmesinde, birinci derecede etkili bulunduğu, asli %75 oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü ...'nin ise bir kavşak mahalline yaklaşmakta olduğunu göz önüne alarak, hızını, kavşakta oluşması muhtemel hatalı taşıt hareketlerine karşı salimen durabilmesini mümkün kılacak, kontrollu seviyeye düşürmesi, kavşakta dönüş yapmakta olan taşıta göre geçiş önceliğine sahip bulunmakla beraber, trafik güvenliği gereği, seyri sırasında toplu dikkat halinde ve tedbirli davranması gerektiği, belirtilen hususlara riayet etmediği, kontrolsuz kavşak mahalline olay yeri şartlarına göre yüksek seviyede olduğu anlaşılan hızını koruyarak, gerekli etkin kontrolda bulunmaksızın ve dikkatsizce yaklaştığı, tedbirsiz, dikkatsiz, özen yükümlülüğüne, hızın mevcut şartlara uygunluğunu sağlama zorunluluğuna ve güvenli sürüş kurallarına aykırı şekilde, acemice hareket ettiği, bu hatalı sevk ve idaresinin, kazanın meydana gelmesinde ikinci derecede etkili olduğu, tali %25 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce öncelikle davacının zararının bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla maluliyetinin belirlenmesi yoluna gidildiği, bu kapsamda ilk olarak ... ATK'dan maluliyet raporu düzenlenmesinin istenildiği, ... ATK'nın 08/08/2019 tarihli raporunda, Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması Ve Özürlülülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre davacının sürekli iş göremezlik oranının %5, geçici iş göremezlik süresinin ise 3 hafta olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, taraflarca bu rapora itiraz edildiği, mahkememizce taraf itirazları gözetilerek dosyanın İstanbul ATK ya gönderildiği, mahkememizce yargılama sırasında Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih, 2019/40 esas, 2020/40 karar sayılı ilamı ile 2918 sayılı KTK'nun 90. Maddesinin bazı hükümlerinin iptal edildiği ve iptal kararı sonrası mevcut duruma göre dava konusu uyuşmazlığın ve davacının maluliyetinin belirlenmesi gerektiği (genel şartlara ilişkin atfın iptal edildiği ve maluliyetin genel hükümlere göre belirlenmesi gerektiği düşüncesi ile) değerlendirilerek Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine göre rapor düzenlenmesinin İstanbul ATK'dan talep edildiği, İstanbul ATK tarafından 20/11/2020 tarihli ön raporun düzenlendiği, davacı asil için muayene günü belirlendiği, mahkememizce davacı asile muayene gününün bildirildiği, davacı asilin belirtilen tarihte muayenesi yapılarak düzenlenen İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulunun 21/02/2021 tarihli raporunda, 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin sadece Ek-1 bölümünde yapılan değişiklikler içerdiği, Ek-3 ve diğer cetvelleri, meslek grupları bölümünü içermediği, dolayısıyla 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile sadece beden çalışma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediğine (hangi hastalık ve arızaların malulen emeklilik kriterlerine uyduğu) ilişkin değerlendirme yapılabileceği, bu nedenle söz konusu yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücü kaybı belirlenemeyeceği, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre davacının maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3 haftaya kadar uzayabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, Yargıtay 4. Ve 17. (Kapatılan) Hukuk Dairelerinin 2021 yılından itibaren vermiş oldukları kararlarda maluliyet yönünden Anayasa Mahkemesi kararının etkisinin bulunmadığı ve eski uygulamaya devam edileceği (Genel şartlara göre maluliyet tespiti yapılacağı) yönünde içtihatta bulunulması üzerine mahkememizce İstanbul ATK'dan kaza tarihi gözetilerek Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması Ve Özürlülülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre davacının maluliyetinin belirlenmesinin talep edildiği, İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulunun 23/08/2021 tarihli raporunda Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması Ve Özürlülülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre davaya konu trafik kazasına bağlı yaralanmanın davacıda fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, tüm vücut engellilik oranının %0, geçici iş göremezlik süresinin ise 3 hafta olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, mahkememizce Ege Üniversitesi ATK'dan alınan 08/08/2019 tarihli maluliyet raporu ile yine mahkememizce İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulundan alınan 23/08/2021 tarihli raporlar arasında çelişki bulunduğu, bu nedenle Ege ATK raporu ile ATK 2. İhtisas Kurulu arasındaki çelişkinin kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan mevzuata göre çözümlenmesi gerektiğinden bahisle dosyanın ATK 2. Üst Kuruluna gönderildiği, söz konusu kaza nedeniyle davacının geçici ve sürekli iş göremezlik durumunun kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması Ve Özürlülülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesinin ve raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesinin istenildiği, ATK 2. Üst kurulu tarafından düzenlenen 25/08/2022 tarihli raporda ise, Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması Ve Özürlülülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre davacının tüm vücut engellilik oranının %0, geçici iş göremezlik süresinin ise 3 haftaya kadar uzayabileceği şeklinde görüş ve kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce tazminat hesabı yapılmak üzere dosyanın aktüer bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişinin 18/02/2023 tarihli raporunda, davacının kaza tarihinde çalışma kaydı bulunmadığından gelirinin asgari ücret olarak kabul edildiği, SGK tarafından davacıya dava öncesinde yapılan herhangi bir ödeme bulunmamakla birlikte davalı sigortanın davacıya dava sırasında 27.593,13 TL ödeme yaptığı, davacının %75 kusura karşılık 772,13 TL geçici iş göremezlik zararı bulunduğu, sürekli maluliyeti bulunmadığından sürekli iş göremezlik zararının hesaplanmadığı, ancak davalı ... tarafından davacıya hesaplanan tazminat miktarından daha fazla ödeme yapıldığı, bu nedenle davacının tazminat alacağının bulunmadığı ve ödemenin yetersizliğinden bahsedilemeyeceği yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Davacının sürücüsü olduğu araç ile davalı ... sürücüsünün sevk ve idaresindeki aracın 14/02/2017 tarihinde çarpışması neticesinde yaralandığı, mahkememizce alınan 15/05/2020 tarihli kusur raporuna göre davalı ... sürücüsünün şerit değiştirme kurallarına ve kavşakta geçiş önceliğine uymadığı, kazanın meydana gelmesinde asli %75 kusurlu olduğu, davacının ise kavşakta hızını yavaşlatmadığı ve tedbirsiz davrandığı ve %25 kusurlu olduğu, her ne kadar davalı ... tarafından mahkememizce alınan 15/05/2020 tarihli kusur rapora da itiraz edilmiş ise de anılan bilirkişi raporunun meydana gelen kazanın oluş biçimi ve taraf sürücülerin soruşturma kapsamında alınan beyanları ile uyumlu olduğu, daha önce alınan kusur raporları arasındaki çelişkileri giderdiği, bu nedenle yeniden kusur raporu alınmasının yargılamaya katkı sağlamayacağı, mahkememizce davalının 15/05/2020 tarihli kusur raporuna ilişkin itirazının yerinde görülmediği, maluliyet yönünden ise İstanbul ATK 2. Üst Kurulunun 25/08/2022 tarihli maluliyet raporuna göre davacının yaralanmasının araz bırakmadan iyileştiği, sürekli maluliyet tayinine yer olmadığı, iyileşme (geçici işgöremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3 haftaya kadar uzayabileceği, davacı tarafından bu rapora itiraz edilmiş ve ATK Üst Kurulundan ek rapor alınması talep edilmiş ise de, Yargıtay 4 ve 17(Kapatılan). Hukuk Dairelerinin 2021 yılı ve sonrasındaki yerleşik içtihatlarına göre maluliyete ilişkin alınacak raporların kaza tarihine göre 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonrada Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerektiği, buna göre kaza tarihi olan 14/02/2017 tarihi itibariyle yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği hükümlerine göre davacının maluliyetinin tespit edilmesi gerektiği, özürlülük/engellilik kavramıyla meslekte kazanma gücü kaybı, çalışma gücü kaybı kavramlarının farklı kavramlar oldukları, farklı tüzük ve yönetmeliklerin farklı bölümlerinde değerlendirildikleri, aralarında bağlantı bulunmadığı, bir raporda mevcut olduğu tespit edilen hastalıkların bir başka raporda iyileşmiş veya vasfı değişmiş olduğundan her iki raporun farklı olabileceği, ayrıca bazı arızaların farklı maddelerde değerlendirilebildiği ve bunun hangi maddede değerlendirileceğine ait kesin yönergeler bulunmadığı, takdirinin hekimin tercihine bırakılmış olduğu, bu nedenle farklı oranlar çıkabildiği, bu durumların yönetmelikten kaynaklandığı, bu nedenle çeşitli kurumlar tarafından daha önce düzenlenmiş engellilik/özürlülük oranı raporlarının objektif olarak değerlendirilemeyebileceği ve çelişkilerden bahsedilemeyeceği, davacı asilin bizzat İstanbul ATK tarafından muayenesinin yapılarak raporun düzenlendiği, yapılan bu muayenede ciltte kızarıklık, kabarıklık ve kaşsız ve kılsız alan bulunduğu, bunun yüzde sabit iz niteliğinde olduğu tespit edilmiş ise de bu yaralamanın hipertrofik skar ve keloid olmadığı ve yaralamanın fonksiyonel olarak araz bırakmadığı ve vücutta engellilik oluşturmadığının değerlendirildiği, açıklanan nedenlerle İstanbul ATK 2. Üst Kurulunun maluliyet raporunun mahkememizce daha önce alınan maluliyet arasındaki çelişkileri giderdiği ve denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, buna göre somut olayda davacının maluliyetinin % 0 sürekli iş göremezlik, 3 hafta geçici iş göremezlik olarak dikkate alınmasının gerçek zarar ve hakkaniyete uygun olduğu, davacı tarafından davalı sigortaya dava tarihinden sonra da bir başka vekil aracılığı ile başvuru yapıldığı, davalı ... tarafından davacıya 15/05/2018 tarihinde yargılama sırasında 27.593,13 TL ödeme yapıldığı, mahkememizce alınan 18/02/2023 tarihli aktüer raporuna göre davalı sigortanın davacıya dava sırasında yaptığı ödemenin davacının zararlarını karşıladığı, davacının bakiye zararı bulunmadığı ve ödemenin yetersizliğinden bahsedilemeyeceği, sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet verilmemesi gerektiği anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 148,50 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Mahkememizce bu yargılama nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin 13/1-4. maddesi uyarınca takdir edilen 200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
5-6100 sayılı HMK'nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/04/2023
Katip ...
e-imzalı
Hakim ...
e-imzalı


Full & Egal Universal Law Academy