İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesi 2020/925 Esas 2020/1589 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 5. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2020/925
Karar No: 2020/1589
Karar Tarihi: 13.10.2020



İSTEMİN KONUSU: İstanbul 12. İdare Mahkemesinin 24/02/2020tarih ve E:2019/1481, K:2020/265sayılı kararının istinaf yolu ile incelenerek kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istenilmektedir.
 
YARGILAMA SÜRECİ:
 
Dava konusu istem: İstanbul ili, Bakırköy ilçesi,  Mahallesi, 564 Ada, 182 parsel sayılı yerdeki yapının 3194 sayılı İmar Kanunun'nun 32. ve 42. maddelerine istinaden işlem yapılmak üzere mühürlenerek tatil edilmesine ilişkin 28/05/2019 tarih ve 000629 sayılı 1. Nolu Yapı Tatil Tutanağının iptali istenilmiştir.
 
İlk derece mahkemesi
 
kararının özeti: İstanbul 12. İdare Mahkemesinin 24/02/2020tarih ve E:2019/1481, K:2020/265sayılı kararı ile; " ...dava konusu yapı tatil tutanağı ile İstanbul ili, Bakırköy ilçesi,  Mahallesi, 564 Ada, 182 parsel sayılı yerdeki yapının 3194 sayılı İmar Kanunun'nun 32 ve 42' nci maddesine istinaden işlem yapılmak üzere mühürlenerek tatil edildiği, davacı tarafından söz konusu yapı hakkında 15.08.2018 tarih 2JPVC530 sayılı yapı kayıt belgesinin alındığı, söz konusu yapı kayıt belgesinin İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nün 24.12.2018 tarih 73119 sayılı işlemi ile iptal edildiği, davacı tarafından söz konusu yapı kayıt belgesinin iptaline ilişkin işlemin iptali istemiyle İstanbul 6. İdare Mahkemesi'nin E:2019/89 esas K:2019/1763 sayılı kararı ile açılan davada yapı kayıt belgesinin iptaline ilişkin İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nün 24.12.2018 tarih 73119 sayılı işleminin iptaline karar verildiği, halihazırda davacı tarafından mühürlemeye konu taşınmaz için alınan yapı kayıt belgesinin hukuken varlığını koruduğu anlaşıldığından dava konusu İstanbul ili, Bakırköy ilçesi,  Mahallesi, 564 Ada, 182 parsel sayılı yerdeki yapının 3194 sayılı İmar Kanunun'nun 32 ve 42' nci maddesine istinaden işlem yapılmak üzere mühürlenerek tatil edilmesine ilişkin 28/05/2019 tarih ve 000629 sayılı 1. Nolu Yapı Tatil Tutanağının hukuka aykırı olduğu sonucuna varıldığı" gerekçesi ile dava konusu işlem hukuka aykırı bulunarak iptaline karar verilmiştir.
 
İSTİNAFA BAŞVURANIN İDDİALARI: Davalı idare tarafından; mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu, 19.04.2018 tarihli yapı tatil tutanağının yapının tamamı hakkında tanzim edilmediği, 15.08.2018 tarihli yapı kayıt belgesinin 24.12.2018 tarihli işlemle iptal edildiği, ilçe belediyesinden iki kez ruhsat iptali istenildiği yapı kayıt belgesinin idari para cezasının kendiliğinden durdurmayacağı, kesinleşmiş mahkeme kararlarının bulunduğu ileri sürülerek davanın reddine karar verilmesi istenilmektedir.
 
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davacı tarafından; dava konusu işlemin iptaline dair kararın hukuka uygun olduğu ileri sürülerek, istinaf başvurusunun reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Beşinci İdare Dava Dairesince; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 6545 sayılı Kanunun 19. maddesi ile değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "istinaf" başlıklı(Değişik 6545 S.K./19. md.)45. maddesinin;3. fıkrasında; “Bölge idare mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verir. Karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı verir.”; 4. fıkrasında; Bölge idare mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığı takdirde istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verir. Bu hâlde bölge idare mahkemesi işin esası hakkında yeniden bir karar verir.6. fıkrasında ise,"Bölge idare mahkemelerinin 46 ncı maddeye göre temyize açık olmayan kararları kesindir." hükümleri yer almaktadır.
 
İstinaf başvurusu, İstanbul ili, Bakırköy ilçesi,  Mahallesi, 564 Ada, 182 parsel sayılı yerdeki yapının 3194 sayılı İmar Kanunun'nun 32 ve 42' nci maddesine istinaden işlem yapılmak üzere mühürlenerek tatil edilmesine ilişkin 28/05/2019 tarih ve 000629 sayılı 1. Nolu Yapı Tatil Tutanağının iptali istemiyle açılan davada; dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İstanbul12.İdareMahkemesinin 24/02/2020tarih ve E:2019/1481, K:2020/265sayılı kararının davalı idare tarafından kaldırılması istemine ilişkindir.
 
3194 sayılı İmar Kanununun 20. maddesinde; "Yapının; imar planı, yönetmelik, ruhsat ve eklerine uygun olarak yapılabilir." düzenlemiş; aynı Kanun'un 21. maddesinde; "Bu Kanunun kapsamına giren bütün yapılar için 26 ncı maddede belirtilen istisna dışında belediye veya valiliklerden (....) yapı ruhsatiyesi alınması mecburidir. Ruhsat alınmış yapılarda herhangi bir değişiklik yapılması da yeniden ruhsat alınmasına bağlıdır. Bu durumda; bağımsız bölümlerin brüt alanı artmıyorsa ve nitelik değişmiyorsa ruhsat, hiçbir vergi, resim ve harca tabi olmaz. Ancak; derz, iç ve dış sıva, boya, badana, oluk, dere, doğrama, döşeme ve tavan kaplamaları, elektrik ve sıhhi tesisat tamirleri ile çatı onarımı ve kiremit aktarılması ve yönetmeliğe uygun olarak mahallin hususiyetine göre belediyelerce hazırlanacak imar yönetmeliklerinde belirtilecek taşıyıcı unsuru etkilemeyen diğer tadilatlar ve tamiratlar ruhsata tabi değildir. Belediyeler veya valilikler mahallin ve çevrenin özelliklerine göre yapılar arasında uyum sağlamak, güzel bir görünüm elde etmek amacıyla dış cephe boya ve kaplamaları ile çatının malzemesini ve rengini tayin etmeye yetkilidir. Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce yapılmış olan yapılar da bu hükme tabidir." hükmüne yer verilmiş; 32. maddesinde ise;"Bu Kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç; ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığı ilgili idarece tespiti, fenni mesulce (...) tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilir. Yapı mühürlenerek inşaat derhal durdurulur. Durdurma, yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılır. Bu tebligatın bir nüshası da muhtara bırakılır. Bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi, yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mühürün kaldırılmasını ister. Ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat alındığı ve yapının bu ruhsata uygunluğu, inceleme sonunda anlaşılırsa, mühür, belediye veya valilikçe kaldırılır ve inşaatın devamına izin verilir. Aksi takdirde, ruhsat iptal edilir, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan bina, belediye encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip, belediye veya valilikçe yıktırılır ve masrafı yapı sahibinden tahsil edilir." kuralına yer verilmiştir.
 
02.11.1985 tarih ve 18916 mükerrer sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Plânlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin 16 ncı maddesinin 23 üncü fıkrasında, Basit tamir ve tadil: Yapılarda derz, iç ve dış sıva, boya, badana, oluk dere, doğrama, döşeme ve tavan kaplamaları, elektrik ve sıhhî tesisat tamirleri ile çatı onarımı ve kiremit aktarılması işlemleri olarak tanımlanmış; maddenin 24 üncü fıkrasında ise, Esaslı Tadilat: Yapılarda taşıyıcı unsuru etkileyen ve/veya inşaat alanını ve ruhsat eki projelerini değiştiren işlemler olarak açıklanmış ve esaslı tadilin ruhsata tabi olduğu kuralına yer verilmiştir.
 
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun "Büyükşehir Belediyesinin İmar Denetim Yetkisi" başlıklı 11. maddesinde: "Büyükşehir belediyesi, ilçe ve ilk kademe belediyelerinin imar uygulamalarını denetlemeye yetkilidir. Denetim yetkisi, konu ile ilgili her türlü bilgi ve belgeyi istemeyi, incelemeyi ve gerektiğinde bunların örneklerini almayı içerir. Bu amaçla istenecek her türlü bilgi ve belgeler en geç onbeş gün içinde verilir. İmar uygulamalarının denetiminde kamu kurum ve kuruluşlarından, üniversiteler ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından yararlanılabilir.
 
Denetim sonucunda belirlenen eksiklik ve aykırılıkların giderilmesi için ilgili belediyeye üç ayı geçmemek üzere süre verilir. Bu süre içinde eksiklik ve aykırılıklar giderilmediği takdirde, büyükşehir belediyesi eksiklik ve aykırılıkları gidermeye yetkilidir.
 
Büyükşehir belediyesi tarafından belirlenen ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapılar, gerekli işlem yapılmak üzere ilgili belediyeye bildirilir. Belirlenen imara aykırı uygulama, ilgili belediye tarafından üç ay içinde giderilmediği takdirde, büyükşehir belediyesi 3.5.1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununun 32 ve 42 nci maddelerinde belirtilen yetkilerini kullanma hakkını haizdir. Ancak 3194 sayılı Kanunun 42 nci madde kapsamındaki konulardan dolayı iki kez ceza verilemez." hükmü yer almaktadır.
 
3194 sayılı İmar Kanununun 7143 sayılı Kanunla eklenen geçici 16’ncı maddesinde;
 
"Afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla, 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara 31/10/2018 tarihine kadar başvurulması, bu maddedeki şartların yerine getirilmesi ve 31/12/2018 tarihine kadar kayıt bedelinin ödenmesi halinde Yapı Kayıt Belgesi verilebilir. Başvuruya konu yapının ve arsasının mülkiyet durumu, yapı sınıf ve grubu ve diğer hususlar Bakanlık tarafından hazırlanan Yapı Kayıt Sistemine yapı sahibinin beyanına göre kaydedilir.
 
Yapının bulunduğu arsanın 29/7/1970 tarihli ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununa göre belirlenen emlak vergi değeri ile yapının Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca belirlenen yaklaşık maliyet bedelinin toplamı üzerinden konutlarda yüzde üç, ticari kullanımlarda yüzde beş oranında alınacak kayıt bedeli başvuru sahibi tarafından genel bütçenin (B) işaretli cetveline gelir kaydedilmek üzere merkez muhasebe birimi hesabına yatırılır. 6306 sayılı Kanun kapsamında kullanılmak üzere kaydedilen gelirler karşılığı Bakanlık bütçesine ödenek eklemeye Maliye Bakanı yetkilidir. Bu ödenek, dönüşüm projeleri özel hesabına aktarılarak kullanılır. Kayıt bedeline ilişkin oranı iki katına kadar artırmaya, yarısına kadar azaltmaya, yapının niteliğine ve bölgelere göre kademelendirmeye, ayrıca başvuru ve ödeme süresini bir yıla kadar uzatmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.
 
Yapı Kayıt Belgesi yapının kullanım amacına yöneliktir. Yapı Kayıt Belgesi alan yapılara, talep halinde ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak geçici olarak su, elektrik ve doğalgaz bağlanabilir.
 
Yapı Kayıt Belgesi verilen yapılarla ilgili bu Kanun ve 2960 sayılı Kanun uyarınca alınmış yıkım kararları ile tahsil edilemeyen idari para cezaları iptal edilir.
 
Yapı ruhsatı alıp da yapı kullanma izin belgesi almamış veya yapı ruhsatı bulunmayan yapılarda, Yapı Kayıt Belgesi ile maliklerin tamamının muvafakatinin bulunması ve imar planlarında umumi hizmet alanlarına denk gelen alanların terk edilmesi halinde yapı kullanma izin belgesi aranmaksızın cins değişikliği ve kat mülkiyeti tesis edilebilir. Bu durumda, ikinci fıkrada belirtilen bedelin iki katı ödenir.
 
Beşinci fıkra uyarınca kat mülkiyetine geçilmiş olması 6306 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesinin uygulanmasına engel teşkil etmez.
 
Yapı Kayıt Belgesi alınan yapıların, Hâzineye ait taşınmazlar üzerine inşa edilmiş olması halinde, bu taşınmazlar Bakanlığa tahsis edilir. Yapı Kayıt Belgesi sahipleri ile bunların kanuni veya akdi haleflerinin talepleri üzerine taşınmazlar Bakanlıkça rayiç bedel üzerinden doğrudan satılır. Bu durumda elde edilen gelirler bu maddenin ikinci fıkrasına göre genel bütçeye gelir kaydedilir. Ayrıca bu gelirler hakkında 29/6/2001 tarihli ve 4706 sayılı Hâzineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin beşinci fıkrası hükmü uygulanmaz.
 
Yapı Kayıt Belgesi alınan yapıların belediyelere ait taşınmazlar üzerine inşa edilmiş olması halinde, Yapı Kayıt Belgesi sahipleri ile bunların kanuni veya akdi haleflerinin talepleri üzerine bedeli ilgili belediyesine ödenmek kaydıyla taşınmazlar rayiç bedel üzerinden belediyelerce doğrudan satılır.
 
Üçüncü kişilere ait özel mülkiyete konu taşınmazlarda bulunan yapılar ile Hâzineye ait sosyal donatı için tahsisli araziler üzerinde bulunan yapılar bu madde hükümlerinden yararlandırılmaz.
 
Yapı Kayıt Belgesi, yapının yeniden yapılmasına veya kentsel dönüşüm uygulamasına kadar geçerlidir. Yapı Kayıt Belgesi düzenlenen yapıların yenilenmesi durumunda yürürlükte olan imar mevzuatı hükümleri uygulanır. Yapının depreme dayanıklılığı hususu malikin sorumluluğundadır.
 
Bu madde hükümleri, 18/11/1983 tarihli ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanununda tanımlanan Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesi içinde ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alan ile İstanbul tarihi yarımada içinde ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanlarda ve ayrıca 19/6/2014 tarihli ve 6546 sayılı Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı Kurulması Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde belirlenmiş Tarihi Alanda uygulanmaz.
 
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlık ve Maliye Bakanlığı tarafından müştereken belirlenir." hükmüne yer verilmiş olup;
 
Anılan Yasa hükmüne dayanılarak hazırlanan ve 6 Haziran 2018 tarihli ve 30443 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğin 6. maddesinde, Yapı Kayıt Belgesi verilen yapıların maliklerinin, bu belgenin bir örneğini belediye ve mücavir alan sınırları içinde ilgili belediyesine, bu sınırlar dışında il özel idaresine vermek zorunda oldukları, Yapı Kayıt Belgesi verilen yapılarla ilgili 3194 sayılı Kanun uyarınca alınmış yıkım kararları ile tahsil edilemeyen idari para cezalarının iptal edileceği belirtilmiş, 20 Eylül 2018 tarihli ve 30541 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslarda Değişiklik yapılmasına Dair Usul ve Esasların 5. maddesi ile değişik 8 inci maddesinin ikinci fıkrasında ise; “(2) Yapı Kayıt Belgesi düzenlenemeyecek yapılar için bu belgenin düzenlendiğinin tespit edilmesi durumunda, Yapı Kayıt Belgesi iptal edilir, bu belgenin sağlamış olduğu haklar geri alınır, Yapı Kayıt Belgesi bedeli olarak yatırılmış olan bedel iade edilmez ve belge düzenlenmesi safhasında yalan beyanda bulunan müracaat sahibi hakkında 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 206 ncı maddesi uyarınca suç duyurusunda bulunulur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
 
Yukarıda yer verilen mevzuat hükmü uyarınca, "yapı kayıt belgesi"; yapının kullanım amacına yönelik belgeler olup İmar Kanunu ve diğer imar mevzuat hükümlerine aykırı dahi olsa belli şartların varlığı halinde söz konusu yapıların kullanımına izin verilmekte, bu doğrultuda yapılara elektrik, su, doğalgaz aboneliği bağlanabilmesi imkanı tanınmakta, hatta cins değişikliği ve kat mülkiyeti kurulabilmesi mümkün kılınmaktadır. Bu itibarla, "yapı kayıt belgesi" verilmiş ruhsatsız ve yapı kullanma izni bulunmayan yapılara, mezkur belge ile "yapı kullanma izni" verilmiş yapılara tanınan haklar tanınmaktadır.
 
Öte yandan, aynı yasa hükmüyle "Yapı Kayıt Belgesi" verilen yapılar hakkında alınmış yıkım kararları ile tahsil edilemeyen idari para cezalarının iptal edileceği yolunda amir hüküm getirilmiştir.
 
Dava dosyasının incelenmesinden; İstanbul İli, Bakırköy İlçesi,  Mahallesi, 564 ada, 182 parselde bulunan C blok için Bakırköy Belediye Başkanlığı tarafından 29/05/2017 tarih ve 25947 sayılı ilave tadilat ruhsatı düzenlendiği, anılan yapı ruhsatına binaen inşasına başlanan yapı hakkında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı İmar Müdürlüğü'nün 25/08/2017 tarih ve 168630 sayılı yazısına istinaden Bakırköy Belediye Başkanlığı Yapı Denetim Şefliğinin 18.09.2017 tarih ve 58317 sayılı (4708 sayılı Kanun gereği tutulduğu belirtilen) Yapı Tespit ve Mühürleme Tutanağı düzenlendiği, bu işleme karşı açılan davanın reddine ilişkin İstanbul 7. İdare Mahkemesi'nin 30/05/2018 tarih ve E:2017/1635, K:2018/978 sayılı kararının istinaf aşamasından geçerek kesinleştiği, ayrıca mezkur C blok için düzenlenen yapı ruhsatı hakkında açılan davada da İstanbul 12. İdare Mahkemesi'nin 15.12.2017 tarihli, E:2017/1810 sayılı kararla yürütmenin durdurulması isteminin kabulüne karar verildiği, akabinde aynı mahkemenin 30/05/2018 tarih ve E:2017/1810, K:2018/951 sayılı kararıyla yapı ruhsatının iptal edildiği, bu kararın da istinaf aşamasından geçerek kesinleştiği, bu aşamada Bakırköy Belediyesi tarafından 19.04.2018 tarihli, 337/02345 cilt/sahife nolu yapı tatil tutanağı düzenlendiği, ardından bu tutanağa istinaden davacı şirket adına 29.05.2018 tarihli, 314 sayılı belediye encümeni kararı ile idari para cezası verildiği, davacı tarafından anılan yapı için 15/08/2018 tarihli, 2JPVC530 belge numaralı yapı kayıt belgesi alınmış ise de İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nün 24/12/2018 tarihli ve 73119 sayılı makam oluru ile iptal edildiği, söz konusu iptal kararı üzerine davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından "ilçe belediyesi ile yapılan tüm yazışmalara rağmen usulüne uygun işlem yapılmadığı" gerekçesiyle 5216 sayılı Kanunun 11. maddesinin verdiği yetkiye istinaden ruhsatsız yapının tamamı hakkında 3194 sayılı İmar Kanununun 32. ve 42. maddesi uyarınca 28.05.2019 tarihli, 629 sayılı yapı tatil tutanağının düzenlendiği anlaşılmaktadır.
 
Uyuşmazlıkta, davalı idare tarafından, yapı kayıt belgesinin iptaline ilişkin İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nün 24/12/2018 tarihli ve 73119 sayılı işlemi nazara alınarak yapının tamamı hakkında yapı tatil tutanağı düzenlenmiş ise de; yapı kayıt belgesinin iptaline ilişkin söz konusu Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nün iptali istemiyle açılan davada, İstanbul 6. İdare Mahkemesinin 16.07.2019 tarihli, E:2019/89, K:2019/1763 sayılı kararı ile "yapı kayıt belgesi alınan yapının tümünün 31/12/2017 tarihinden sonra yapılmadığının anlaşıldığı, davalı idare tarafından 31/12/2017 tarihinden önce ve sonra yapılan kısımlara ilişkin bir ayrıma gidilmeksizin, İstanbul İli, Bakırköy İlçesi,  Mahallesi, 564 ada, 182 parselde bulunan C blok için 15/08/2018 tarihinde düzenlenen 2JPVC530 belge numaralı yapı kayıt belgesinin iptalinde usule ve hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığı" gerekçesine yer verilerek, yapı kayıt belgesinin İl Müdürlüğünce iptaline ilişkin idari işlemin iptaline karar verilmiş, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusu da Dairemizin 13.10.2020 tarihli, E:2019/2009, E:2020/1586 sayılı kararı ile kesin olarak reddedilmiştir. Buna göre, söz konusu yapı kayıt belgesi, anılan mahkeme kararına istinaden yeniden ve geçmişe etkili olarak icrai nitelik kazanmıştır.
 
Öte yandan, yukarıda aktarılan süreç ve ilgili mahkeme kararlarından incelenmesi sonucu, yapı kayıt belgesiyle kayıt altına alınan imalatların bir kısmının 31.12.2017 tarihinden önce, bir kısmının ise sonra inşa edildiği hususu sübut bulduğuna göre, 31.12.2017 tarihinden önce yapılmış olan ve kayıt altına alınan kısımların "yapı kayıt belgesi"nin düzenlendiği tarih olan 15.08.2018 tarihinden itibaren imar hukuku açısından "kayıt altına alınan" yapı statüsünde olduğunun kabulü zorunlu olup bu kısımlar yönüyle 3194 sayılı İmar Kanununun 32. ve 42. Maddelerinde öngörülen müeyyidelerin ancak yapı kayıt belgesi düzenlenemeyecek yapı niteliğinde olduğunun yada yapı kayıt belgesi ile uyumsuz olduğunun yetkili idaresince aynı Kanunun 32. maddesi kapsamında tutulacak zabıtla tespiti halinde mümkün olduğunun kabulü gerekmektedir.
 
Öte yandan, yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; yapı sahibinin beyanına dayalı düzenlenen yapı kayıt belgesi ile kayıt altına alınan yapıların, belgenin düzenlenmesine temel oluşturan Yasanın Geçici 16.maddesi ile belirlenen şartları taşımadığının ilgili idaresince tespiti halinde anılan Kanuna dayanılarak hazırlanan Tebliğin 8.maddesinin ikinci fıkrası uyarınca yine yetkili idaresince iptal edilmesi ve bu belgenin sağladığı hakların geri alınması mümkün olduğu gibi yargısal incelemesi devam eden davalarda da Yasanın istisna kapsamına aldığı alanlarda yapılan yapılar ile 31/12/2017 tarihinden sonra yapıldığı idaresince somut olarak kanıtlanan yapıların yapı kayıt belgesi ile sağlanan haklardan yararlanamayacağı açıktır.
 
Bu durumda, davalı idarece 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış olan ve yapı kayıt belgesi ile uyumlu olan kısımlar hariç tutulmak suretiyle sadece 31.12.2017 tarihinden sonra inşa edildiği somut olarak kanıtlanan yapı kısımları açısından yapı tatil tutanağı düzenlenmesi gerekirken, yapının tamamı hakkında düzenlenen dava konusu yapı tatil tutanağında hukuka uyarlık, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında sonucu itibariyle isabetsizlik görülmemiştir.
 
KARAR SONUCU:
 
Açıklanan nedenlerle;
 
1-2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca İSTİNAF BAŞVURUSUNUN YUKARIDA BELİRTİLEN GEREKÇE İLE REDDİNE,
 
2-Aşağıda dökümü yapılan istinaf yargılama giderinin başvuran üzerinde bırakılmasına,
 
3-Artan posta giderinin mahkemesince istinaf isteminde bulunana iadesine,
 
4-2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45.maddesinin 6.bendi gereğince kararın taraflara tebliği için dosyanın ait olduğu mahkemesine gönderilmesine,
 
5-Aynı Kanun maddesi uyarınca kesin olara3/10/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
 
KARŞI OY: İstinafa konu İdare Mahkemesi kararı usûl ve yasaya uygun olup, istinaf talebinin gerekçe değiştirilmeksizin reddi gerektiği düşüncesiyle çoğunluk kararına katılmıyorum. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy