İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 9. İdari Dava Dairesi 2020/1183 Esas 2020/793 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 9. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2020/1183
Karar No: 2020/793
Karar Tarihi: 22.09.2020



İSTEMİN ÖZETİ: Suriye vatandaşı davacı hakkında tesis edilen 14.06.2018 tarih ve 1210096.101.18.03.3 sayılı sınır dışı kararının iptali istemiyle açılan davada; uyuşmazlıkta, dava konusu işlemin 14.06.2018 tarihinde tesis edildiği, davacı tarafından vekili aracılığıyla 22.06.2018 tarihinde İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği'ne anılan işlemin idari gözetim kısmına itiraz edildiği, bu itibarla davacı hakkında uygulanan sınırdışı kararından en geç Sulh Ceza Hakimliği'ne başvuru yaptığı 22.06.2018 tarihi itibariyle haberdar olduğu, Sulh Ceza Hakimliği'ne itiraz tarihinin üzerinden 15 günlük dava açma süresi geçtikten çok sonra 19.02.2020 tarihinde bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşıldığından, davanın süreaşımı nedeniyle esasının incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15/1-b maddesi uyarınca süre aşımı yönünden reddine ilişkin, İstanbul 1. İdare Mahkemesi'nce verilen 13/05/2020 tarih ve E:2020/498, K:2020/877 sayılı kararın; davacı tarafça, davalı idarece usulüne göre tebligat yapılamadığı, kararda usul ve kurallara uyarlık bulunmadığı iddialarıyla; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesi uyarınca istinaf yoluyla incelenerek kaldırılması istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Dokuzuncu İdare Dava Dairesince dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü:
 
Dava; Suriye uyruklu davacının sınırdışı edilmesine ilişkin İstanbul Valiliği işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
 
6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun 53. maddesinin (3) numaralı fıkrasında, "Yabancı veya yasal temsilcisi ya da avukatı, sınır dışı etme kararına karşı, kararın tebliğinden itibaren on beş gün içinde idare mahkemesine başvurabilir. Mahkemeye başvuran kişi, sınır dışı etme kararını veren makama da başvurusunu bildirir. Mahkemeye yapılan başvurular on beş gün içinde sonuçlandırılır. Mahkemenin bu konuda vermiş olduğu karar kesindir. Yabancının rızası saklı kalmak kaydıyla, dava açma süresi içinde veya yargı yoluna başvurulması hâlinde yargılama sonuçlanıncaya kadar yabancı sınır dışı edilmez." kuralı yer almaktadır.
 
Anılan kuralın incelenmesinden, yabancılar hakkında tesis edilen "sınır dışı etme" işlemlerinin yargısal denetiminde uygulanmak üzere özel usul kuralları öngörüldüğü, bu kapsamda olmak üzere, dava açma süresinin 15 gün olarak belirlendiği ve davanın açıldığı tarihten itibaren 15 gün içinde sonuçlandırılmasının öngörüldüğü ve mahkemelerin bu konuda verdikleri kararlara karşı istinaf ve temyiz yolunun kapatıldığı anlaşılmaktadır.
 
Kanun koyucunun bu şekilde bir düzenleme yaparak "sınır dışı etme" işlemlerine ilişkin uyuşmazlıkların bir an önce sonuçlandırılarak sürüncemede kalmamasını hedeflediği anlaşılmakta olup, aynı kanun hükmü içerisinde, yargı yoluna başvurulması halinde yargılama sonuçlanıncaya kadar yabancının sınır dışı edilmeyeceğinin hükme bağlanmış olması da bu hedefi doğrulamaktadır.
 
Yukarıda alıntısı yapılan kanun hükmünde, mahkemelerin sınır dışı etme işlemleri konusunda verdiği kararların kesin olduğu hükme bağlanırken kararların usule veya esasa ilişkin olması aşamasında herhangi bir ayrım yapılmamış olması karşısında, esasa ilişkin ilk derece mahkemesi kararları kesin kabul edilirken usule ilişkin olanların temyizen veya istinaf yoluyla incelenebileceğinin kabulünün hukuka uygun olmadığı değerlendirilmektedir.
 
"Sınır dışı etme" işlemlerine karşı açılan davalarda mahkemelerce "usul yönünden" verilmiş kararların temyizen incelenebileceğinin kabulü, yargılanma usulü açısından bir ikilem doğuracağı gibi kanun koyucunun bu konudaki uyuşmazlıkların bir an önce sonuçlandırılması yolundaki amacına da uygun düşmeyecektir.
 
Bu duruma göre; ''sınırdışı'' etme işlemine ilişkin olduğu iddiasıyla açılmış bulunan davalarda idare mahkemelerince verilen her türlü kararlar kesin olup, temyizen veya istinaf yoluyla incelenmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.
 
Açıklanan nedenlerle; istinaf başvurusunun incelenmeksizin reddine, davacının adli yardım talebinin kabul edilmiş olması nedeniyle alınmayan aşağıda dökümü yapılan istinaf aşamasına ilişkin yargılama giderlerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca haksız çıkan davacıdan tahsil edilmesi için İdare Mahkemesince müzekkere yazılmasına, kararın taraflara tebliği amacıyla dosyanın mahkemesine gönderilmesine, temyiz yolu kapalı olmak üzere kesin olarak, 22.09.2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
 
 
KARŞI OY
 
Yabancıların Türkiye’ye girişleri, Türkiye’de kalışları ve Türkiye’den çıkışları ile Türkiye’den koruma talep eden yabancılara sağlanacak korumanın kapsamına ve uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla çıkartılan 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun 53. maddesinde; sınır dışı etme kararlarına karşı açılacak davalarda yargılamanın daha süratle tamamlanmasını öngören bir takım düzenlemeler getirildiği, buna göre yabancı veya yasal temsilcisi ya da avukatın, sınır dışı etme kararına karşı, kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde idare mahkemesine başvurabileceği, mahkemeye yapılan başvuruların on beş gün içinde sonuçlandırılacağı ve mahkemenin bu konuda vermiş olduğu kararın kesin olduğu kurala bağlanmıştır.
 
Buna göre Yasa koyucunun, sınır dışı işlemlerine karşı etkin ve hızlı bir yargılama süreci öngördüğü, tesis edilen işlemlerin yargı süzgecinden geçirilmesinin hedeflendiği nitekim maddenin devamında, yargılama sonuçlanıncaya kadar yabancının sınır dışı edilmeyeceğine yönelik hüküm getirilerek yargı kararı üzerine işlem tesisinin amaçlandığı görülmektedir.
 
Ancak mahkemelerin sınır dışı işlemlerine karşı açılan davalarda, yargılama usulü hükümlerini gözeterek vermiş olduğu kararlarda, işlemin esası incelenerek hukuka uygunluk denetiminin yapılamaması nedeniyle etkin yargı yolunun işletilemediği açıktır.
 
Bu nedenle; 6458 sayılı Kanunun 53. maddesinde belirtilen ve mahkemelerin bu konuda vermiş oldukları kararların kesin olduğunu ifade eden hükmün, anılan Kanun hükümleri irdelenerek ve işin esası hakkında bir inceleme yapılarak verilen kararları işaret ettiği sonucuna varıldığından, davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin kararın istinaf incelemesinin yapılması gerektiği oyu ile çoğunluk kararına katılmıyorum. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy