İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 6. Vergi Dava Dairesi 2019/3342 Esas 2020/1186 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 6. Vergi Dava Dairesi
Esas No: 2019/3342
Karar No: 2020/1186
Karar Tarihi: 17.07.2020



(6183 S. K. m. 8, 35, 55, 58) (213 S. K. m. 94, 101, 102)
 
BAŞVURUNUN KONUSU: Davacı tarafından, ……. Arıtma İnşaat Restorasyon Teknik Mühendislik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin 2006, 2008, 2009, 2010, 2011, 2012, 2013, 2014, 2015 yıllarının muhtelif dönemlerine ilişkin vergi borçlarının tahsili amacıyla adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen 11.12.2018 tarih ve 20181211660Ec0000001, 2, 3, 4, 5, 6 ana takip dosya numaralı ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılan davada; Mahkemelerinin 28.02.2019 ve 24.04.2019 tarihli ara kararları ile davalı idareden, dava konusu ödeme emirleri içeriği amme alacağının şirketten takip ve tahsil imkanı kalmadığını gösteren bilgi ve belgeler ile şirket hakkında düzenlenen ödeme emirlerinin usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği sorularak, buna ilişkin bilgi ve belgelerin istenildiği, idarece ibraz edilen bilgi ve belgelerin incelenmesinden; asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin bir kısmının şirkete posta yoluyla, bir kısmının ise ilanen tebliğ edildiği, yapılan haciz işlemleri ve malvarlığı araştırması sonucunda amme alacağının şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması üzerine, şirket ortağı olan davacıdan tahsiline yönelik olarak dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiği, 20181211660Ec0000001 ana takip dosya numaralı ödeme emri içeriği vergi borçlarının asıl borçlu şirket adına re'sen tarh edilen 2008, 2009, 2010, 2011 ve 2012 takvim yıllarının muhtelif dönemlerine ilişkin gelir stopaj, katma değer vergisi ve damga vergisi, vergi ziyaı cezası ile kesilen özel usulsüzlük cezası ve gecikme faizine ilişkin olduğu, bu borçlara ilişkin olarak asıl borçlu şirket tarafından tarhiyat öncesi uzlaşma talebinde bulunulduğu, 10.12.2012 tarihli uzlaşma tutanağı düzenlenerek taraflarca uzlaşmaya varıldığı, uzlaşılan kamu alacağının vadesinde ödenmemesi üzerine bu tutarların asıl borçlu şirketten tahsili için asıl borçlu şirket adına 17.12.2012 tarih ve 2012121766OEU0000008 ve 18.02.2013 tarih ve 2013021866OEU0000008 ve 12 sayılı ödeme emirlerinin düzenlendiği, söz konusu ödeme emirlerinin 27.03.2013 tarihinde vergi dairesinde şirket müdürü ....'a tebliğ edildiği, şirket hakkında malvarlığı araştırması, e-haciz işlemleri ile araç haczi yapıldığı, dolayısıyla tahsil zamanaşımı süresinin kesildiği görülmekte olup, davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen işbu ödeme emrinde hukuka aykırılık görülmediği, 20181211660Ec0000002 ana takip dosya numaralı ödeme emrinin 1.ve 7. sırasında yer alan vergi borcunun asıl borçlu şirket adına re'sen tarh edilen 2013/09 ve 10 dönemlerine ilişkin katma değer vergisi ve damga vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizine ilişkin olduğu, bu borçların vadesinde ödenmemesi üzerine ödeme emri içeriğinde yer alan alacakların tahsili için asıl borçlu şirket adına 13.12.2013 tarih ve 2013121366OEU00000010 ana takip dosya numaralı ödeme emrinin düzenlendiği, söz konusu ödeme emrinin 28.04.2014 tarihinde vergi dairesinde şirket müdürü ....'a tebliğ edildiği, şirket hakkında malvarlığı araştırması, e-haciz işlemleri ile araç haczi yapıldığı, dolayısıyla tahsil zamanaşımı süresinin kesildiği görülmekte olup, davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen işbu ödeme emrinin 1.ve 7. sırada alacaklara isabet eden kısmında hukuka aykırılık görülmediği, 20181211660Ec0000002 ana takip dosya numaralı ödeme emrinin 2. sırasında yer alan vergi borcunun asıl borçlu şirket adına 2012/03 dönemine ilişkin olarak kesilen özel usulsüzlük cezasına ilişkin olduğu, borcun vadesinin 2013 olduğu, bu borcun vadesinde ödenmemesi üzerine asıl borçlu şirket adına 20.01.2014 tarih ve 2014012066OEU0000003 ana takip dosya numaralı ödeme emrinin düzenlendiği, söz konusu ödeme emri ve tebliğ alındısı dosyaya ibraz edilmediğinden ödeme emri içeriği amme alacağının 31.12.2018 tarihinde zamanaşımına uğradığı, davalı idarece zamanaşımı sürelerini kesen veya durduran hukuken geçerli başkaca bir sebep ortaya konulamadığı anlaşıldığından, dava konusu ödeme emrinin 2. sırasında yer alan amme alacağına ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı, 20181211660Ec0000002 ana takip dosya numaralı ödeme emrinin 3, 4, 8, 10, 11, 16 ve 17. sıralarında yer alan vergi borçlarının asıl borçlu şirketin beyanı üzerine tahakkuk eden 2011, 2012, 2013 takvim yılı muhtelif dönemlerine ilişkin gelir stopaj, katma değer vergisi, damga vergisi ve gecikme faizine ilişkin olduğu, bu borçlardan 2011 ve 2012 dönemine ilişkin olanlar için asıl borçlu şirket tarafından tarhiyat öncesi uzlaşma talebinde bulunulduğu, 10.12.2012 tarihli uzlaşma tutanağı düzenlenerek taraflarca uzlaşmaya varıldığı, uzlaşılan kamu alacağının vadesinde ödenmemesi üzerine bu tutarların asıl borçlu şirketten tahsili için asıl borçlu şirket adına 20.01.2014 ve 2014012066OEU0000003, 18.02.2013 tarih ve 2013021866OEU0000013, 19.07.2013 tarih ve 2013071966OEU0000008, 13.09.2013 tarih ve 2013091366OEU0000013 ana takip dosya numaralı ödeme emirlerinin düzenlenerek 02.04.2014 tarihinde vergi dairesinde şirket müdürü ....'a tebliğ edildiği, şirket hakkında malvarlığı araştırması, e-haciz işlemleri ile araç haczi yapıldığı, dolayısıyla tahsil zamanaşımı süresinin kesildiği görülmekte olup, davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen iş bu ödeme emrinin 3, 4, 8, 10, 11, 16, ve 17. sıralarında yer alan alacaklara isabet eden kısmında hukuka aykırılık görülmediği, 20181211660Ec0000002 ana takip dosya numaralı ödeme emrinin 5. ve 6. sırasında yer alan vergi borcunun asıl borçlu şirket adına re'sen tarh edilen 2012/01-12 dönemine ait kurumlar vergisi ve 2013/03 dönemine ait katma değer vergisi ile asıl borçlu şirket adına kesilen 2013/12 dönemine ilişkin özel usulsüzlük cezasına ilişkin olduğu, bu borcun vadesinde ödenmemesi üzerine asıl borçlu şirket adına 15.05.2013 tarih ve 2013051566OEU0000011 ana takip dosya numaralı ödeme emrinin düzenlenerek asıl borçlu şirketin bilinen adreslerinde tebliğ edilemediğinden bahisle şirket müdürü ....'ın ikametgah adresinde 28.01.2014 tarihinde tebliğ edildiği ancak ödeme emrinin şirketin bilinen adreslerinde tebligata çıkarıldığına ve tebliğ edilemediğine ilişkin tebliğ evraklarının davalı idarece sunulamadığı görüldüğünden ödeme emrinin tebliği usulsüz olup usulsüz tebliğ ile zamanaşımı kesilmeyeceğinden vadesi 2013 takvim yılı olan söz konusu alacakların 31.12.2018 tarihi itibariyle tahsil zamanaşımına uğradığı açık olup zamanaşımına uğrayan söz konusu amme alacakların tahsili cihetiyle davacı adına ortak sıfatıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinin 5. ve 6. sırasında yer alan amme alacağına ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı, 20181211660Ec0000002 ana takip dosya numaralı ödeme emrinin 9. sırasında yer alan vergi borcunun asıl borçlu şirket adına 2012/12 dönemine ilişkin olarak kesilen özel usulsüzlük cezasına ilişkin olduğu, borcun vadesinin 2013 olduğu, bu borcun vadesinde ödenmemesi üzerine asıl borçlu şirket adına 23.06.2014 tarih ve 2014062366OEU0000020 ana takip dosya numaralı ödeme emrinin düzenlendiği, söz konusu ödeme emri ve tebliğ alındısı dosyaya ibraz edilmediğinden ödeme emri içeriği amme alacağın 31.12.2018 tarihinde tahsil zamanaşımına uğradığı, davalı idarece zamanaşımı sürelerini kesen veya durduran hukuken geçerli başkaca bir sebep ortaya konulamadığı anlaşıldığından, dava konusu ödeme emrinin 9. sırasında yer alan amme alacağına isabet eden kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı, 20181211660Ec0000002 ana takip dosya numaralı ödeme emrinin 12, 13 ve 14. sıralarında yer alan vergi borçlarının asıl borçlu şirket adına re'sen tarh edilen 2006/12 dönemine ilişkin katma değer vergisine ilişkin olduğu, bu borçların vadesinde ödenmemesi üzerine asıl borçlu şirket adına 18.03.2013 tarih ve 2013031866OEU0000182 ana takip dosya numaralı ödeme emrinin düzenlenerek 27.03.2013 tarihinde vergi dairesinde şirket müdürü ....'a tebliğ edildiği, şirket hakkında malvarlığı araştırması, e-haciz işlemleri ile araç haczi yapıldığı, dolayısıyla tahsil zamanaşımı süresinin kesildiği görülmekte olup, davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen iş bu ödeme emrinin 12, 13, ve 14. sıralarında yer alan alacaklara isabet eden kısmında hukuka aykırılık görülmediği, 20181211660Ec0000002 ana takip dosya numaralı ödeme emrinin 15. sırasında yer alan vergi borcunun asıl borçlu şirket adına 2013/02 dönemine ilişkin olarak re'sen tarh edilen katma değer vergisine ilişkin olduğu, borcun vadesinin 2013 olduğu, bu borcun vadesinde ödenmemesi üzerine asıl borçlu şirket adına 19.04.2013 tarih ve 2013041966OEU0000007 ana takip dosya numaralı ödeme emrinin düzenlendiği, söz konusu ödeme emri ve tebliğ alındısı dosyaya ibraz edilmediğinden ödeme emri içeriği amme alacağının 31.12.2018 tarihinde tahsil zamanaşımına uğradığı, davalı idarece zamanaşımı sürelerini kesen veya durduran hukuken geçerli başkaca bir sebep ortaya konulamadığı anlaşıldığından, dava konusu ödeme emrinin 15. sırasında yer alan amme alacağına isabet eden kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı, 20181211660Ec0000003 ana takip dosya numaralı ödeme emrinde yer alan vergi borcunun asıl borçlu şirket adına re'sen tarh edilen 2008, 2012, 2013 ve 2014 ve 2015 dönemlerine ilişkin kurumlar vergisi, katma değer vergisi, damga vergisi, vergi ziyaı cezası ile asıl borçlu şirket adına kesilen usulsüzlük cezası, özel usulsüzlük cezası, gecikme zammı ve faizine ilişkin olduğu, bu borçlardan 2008 ve 2012 dönemine ilişkin olanlar için asıl borçlu şirket tarafından tarhiyat öncesi uzlaşma talebinde bulunulduğu, taraflarca uzlaşmaya varılarak 10.12.2012 tarihli uzlaşma tutanağının düzenlendiği, uzlaşılan kamu alacaklarının ve 2013, 2014 ve 2015 dönemine ait kamu alacaklarının asıl borçlu şirket tarafından vadesinde ödenmemesi üzerine bu tutarların tahsili için asıl borçlu şirket adına 23.06.2014 tarih ve 20166OEU00000021 ve 20.05.2014 tarih ve 2014052066OEU0000006 ana takip dosya numaralı ödeme emirlerinin düzenlendiği, söz konusu ödeme emirlerinin asıl borçlu şirketin bilinen adreslerinde bulunamaması nedeniyle, asıl borçlu şirketin kanuni temsilci olan ....'ın Nüfus Hizmetleri Kanunu'na göre oluşturulan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi olan "........" adresine tebliğe çıkarıldığı, adresin kapalı olması nedeniyle tebliğin merciine iade edildiği, iade üzerine ikinci kez tebliğe çıkarıldığı, bu defa tebliğe ilişkin tebligat pusulasının 19.10.2018 kapıya yapıştırıldığı, bu haliyle asıl borçlu adına düzenlenen ödeme emirlerine ilişkin tebliğin Kanunun aradığı şekilde usulüne uygun yapıldığı görülmüş olup, şirket hakkında malvarlığı araştırması, e-haciz işlemleri ile araç haczi yapıldığı, dolayısıyla tahsil zamanaşımı süresinin kesildiği görülmekte olup, davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen işbu ödeme emrinde hukuka aykırılık görülmediği, 20181211660Ec0000004 ana takip dosya numaralı ödeme emrinde yer alan vergi borçlarının asıl borçlu şirketin beyanı üzerine tahakkuk eden 2014 ve 2015 dönemlerine ait damga vergilerine ilişkin olduğu, bu borçların vadesinde ödenmemesi üzerine ödeme emri içeriğinde yer alan alacakların tahsili için asıl borçlu şirket adına 23.06.2014 tarih ve 20166OEU00000021 ve 11.12.2014 tarih ve 2014121166OEU0000014 ana takip dosya numaralı ödeme emirlerinin düzenlendiği, söz konusu ödeme emrinin asıl borçlu şirketin bilinen adreslerinde bulunamaması nedeniyle, asıl borçlu şirketin kanuni temsilci olan ....'ın Nüfus Hizmetleri Kanunu'na göre oluşturulan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi olan "........" adresine tebliğe çıkarıldığı, adresin kapalı olması nedeniyle tebliğin merciine iade edildiği, iade üzerine ikinci kez tebliğe çıkarıldığı, bu defa tebliğe ilişkin tebligat pusulasının 19.10.2018 kapıya yapıştırıldığı, bu haliyle asıl borçlu adına düzenlenen ödeme emirlerine ilişkin tebliğin Kanunun aradığı şekilde usulüne uygun yapıldığı görülmüş olup, şirket hakkında malvarlığı araştırması, e-haciz işlemleri ile araç haczi yapıldığı, dolayısıyla tahsil zamanaşımı süresinin kesildiği görülmekte olup, davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen işbu ödeme emrinde hukuka aykırılık görülmediği, 20181211660Ec0000005 ana takip dosya numaralı ödeme emrinde yer alan vergi borcunun asıl borçlu şirket adına 2011/02 dönemine ilişkin olarak kesilen özel usulsüzlük cezasına ilişkin olduğu, bu borcun vadesinde ödenmemesi üzerine ödeme emri içeriğinde yer alan alacakların tahsili için asıl borçlu şirket adına 30.01,2017 tarih ve 2017013066OEU00000009 ana takip dosya numaralı ödeme emrinin düzenlendiği, söz konusu ödeme emrinin asıl borçlu şirketin bilinen adreslerinde bulunamaması nedeniyle, asıl borçlu şirketin kanuni temsilci olan ....'ın Nüfus Hizmetleri Kanunu'na göre oluşturulan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi olan "........" adresine tebliğe çıkarıldığı, adresin kapalı olması nedeniyle tebliğin merciine iade edildiği, iade üzerine ikinci kez tebliğe çıkarıldığı, bu defa tebliğe ilişkin tebligat pusulasının 19.10.2018 kapıya yapıştırıldığı, bu haliyle asıl borçlu adına düzenlenen ödeme emirlerine ilişkin tebliğin Kanunun aradığı şekilde usulüne uygun yapıldığı görülmüş olup, şirket hakkında malvarlığı araştırması, e-haciz işlemleri ile araç haczi yapıldığı, dolayısıyla tahsil zamanaşımı süresinin kesildiği görülmekte olup, davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen işbu ödeme emrinde hukuka aykırılık görülmediği, 20181211660Ec0000006 ana takip dosya numaralı ödeme emrinde yer alan vergi borcunun asıl borçlu şirket adına 2010 ve 2011 yılının muhtelif dönemlerine ilişkin olarak re'sen tarh edilen katma değer vergisi, gecikme faizi ile asıl borçlu şirket adına kesilen vergi ziyaı cezası, özel usulsüzlük cezasına ilişkin olduğu, bu borçların vadesinde ödenmemesi üzerine ödeme emri içeriğinde yer alan alacakların tahsili için asıl borçlu şirket adına 17.07.2017 tarih ve 2017071766OEU00000011 ana takip dosya numaralı ödeme emrinin düzenlendiği, söz konusu ödeme emrinin asıl borçlu şirketin bilinen adreslerinde bulunamaması nedeniyle, asıl borçlu şirketin kanuni temsilci olan ....'ın Nüfus Hizmetleri Kanunu'na göre oluşturulan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi olan "........" adresine tebliğe çıkarıldığı, adresin kapalı olması nedeniyle tebliğin merciine iade edildiği, iade üzerine ikinci kez tebliğe çıkarıldığı, bu defa tebliğe ilişkin tebligat pusulasının 19.10.2018 kapıya yapıştırıldığı, bu haliyle asıl borçlu adına düzenlenen ödeme emirlerine ilişkin tebliğin Kanunun aradığı şekilde usulüne uygun yapıldığı görülmüş olup, şirket hakkında malvarlığı araştırması, e-haciz işlemleri ile araç haczi yapıldığı, dolayısıyla tahsil zamanaşımı süresinin kesildiği görülmekte olup, davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen işbu ödeme emrinde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar veren İstanbul 11. Vergi Mahkemesi'nin 30/09/2019 tarih ve E:2019/461, K:2019/1816sayılı kararına davalı idare tarafından istinaf başvurusunda bulunularak; kararın hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek kaldırılması istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: Savunma dilekçesi verilmemiştir.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren İstanbul Altıncı Vergi Dava Dairesi'nce dosyadaki belgeler incelenip davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusu hakkında işin gereği görüşüldü:
 
Dava; davacı tarafından, .... Arıtma İnşaat Restorasyon Teknik Mühendislik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin 2006, 2008, 2009, 2010, 2011, 2012, 2013, 2014, 2015 yıllarının muhtelif dönemlerine ilişkin vergi borçlarının tahsili amacıyla adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen 11.12.2018 tarih ve 20181211660Ec0000001, 2, 3, 4, 5, 6 ana takip dosya numaralı ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılmıştır.
 
İstinafa konu kararın, davanın reddine yönelik kısmına davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmadığı, davanın kabulüne yönelik kısmına ise davalı idarece istinaf başvurusunda bulunulduğu görülmekle, istinafa konu kararın davanın kabulüne yönelik kısmına davalı idarece yapılan istinaf başvurusu yönünden;
 
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 15 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı hükme bağlanmış olup, aynı Yasanın takip eden 58. maddesinde de, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı iddiası ile tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait davalara bakan vergi mahkemesi nezdinde dava açabileceği öngörülmüştür.
 
Aynı Kanun'un 35. maddesinde; ''Limited şirket ortakları şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar." hükmü yer alıyor iken, 5766 sayılı Yasanın 3. maddesiyle 06.06.2008 tarihinde yürürlüğe giren hükmüyle söz konusu maddeye ek olarak getirilen ek fıkrayla; "Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur. Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur.'' kuralı getirilmiştir.
 
Yukarıda anılan yasal düzenlemeler uyarınca, tüzel kişiliğe sahip şirketlerin vergi borçlarından dolayı öncelikle o şirket adına tarh ve tahakkuk işlemi yapılacağı, borç ödenmediği takdirde şirket adına ödeme emri düzenleneceği ve kamu alacağının şirketten tahsil edilmesi için idarece 6183 sayılı Kanunda sayılan tüm takip yollarının tüketileceği, buna rağmen kamu alacağı borçlu şirketten tahsil edilemezse, şirket ortakları adına hisseleri oranında ödeme emri düzenleneceği tartışmasızdır.
 
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un "Tebliğler ve müddetlerin hesaplanması" başlıklı 8. maddesinde, hilafına bir hüküm bulunmadıkça bu Kanunda yazılı müddetlerin hesaplanmasında ve tebliğlerin yapılmasında Vergi Usul Kanunu hükümlerinin tatbik olunacağı, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Tebliğ Yapılacak Kimseler" başlıklı 94. maddesinde; "Tebliğ mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılır. Tebliğ, kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgah adresinde bulunanlardan veya işyerlerinde memur ya da müsdahdemlerinden birine yapılır. (Muhatap yerine bu şekilde kendisine tebliğ yapılacak kimsenin görüşüne nazaran 18 yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması gerekir.)" hükmüne yer verilmiş, 101. maddesinin 1. fıkrasında, 1. Mükellef tarafından işe başlamada veya adres değişikliğinde bildirilen işyeri adreslerinin, 2. Yoklama fişinde veya ilgilinin imzası bulunmak şartıyla yetkili memurlar tarafından bir tutanakla tespit edilen işyeri adreslerinin, 3. 25/04/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'na göre oluşturulan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin bu Kanuna göre bilinen adres sayıldığı, birinci fıkranın (1) ve (2) numaralı bentlerinde yazılı bilinen adreslerden tarih itibarıyla tebligat yapacak makama en son olarak bildirilmiş veya bu makamca tespit edilmiş olanının dikkate alınacağı ve tebliğin öncelikle bu adreste yapılacağı, işyeri adresinde tebliğ yapılacak olanların bu adresinde bulunamaması, işin bırakılması veya işin bırakılmış addolunması hallerinde tebliğin, gerçek kişilerde kendisinin, tüzel kişilerde bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerinden birinin, tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde ise bunları idare edenler veya varsa temsilcilerinden herhangi birinin adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde yapılacağı, işyeri adresi olmayanlara tebliğin, doğrudan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde yapılacağı belirtildikten sonra, 102. maddesinin 4. fıkrasında, bu Kanunun 101. maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (2) numaralı bentlerinde sayılan işyeri adreslerine tebliğe çıkılan hallerde, tebliğ yapılacak olanların bu adreste bulunamaması durumunda (bulunamama durumunun o adresten geçici ayrılmaları da kapsadığı) durumun, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek, tebliğ evrakının gönderildiği idareye iade edileceği, bu durumda, bu Kanunun 101. maddesinin üçüncü fıkrasına göre işlem yapılacağı, 5. fıkrasında, bu Kanunun 101. maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde sayılan adrese tebliğe çıkılan hallerde, tebliğ yapılacak kişinin adresinde bulunamaması durumunda (bulunamama durumunun o adresten geçici ayrılmaları da kapsadığı) durumun, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek, tebliğ evrakının gönderildiği idareye iade edileceği, bunun üzerine tebliği çıkaran merci tarafından tayin olunacak münasip bir süre sonra yeniden tebliğ çıkarılacağı, ikinci defa çıkarılan tebliğ evrakı da aynı sebeplerle tebliğ edilemezse, tebliğ evrakının gönderildiği idareden alınabileceği şerhini içeren bir pusulanın kapıya yapıştırılacağı, bu durumun, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek, tebliğ evrakının, gönderildiği idareye iade edileceği, tebliğ evrakının pusulanın yapıştırıldığı tarihten itibaren on beş gün içerisinde muhatabı tarafından alınması hâlinde alındığı günde, bu süre içerisinde alınmaması hâlinde ise on beşinci günde tebliğ yapılmış sayılacağı hükme bağlanmıştır.
 
İstinaf başvurusuna konu kararın, dava konusu 20181211660Ec0000002 sayılı ödeme emrinin 5, 6, 15. sıralarında yer alan amme alacaklarına ilişkin kısmının iptali isteminin kabulüne yönelik hüküm fıkrasına davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusu yönünden;
 
Dayandığı gerekçeler karşısında, istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen kısmının hukuka ve usule uygun olduğu anlaşıldığından ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddialar söz konusu kararın belirtilen kısmının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediğinden, davalı idare istinaf başvurusunun bu kısım yönünden reddi gerekmektedir.
 
İstinaf başvurusuna konu kararın, dava konusu 20181211660Ec0000002 sayılı ödeme emrinin 2. sırasında yer alan 2012/3 dönemine ait özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmının iptali isteminin kabulüne yönelik hüküm fıkrasına davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusu yönünden;
 
Dava dosyasının incelenmesinden, asıl borçlu .... Arıtma İnşaat Restorasyon Teknik Mühendislik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin vadesinde ödenmeyen 2012/3 dönemine ilişkin özel usulsüzlük cezasının tahsili amacıyla şirket hakkında 20.01.2014 tarih ve 3 sayılı ödeme emrinin düzenlenip 02.04.2014 tarihinde şirket müdürü ....'ın ikametgah adresinde kendisine tebliğ edildiği, şirket hakkında haciz varakaları düzenlenerek yapılan mal varlığı araştırmaları sonucunda borcu karşılayacak mal varlığının bulunmaması üzerine söz konusu dönemde %9,88 ortak olan davacının hissesi oranında dava konusu 20181211660Ec0000002 sayılı ödeme emrinin ilgili kısmının düzenlenerek 08.02.2019 yılında davacıya tebliği üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı görülmüştür.
 
Bu durumda, tarh ve tahsil zamanaşımı süreleri içerisinde söz konusu kamu alacağının şirketten tahsil edilmesi için 6183 sayılı Kanunda sayılan tüm takip yollarının usule uygun şekilde tüketildiği görüldüğünden, dava konusu 20181211660Ec0000002 sayılı ödeme emrinin 2. sırasında yer alan 2012/3 dönemine ait özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
 
İstinaf başvurusuna konu kararın, dava konusu 20181211660Ec0000002 sayılı ödeme emrinin 9. sırasında yer alan 2012/12 dönemine ait özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmının iptali isteminin kabulüne yönelik hüküm fıkrasına davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusu yönünden;
 
Dava dosyasının incelenmesinden, asıl borçlu .... Arıtma İnşaat Restorasyon Teknik Mühendislik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin vadesinde ödenmeyen 2012/12 dönemine ilişkin özel usulsüzlük cezasının tahsili amacıyla şirket hakkında 23.06.2014 tarih ve 20 sayılı ödeme emrinin düzenlendiği, söz konusu ödeme emrinin şirket müdürü ....'ın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine 19.04.2018 tarihinde gönderildiği ancak "alıcı tevziat saatlerinde hanede olmadığından merciine iade" şerhi ve posta memurunun imzası ile iade edildiği, 19.10.2018 tarihinde aynı adrese ikinci defa gidilmesi ve muhatabın adreste bulunmaması üzerine tebliğ evrakının gönderildiği idareden alınabileceği şerhini içeren pusula kapıya yapıştırılmak ve bu durum posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilmek suretiyle tebligatın yapıldığı görülmüştür.
 
213 sayılı Kanun'un yukarıda yer verilen hükümleri uyarınca, tüzel kişiler hakkında düzenlenen ödeme emirlerinin öncelikle işyeri adresinde tebliğ edilmeye çalışılması ve işyeri adresinde bulunamaması, işin bırakılması veya işin bırakılmış addolunması hallerinde tebliğin, kanuni temsilcilerinden birinin adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde yapılması gerekirken, şirket adına düzenlenen ödeme emrinin şirketin işyeri adresinde tebliği denenmeden doğrudan kanuni temsilcinin adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine tebliğ edilmesi usule aykırı bulunmaktadır.
 
Bu durumda, şirket adına düzenlenen ödeme emrinin usulsüz tebliği nedeniyle söz konusu kamu alacağının şirketten tahsil edilmesi için 6183 sayılı Kanunda sayılan tüm takip yollarının usule uygun şekilde tüketilmediği görüldüğünden, dava konusu 20181211660Ec0000002 sayılı ödeme emrinin 9. sırasında yer alan 2012/12 dönemine ait özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmında bu yönüyle hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
 
Açıklanan nedenlerle; davalı idare istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İstanbul 11. Vergi Mahkemesi'nin istinafa konu edilen 30/09/2019 tarih ve E:2019/461, K:2019/1816 sayılı kararının dava konusu 20181211660Ec0000002 sayılı ödeme emrinin 2. sırasında yer alan 2012/3 dönemine ait özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmının iptali isteminin kabulüne yönelik hüküm fıkrasının kaldırılarak, buna ilişkin kısım yönünden davanın reddine, istinafa konu kararın; dava konusu 20181211660Ec0000002 sayılı ödeme emrinin 9. sırasında yer alan 2012/12 dönemine ait özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmının iptali isteminin kabulüne yönelik hüküm fıkrasının kaldırılarak, buna ilişkin kısım yönünden yukarıda belirtilen gerekçe uyarınca davanın kabulüne, istinafa konu kararın; dava konusu 20181211660Ec0000002 sayılı ödeme emrinin 5, 6, 15. sıralarında yer alan amme alacaklarına ilişkin kısmının iptali isteminin kabulüne yönelik hüküm fıkrasına davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddine, sonuç olarak; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, dava konusu 20181211660Ec0000002 sayılı ödeme emrinin 5, 6, 9, 15. sıralarında yer alan amme alacaklarına ilişkin kısmının iptaline, dava konusu 20181211660Ec0000002 sayılı ödeme emrinin kalan kısmı ile 20181211660Ec0000001, 3, 4, 5, 6 sayılı ödeme emirlerinin iptali isteminin reddine, dava kısmen kabul kısmen ret ile sonuçlandığından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323. maddesi uyarınca, davacı tarafından yapıldığı anlaşılan ve aşağıda dökümü gösterilen 203,10-TL yargılama giderinden, davadaki haklılık oranına göre hesaplanan 202,10-TL'sinin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan 1,00-TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, istinaf aşamasında davalı idare tarafından yapıldığı anlaşılan ve aşağıda dökümü gösterilen 38,00-TL yargılama giderinden, davadaki haklılık oranına göre hesaplanan 0,50-TL'sinin davalı idare üzerinde bırakılmasına, kalan 37,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, Mahkeme kararında davalı idare vekili lehine vekalet ücretine hükmedildiğinden, yeniden vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, davacıdan 54,40-TL maktu karar harcının alınmasına, tahsil edilen posta avansından artan kısmın ilgilisine iadesine, kararın taraflara tebliği için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 6. fıkrası uyarınca kesin olarak 17/07/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy