İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 9. İdari Dava Dairesi 2020/339 Esas 2020/589 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 9. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2020/339
Karar No: 2020/589
Karar Tarihi: 30.06.2020



(2577 S. K. m. 2, 24, 45)

İSTEMİN ÖZETİ: İstanbul İli, Avcılar İlçesi, M. K. Paşa mahallesi 44 ada, 7242 parsel sayılı davacıların hisseli maliki oldukları taşınmazın kullanım amacı imar planı ile (ilköğretim tesis alanı ve yol olarak) kısıtlanmasına rağmen uzun yıllardır kamulaştırılmayarak, mülkiyet hakkına müdahale nedeniyle uğranıldığı öne sürülen (ıslah edilmiş haliyle) toplam 873.936,00.-TL'nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tazmini istemiyle açılan davada; davanın kabulüyle davalı Milli Eğitim Bakanlığı'nca; taşınmazın okul alanına isabet eden kısmı için belirlenen 822.332,16.-TL'nin, her birinin hisse miktarlarına göre, 51.395,76.-TL'sinin (2/32 hisseli) A. D.'a; 385.468,20.-TL'sinin (15/32 hisseli) S. D.'a; 385.468,20.-TL'sinin (15/32 hisseli) Mine Şallı'ya; davanın açıldığı 19/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine, davalı Avcılar Belediye Bakanlığı'nca; taşınmazın yola isabet eden kısmı için belirlenen 51.603,84.-TL'nin, her birinin hisse miktarlarına göre, 3.225,24.-TL'sinin (2/32 hisseli) A. D.'a; 24.189,30.-TL'sinin (15/32 hisseli) S. D.'a; 24.189,30.-TL'sinin (15/32 hisseli) Mine Şallı'ya; davanın açıldığı 19/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine ilişkin İstanbul 4. İdare Mahkemesi'nce verilen 25/10/2019 tarih ve E:2018/2294, K:2019/2342 Sayılı kararın, davalı idarelerden Avcılar Belediye Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hukuka aykırı olduğu iddialarıyla, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesi uyarınca istinaf yoluyla incelenerek kaldırılması istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Dokuzuncu İdare Dava Dairesince gereği görüşüldü:
 
KARAR: Dava; İstanbul İli, Avcılar İlçesi, M. K. Paşa mahallesi 44 ada, 7242 parsel sayılı davacıların hisseli maliki oldukları taşınmazın kullanım amacı imar planı ile (ilköğretim tesis alanı ve yol olarak) kısıtlanmasına rağmen uzun yıllardır kamulaştırılmayarak, mülkiyet hakkına müdahale nedeniyle uğranıldığı öne sürülen (ıslah edilmiş haliyle) toplam 873.936,00.-TL'nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikti tazmini istemiyle açılmıştır.
 
2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2.maddesinin 1.fıkrasının (b) bendinde tam yargı davaları; idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.
 
Aynı kanunun; "kararlarda bulunacak hususlar" başlıklı 24.maddesinde ise; "Kararlarda:
 
a-) Tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları yahut unvanları ve adresleri,
 
b-) Davacının ileri sürdüğü olayların ve dayandığı hukuki sebeplerin özeti istem sonucu ile davalının savunmasının özeti,
 
c-) Danıştay’da görülen davalarda tetkik hakimi ve savcının ad ve soyadları ile düşünceleri,
 
d-) Duruşmalı davalarda duruşma yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise hazır bulunan taraflar ve vekil veya temsilcilerinin ad ve soyadları,
 
e-) Kararın dayandığı hukuki sebepler ile gerekçesi ve hüküm: tazminat davalarında hükmedilen tazminatın miktarı,
 
f-) Yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiği,
 
g-) Kararın tarihi ve oybirliği ile mi, oyçokluğu ile mi verildiği,
 
h-) Kararı veren mahkeme başkan ve üyelerinin veya hakiminin ad ve soyadları ve imzaları ve varsa karşı oyları,
 
ı) Kararı veren dairenin veya mahkemenin adı ve dosyanın esas ve karar numarası belirtilir." hükümlerine yer verilmiştir.
 
İdari yargı mercilerinin hukuka uygunluk denetimi yaparak karar vermeleri aşamasında taleple bağlılık ilkesi uyarınca karar vermeleri gerekmektedir. Bu ilke uyarınca, dava dilekçesinin davanın konusu ve netice-i talep kısmında belirtilen istemlerin incelenerek bu konuda hüküm fıkrasında değerlendirilme yapılması, tam yargı davalarında da davalı (hasım) mevkiine alınan hangi idare veya idareler yönünden davanın kabulüne veya reddine karar verildiği hususunda hüküm kurulması gerekmektedir. Anılan taleplerin kısmen veya tamamen karşılanmaması veya davanın taraflarından (davalı idarelerin) bir kısmı yönünden davanın kabul veya reddine yönelik hüküm kurulmaması halinde verilen hükmün "eksik hüküm" olması nedeniyle usul hükümlerine uygun olmayacağı açıktır.
 
Başvuruya konu kararda, davacıya ait taşınmazın kamulaştırma yükümlülüğünün Milli Eğitim Bakanlığı ve Avcılar Belediye Başkanlığı'na ait olduğu kabul edilerek, bilirkişi incelemesi suretiyle tespit edilen bedelin Milli Eğitim Bakanlığı ve Avcılar Belediye Başkanlığı tarafından yasal faiziyle birlikte hisselerine isabet eden tutarlarda davacılara ödenmesine karar verildiği, ancak davalı idarelerden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yönünden kararın 31. paragrafında kamulaştırma konusunda sorumluluğunun bulunmadığının tespit edildiği ifadesine yer verilmesine rağmen bu idare yönünden davanın kabul veya reddedildiğine yönelik olarak herhangi bir hüküm kurulmadığı, bu bakımdan kararda eksik hükme sebebiyet verildiği anlaşılmıştır.
 
Bu durumda; davalı idarelerin tamamı yönünden hüküm kurulmamış olması karşısında, istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmesine olanak bulunmadığından, hüküm eksikliğinin giderilmesi suretiyle karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmektedir.
 
Ayrıca; tarafların istinafa konu mahkeme kararının esasına dair istinaf iddiaları açısından, usul hükümleri gözetilerek verilecek karardan sonra istinafa başvurulması halinde karar verilmesi gerektiğinden, bu aşamada bir inceleme ve değerlendirme yapılarak karar verilmesine yer bulunmamaktadır.
 
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, eksik hüküm nedeniyle usul hükümlerine aykırı olduğu sonucuna varılan İstanbul 4. İdare Mahkemesi'nce verilen 25/10/2019 tarih ve E:2018/2294, K:2019/2342 Sayılı kararın kaldırılmasına, yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, yapılacak yargılama sonucunda verilecek karar ile yargılama giderleri hakkında da hüküm kurulacağından bu konuda ayrıca hüküm kurulmasına yer olmadığına, Mahkemesince kararın taraflara tebliğine, bu aşamada temyiz yolu kapalı olmak üzere, 30/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.(¤¤)
 


Full & Egal Universal Law Academy