İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 10. İdari Dava Dairesi 2020/195 Esas 2020/798 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 10. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2020/195
Karar No: 2020/798
Karar Tarihi: 11.06.2020



(2886 S. K. m. 75) (2577 S. K. m. 31) (6100 S. K. m. 266) (Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmelik m. 4)

İstemin Özeti: İstanbul İli, Adalar İlçesi, Kınalıada-Merkez Mahallesinde bulunan 24 ada, 5 Sayılı parselin önüne isabet eden Hazineye ait taşınmazın 1.090,00 m2'si üzerinde restaurant - çaybahçesi yapılmak suretiyle işgal edildiğinden bahisle işgal edilen 02.06.2016-13.09.2017 dönemleri arası için belirlenen 314.036,80-TL tutarındaki ecrimisil bedeline ilişkin 19.12.2017 tarih ve 179395 Sayılı ecrimisil ihbarnamesinin iptali istemiyle açılan davada; bilirkişi incelemesi sonucunda, dava konusu taşınmazın mülkiyetinin Hazineye ait olduğu ve davacı tarafından 1.090,00 m²'lik kısmının işgal edilerek kullanıldığının taşınmaz tespit tutanağı ile belirlendiği, bu kullanım nedeniyle davacıdan ecrimisil istenebileceğinin bilirkişi raporuyla ortaya konulduğu, bu durumda, dava konusu ecrimisil ihbarnamesinin 107.762,12 TL'lik kısmının hukuka uygun olduğu, bu tutarı aşan kısmında ise hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle 206.274,68 TL'lik kısmının iptali, 107.762,12-TL'lik kısım yönünden davanın reddi yolunda İstanbul 6. İdare Mahkemesince verilen 30/11/2018 tarih ve E:2018/1001, K:2018/2111 Sayılı kararın, davalı idare tarafından, usul ve yasaya aykırı olduğu iddialarıyla kaldırılması ve işin esası hakkında yeniden karar verilmesi istenilmektedir.
 
Savunmanın Özeti: Kararın hukuka uygun olduğu, istinaf başvurusunun reddi gerektiği savunulmaktadır.
 
Karar veren İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Onuncu İdare Dava Dairesince; dava konusu işlemin kısmen iptali, davanın kısmen reddine ilişkin İstanbul 6. İdare Mahkemesi'nin 30/11/2018 tarih ve E:2018/1001, K:2018/2111 Sayılı kararının iptale ilişkin kısmına davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine, istinaf başvurusunun reddine ilişkin Dairemizin 20/03/2019 tarih ve E:2019/356, K:2019/826 Sayılı kararının, davalı idarenin temyiz başvurusu üzerine Danıştay Onuncu Dairesinin 07/11/2019 tarih ve E:2019/9340, K:2019/7546 Sayılı kararı ile iptale ilişkin kısma yönelik yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki kararın bozulması üzerine, kararın bozulan kısmı yönüyle bozma kararına uyularak, davanın 206.274,68-TL ecrimisil yönünden işlemin kısmen iptaline ilişkin kısmına davalı idarenin istinaf başvurusunun reddi kararı kaldırılarak, davanın 206.274,68-TL ecrimisil yönünden işlemin kısmen iptaline ilişkin kısmı yönüyle davalı idarenin istinaf başvurusu yeniden incelenip, gereği görüşüldü:
 
KARAR: 2886 Sayılı Devlet İhale Kanunu'nun dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan haliyle 75. maddesinde, "Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malları ve Vakıflar Genel Müdürlüğü ile idare ve temsil ettiği mazbut vakıflara ait taşınmaz malların, gerçek ve tüzelkişilerce işgali üzerine, fuzuli şagilden, bu Kanunun 9. maddesindeki yerlerden sorulmak suretiyle, idareden taşınmaz ve değerleme konusunda işin ehli veya uzmanı üç kişiden oluşan komisyonca tespit tarihinden geriye doğru beş yılı geçmemek üzere tespit ve takdir edilecek ecrimisil istenir. Ecrimisil talep edilebilmesi için, Hazinenin işgalden dolayı bir zarara uğramış olması gerekmez ve fuzuli şagilin kusuru aranmaz." hükmüne yer verilmiştir.
 
Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinde, "ecrimisil", Hazine taşınmazının, İdarenin izni dışında gerçek veya tüzel kişilerce işgal veya tasarruf edilmesi sebebiyle, İdarenin bir zarara uğrayıp uğramadığına veya işgalcinin kusurlu olup olmadığına bakılmaksızın İdarece talep edilen tazminat; "fuzuli şagil" ise, kusurlu olup olmadığına bakılmaksızın, Hazine taşınmazının zilyetliğini, yetkili idarenin izni dışında eline geçiren, elinde tutan veya her ne şekilde olursa olsun bu malı kullanan veya tasarrufunda bulunduran gerçek veya tüzel kişiler olarak tanımlanmıştır.
 
Anılan Yönetmelik hükümlerine dayanılarak çıkarılan 20/08/2011 tarihli ve 28031 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmak suretiyle 20/08/2011 tarihinde yürürlüğe giren 336 Sıra numaralı Milli Emlak Genel Tebliği'nin "Ecrimisilin Tespit ve Takdir Edilmesi" başlıklı 5. maddesinin 3. fıkrasında "Hazine taşınmazlarının gerçek veya tüzel kişilerce işgale uğradığının tespit edilmesi hâlinde; tespit tarihinden itibaren onbeş gün içinde taşınmaz tespit tutanağına dayanılarak bedel tespit komisyonunca tespit tarihinden geriye doğru beş yılı geçmemek üzere, tarımsal amaçlı kullanımlar ile belediye ve mücavir alan sınırları dışında gelir getirici unsur taşımayan kullanımlar için taşınmazın emlak vergisine esas asgari değerinin yüzde bir buçuğundan; belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve planlı alanlarda tarım dışı kullanımlar için ise taşınmazın emlak vergisine esas asgari değerinin yüzde üçünden az olmamak üzere ecrimisil tespit ve takdir edilir." 5. fıkrasında ise "Emlak vergisine esas asgari m2 birim değeri belirlenmemiş olan Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerler için ecrimisil tespit ve takdirinde, birim değeri belirlenen en yakın emsal taşınmazın emlak vergisine esas metre kare birim değeri dikkate alınır." hükmü yer almıştır.
 
2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesiyle "bilirkişi" konusunda atıfta bulunulan 6100 Sayılı Kanun'un 266. maddesinde, "Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir" kuralı yer almaktadır.
 
Bilirkişiye başvurulmasındaki amacın, hukuka uygun karar verebilmek için gerekli verilere ulaşmak olduğu göz önünde tutulduğunda, bilirkişilerin uyuşmazlık konusunda özel ve teknik bilgiye sahip olan kişiler arasından seçilmesi gerektiği kuşkusuz olup, bilirkişi veya bilirkişilerce düzenlenen raporda, sorulara verilen cevapların şüpheye yer vermeyecek şekilde açık, rapor içeriğinin ise hükme esas alınabilecek nitelikte olması gerekmektedir.
 
İşgal nedeniyle alınan bir tazminat olan ecrimisilin tutarının hesaplanmasında taşınmazın mevkii, kullanım şekli, elde edilen gelir, altyapı, ulaşım kolaylığı gibi tüm faktörlerin etkili olduğu dikkate alındığında, bilirkişilerce ecrimisil bedelinin emsal bir taşınmaza göre değerlendirilmesi, bu emsalin taşınmaza en yakın özellikleri taşıyan nitelikte olması gerektiği kuşkusuzdur.
 
Uyuşmazlığın çözümü için Mahkemece yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen ve karara dayanak alınan bilirkişi raporunda; davalı idarece en yakın taşınmazın emlak vergi değerinin %5'i üzerinden belirlenen ecrimisil birim bedelinin taşınmazın sezonluk olarak yılın dört ayında kullanıldığı gerekçesiyle 1/3'ünün alınarak 70,55 TL/m² birim bedel üzerinden toplam ecrimisilin 107.762,12-TL olarak hesaplandığı anlaşılmaktadır.
 
İstinafa konu İdare Mahkemesince mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan bilirkişi raporunun incelenmesinden, davalı idarece 2016 yılı için takdir edilen m² birim bedeli 211,66-TL/m²nin 12 aylık kullanım için uygun bedel olduğu, ancak davacının dava konusu yerden sezonluk gelir etmesi yılın ancak 4 ayında ticaret yapabilmesi sebebiyle 1/3 değerinin alınmasının uygun bulunduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
 
İdarece, ecrimisile konu taşınmazın cephesinin bulunduğu Çarşı Caddesinin emlak vergisine esas asgari değerin % 5'i üzerinden ecrimisilin hesaplandığı, % 5 üzerinden yapılan birim bedel hesaplamasının 12 ay için bilirkişilerce uygun görüldüğü anlaşılmaktadır.
 
Bilirkişiler tarafından davacının dava konusu yerden sezonluk gelir etmesi yılın ancak 4 ayında ticaret yapabilmesi sebebiyle davalı idarece 2016 yılı için takdir edilen m² birim bedeli olan 211,66-TL/m²nin 1/3 değerinin alınmasının uygun bulunduğu yönünde görüş bildirilmiş ise de, ecrimisile konu yapı ve bahçenin yıl boyunca davacının tasarrufunda bulunduğu, işgalin belirli bir döneme ilişkin olmayıp, devamlılık arz ettiği anlaşılmakla, 12 aylık kullanım için uygun bedel olduğu bilirkişilerce belirlenen ecrimisile konu taşınmazın cephesinin bulunduğu Çarşı Caddesinin emlak vergisine esas asgari değerin % 5'i üzerinden ecrimisilin bedelinin esas alınması gerekmektedir.
 
Uyuşmazlıkta, davalı idarece, erimisile konu taşınmazın cephesinin bulunduğu Çarşı Caddesinin emlak vergisine esas asgari değerin % 5'i üzerinden birim bedel belirlenerek, ecrimisil bedeli hesaplanmıştır.
 
Bu durumda, davalı idarece en yakın taşınmazın emlak vergi değerinin %5'i üzerinden birim bedel belirlenerek ecrimisil bedelinin hesaplandığı, ecrimisile konu yapı ve bahçenin yıl boyunca davacının tasarrufunda bulunduğu, işgalin belirli bir döneme ilişkin olmayıp, devamlılık arz ettiği; % 5 üzerinden hesaplanan birim bedel bilirkişilerce de yıl boyu kullanım için uygun görüldüğünden, davalı idarece belirlenen ecrimisil bedelinde mevzuata aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
 
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulüne, İstanbul 6. İdare Mahkemesince verilen 30/11/2018 tarih ve E:2018/1001, K:2018/2111 Sayılı kararının dava konusu ecrimisil ihbarnamesinin 206.274,68-TL kısmının iptaline ilişkin kısmının KALDIRILMASINA, 206.274,68-TL ecrimisil bedeli kısmı yönünden de davanın REDDİNE, dava sonuçlanış biçimiyle ret ile sonuçlandığından yargılama giderlerinin yeniden paylaşımı gerektiğinden, aşağıda dökümü yapılan ve davacı tarafından karşılanan 2.657,90-TL yargılama giderinin davacının üzerinde bırakılmasına, istinaf ve temyiz kanun yolu aşamasında davalı idare tarafından karşılanan 151,20-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, İstanbul 6. İdare Mahkemesi kararıyla ret edilen ve kanun yoluna başvurulmayan kısım yönüyle davalı idare lehine avukatlık ücretine hükmedildiğinden yeniden davalı idare lehine avukatlık ücretine hükmedilmesine gerek bulunmadığına, posta gideri için alınan paranın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra ilgililerine iadesine, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 46. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren otuz (30) gün içinde Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere, 11.06.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy