İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 9. İdari Dava Dairesi 2019/1496 Esas 2020/611 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 9. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/1496
Karar No: 2020/611
Karar Tarihi: 01.07.2020



(2577 S. K. m. 2, 24, 45)
 
İSTEMİN ÖZETİ: Davacıların murisi ....'in, 03/06/2016 tarihinde Bilecik İli, ..... İlçesi Jandarma Ulaştırma Eğitim Tabur Komutanlığında yemin töreni sırasında yaşamını yitirmesi sonucu uğranıldığı öne sürülen 400,00.-TL maddi ve 250.000,00.-TL manevi zarar olmak üzere toplam 250.400,00.-TL zararın başvuru tarihi olan 27/11/2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılan davada; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin Sakarya 2. İdare Mahkemesince verilen 22/10/2019 tarihli ve E:2018/170, K:2019/723 Sayılı kararın, davalı idareler tarafından, kabule ilişkin kısmının, davacı tarafından ise redde ilişkin kısmının hukuka ve mevzuata aykırı olduğu iddialarıyla 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesi uyarınca istinaf yoluyla incelenerek kaldırılması istenilmektedir.
 
SAVUNMALARIN ÖZETİ: Taraflarca savunma verilmemiştir.
 
Karar veren İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Dokuzuncu İdare Dava Dairesince dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü:
 
KARAR: Dava; davacıların murisi ....'in, 03/06/2016 tarihinde Bilecik İli, .... İlçesi Jandarma Ulaştırma Eğitim Tabur Komutanlığında yemin töreni sırasında yaşamını yitirmesi sonucu uğranıldığı öne sürülen 400,00.-TL maddi ve 250.000,00.-TL manevi zarar olmak üzere toplam 250.400,00.-TL zararın başvuru tarihi olan 27/11/2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
 
Sakarya 2. İdare Mahkemesince; dosyadaki bilgi belgeler ile özellikle düzenlenen Adli Tıp Kurumu Eskişehir Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 18/10/2016 tarih ve 2016/807/1339/942 Sayılı otopsi raporu ve Adli Tıp Kurumu 1. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 22/03/2017 tarih ve 1508 karar numaralı raporu ile 13/11/2018 tarihli ara kararı doğrultusunda hazırlanan Adli Tıp Kurumu 8. İhtisas Kurulunun 10/07/2019 tarih ve 1521 Sayılı raporunun değerlendirilmesi neticesinde; askeri hizmetin ifası sırasında, bu hizmete bağlı olarak 03/06/2016 tarihinde 1996/2 tertip acemi erlerin yemin töreni esnasında gerçekleşen olayda, zarar sonucu doğuran olay ile hizmet arasında illiyet bağı bulunduğundan, bu zararın, zarar gören üzerinde bırakılmayarak topluma yayılması, eşitlik ve hakkaniyet esaslarına uygun düşeceğinden, davacıların zararlarının kusursuz sorumluluk ilkesi gereğince davalı idare tarafından karşılanması gerektiği, davacıların vefat eden yakınlarını kaybetmeleri sebebiyle duydukları ve yaşamları süresince duyacakları üzüntü ve acı nedeniyle uğradıkları manevi zararın kısmen de olsa tazmini açısından, olayın meydana geliş şekli ile uğranılan zararın derecesi gözönünde bulundurularak, davacı baba .... ve anne .... için ayrı ayrı 100.000,00-TL, müteveffanın kardeşi ... için 50.000,00-TL manevi tazminat olmak üzere toplam 250.000,00-TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 27/11/2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarelerce tazminen davacılara ödenmesine, davacılardan .... ve ....'in toplam 400,00-TL tutarındaki maddi tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.
 
Taraflarca, anılan kararın hukuka, aykırı olduğu ileri sürülerek aleyhlerine olan kısımlarının istinafen incelenerek kaldırılması istenilmektedir.
 
2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı " başlıklı 2.maddesinde; idari dava türleri; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ve tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sıralandıktan sonra maddenin 2.fıkrasında; idari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu, idari mahkemelerin; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremeyecekleri hükme bağlanmıştır.
 
Aynı kanunun "Kararlarda Bulunacak Hususlar" başlığını taşıyan 24.maddesinde ise;
 
"a) Tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları yahut unvanları ve adresleri,
 
b- ) Davacının ileri sürdüğü olayların ve dayandığı hukuki sebeplerin özeti istem sonucu ile davalının savunmasının özeti,
 
c- ) Danıştay’da görülen davalarda tetkik hakimi ve savcının ad ve soyadları ile düşünceleri,
 
d- ) Duruşmalı davalarda duruşma yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise hazır bulunan taraflar ve vekil veya temsilcilerinin ad ve soyadları,
 
e- ) Kararın dayandığı hukuki sebepler ile gerekçesi ve hüküm: tazminat davalarında hükmedilen tazminatın miktarı,
 
f- ) Yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiği,
 
g- ) Kararın tarihi ve oybirliği ile mi, oyçokluğu ile mi verildiği,
 
h- ) Kararı veren mahkeme başkan ve üyelerinin veya hakiminin ad ve soyadları ve imzaları ve varsa karşı oyları,
 
ı ) Kararı veren dairenin veya mahkemenin adı ve dosyanın esas ve karar numarası,
 
Belirtilir." düzenlemesine yer verilmiştir.
 
Öte yandan; idari yargı mercilerinin hukuka uygunluk denetimi yaparak karar vermeleri aşamasında taleple bağlılık ilkesi uyarınca karar vermeleri gerekmektedir. Bu ilke, dava dilekçesinin davanın konusu ve netice-i talep kısmında belirtilen istemlerin incelenerek bu konuda hüküm fıkrasında değerlendirilme yapılması ve hüküm kurulması gerekmektedir. Anılan taleplerin kısmen veya tamamen karşılanmaması halinde verilen hükmün " eksik hüküm " olması nedeniyle hukuka uygun olmayacağı açıktır.
 
Dosyanın incelenmesinden; davacılar yakını....in askerlik hizmetini yerine getirirken 03/06/2016 tarihinden vefat etmesi nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebiyle 27/11/2017 tarihinde ön başvuru yapıldığı, idarelerce başvurulara cevap verilmemesi üzerine bakılan davanın açıldığı ve dava dilekçesinde; maddi manevi tazminat taleplerinin zımnen reddine dair işlemin iptalinin, idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere anne ... için 200,00-TL, baba .... için 200,00-TL olmak üzere 400,00-TL maddi tazminata, anne ve baba için 100.000,00'er TL, kardeş .... için 50.000,00-TL olmak üzere toplam 250.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesinin istenildiği anlaşılmaktadır.
 
İstinaf incelemesi yapılan İdare Mahkemesi kararında, davalı idarenin hukuki sorumluluğu belirlendikten sonra davacıların manevi tazminat istemi hakkında karar verilmiş; ancak davacı anne ve baba için istenilen maddi tazminat istemiyle ilgili neden ret kararı verildiği yönünde hiç bir gerekçeye yer verilmeden kararın hüküm kısmında maddi tazminat istemlerinin reddedildiği belirtilmiştir. Kararda maddi tazminat talebinin neden reddedildiği gerekçelendirilmediğinden bu husus eksik hüküm niteliğindedir.
 
Diğer taraftan, taleple bağlılık ilkesi gereği, dava dilekçesinde iptali istenilen maddi ve manevi tazminat taleplerinin zımnen reddine dair işlem açısından da hukuki değerlendirme yapılarak hüküm kurulması gerekirken, kararda bu işlemin iptalinin istenildiğinden hiç bahsedilmemiş olması eksik hükümle karar verildiğini göstermektedir.
 
Bu durumda; usul hükümlerine uyulmaksızın verilen ve eksik hüküm içeren kararın kaldırılması gerektiği sonucuna ulaşılmış olup, anılan eksiklikler Mahkemesince giderildikten sonra verilecek karara karşı tarafların istinaf başvurusunda bulunabileceği tabidir.
 
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; eksik değerlendirme ve eksik hüküm ile verildiği sonucuna varılan böylelikle usul hükümlerine aykırı bulunan Sakarya 2. İdare Mahkemesince verilen 22/10/2019 tarihli ve E:2018/170, K:2019/723 Sayılı kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, yapılacak yargılama sonucunda verilecek karar ile yargılama giderleri hakkında da hüküm kurulacağından bu konuda ayrıca hüküm kurulmasına yer olmadığına, temyiz yolu kapalı olmak üzere kesin olarak, 01.07.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)
 
 


Full & Egal Universal Law Academy