İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 2. Vergi Dava Dairesi 2019/3423 Esas 2020/817 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 2. Vergi Dava Dairesi
Esas No: 2019/3423
Karar No: 2020/817
Karar Tarihi: 16.06.2020



(AİHS m. 6) (2709 S. K. m. 90) (2577 S. K. m. 45)

İSTEMİN ÖZETİ: Davacı şirket adına 2017 hesap dönemine ilişkin olarak re'sen tarh olunan 1.5 kat vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı "...olayda, dava konusu tarhiyatların dayanağı olan 09/07/2018 tarih ve 2018-A-4496/18 Sayılı vergi/inceleme raporunda, davacı şirket hakkında düzenlenen 14/05/2018 tarih ve 2018-A-4496/11 Sayılı vergi inceleme raporu uyarınca transfer fiyatlandırması nedeniyle örtülü kazanç dağıtımı yapıldığından bahisle vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi tarhiyatının yapıldığı, iş bu raporun ise 2018-A-4496/11 Sayılı raporda tespit edilen hususlar doğrultusunda davacı şirketin sonraki hesap dönemlerinde faydalandığı indirimli kurumlar vergisi matrahlarının düzeltilmesi amacıyla düzenlendiği, 14/05/2018 tarih ve 2018-A-4496/11 Sayılı vergi inceleme raporu uyarınca davacı adına re'sen tarh olunan 2015 hesap dönemi kurumlar vergisi tarhiyatının iptali istemiyle Mahkemelerinin E:2018/1661 Sayılı dosyasında dava açıldığı, 09/10/2019 tarih ve K:2019/1889 Sayılı kararı ile söz konusu tarhiyatların hukuka aykırı olduğundan iptaline karar verildiğinden, aynı rapora atıfla düzenlenen dava konusu tarhiyatlarda da hukuka uyarlık görülmediği..." gerekçesiyle kabulüne hükmeden İstanbul 5. Vergi Mahkemesi'nin 09/10/2019 tarih ve E:2019/474, K:2019/1894 Sayılı kararının, davalı idare vekili tarafından, davacı şirket hakkında düzenlenen 09/07/2018 tarih ve 2018-A-4496/18 Sayılı vergi/inceleme raporu uyarınca 2017 hesap dönemine ilişkin olarak belirlenen kurumlar vergisinin bir buçuk kat vergi ziyaı cezalı olarak tarh edildiği, dava konusu tarhiyatların dayanağı olan raporun davacı şirket hakkında düzenlenen 14/05/2018 tarih ve 2018-A-4496/11 Sayılı vergi inceleme raporu uyarınca davacı şirketin transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımında bulunduğundan bahisle düzenlenen rapor doğrultusunda düzenlendiği, tesis edilen işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek, istinaf yoluyla kaldırılması ve yeniden bir karar verilmesi istenilmektedir.
 
CEVAP DİLEKÇESİNİN ÖZETİ: Cevap dilekçesi verilmemiştir.
 
Hüküm veren İstanbul Bölge İdare Mahkemesi İkinci Vergi Dava Dairesi'nce; dosyadaki belgeler incelenip istinaf başvurusu hakkında gereği görüşüldü:
 
KARAR: İstinaf başvurusu, davacı şirket adına 2017 hesap dönemine ilişkin olarak re'sen tarh olunan 1.5 kat vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davanın kabulüne karar veren İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
 
2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İstinaf" başlıklı 45. maddesinin 1.fıkrasında; idare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine başvurulabileceği; 5. fıkrasında, bölge idare mahkemesinin, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan istinaf başvurusunu haklı bulduğu, davaya görevsiz veya yetkisiz mahkeme, yahut reddedilmiş veya yasaklanmış hakim tarafından bakılmış olması hallerinde, istinaf başvurusunun kabulüyle, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vererek dosyayı ilgili mahkemeye göndereceği, bölge idare mahkemesinin bu fıkra uyarınca verilen kararlarının kesin olduğu hükümleri yer almaktadır.
 
AİHS'nin, her şahsın, gerek medeni hak ve vecibeleriyle ilgili nizalar gerek cezai sahada kendisine karşı serdedilen bir isnadın esası hakkında karar verecek olan, kanuni, müstakil ve tarafsız bir mahkeme tarafından dâvasının mâkul bir süre içinde hakkaniyete uygun ve aleni surette dinlenmesini istemek hakkını haiz olduğu hükme bağlayan 6. maddesi, mahkeme kararlarına karşı kanun yolu başvurusunda bulunma hakkını doğrudan güvence altına almamakla birlikte, sözleşme maddelerini yorumlama yetkisini haiz AİHM'in içtihatlarında, taraf devletin, kendi takdirine bağlı olarak, kanun yolu başvurusunda bulunma hakkı tanıması halinde, kanun yolu başvurusunu inceleyen mahkeme önünde uygulanan muhakeme usulünün, sözleşmenin 6. maddesinde yer verilen ilkelere uygun olması gerektiği, bir diğer deyişle, üst kanun yolu denetiminin de 6. maddenin garantisi kapsamında olduğuna hükmedilmiştir. (Delcourt/Belçika, B.No:2689/65, 17/1/1970 ) Yine AİHM içtihatlarında, yargılamanın çelişmeli şekilde ve eşit silahlarla yürütülmesinin sağlanması, hakkaniyete uygun yargılamanın temel unsuru olarak belirtilmiş, yargılama süresince sahip olunan haklar ve üstlenilen yükümlülükler bakımından, taraflar arasında eşitliğin sağlanarak, yargılama süresince bu dengenin korunması olarak özetlenebilecek silahların eşitliği ilkesi uyarınca, taraflardan birinin diğerine göre, iddia ve savunmalarını makul bir şekilde dile getirerek mahkemeye sunma imkanından mahrum bırakılmasının, ya da, tarafların, iç hukuktaki, duruşmada bulunma hakkından yoksun bırakılmasının 6. maddenin ihlali sonucunu doğuracağı karara bağlanmıştır.
 
Bu açıklamalar ışığında, uygulamada, istinaf mahkemelerinin birden çok dereceli yargılamada, öncelikli olarak üst kanun yolu denetimi yapan mahkemeler olduğu hususu göz ardı edilerek, maddi olay denetimi yapmaya ve işin esasını incelemeye yetkili bir üst mahkeme olduğu ve hızlı yargılama yapılması hedefiyle kurulduğu düşüncesiyle, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun yukarıda alıntısına yer verilen 45. maddesinin 5. fıkra hükmünün lafzına ve fıkrada tadadi şekilde sayılan sebeplere bağlı kalınarak bu hallerle sınırlı olarak gönderme kararları verildiği takdirde, anılan fıkrada sayılmamış olmakla birlikte, ilk derece mahkemesince, tarafların duruşma istemi göz ardı edilerek karar verilmesi, dosya usule uygun şekilde tekemmül ettirilmeden karar verilmesi, dava konusu hakkında eksik hüküm kurulması (uyuşmazlığın tamamının nihai olarak çözüme kavuşturulmaması ), dava konusu hatalı belirlenerek yargılama yapılması ve hüküm kurulması gibi bazı durumlarda da, yargılamanın çelişmeli şekilde ve eşit silahlarla yürütülmemesi ve hakkaniyete uygun yargılama yapılmadan karar verilmesi nedeniyle, ilk derece yargılamasında adil yargılanma hakkının ve hak arama özgürlüğünün ihlali sonucunu doğuran yargılamaların, istinaf mahkemesince, ilk derece mahkemesinin yerine geçilerek eksiklikler tamamlanmak ve işin esası hakkında karar verilmek suretiyle sonuçlandırılması halinde, birden fazla dereceli yargılamanın taraflara sağladığı hukuki güvence ve faydanın ortadan kalkacağı, bu suretle, yargılamanın, kanun koyucunun iradesine de uygun olmayan şekilde, tek derecede gerçekleşmesi sonucunun doğabileceği, anılan madde hükmünde açıkça sayılmayan bu gibi bazı hukuka aykırılık hallerinde de, kaldırma kararları sonrasında, dosyaların ilk derece mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesinin, adil yargılanma hakkının gereği olduğu ve Anayasamızın 90. maddesinin son fıkrası uyarınca, bu gibi durumlarda, uluslararası sözleşme hükmünün, 2577 Sayılı Kanun'un 45. maddesi hükmüne nazaran öncelikli olarak, madde hükmünün uygulamasına esas alınarak, maddede açıkça gönderme sebebi olarak belirtilmeyen bu hukuka ve usule aykırılık hallerinde de, dosyanın, dereceli yargılama esasına uygun şekilde eksiklikler giderilerek yeniden bir karar verilmek üzere Mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
 
Dava dosyasının incelenmesinden, davacı şirketin 2015 yılına ilişkin hesaplarının incelenmesi sonucunda düzenlenen 14/05/2018 tarih ve 2018-A-4496/11 Sayılı vergi inceleme raporunda davacı şirketin sonraki hesap dönemlerinde faydalandığı indirimli kurumlar vergisi matrahlarının düzeltilmesi sonucu düzenlenen 09/07/2018 tarih ve 2018-A-4496/18 Sayılı vergi inceleme raporu uyarınca 2017 hesap dönemi için yapılan dava konusu cezalı tarhiyatın kaldırılması istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
 
Bakılan davanın, davacı şirketin 2015 yılına ilişkin hesaplarının incelenmesi sonucunda düzenlenen 14/05/2018 tarih ve 2018-A-4496/11 Sayılı vergi inceleme raporunda davacı şirketin sonraki hesap dönemlerinde faydalandığı indirimli kurumlar vergisi matrahlarının düzeltilmesinden kaynaklandığı, 2015 hesap dönemi için yapılan incelemenin ve bu inceleme sonucu yapılan cezalı tarhiyatın dava konusu edildiği İstanbul 5. Vergi Mahkemesi'nin E:2018/1661 Sayılı dosyasında verilen 09/10/2019 tarih ve K:2019/1889 Sayılı kararın iş bu dosyada verilecek kararı doğrudan etkilediği, anılan bu karara karşı yapılan istinaf başvurusu sonucunda Dairemizce alınan 16.06.2020 tarih ve E: 2020/181, K: 2020/819 Sayılı karar ile eksik değerlendirme sonucu hüküm kurulduğu gerekçesi ile İstanbul 5. Vergi Mahkemesi'nin 09/10/2019 tarih ve E:2018/1661, K:2019/1889 Sayılı kararın kaldırılmasına ve mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, 2015 yılı vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi tarhiyatı için anılan dosyada yapılan eksik değerlendirmenin iş bu dosya için de aynen geçerli olduğu, dolayısıyla iş bu Mahkeme kararıyla, gerçekte, dava konusu edilen uyuşmazlığın tam olarak nihai çözüme bağlanmadığı anlaşılmakla, uyuşmazlığın tamamını nihai olarak sonuçlandırmayan mahkeme kararına vaki istinaf taleplerinde, uyuşmazlığın, işin esası incelenmek suretiyle, bölge idare mahkemesince karara bağlanmasının, yukarıda alıntısına yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca hukuka ve usule aykırı olacağı sonucuna varılmakla, davalı istinaf isteminin kabulüyle, Mahkeme kararının kaldırılarak, dava dosyasının, uyuşmazlığın tamamı hakkında yeniden değerlendirme yapılarak karar verilmek üzere, Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
 
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 5. Vergi Mahkemesi'nce verilen 09/10/2019 tarih ve E:2019/474, K:2019/1894 Sayılı kararın KALDIRILMASINA, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 45. maddesinin 5. fıkrası uyarınca dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, Mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte istinaf yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, kararın Mahkemesince taraflara tebliğine, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45/5. maddesi uyarınca kesin olarak, 16.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy