İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 8. İdari Dava Dairesi 2020/1044 Esas 2020/1035 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 8. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2020/1044
Karar No: 2020/1035
Karar Tarihi: 29.09.2020



(2709 S. K. m. 2, 10, 38, 153) (2918 S. K. Ek m. 2) (ANY. MAH. 11.09.2014 T. 2014/52 E. 2014/139 K.)
 
İSTEMİN ÖZETİ: Davacılardan …… Bilişim Yazılım Turizm ve Taşımacılık Dış Tic. Ltd. Şti. adına kayıtlı …… plakalı aracın belediyeden izin ve ruhsat alınmadan ticari amaçlı yolcu taşımacılığında kullanıldığı iddiasıyla 2918 sayılı Kanunun Ek 2/3. maddesi uyarınca araç sürücüsü olan diğer davacı ....'ın 4.220,00.- lira idari para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 28.10.2016 tarih ve 441765 sayılı işlem ile aracın 60 gün süreyle trafikten yasaklanmasına ilişkin 28.10.2016 tarih ve 0624962 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada; somut olayda, davacı şirketin maliki olduğu …. plakalı araç ile diğer davacı olan araç sürücüsü tarafından şehiriçindeki bir noktadan belirli mesafe uzaklıktaki başka bir varış hedefine yolcu ve sürücü arasında varılan anlaşma neticesinde bir defaya mahsus ve ücret karşılığı yapılan yolcu taşımacılığının ticari taksi taşımacılığı niteliğinde olduğu, izin alınmaksızın gerçekleştirilen ticari amaçlı yolcu taşımacılığı nedeniyle tesis edilen işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin İstanbul 2. İdare Mahkemesi'nce verilen 29/03/2017 tarih ve E:2016/1975, K:2017/836 sayılı kararına karşı, davacılar tarafından yapılan istinaf başvurusunda, araca ait Ulaştırma Bakanlığı'ndan alınan D2 belgesi olduğu, aracın taşımacılık faaliyetine yasal yollardan özgülendiği, ruhsat kaydında ticari kaydının olduğu, aracın vergi denetimine tabi olduğu dolayısı ile kayıt dışı bir ekonomi yaratmadığı iddialarıyla, kararın kaldırılması ve dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmesi istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: İstinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Sekizinci İdare Dava Dairesi'nce İstanbul 2. İdare Mahkemesinin "davanın reddine" ilişkin 29/03/2017 tarih ve E:2016/1975, K:2017/836 sayılı kararına yapılan istinaf başvurusunun reddine dair Dairemizin, 20/12/2017 gün ve E.2017/1427, K.2017/2257 sayılı kararının, Danıştay Sekizinci Dairesinin 27/12/2019 tarih ve E.2019/2598, K.2019/12878 sayılı kararı ile idari para cezasına dair kısmının onanarak kesinleşmesi, aracın trafikten men edilmesine dair kısmının bozulması üzerine, bozma kararına uyularak, bozulan kısım yönünden gereği görüşüldü:
 
Dava, davacılardan …… Bilişim Yazılım Turizm ve Taşımacılık Dış Tic. Ltd. Şti. adına kayıtlı ….. plakalı aracın belediyeden izin ve ruhsat alınmadan ticari amaçlı yolcu taşımacılığında kullanıldığı iddiasıyla 2918 sayılı Kanunun Ek 2/3. maddesi uyarınca araç sürücüsü olan diğer davacı …..'ın 4.220,00.- lira idari para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 28.10.2016 tarih ve 441765 sayılı işlem ile aracın 60 gün süreyle trafikten yasaklanmasına ilişkin 28.10.2016 tarih ve 0624962 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
 
Anayasa'nın "Suç ve Cezalara İlişkin Esaslar" başlıklı 38. maddesinin 1. fıkrasında;
 
"Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez."
 
Yine Anayasa'nın "Anayasa Mahkemesinin kararları" başlıklı 153.maddesinin 3. fıkrasında ise; " ... Kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmî Gazete'de yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar ... " hükmü yer almaktadır.
 
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan "Araçların tescil edildikleri amacın dışında kullanılması" başlıklı Ek 2. maddesinde; araçlarını motorlu araç tescil ve trafik belgesinde gösterilen maksadın dışında kullananlar ile sürülmesine izin veren araç sahiplerinin 14.400.000 lira para cezası ile cezalandırılacağı, ayrıca, aracın on beş gün süre ile trafikten men edileceği, ilgili belediyeden izin veya ruhsat almaksızın, belediye sınırları dahilinde ticari amaçlı yolcu taşıyan kişiye, araç sahibine, bağlı bulunduğu durak, iş yeri ve işletmelerin sorumlularına birinci fıkrada gösterilen idari para cezasının üç kat olarak, fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde tekerrürü halinde ise beş kat olarak uygulanacağı, ayrıca, aracın her defasında altmış gün süre ile trafikten men edileceği hükmüne yer verilmiştir.
 
2918 sayılı Kanunun Ek 2. maddesinin üçüncü fıkrasının iptali istemiyle yapılan başvuru üzerine, Anayasa Mahkemesinin 11.09.2014 tarih ve E:2014/52, K:2014/139 sayılı kararıyla; Anayasa'nın 2. ve 10. maddesi yönünden yaptığı incelemede; itiraz konusu kuralın, korsan olarak tabir edilen yasa dışı taşımacılıkla mücadele amacını taşıdığı; dolayısıyla gerekli izin ve ruhsatları almaksızın ticari amaçlı yolcu taşımacılığı yapılması eylemini yasaklamanın ve bu eylemin hangi tür ceza ile yaptırıma bağlanacağı hususunun kanun koyucunun takdir yetkisi kapsamında kaldığı, kanun koyucunun da özellikle büyükşehirlerde sayıları çok büyük boyutlara ulaşan, önemli şekilde vergi kaybına yol açan, hizmet alanlar yönünden de sıkıntı oluşturan yasa dışı taşımacılığın yol açtığı mağduriyetin önüne geçmek için kamu yararı amacıyla, takdir yetkisine dayanarak anılan madde hükmünü düzenlediği; eylemin cezasının açık, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olarak belirlenmesi sebebiyle iptali istenilen kuralın, hukuk devleti ilkesine ve belirlilik ilkesine aykırılık oluşturmadığı; itiraz konusu kuralda izin belgesiz yolcu taşımacılığı yapanların, aynı maddenin birinci fıkrasında belirtilen araçlarını tescil ve trafik belgesinde gösterilen amacın dışında kullananlar hakkında uygulanandan daha ağır yaptırıma tabi tutulmasının eşitlik ilkesine aykırılık oluşturduğu ileri sürülmekte ise de, birinci ve ikinci fıkrada yasaklanan eylemler birlikte incelendiğinde, korunan hukuki yarar ve unsurları tümüyle farklı olup haklarında yaptırım uygulanan kimselerin aynı konumda oldukları kabul edilemeyeceğinden, aralarında eşitlik karşılaştırması yapılmasına olanak bulunmadığı belirtilmiş; Anayasa'nın 38. maddesi yönünden yaptığı incelemede ise, itiraz konusu kuralda araç sahibi açısından sorumluluğun, objektif sorumluluk esası benimsenerek düzenlendiği, kuralda ilgili belediyeden alınması gereken izin veya ruhsatı olmaksızın ticari amaçlı yolcu taşımacılığı yapıldığının tespit edildiği durumlarda araç sürücüsü aynı zamanda araç sahibi değilse, araç sahibine de aynı miktar için ceza tutanağı düzenleneceği belirtilmekte, araç sahibi olan kişinin, kusurunun bulunup bulunmadığı, belgesiz olarak ticari amaçlı yolcu taşımacılığı yapılmasına izin verip vermediği değerlendirilmeden idare tarafından yaptırım uygulandığı, bu durumun ise işlemediği bir fiilden dolayı araç sahibine yaptırım uygulanmasına neden olduğu, dolayısıyla alınması gereken izin veya ruhsat olmaksızın ticari amaçlı yolcu taşımacılığı yapılması ve sürücünün araç sahibi olmaması hâlinde tescil plakası sahiplerine sadece ruhsat sahibi olmaları nedeniyle yaptırım uygulanmasının cezaların şahsiliği ilkesine aykırılık oluşturduğu, Anayasa ve ceza hukukunun temel kuralları uyarınca, kişilere ceza verilebilmesi için aranan koşullardan birinin hukuka aykırı eylemin kanunda belirtilmiş olması, diğerinin ise bu eylemin o kişi tarafından gerçekleştirilmiş olduğunun kanıtlanmasını gerektirdiği, itiraz konusu kuralda araç sahiplerinin hangi eylemlerinin suç sayıldığı için başkasının eyleminden sorumlu tutulduğu açık bir şekilde gösterilmediği gibi araç sahibi olma ile suç arasındaki illiyet bağının da ne suretle oluştuğunun belirtilmediği, kuralın bu yönleriyle açık ve belirgin olmadığı, bu nedenlerle itiraz konusu kuralın birinci cümlesinde yer alan "araç sahibine" ibaresi ile ikinci cümlesinin "araç sahibine" yönünden cezaların şahsiliği ilkesine ve Anayasanın 38. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun Ek 2. maddesine, 31.05.2012 tarihli ve 6321 sayılı Kanun'un 3. maddesiyle eklenen üçüncü fıkranın; birinci cümlesinde yer alan "araç sahibine" ibaresi ile ikinci cümlesinin "araç sahibine" yönünden Anayasa'ya aykırı olduklarına ve iptallerine karar verilmiştir.
 
Söz konusu iptal kararı üzerine, 2918 sayılı Kanun'un Ek- 2. maddesinde 21/02/2019 tarih ve 7166 sayılı Kanun'un 5. maddesi ile yapılan değişiklik neticesinde söz konusu madde;
 
"Araçlarını motorlu araç tescil belgesinde gösterilen maksadın dışında kullananlar ile sürülmesine izin veren araç sahiplerine1.002 Türk lirası idari para cezası uygulanır.
 
Ayrıca, araç on beş gün süre ile trafikten men edilir.
 
10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ve 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu kapsamında ilgili belediyeden;
 
a) Çalışma izni/ruhsatı almadan,
 
b) Alınan izin/ruhsatta belirtilen faaliyet konusu dışında,
 
c) Alınan izin/ruhsatta belirtilen çalışma bölgesi/güzergâh dışında belediye sınırları dâhilinde yolcu taşımak yasaktır. Bu fıkranın (a) bendine uymayanlara 5.010 Türk lirası, (b) bendine uymayanlara 2.018 Türk lirası,  (c) bendine uymayanlara 1.002 Türk lirası idari para cezası verilir. Fiilin işlendiği tarihten itibaren geriye doğru bir yıl içinde tekerrürü hâlinde, bu fıkrada yer alan idari para cezaları iki kat olarak uygulanır.
 
İşleteni veya sahibi, sürücüsünün kendisi olup olmadığına bakılmaksızın aracın bu maddenin üçüncü fıkrasına aykırı olarak kullanılmaması hususunda gerekli tedbirleri almak ve denetimini yapmakla yükümlüdür. Araç, bu maddenin üçüncü fıkrasının;
 
a) (a) bendinin ihlali hâlinde altmış gün,
 
b) (b) bendinin ihlali hâlinde otuz gün,
 
c) (c) bendinin ihlali hâlinde ise on beş gün
 
süreyle trafikten men edilir.
 
İlgili belediye tarafından tahdit veya tahsis kapsamına alınmış ve bu kapsamda verilmiş çalışma izninin/ruhsatının süresi bittiği hâlde, belediye sınırları dâhilinde yolcu taşıyan kişiye 1.002 Türk lirası idari para cezası uygulanır ve eksikliği giderilinceye kadar araç trafikten men edilir.
 
Ayrıca işareti bulunmayan üçüncü fıkra kapsamındaki araçlardan taşımacılık hizmeti alanlara da 334 Türk lirası idari para cezası uygulanır." şeklinde düzenlenmiştir.
 
Uyuşmazlık konusu olayda araç sahibi olan ancak ticari amaçlı yolcu taşımacılığı yapan sürücü konumunda olmayan davacı hakkında, dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Kanun'un Ek 2. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince, aracının altmış gün süreyle trafikten men edilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
 
Yukarıda yer verilen Anayasa Mahkemesi'nin 11/09/2014 tarih ve E:2014/52, K:2014/139 sayılı kararı ile; 2918 sayılı Kanun'un Ek 2. maddesinin 3. fıkrasının idari para cezası verilmesini düzenleyen ilk cümlesinde yer alan "araç sahibine" ibaresi ile aracın trafikten men edilmesini düzenleyen ikinci cümlesinin "araç sahibine" yönünden iptaline karar verilmiştir. Bu karar yukarıda zikredilen Anayasa hükmü uyarınca Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihten itibaren yürürlüğe girmiştir.
 
Söz konusu Anayasa Mahkemesi kararıyla, dava konusu işlemin dayanağı olan, sadece "araç sahibi" olunması sebebiyle müeyyide uygulanmasına ilişkin yasal düzenleme iptal edilmiş olduğundan, araç sahibi hakkında tesis edilen dava konusu işlemin, hukuka uygun olmadığı görülmektedir.
 
Bu durumda, ilgili belediyeden izin ve ruhsat alınmaksızın ticari amaçlı yolcu taşımacılığı yapıldığından bahisle, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun Ek 2. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca tesis edilen "aracın trafikten men edilmesi"nde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
 
Açıklanan nedenlerle, araç sahibi olan davacının istinaf başvurusunun kabulüne, İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 29/03/2017 tarih ve E:2016/1975, K:2017/836 sayılı kararının "aracın trafikten men edilmesi işlemi"ne ilişkin kısmının kaldırılmasına ve anılan dava konusu işlemin iptaline, dava kısmen iptal, kısmen ret kararı ile sonuçlandığından aşağıda dökümü yapılan toplam 766,65 TL yargılama giderlerinden (dava, istinaf ve temyiz aşaması dahil) takdiren 383,32.- TL'sinin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan 383,32.- TL yargılama gideri ile 1.700,00 TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, davanın reddine yönelik kesinleşen kısım için ilk dava aşamasında davalı idare lehine vekalet ücretine hüküm kurulduğundan, davalı idare lehine yeniden vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, posta ücreti avansından artan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra ilgililere iadesine, kararın tebliğini izleyen 30 gün içerisinde Danıştayda temyiz yolu açık olmak üzere, 29/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy