İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesi 2019/1412 Esas 2020/710 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 5. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/1412
Karar No: 2020/710
Karar Tarihi: 02.06.2020



(775 S. K. m. 1, 2, 18) (3194 S. K. m. 32, Geç. m. 16) (2577 S. K. m. 45) (Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar m. 6, 7)
 
İSTEMİN KONUSU: İstanbul 11. İdare Mahkemesi’nin 27/02/2019 günlü, E:2018/1611, K:2019/253 sayılı kararının istinaf yoluyla incelenerek kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istenilmektedir.
 
YARGILAMA SÜRECİ:
 
Dava konusu istem: İstanbul ili, Silivri ilçesi, …… Mahallesi’nde bulunan, mülkiyeti Hazineye ait 1089 parsel sayılı taşınmaz üzerinde izinsiz olarak inşa edilen yapının, 775 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca 09/10/2018 tarihinde yıkımı yönünde tesis edilen 27/09/2018 günlü, E.684726 sayılı Silivri Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü işlemi ile 09/10/2018 tarihinde yapılacak yıkım işleminin iptali istenilmiştir.
 
İlk derece mahkemesi kararının özeti: İstanbul 11. İdare Mahkemesi’nin 27/02/2019 günlü, E:2018/1611, K:2019/253 sayılı kararı ile; Dava dosyasının incelenmesinden; İstanbul İli, Silivri İlçesi, ……. Mahallesi’nde bulunan, mülkiyeti Hazineye ait 1089 parsel sayılı taşınmaz üzerinde izinsiz olarak yapı inşa edildiğinin 18/10/2018 günlü tutanakla tespit edilmesi üzerine, söz konusu yapının 775 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca 09/10/2018 tarihinde yıkımının yapılması yönünde Silivri Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü'nün 27/09/2018 günlü, E.684726 sayılı işleminin tesis edildiği, anılan işlemle birlikte 09/10/2018 tarihinde yapılacağı bildirilen yıkım işleminin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı, 1089 parselin 2925 m2 lik kısmının …….. ve …. tarafından davacıya devredildiğine ilişkin 11/03/2013 tarihli Devir Teslim Senedinin dosyaya ibraz edildiği, uyuşmazlık konusu yapı için 3194 sayılı İmar Kanununun geçici 16’ncı maddesi uyarınca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 04/10/2018 tarihli, ……. belge nolu Yapı Kayıt Belgesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır.
 
Yukarıda aktarılan düzenlemelere göre, 775 sayılı Gecekondu Kanununun 18. maddesi uyarınca işlem tesis edilebilmesi için yapının tamamının izinsiz olarak belediye sınırları içinde veya dışında, belediyelere, Hazineye, özel idarelere, katma bütçeli dairelere veya üçüncü bir özel veya tüzel kişiye ait arazi veya arsa üzerinde yapılmış olması gerektiği, 3194 sayılı Kanunun geçici 16. maddesi uyarınca Yapı Kayıt Belgesi alınan yapıların, Hazineye ait taşınmazlar üzerine inşa edilmiş olması halinde bu yapılar yönünden 775 sayılı Yasanın 18. maddesinin uygulama koşullarının kalmayacağı, söz konusu yapılar hakkında koşullarının bulunması durumunda ancak 3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesi uyarınca gerekli prosedür izlenerek işlem tesis edilebileceği anlaşılmaktadır.
 
Olayda, Hazineye ait taşınmaz üzerinde inşa edilen uyuşmazlığa konu yapı için 3194 sayılı Yasanın geçici 16. maddesi uyarınca 04/10/2018 tarihli Yapı Kayıt Belgesi düzenlenmiş olduğuna göre, 775 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca işlem tesis etme olanağı kalmayan yapı hakkında anılan madde uyarınca tesis edilen yıkım işlemlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle dava konusu işlem(ler)in iptaline karar verilmiştir.
 
İSTİNAFA BAŞVURANIN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, işleme konu yapı için yapı kayıt belgesi alınmış ise de, söz konusu yapının 31/12/2017 tarihinden sonra yapıldığı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından temin edilecek 2016 ila 2018 yılları hava fotoğraflarının da değerlendirileceği bir keşif ve bilirkişi incelemesi ile bu durum ortaya konulabilecek olmasına karşın mahkemece eksik inceleme sonucu hüküm kurulduğu, yapı kayıt belgesinin geçerli olup olmadığı, geçerli değilse yapılacak işlemler konusunda Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden görüş istenildiği hususu mahkemeye bildirilmesine rağmen bu sürecin tamamlanması beklenmeden ve yapı kayıt belgesinin geçerli olup olmadığı hususu ortaya konulmadan verilen kararın hukuka aykırı olduğu, karşı oyda da belirtildiği üzere, Yapı Kayıt Belgesi alınan yapılar yönünden 775 sayılı Yasanın 18. maddesinin uygulama koşullarının ortadan kalkacağı yönündeki görüşe itibar edilemeyeceği iddialarıyla kararın kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istenilmektedir.
 
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: İstinaf başvurusunun reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Beşinci İdare Dava Dairesince; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 6545 sayılı Kanunun 19. maddesi ile değişik 45. maddesi uyarınca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
 
İNCELEME VE GEREKÇE:
 
MADDİ OLAY:
 
İstanbul ili, Silivri ilçesi,  ……. Mahallesi’nde bulunan, mülkiyeti Hazineye ait 1089 parsel sayılı taşınmaz üzerinde izinsiz olarak temel betonu üstüne tek katlı kısmen konteyner kısmen de kargir 54,80 m² alanlı yapı yapıldığının tespit edilmesi üzerine, 775 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca 09/10/2018 tarihinde söz konusu yapının yıkımının yapılacağı hususu 27/09/2018 günlü, E.684726 sayılı Silivri Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü işlemi ile ........ Köyü Muhtarlığına bildirilmiştir.
 
Anılan işlemin ve 09/10/2018 tarihinde yapılacak yıkım işleminin iptali istemiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.
 
İşleme konu yapı için, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun Geçici 16. maddesine göre 04/10/2018 düzenleme tarihli, 2045374 başvuru numaralı, ….. belge nolu Yapı Kayıt Belgesinin düzenlendiği görülmüştür.
 
İLGİLİ MEVZUAT:
 
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "istinaf" başlıklı (Değişik 6545 S.K./19. md.) 45. maddesinin 4. fıkrasında; "Bölge idare mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığı takdirde istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verir. Bu hâlde bölge idare mahkemesi işin esası hakkında yeniden bir karar verir..."; 6. fıkrasında; "Bölge idare mahkemelerinin 46 ncı maddeye göre temyize açık olmayan kararları kesindir." hükmü yer almaktadır.
 
775 sayılı Gecekondu Kanununun 1. maddesinde; “Mevcut gecekonduların ıslahı, tasfiyesi, yeniden gecekondu yapımının önlenmesi ve bu amaçlarla alınması gereken tedbirler hakkında bu kanun hükümleri uygulanır.” hükmü, 2. maddesinde; “Bu kanunda sözü geçen (Gecekondu) deyimi ile, imar ve yapı işlerini düzenleyen mevzuata ve genel hükümlere bağlı kalınmaksızın, kendisine ait olmıyan arazi veya arsalar üzerinde, sahibinin rızası alınmadan yapılan izinsiz yapılar kastedilmektedir.” düzenlemesi, 18. maddesinde ise; “Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra, belediye sınırları içinde veya dışında, belediyelere, Hazineye, özel idarelere, katma bütçeli dairelere ait arazi ve arsalarda veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerde yapılacak, daimi veya geçici bütün izinsiz yapılar, inşa sırasında olsun veya iskan edilmiş bulunsun, hiçbir karar alınmasına lüzum kalmaksızın, belediye veya Devlet zabıtası tarafından derhal yıktırılır. Yıkım sırasında lüzum hasıl olduğunda, belediyeler ilgili mülkiye amirlerine başvurarak yardım istiyebilirler. Mülkiye amirleri, Devlet zabıtası ve imkânlarından faydalanmak suretiyle, izinsiz yapıların yıkım konusunda yükümlüdürler. Özel kişilere veya bu maddenin 1 inci fıkrasında sözü geçenler dışındaki tüzel kişilere ait arazi ve arsalar üzerinde yapılacak izinsiz yapılar hakkında, arsa sahiplerinin yazılı müracaatları üzerine ve mülkiyet durumlarını tevsik etmeleri şartiyle bu madde hükümleri, aksi halde genel hükümler ve 3194 sayılı İmar Kanunu hükümleri uygulanır.” hükmü yer almıştır.
 
3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesinde; "Bu Kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç, ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığı ilgili idarece tespiti, fenni mesulce tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilir. Yapı mühürlenerek inşaat derhal durdurulur. Durdurma, yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılır. Bu tebligatın bir nüshası da muhtara bırakılır. Bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi, yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mührün kaldırılmasını ister. Ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat alındığı ve yapının bu ruhsata uygunluğu inceleme sonunda anlaşılırsa, mühür, belediye veya valilikçe kaldırılır ve inşaatın devamına izin verilir. Aksi takdirde, ruhsat iptal edilir, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan bina, belediye encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip, belediye veya valilikçe yıktırılır ve masrafı yapı sahibinden tahsil edilir." hükmüne, 18 Mayıs 2018 tarihli ve 30425 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 16’ncı maddesi ile eklenen geçici 16’ncı maddesinin birinci fıkrasında; "Afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla, 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara 31/10/2018 tarihine kadar başvurulması, bu maddedeki şartların yerine getirilmesi ve 31/12/2018 tarihine kadar kayıt bedelinin ödenmesi halinde Yapı Kayıt Belgesi verilebilir. Başvuruya konu yapının ve arsasının mülkiyet durumu, yapı sınıf ve grubu ve diğer hususlar Bakanlık tarafından hazırlanan Yapı Kayıt Sistemine yapı sahibinin beyanına göre kaydedilir." hükmüne, dördüncü fıkrasında; "Yapı Kayıt Belgesi verilen yapılarla ilgili bu Kanun uyarınca alınmış yıkım kararları ile tahsil edilemeyen idari para cezaları iptal edilir." hükmüne yer verilmiş ve yedinci fıkrasında, Yapı Kayıt Belgesi alınan yapıların, Hazineye ait taşınmazlar üzerine inşa edilmiş olması halinde, bu taşınmazların Bakanlığa tahsis edileceği, Yapı Kayıt Belgesi sahipleri ile bunların kanuni veya akdi haleflerinin talepleri üzerine taşınmazların Bakanlıkça rayiç bedel üzerinden doğrudan satılacağı hükme bağlanmıştır.
 
Geçici 16’ncı madde hükmüne dayanılarak hazırlanan ve 6 Haziran 2018 tarihli ve 30443 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğin 6. maddesinde, Yapı Kayıt Belgesi verilen yapıların maliklerinin, bu belgenin bir örneğini belediye ve mücavir alan sınırları içinde ilgili belediyesine, bu sınırlar dışında il özel idaresine vermek zorunda oldukları, Yapı Kayıt Belgesi verilen yapılarla ilgili 3194 sayılı Kanun uyarınca alınmış yıkım kararları ile tahsil edilemeyen idari para cezalarının iptal edileceği, 7. maddesinde ise, Yapı Kayıt Belgesi alınan yapıların Hazineye ait taşınmazlar üzerine inşa edilmiş olması halinde, bu taşınmazlardan özel kanunları kapsamında kalan ve bu özel kanunlara göre değerlendirilmesi gerekenler dışında kalanların Bakanlığa tahsis edileceği, tahsis işleminden sonra, Yapı Kayıt Belgesi sahipleri ile bunların kanuni veya akdi haleflerinin talepleri üzerine bu taşınmazların Bakanlıkça rayiç bedel üzerinden doğrudan satılacağı, taşınmazın yüzölçümü büyük olmakla birlikte üzerindeki yapının küçük bir alanı kaplaması halinde yapının bulunduğu alan ifraz edilerek, ifrazın mümkün olmaması durumunda taşınmazın hisseli olarak satışa konu edileceği belirtilmiştir.
 
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
 
Dosyanın incelenmesinden; İstanbul İli, Silivri İlçesi, ………. Mahallesi’nde bulunan, mülkiyeti Hazineye ait 1089 parsel sayılı taşınmaz üzerinde izinsiz olarak yapı inşa edildiğinin 18/10/2018 günlü tutanakla tespit edilmesi üzerine, söz konusu yapının 775 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca 09/10/2018 tarihinde yıkımının yapılması yönünde Silivri Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü'nün 27/09/2018 günlü, E.684726 sayılı işleminin tesis edildiği, anılan işlemle birlikte 09/10/2018 tarihinde yapılacağı bildirilen yıkım işleminin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı, 1089 parselin 2925 m²’lik kısmının ……. ve ……. tarafından davacıya devredildiğine ilişkin 11/03/2013 tarihli Devir Teslim Senedinin dosyaya ibraz edildiği, uyuşmazlık konusu yapı için 3194 sayılı İmar Kanununun geçici 16’ncı maddesi uyarınca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 04/10/2018 tarihli Yapı Kayıt Belgesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır.
 
Uyuşmazlıkta, İdare Mahkemesince her ne kadar, Hazineye ait taşınmaz üzerinde inşa edilen uyuşmazlığa konu yapı için 3194 sayılı Yasanın geçici 16. maddesi uyarınca 04/10/2018 tarihli Yapı Kayıt Belgesi düzenlenmiş olduğuna göre, 775 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca işlem tesis etme olanağı kalmayan yapı hakkında anılan madde uyarınca tesis edilen yıkım işlemlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiş ise de; 3194 sayılı Kanunun geçici 16. maddesi uyarınca Yapı Kayıt Belgesi alınan yapıların, Hazineye ait taşınmazlar üzerine inşa edilmiş olması halinde bu yapılar yönünden 775 sayılı Yasanın 18. maddesinin uygulama koşullarının kalmayacağı, söz konusu yapılar hakkında koşullarının bulunması durumunda ancak 3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesi uyarınca gerekli prosedür izlenerek işlem tesis edilebileceği açık olmakla birlikte, Tebliğin 8. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, Yapı Kayıt Belgesi düzenlenemeyecek yapılar için bu belgenin düzenlendiğinin tespit edilmesi durumunda, Yapı Kayıt Belgesinin yetkili idarece iptal edileceği ve bu belgenin sağlamış olduğu hakların geri alınacağı açık olup, davalı İdarenin 29/05/2020 tarihinde kayda giren 27/05/2020 tarih ve E.966066 sayılı yazısı ekinde dosyaya ibraz edilen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü İstanbul Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Müdürlüğünün 08/08/2019 tarih ve E.186349 sayılı yazısında, 3194 sayılı İmar Kanununun geçici 16’ncı maddesi uyarınca işleme konu yapı için düzenlenen 04/10/2018 tarihli,……. belge nolu Yapı Kayıt Belgesinin 17/07/2019 tarih ve 74535 sayılı Müdürlük Makamı Oluru ile iptal edildiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.
 
Bu durumda, işleme konu ruhsatsız yapı için düzenlenen yapı kayıt belgesinin iptal edildiği anlaşıldığından, İdare Mahkemesince; uyuşmazlığın esasının incelenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, işleme konu yapı için 3194 sayılı Kanunun Geçici 16. maddesi uyarınca yapı kayıt belgesi düzenlendiğinden bahisle dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
 
Uyuşmazlığın esasına gelince;
 
Yukarıda hükmü aktarılan 775 sayılı Kanunun 18. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen; belediye sınırları içinde veya dışında, belediyelere, Hazineye, özel idarelere, katma bütçeli dairelere ait arazi ve arsalarda veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerde yapılacak, daimi veya geçici bütün izinsiz yapılar ile aynı maddenin son fıkrasında; özel kişiler veya maddenin birinci fıkrasında belirtilenler dışındaki tüzel kişilere ait arazi ve arsalar üzerinde yapılacak izinsiz yapılardan kasıt, yapının tamamının izinsiz olarak belediye sınırları içinde veya dışında, belediyelere, Hazineye, özel idarelere, katma bütçeli dairelere veya üçüncü bir özel veya tüzel kişiye ait arazi veya arsa üzerinde yapılmasıdır. Diğer bir ifadeyle, yapının tamamının 775 sayılı Kanunun 18. maddesinde sayılan yerlerde kalması durumunda, bu madde kuralı uyarınca yıkım işleminin tesis edilmesi mümkündür.
 
Uyuşmazlık konusu yapının tamamının, 775 sayılı Kanunun 18. maddesinde belirtilen Hazineye ait taşınmaz üzerinde izinsiz olarak yapılmış olması karşısında, söz konusu yapının anılan yasa hükmüne göre yıkımı konusunda tesis edilen dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
 
Sonuç: Açıklanan nedenlerle;
 
1-2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca davalı İdarenin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 11. İdare Mahkemesi’nin 27/02/2019 günlü, E:2018/1611, K:2019/253 sayılı kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun maddesi uyarınca davanın REDDİNE,
 
2-Dava retle sonuçlandığından, aşağıda dökümü yapılan 341,00.-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
 
3-İstinaf aşamasında davalı İdare tarafından karşılanan 159,80.-TL yargılama giderinin ve kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.700,00.-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı İdareye verilmesine,
 
4-Artan posta giderinin mahkemesince istinaf isteminde bulunana iadesine,
 
5-2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 6.bendi gereğince kararın taraflara tebliği için dosyanın ait olduğu mahkemesine gönderilmesine,
 
6-Aynı Kanun maddesi uyarınca kesin olarak 02/06/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy