İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesi 2019/2689 Esas 2020/1804 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 5. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/2689
Karar No: 2020/1804
Karar Tarihi: 27.10.2020



(3194 S. K. m. 3, 5, 32, 42) (2577 S. K. m. 45)
 
İSTEMİN KONUSU: Bursa 2.İdare Mahkemesinin 26/09/2019 tarih ve E:2018/1455, K:2019/954 sayılı kararının istinaf yolu ile incelenerek kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istenilmektedir.
 
YARGILAMA SÜRECİ:
 
Dava konusu istem: Davacının malik olduğu taşınmazda zemin betonu atmak suretiyle kaçak ve ruhsata aykırı yapı yapıldığından bahisle 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesi uyarınca davacıya 73.008,00 TL imar para cezası verilmesi ve aynı kanunun 32. maddesi uyarınca yapının yıkımı yolunda alınan 16.10.2018 tarihli ve 2018/4641 sayılı belediye encümeni kararının idari para cezasına ilişkin kısmı ile bu kararın idari para cezasına ilişkin kısmı için yapılan 30.10.2018 tarihli başvurunun reddine ilişkin 08.11.2018 tarihli ve 2018/5056 sayılı belediye encümeni kararının iptali istenilmiştir.
 
İlk derece mahkemesi kararının özeti: Bursa 2.İdare Mahkemesinin 26/09/2019 tarih ve E:2018/1455, K:2019/954 sayılı kararı ile; " .. yapılarda taşıyıcı unsuru etkileyen, yapı inşaat alanını, emsale konu alanını, taban alanını, bağımsız bölüm sayısını, ortak alanların, bağımsız bölümlerin alanını, kullanım amacını veya ruhsat projelerini değiştiren işlemlerin esaslı tadilat kapsamında olduğu ve ruhsata tabi olduğu dikkate alındığında dava konusu zemine beton dökülmesinin ruhsat gerektirmediğinin anlaşıldığı, birçok Danıştay içtihadında da belirtildiği gibi taşıyıcı unsuru etkilemeyen diğer tadilatlar ve tamiratların ruhsata tabi olmadığı gibi benzeri durumların da ruhsata tabi olmadığının belirtildiği görüldüğünden dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği" gerekçesi ile dava konusu işlem hukuka aykırı bulunarak iptaline karar verilmiştir.
 
İSTİNAFA BAŞVURANIN İDDİALARI: Davalı idare tarafından; mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu, mevzuata uygun işlem tesis edildiği ileri sürülerek davanın reddine karar verilmesi istenilmektedir.
 
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Beşinci İdare Dava Dairesince;2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 6545 sayılı Kanunun 19. maddesi ile değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "istinaf" başlıklı(Değişik 6545 S.K./19. md.)45. maddesinin;3. fıkrasında; “Bölge idare mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verir. Karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı verir.”; 6. Fıkrasında ise,"Bölge idare mahkemelerinin 46 ncı maddeye göre temyize açık olmayan kararları kesindir." hükmü yer almış olup, ilk derece mahkemelerinin nihai kararlarının istinafen kaldırılması ise; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45/4. maddesinde yer alan sebebin varlığı halinde mümkün bulunmaktadır.
 
3194 sayılı İmar Kanunu'nun3. maddesinde; herhangi bir sahanın, her ölçekteki plan esaslarına, bulunduğu bölgenin şartlarına ve yönetmelik hükümlerine aykırı maksatlar için kullanılamayacağı, 5. Maddesinde yapının tanımına yer verilmiş olup, buna göre "Yapı; karada ve suda, daimi veya muvakkat, resmi ve hususi yeraltı ve yerüstü inşaatı ile bunların ilave, değişiklik ve tamirlerini içine alan sabit ve müteharrik tesislerdir." yine aynı madde de "Bina; kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü ve insanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma, eğlenme veya dinlenmelerine veya ibadet etmelerine yarıyan, hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapılardır." şeklinde tanımlanmıştır.
 
Dava dosyanın incelenmesinden; davacının, H22d.03b.4d pafta, 3225 ada, 98 parselde bulunan …… A.Ş.'ye ait boya ve apre fabrikasının ortağı olduğu, 09.10.2018 tarihinde Yıldırım Belediyesi'ne bağlı Yapı Kontrol Müdürlüğü ekiplerince düzenlenen Yapı Tespit ve Tatil Zaptı ile H22d.03b.4d pafta, 3225 ada, 93 parsel üzerine ruhsatsız olarak 15x30 metre ebadında zemin betonu atıldığı tespiti yapılarak yapı imalatının mühürlenmesi sonrasında 16.10.2018 tarihli ve 2018/4641 sayılı encümen kararı ile davacı hakkında 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42/2. maddesi uyarınca 73.008,00 TL imar para cezası ve aynı kanunun 32. maddesi uyarınca söz konusu yapının yıkımına yönelik karar alındığı, düzenlenen bu encümen kararının idari para cezasına yönelik kısmının kaldırılması için davacı tarafından davalı idareye yapılan 30.10.2018 tarihli başvurunun reddine ilişkin 08.11.2018 tarihli ve 2018/5056 sayılı belediye encümeni kararının tesis edilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
 
İdare Mahkemesince özetle; "yapılarda taşıyıcı unsuru etkileyen, yapı inşaat alanını, emsale konu alanını, taban alanını, bağımsız bölüm sayısını, ortak alanların, bağımsız bölümlerin alanını, kullanım amacını veya ruhsat projelerini değiştiren işlemlerin esaslı tadilat kapsamında olduğu ve ruhsata tabi olduğu dikkate alındığında dava konusu zemine beton dökülmesinin ruhsat gerektirmediğinin anlaşıldığı, birçok Danıştay içtihadında da belirtildiği gibi taşıyıcı unsuru etkilemeyen diğer tadilatlar ve tamiratların ruhsata tabi olmadığı gibi benzeri durumların da ruhsata tabi olmadığının belirtildiği görüldüğünden dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği" belirtilerek, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş ise de; 1/5000 ölçekli nazım imar planında "tarım alanı" ve "sıvılaşma tehlikesi açısından önemli olan alan" kapsamında kalan taşınmazın bir kısmının üzerine zemin betonu dökümü yapılmak suretiyle zeminin yapısının değiştirildiği, bu suretle söz konusu taşınmazın imar planında gösterilen kullanım amacıyla bağdaşamayacak şekilde inşai faaliyet gerçekleştirildiği hususu dava dosyası kapsamında yer mevcut fotoğraflardan ve yapı tatil tutanağında yer alan tespitlerden anlaşıldığı üzere sübut bulmuş olup söz konusu inşai faaliyetin 3194 sayılı İmar Kanunun 5. Maddesinde yer alan "yapı" tanımı içerisinde yer aldığı ve ruhsata tabi olduğu açıktır.
 
Ayrıca Bursa 9. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkemesinin E:2019/79 sayılı dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporunda, yapı tatil tutanağına konu inşai faaliyetin "yapı" olmadığına yönelik bir tespitte bulunulmamış, "bina" tanımına uymadığı belirtilmiştir. 3194 sayılı İmar Kanununun 32. ve 42. Maddeleri uyarınca tesis edilecek işlemlere konu edilecek olan inşai faaliyet için de "bina" değil, "yapı" tanımı kullanılmış olup bu durum, ruhsatsız yada ruhsata aykırı faaliyetin "yapı tanımı içerisinde kalıp kalmadığı yönü ile incelenmesini gerekli kılmaktadır.
 
Bu itibarla, yapı tatil tutanağı ile tespit edilen ve yapı tanımında değerlendirilen inşai faaliyetin niteliği, yapı sınıf ve grubunun belirlenmesi bakımından önem kazanmaktadır.
 
Diğer taraftan, yapı tatil tutanağı ile tespit edilen inşai faaliyetin varlığı ve yapı sahibinin kim olduğu hususu sübut bulduğuna göre yapının hangi parsel üzerinde kaldığı yolunda yapılan tali hatanın, dava konusu işlemleri kusurlandırıcı etkisi bulunmamaktadır.
 
Bu durumda, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının gerekçesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.
 
Öte yandan, ruhsatsız imalatlar nedeniyle belirlenen idari para cezasının hesaplanma yöntemine ilişkin İdare Mahkemesince irdeleme ve değerlendirmede bulunulmadığı görüldüğünden, Dairemizce gerek tespit edilen temel para cezası miktarı, gerekse artırım maddeleri yönüyle ayrıca değerlendirme yapılması uygun görülmüştür.
 
3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesinin 2. fıkrasında; ruhsat alınmaksızın veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere veya imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının sahibine, yapı müteahhidine veya aykırılığı altı iş günü içinde idareye bildirmeyen ilgili fenni mesullere yapının mülkiyet durumuna, bulunduğu alanın özelliğine, durumuna, niteliğine ve sınıfına, yerleşmeye ve çevreye etkisine, can ve mal emniyetini tehdit edip etmediğine ve aykırılığın büyüklüğüne göre, beşyüz Türk Lirasından az olmamak üzere, maddede öngörülen şekilde hesaplanan idari para cezaları uygulanacağı belirtilmiş, a) bendinde; Bakanlıkça belirlenen yapı sınıflarına ve gruplarına göre yapının inşaat alanı üzerinden hesaplanmak üzere, mevzuata aykırılığın her bir metrekaresi için para cezası uygulanacağı, b) bendinde ise; mevzuata aykırılığı yapı inşaat alanı üzerinden hesaplanması mümkün olmayan, yapının cephelerini ve diğer yapı elemanlarını değiştiren veya yapı malzemesi için öngörülen gereklere aykırı bulunan uygulamalar için, Bakanlıkça yayımlanan ve aykırılığa konu imalatın tespiti tarihinde yürürlükte bulunan birim fiyat listesine göre ilgili idarece belirlenen bedelin % 20’si kadar idari para cezası verileceği hükme bağlanmış, c) bendinde ise (a) ve (b) bentlerine göre cezalandırmayı gerektiren aykırılığa konu yapı için hesaplanan para cezasına uygulanacak arttırım sebepleri sayılmış, "para cezalarına konu olan alanın hesaplanmasında, aykırılıktan etkilenen alan dikkate alınır." hükmüne yer verilmiştir.
 
Yukarıda yer verilen hükümlerin değerlendirilmesinden; ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılan yapılar nedeniyle verilecek para cezası miktarının belirlenmesinde dikkate alınacak temel ölçütün "yapı sınıfı ve grubu" ile ruhsatsız veya ruhsata aykırı imalat alanının varsa aykırılıktan etkilenen alanın katılması suretiyle bulunacak alan olduğu, temel ceza miktarı belirlendikten sonra maddede öngörülen arttırım sebeplerinin varlığı halinde arttırım sebeplerinin ayrı ayrı hesaplanacağı, bunların toplamlarının alınması suretiyle de toplam ceza miktarının bulunacağı ve bulunan bu miktarın belediye encümeni tarafından imar para cezası olarak verileceği anlaşılmaktadır.
 
3194 sayılı Kanunun 42/2. maddesinin (a) bendinde, temel para cezasının hesaplanmasında, yapı inşaat alanı ile yapı sınıfı ve grubu temel kriterler olarak öngörüldüğünden, temel para cezasının bu kriterlere aykırı olarak hesaplandığının tespit edilmesi halinde, aykırılığı tespit edilen para cezası miktarına (c) bendinde öngörülen arttırım oranları uygulanarak belirlenen toplam para cezasının da tamamının iptal edilmesi gerektiği, bununla beraber, temel para cezasının, 3194 sayılı Kanunun 42/2. maddesinde öngörülen kriterlere uygun olarak hesaplandığı, hukuka uygun olduğu; ancak, (c) bendinde öngörülen artırım sebebi veya sebeplerinin uygulanması koşullarının oluşmadığının anlaşılması halinde ise para cezasının hukuka aykırılığı tespit edilen artırım sebebine isabet eden kısım yönünden kısmen iptaline karar verileceği açıktır.
 
09.10.2018 tarihli tespit tarihinde yürürlükte olan Mimarlık Ve Mühendislik Hizmet Bedellerinin Hesabında Kullanılacak 2018 Yılı Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkında Tebliğ'de "üçkata kadar-üç kat dâhil-asansörsüz ve/veya kalorifersiz" konutlar, III. sınıf A grubu yapı türleri arasında yer almıştır.
 
Dairemizin 29.09.2020 tarihli, E:2019/2689 sayılı ara kararına cevaben gönderilen 19.10.2020 kayıt tarihli dilekçe ve eklerinin incelenmesinden, dava konusu idari para cezasının belirlenmesine esas olan hesap tablosunda "yapının niteliği" olarak "konut" ifadesine yer verildiği ve 3/A yapı sınıfı ve grubu üzerinden temel para cezası hesaplama yoluna gidildiği görülmektedir.
 
Bakılan davada, ruhsatsız imal edildiği anlaşılan uyuşmazlık konusu yapının, çevresinde yer alan yapılardan bağımsız olduğu, üzerine konut inşa edilmiş durumda olmadığı zemin betondan ibaret bulunduğu, bu haliyle "Mimarlık Ve Mühendislik Hizmet Bedellerinin Hesabında Kullanılacak 2018 Yılı Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkında Tebliğ"de gösterilen 3/A yapı sınıfı ve grubunda belirtilen diğer imalatlarla da benzerliği bulunmadığı dikkate alındığında söz konusu yapının 3/A yapı sınıfı/grubu kapsamında değerlendirilerek cezalandırmaya konu edilmesinde isabet görülmemiştir.
 
Öte yandan, uyuşmazlık konusu yapı "Mimarlık Ve Mühendislik Hizmet Bedellerinin Hesabında Kullanılacak 2018 Yılı Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkında Tebliğ" çerçevesinde incelendiğinde, yapının diğer yapı/sınıf gruplarında belirtilen yapılar arasında da belirtilmediği nazara alınarak, yapının en alt birim maliyeti içerisinde gösterilen 1/A yapı sınıfı/grubu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
 
Bu durumda, temel para cezasının belirlenmesi sırasında I. Sınıf A Grubu için öngörülen m² birim değerinin dikkate alınması gerekirken, III. Sınıf A Grubu için öngörülen m² birim değeri dikkate alınarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen mahkeme kararında sonucu itibariyle isabetsizlik bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
 
KARAR SONUCU:
 
Açıklanan nedenlerle;
 
1-2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca İSTİNAF BAŞVURUSUNUN YUKARIDA BELİRTİLEN GEREKÇE İLE REDDİNE,
 
2-Aşağıda dökümü yapılan istinaf yargılama giderinin başvuran üzerinde bırakılmasına,
 
3-Artan posta giderinin mahkemesince istinaf isteminde bulunana iadesine,
 
4-2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45.maddesinin 6.bendi gereğince kararın taraflara tebliği için dosyanın ait olduğu mahkemesine gönderilmesine,
 
5-Aynı Kanun maddesi uyarınca kesin olarak 27/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy