İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 9. İdari Dava Dairesi 2019/1353 Esas 2020/382 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 9. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/1353
Karar No: 2020/382
Karar Tarihi: 27.03.2020



İSTEMİN ÖZETİ: Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde uzman çavuş olarak görev yapmakta iken 01/01/2017 tarihinde Suriye toprakları içerisinde bölücü terör örgütlerine yönelik olarak icra edilen Fırat Kalkanı Harekâtı kapsamında sınır dışı operasyonda DEAŞ terör örgütü mensuplarınca gerçekleştirilen havan saldırısında yaralanan davacı tarafından, yapılan operasyon sonrasında askerliğe elverişsiz hale geldiğinden bahisle 200.000,00.- TL manevi tazminatın olayın meydana geldiği tarihten itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada; tazmin isteminin kısmen kabulüne, 10.000,00.- TL manevi tazminatın idareye başvurunun yapıldığı 02/04/2018 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine, hükmedilen tutarı aşan manevi tazminat talebi yönünden davanın reddine ilişkin Bursa 2. İdare Mahkemesince verilen 21/06/2019 günlü ve E:2018/825, K:2019/710 sayılı kararın; davacı tarafça, olay nedeniyle ömür boyu bakıma muhtaç kalma durumunun söz konusu olduğu, aynı zamanda psikolojisinin de bozulduğu, davalı idarenin olayda kusurlu veya kusursuz sorumluluğunun bulunduğu, maluliyet durumunun %93 oranında olduğu, talebinin kısmen reddine ilişin kararın hatalı olduğu, davalı idare tarafından ise; kararın manevi tazminata hükmedilmesi ile birlikte idarelerinin harçtan muaf olmalarına karşın yargılama giderleri arasında bulunan harçların idarelerine yüklenmesinin yerinde olmadığı, olayın özelliği dikkate alınarak manevi tazminata hükmedilmesinin yerinde olmadığı gibi manevi tazminatta faize hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğu, kararın bu kısımlarının bozulması gerektiği iddialarıyla 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesi uyarınca istinaf yoluyla incelenerek kaldırılması istenilmektedir.
 
SAVUNMALARIN ÖZETİ: Taraflarca savunma verilmemiştir.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Dokuzuncu İdare Dava Dairesince dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü
 
Dava; Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde uzman çavuş olarak görev yapmakta iken 01/01/2017 tarihinde Suriye toprakları içerisinde bölücü terör örgütlerine yönelik olarak icra edilen Fırat Kalkanı Harekâtı kapsamında sınır dışı operasyonda DEAŞ terör örgütü mensuplarınca gerçekleştirilen havan saldırısında yaralanan davacı tarafından, yapılan operasyon sonrasında askerliğe elverişsiz hale geldiğinden bahisle 200.000,00.- TL manevi tazminatın olayın meydana geldiği tarihten itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
 
Bursa 2.İdare Mahkemesince; davacının, terörle mücadele kapsamında yapılan sınır dışı operasyonu sırasında DEAŞ terör örgütü mensuplarınca yapılan havan saldırısı sonucunda yaralandığı, yaralanma olayının davacının görmekte olduğu hizmetle doğrudan doğruya ilgili olduğu göz önüne alındığında, hizmetle zararlı sonuç arasında uygun illiyet bağının bulunduğu, bu nedenle dava konusu olayda idareye yüklenebilecek herhangi bir hizmet kusuru bulunmamakla birlikte görevin ifası ile doğan zarar arasında mevcut illiyet bağını kesecek bir olgunun bulunmaması ve zararın askeri hizmet görülürken meydana gelmesi nedenleriyle, zarar gören üzerinde bırakılmayarak topluma yayılmasının adalet, eşitlik ve hakkaniyet esaslarına uygun olduğu bu nedenle davacının zararının kusursuz sorumluluk ilkesi gereğince karşılanması gerektiği, davacının olay nedeniyle çektiği ve çekeceği acı ve ıstıraplarının kısmen de olsa karşılanabilmesi amacıyla, olayın meydana geliş şekli ve tarihi, davacının askerlik statüsü, sosyal durumu ile paranın alım gücü ve işleyecek yasal faiz göz önünde bulundurularak uygun bir miktarda manevi tazminat verilmesi gerektiği değerlendirilmekle birlikte; her ne kadar davacıya 2330 sayılı Kanun uyarıca 50.419,35.- TL maddi tazminat ödenmiş ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat Kanununun 6ncı maddesi uyarınca ödenen miktarların maddi ve manevi zararların karşılığı olduğu belirtilmişse de, manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağı ilkesi de gözetilerek, makul ölçüde giderilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, 10.000,00.TL manevi tazminatın davalı idareye başvurma tarihi olan 02/04/2018 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine, hükmedilen tutarı aşan manevi tazminat talebi yönünden davanın reddine kararı verilmiştir.
 
Taraflarca, anılan kararın hukuka, aykırı olduğu ileri sürülerek aleyhlerine olan kısımlarının istinafen incelenerek kaldırılması istenilmektedir.
 
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun ''İstinaf'' başlıklı 45. maddesinin 2. fıkrasında; istinafın temyizin şekil ve usullerine tabi olduğu belirtilmiş, anılan maddenin 3. fıkrasında ise, bölge idare mahkemesinin, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar vereceği, kararda maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise, gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı vereceği hükme bağlanmıştır.
 
Aynı kanunun ''Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar'' başlıklı 49. maddesinin 2.fıkrasında ise; ''görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, hukuka aykırı karar verilmesi, usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksiklikler bulunması'' bozma nedenleri olarak belirlenmiş bulunmaktadır.
 
Dava dosyasının incelenmesinden; istinaf yoluyla kaldırılması istenilen İdare Mahkemesi kararının tazminat isteminin kısmen kabulüne yönelik bölümünde kanunda sayılan kaldırma nedenlerinin bulunmadığı anlaşıldığından ve davalı idarenin istinaf dilekçesinde ileri sürülen iddialar da sözkonusu kararın bu kısmının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediğinden davalı idarenin istinaf başvurusunun reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
 
Davacının istinaf başvurusuna gelince; davacıda olay nedeniyle meydana gelen maluliyet durumu dikkate alındığında, ilk derece mahkemesince takdir edilen manevi tazminat miktarının davacıda oluşan manevi ızdırap, üzüntü ve yaşama sevincini karşılamak çerçevesinde yetersiz kalacağı sonucuna varılmakla ilk derece mahkemesince belirlenen tazminat miktarına ilave olarak 90.000,00.-TL manevi tazminatın da verilmesi gerektiği, böylelikle toplamda davacıya 100.000,00.-TL manevi tazminat ödenmesinin hakkaniyete uygun düşeceği kanaati hasıl olmuştur.
 
Açıklanan nedenlerle; davalı idarenin istinaf başvurusunun reddine, davacı istinaf başvurusunun manevi tazminat talebinin 100.000,00.-TL'lık kısmı açısından davanın reddi kısmına yönelik istinaf başvurusunun reddine, manevi tazminat talebinin 90.000,00.-TL'lık kısmı açısından davacı istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının bu kısmının kaldırılmasına, 10.000,00.-TL manevi tazminata ilaveten 90.000,00.-TL manevi tazminat açısından da davanın kabulüne bu miktar açısından da davalı idareye başvuru tarihi olan 02/04/2018 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizle birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, gelinen bu son durum itibariyle davanın kısmen kabul ve kısmen ret sonucuna göre yargılama giderleri ile vekalet ücretinin tamamı açısından yeniden belirlenmesi gerektiğine, bu çerçevede hükmedilen tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 6.831,00- TL nisbi karar harcından davanın açılması sırasında davacı tarafından yatırılan 683,10-TL nispi harcın mahsubu ile kalan 6.147,90-TL nispi karar harcının davalı idare tarafından tamamlanmasına, bu hususta ilgili merciie müzekkere yazılmasına, 683,10-TL nispi harcın ve aşağıda dökümü yer alan dava ve istinaf aşamasına ilişkin olup davacı tarafından yapılan toplam 309,60-TL yargılama giderinin davada haklılık oranına göre takdiren 154,80-TL'sının davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, 154,80-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, ödenmesine hükmedilen manevi tazminat miktarı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 13.450,00-TL nispi vekalet ücretinin davalı idare tarafından davacıya ödenmesine, reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden Tarifenin 10/2. maddesi uyarınca hesaplanan 13.450,00-TL vekalet ücretinin de davacı tarafından davalı idareye ödenmesine, davalı idare tarafından istinaf aşamasında yapılan 24,50-TL giderin davalı üzerinde bırakılmasına, esas ve istinaf safhasında tahsil edilen posta avansından kullanılmayan kısmın kararın kesinleşmesinden sonra mahkemesince ilgililerine iadesine, kararın taraflara tebliğine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün (30) içerisinde Danıştay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere, 27/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy