İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesi 2022/364 Esas 2022/1433 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 1. Vergi Dava Dairesi
Esas No: 2022/364
Karar No: 2022/1433
Karar Tarihi: 28.04.2022



İSTEMİN ÖZETİ: Davacı adına, yurtdışı merkezli Google …. Limited adlı şirkete Google …. hesabı üzerinden reklam hizmeti vererek elde ettiği ticari kazancını kayıt dışı bıraktığı ve fatura düzenlemediği, ayrıca gider-maliyet harcamalarını belgelendirmediğinden bahisle hakkında düzenlenen 22.06.2020 tarih ve 2020-A-3362/33 sayılı vergi inceleme raporuna istinaden 2015/1-12 dönemine ilişkin olarak 213 sayılı Kanun'un 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle açılan davada; özel usulsüzlük cezası kesilmesini öngören ve cezanın kesilmesine dair koşulları düzenleyen maddede belirtilen unsurların uyuşmazlık konusu olayda bir arada gerçekleştiği ortaya konulamadığından, idari cezalar için de geçerli olan “cezayı gerektiren fiilin tüm unsurları tamam olmadan failin cezalandırılamayacağı” yolundaki genel ceza hukuku ilkesinin varsayım ya da kıyas yoluyla ceza tayinine olanak tanımaması nedeniyle davacı adına kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar veren İstanbul 13. Vergi Mahkemesi'nin 21/10/2021 tarih ve E:2020/2632, K:2021/2654 sayılı kararına davalı idarece istinaf başvurusunda bulunularak; kararın hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek kaldırılması istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Birinci Vergi Dava Dairesi'nce dosyadaki belgeler incelenip davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusu hakkında gereği görüşüldü:
 
Dava; davacı adına, yurtdışı merkezli Google ... Limited adlı şirkete Google ... hesabı üzerinden reklam hizmeti vererek elde ettiği ticari kazancını kayıt dışı bıraktığı ve fatura düzenlemediği, ayrıca gider-maliyet harcamalarını belgelendirmediğinden bahisle hakkında düzenlenen 22.06.2020 tarih ve 2020-A-3362/33 sayılı vergi inceleme raporuna istinaden 2015/1-12 dönemine ilişkin olarak 213 sayılı Kanun'un 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle açılmıştır.
 
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun ''İstinaf'' başlıklı 45. maddesinin 1.fıkrasında, idare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabileceği; 2. fıkrasında, istinafın, temyizin şekil ve usullerine tabi olduğu; 4. fıkrasında, bölge idare mahkemesinin, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığı takdirde istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vereceği, bu hâlde bölge idare mahkemesinin işin esası hakkında yeniden bir karar vereceği düzenlemelerine yer verilmiştir.
 
Aynı Kanunun "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49.maddesinin 2.fıkrasında ise; "görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, hukuka aykırı karar verilmesi, usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksiklikler bulunması" bozma nedenleri olarak belirlenmiş bulunmaktadır.
 
Dava konusu özel usulsüzlük cezasına ilişkin fiilin işlendiği iddia edilen tarihte yürürlükte bulunan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353/1. maddesinin 7103 sayılı Kanunla değişmeden önceki halinde; verilmesi ve alınması icap eden fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzlarının verilmemesi, alınmaması veya düzenlenen bu belgelerde gerçek meblağdan farklı meblağlara yer verilmesi halinde özel usulsüzlük cezası kesileceği hüküm altına alınmıştır.
 
Vergi kanunlarının şekle ve usule ilişkin hükümleri, vergi mükellef ve sorumlularına, yapma, yapmama, bildirme, belge verme, alma, bulundurma ve düzenleme, defter tutma ve tasdik ettirme, beyanda bulunma gibi yükümlülükler getiren ve bu yükümlülüklerin yerine getirilişlerindeki yöntemleri öngören düzenlemelerdir. Bu düzenlemelerin amacı; vergi idaresinin, mükelleflerin vergiyi doğuran olaya ilişkin işlemleri üzerindeki denetimini kolaylaştırarak, vergi kaçağını asgariye indirecek bir vergi güvenlik mekanizması oluşturmaktır. Dolayısıyla, bu düzenlemelerde öngörülen yükümlülüklere aykırı davranılması, söz konusu mekanizmayı etkisiz hale getirerek, Devlet'in vergi gelirlerinin azalmasına neden olabilecek niteliktedir. Anılan yükümlülüklere aykırı davranışlar, bu yüzden, vergi suçu sayılmıştır.
 
Genel olarak, vergi yasalarının şekle ve usule müteallik hükümlerine riayet edilerek, düzenli bir bilgi ve veri akışını sağlamak ve bu suretle vergi denetimini kolaylaştırarak, vergi güvenliğini gerçekleştirmek amacıyla düzenlenen usulsüzlük cezalarını (gerek genel usulsüzlük gerekse özel usulsüzlük cezalarını) gerektiren eylemler nedeniyle ceza kesilebilmesi için, usulsüzlük eyleminin tüm unsurları ile, failin, yasada öngörülen şekil ve usullere uygun davranmadığı ve eylemle sonuç arasında uygun nedensellik bağı bulunduğu ortaya konularak, yasada öngörülen tipiklikte gerçekleştiğinin tespit edilmesi gerekmekte, cezalandırılan vergi suçunun, mükellefçe işlenebilir bir suç olması da, ceza kesilebilmesi için önem arz etmektedir.
 
Belge düzenleme yükümlülüğünün, bir vergi mükellefiyetinden kaynaklanan ve adına mükellefiyet tesis edilmiş ve mükellefiyet kaydı devam etmekte olan mükelleflerin ihlal etmesi olanaklı bulunan bir yükümlülük olduğu, kayıt dışı çalışan veya mükellefiyet kaydı terkin edilmiş bir mükellef açısından, mükellefiyet kaydının varlığını gerektirmeyen diğer bazı vergisel ödevleri yerine getirmediğinden ( işe başlamanın zamanında bildirilmemesi gibi) bahisle adına vergi cezası kesilmesi mümkün bulunmakla birlikte, mükellefin, adına, fatura bastırarak düzenlemesini zorunlu kılan türden bir vergi mükellefiyet kaydı açılıp, mükellefiyet tesisi hususunda haberdar edilmeden, mükellef tarafından, fiilen, fatura düzenlenmesine olanak bulunmadığı ve bu vergisel ödevlerin mükellefçe ihlal edildiğinden de söz edilemeyeceği, bir diğer deyişle, mükellefin, hukuka uygun şekilde adına tesis edilen vergi mükellefiyetinden haberdar olması ile mükellefiyetin gereği olan yükümlülükleri yerine getirme ödevinin doğacağı, söz konusu yükümlülükleri yerine getirme ödevinin mükellefiyetin iptali veya idare tarafından terkinine kadar devam edeceği açıktır.
 
Dava dosyasının incelenmesinden, davacı hakkında düzenlenen 06.06.2020 tarih ve 2020-A-3362/32 sayılı vergi tekniği raporundaki tespitler done alınarak düzenlenen 22.06.2020 tarih ve 2020-A-3362/33 sayılı vergi inceleme raporuna istinaden, yurtdışı merkezli Google ... Limited adlı şirkete Google ... hesabı üzerinden reklam hizmeti vererek elde ettiği ticari kazancını kayıt dışı bıraktığı ve fatura düzenlemediği, ayrıca gider-maliyet harcamalarını belgelendirmediğinden bahisle, geçmişe yönelik olarak mükellefiyet tesis edilen davacı adına 2015/1-12 dönemine ilişkin olarak 213 sayılı Kanun'un 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
 
Olayda, dava konusu özel usulsüzlük cezasının kaynaklandığı vergisel ödevlerin ait olduğu dönemlerde, davacı adına tesis edilmiş ve fatura düzenlemesini gerektirir nitelikte mükellefiyet kaydının bulunmadığı, ticari kapsamda olduğu ileri sürülen faaliyetinden dolayı mükellefiyet kaydının, hakkında vergi tekniği raporu hazırlandıktan sonra, rapordaki öneriler doğrultusunda geçmişe yönelik olarak tesis edildiği anlaşıldığından, yurtdışı merkezli Google ... Limited adlı şirkete Google ... hesabı üzerinden reklam hizmeti vererek elde ettiği ticari kazancını kayıt dışı bıraktığı ve fatura düzenlemediği, ayrıca gider-maliyet harcamalarını belgelendirmediğinden bahisle kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık görülmemiştir.
 
Açıklanan nedenlerle, istinaf başvurusuna konu İstanbul 13. Vergi Mahkemesi'nin 21/10/2021 tarih ve E:2020/2632, K:2021/2654 sayılı kararında yasada sayılan kaldırma nedenlerinin bulunmadığı anlaşıldığından ve istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürülen iddialar da söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediğinden istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçe ile reddine, istinaf başvuru aşamasında yapılan 43,00-TL tutarındaki yargılama giderinin davalı idare üzerinde bırakılmasına, posta giderinden artan kısmın ilgilisine iadesine, kararın taraflara tebliği için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 2577 sayılı Yasanın 45/6. maddesi uyarınca konusu 261.000,00-TL'yi aşmadığı için kesin olarak, 28.04.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy