İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesi 2020/772 Esas 2020/865 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 1. Vergi Dava Dairesi
Esas No: 2020/772
Karar No: 2020/865
Karar Tarihi: 17.07.2020



(2709 S. K. m. 2) (213 S. K. m. 30, 72, 74, 75, 113, 114) (2577 S. K. m. 45, 49)
 
İSTEMİN ÖZETİ: Davacı tarafından, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 30/6. maddesi gereğince tutulması zorunlu olan defterlerin ve verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığından bahisle düzenlenen vergi tekniği raporunda getirilen öneri doğrultusunda alınan takdir komisyonu kararlarına istinaden, 2010/12. dönemine ilişkin olarak re'sen yapılan bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatlarının kaldırılması istemiyle açılan davada; davalı idarece zamanaşımı süresinin dolmasına çok az bir süre kala, sırf zamanaşımını durdurmak amacıyla davacı dosyasının takdir komisyonuna sevk edilmesi işleminin; 213 sayılı Kanun'un 114/2. maddesinde yer alan takdir komisyonuna başvurulmasının zamanaşımını durduracağına ilişkin düzenlemenin dava konusu olayda olduğu gibi, idarelere sırf zamanaşımını durdurmak için takdir komisyonuna başvurmaları yetkisi veren bir düzenleme olmaması nedeniyle, dava konusu cezalı tarhiyatlara ilişkin zamanaşımı süresini durdurmayacağı ve olayda zamanaşımı süresinin 31.12.2015 tarihinde dolduğunun kabulü gerekeceği açık olmakla, zamanaşımına uğrayan dava konusu cezalı tarhiyatlarda bu nedenlerle yasal isabet görülmediği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar veren, İstanbul8.VergiMahkemesi'nin 19/10/2017tarih ve E:2016/3055, K:2017/1926sayılı kararına, davalı idarece istinaf başvurusunda bulunularak; kararın hukuka uygun olmadığı iddialarıyla kaldırılması istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: İstinaf başvurusunun reddi gerektiği savunulmaktadır.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Birinci Vergi Dava Dairesi'nce; İstanbul 8.Vergi Mahkemesi'nin 19/10/2017 tarih ve E:2016/3055, K:2017/1926 sayılı kararına yapılan istinaf başvurusunu reddeden, Dairemizin 13/04/2018 tarih ve E:2018/387, K:2018/993 sayılı kararının, Danıştay Dördüncü Dairesinin 23/01/2019 tarih ve E:2018/5387; K:2019/435 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyulmayarak istinaf başvuruna ilişkin kararımızda ısrar edilerek istinaf başvurusunun reddine dair, Dairemizin 03/07/2019 tarih ve E:2019/1715 K:2019/1757 sayılı kararının, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu'nun 19/02/2020 tarih ve E:2019/1588 K:2020/177 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak dava dosyası incelenip gereği görüşüldü:
 
Dava; davacı adına takdir komisyonu kararlarına istinaden, 2010/12. dönemine ilişkin olarak re'sen yapılan bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatlarının kaldırılması istemiyle açılmıştır.
 
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun ''İstinaf'' başlıklı 45.maddesinin 2.fıkrasında; istinafın temyizin şekil ve usullerine tabi olduğu belirtilmiş, anılan maddenin 3.fıkrasında ise, bölge idare mahkemesinin, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar vereceği, kararda maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise, gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı vereceği hükme bağlanmıştır.
 
Aynı Kanun'un "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49.maddesinin 2.fıkrasında ise; "görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, hukuka aykırı karar verilmesi, usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksiklikler bulunması" bozma nedenleri olarak belirlenmiş bulunmaktadır.
 
Hakkında vergi incelemesi başlatılan davacı takdire sevk edilmiş, takdir komisyonunca henüz matrah takdir edilmeden inceleme tamamlanarak davacı hakkında vergi tekniği raporu düzenlenmesi üzerine takdir komisyonunca anılan vergi tekniği raporundaki tespitler esas alınmak suretiyle beş yıllık genel zamanaşımı süresi dolduktan sonra matrah takdirine gidilmiştir.
 
Anılan takdir komisyonu kararına istinaden tebliğ edilen ihbarname içeriği vergi ve cezanın kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.
 
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 113. maddesinde, zamanaşımı, süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkması olarak tanımlanmıştır.
 
Anılan Kanun'un 114. maddesinin ikinci fıkrasının zamanaşımının durma süresinin belirsizliğinin Anayasa'nın 2. maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesinin 15/10/2009 tarihli ve E:2006/124, K:2009/146 sayılı kararı ile iptal edilmesinden sonra 23/7/2010 tarihli ve 6009 sayılı Kanun'un 8. maddesiyle yeniden düzenlenen ve 1/7/2010 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe giren halinde "Şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması zamanaşımını durdurur. Duran zamanaşımı mezkur komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren işlemeye devam eder. Ancak işlemeyen süre her hâl ve takdirde bir yıldan fazla olamaz." düzenlemesine yer verilmiştir.
 
Kanun'un 30. maddesinin birinci fıkrasında "Resen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanunî ölçülere dayanılarak tespitine imkân bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunmasıdır. İnceleme raporunda bu maddeye göre belirlenen matrah veya matrah farkı resen takdir olunmuş sayılır." hükmü yer almaktadır.
 
213 Kanun'un 72 ila 75. maddelerinde takdir komisyonunun kuruluşu, üyelerin seçilmesi, görev ve yetkileri sayılmış, aynı Kanun'un 31. maddesinde, takdir komisyonunca belli edilen matrah veya matrah kısmının takdir kararına bağlanacağı belirtilmiştir.
 
Anılan Kanun'un 74. maddesinin "a" işaretli fıkrasında ise, takdir komisyonlarının maddede sayılan görevlerini yaparken takdir sebeplerinin bulunup bulunmadığını inceleyemeyeceği, yalnız hatalı gördüğü işlemlerde ilgili vergi dairesini yazı ile ikaz etmeye mecbur olduğu hükme bağlanmıştır.
 
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 30. maddesinde sayılan re'sen vergi tarhını gerektiren sebeplerin varlığı halinde vergi inceleme elemanlarınca ilgili dönem matrahı re'sen takdir edilebileceği gibi takdir komisyonuna başvurularak da matrahın takdir edilmesi sağlanabilecektir. Anılan maddede sayılan hallerde matrahın takdir komisyonu tarafından takdir edilebileceği tartışmasız olup bu durumdaki bir mükellefin takdire sevk edilmesine ve düzenlenen inceleme raporlarının takdir komisyonunca done olarak kullanılmasına yasal bir engel bulunmamaktadır. Ayrıca Kanun'un 74. maddesindeki kuraldan takdir komisyonunun takdir nedenlerinin bulunup bulunmadığı hususunda bir inceleme yapamayacağı anlaşılmaktadır.
 
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, Kanun'da takdir komisyonuna başvurulmasına bağlanan ve belirlilik ve öngörülebilirlik arz eden hukuki sonuç zamanaşımının durması olduğundan takdir komisyonuna sevkle tarh zamanaşımının durduğunun kabulü gerekmektedir.
 
Bu durumda, uyuşmazlığın işin esasına girilerek çözülmesi gerekmekte; işin esasının çözümü ise , davacının ilgili dönemde mal ve hizmet alımında bulunduğu, Çubuk Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün …… vergi kimlik numaralı mükellefi, .... Alüminyum Pvc.Cam İnş.Emlak Taahhüt San.Tic.Ltd.Şirketi hakkında tanzim olunan vergi tekniği raporunda yer verilen tespitlerin irdelenmesini gerektirmektedir.
 
Çubuk Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün .... vergi kimlik numaralı mükellefi olan .... Alüminyum Pvc Cam İnşaat Emlak Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkında düzenlenen 30.11.2015 tarih 2015-A-2211/75 sayılı vergi tekniği raporunda özetle; plastik ve PVC'den kapı pencere, bunların kasaları, pervazları vb. imalatı faaliyetinde bulunduğu, 2011 döneminde şirketin %94 hissesinin ....'e, %6 hissesinin ....'e ait olduğu, şirket müdürünün 10.02.2008-04.06.2013 tarihleri arasında ...., bu tarihten sonra ....'in olduğu, şirket adına 2008 ve 2009 hesap dönemlerine ilişkin vergi tekniği raporları düzenlendiği fakat bu raporlarda sahte belge düzenlediği yönünde tespit yapılamadığının rapor edildiği, ....'in ortak olduğu 8 şirketten 5'i hakkında, ....'in ortak olduğu şirketlerin tamamı hakkında sahte belge kullanma, düzenleme, defter belge ibraz etmeme yada adreste bulunmama yönünden olumsuz tespitler bulunduğu, 25/06/2009 tarihinde yapılan yoklamada aynı adreste .... Orman ve Model Ürünleri San Tic A.Ş.'nin de bulunduğu bu şirket adına 27-28 kişinin çalıştığı ve bunların aynı zamanda .... Alüminyum Pvc Cam İnşaat Emlak Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına da çalıştığı, şirketin kendi işçisi bulunmadığı, 16/07/2009 tarihinde yapılan yoklamada iş yerinin 39.600 metrekare olduğu 4800 metrekare idari alan bulunduğu ve burada çalışan 24 işçi olduğu, şirket binasında mamül-yarı mamül, hammadde olarak 1.255.745,96-TL emtia bulunduğu, satışa ilişkin işlemlerin son altı aydır vadeli çek ve senet karşılığı yapıldığı, 04/05/2010 tarihinde yapılan yoklamada kurumun faaliyetine devam ettiği başka bi adreste irtibat bürosu bulunduğu, merkez ve irtibat bürosunda 19 işçi çalıştığı, merkez adreste üretim ve montaj faaliyetleri yürütüldüğü tespit edildiği, raporun düzenlendiği tarih itibari ile 977.376,07-TL vadesi geçmiş vergi borcu bulunduğu, bu durumun 2009 yılında yaşanan finansal krizden kaynaklandığının ifade edildiği, şirket adına kayıtlı motorlu araç bilgisine ulaşılmadığı, 2010 yılında Ba formlarına göre yapmış olduğu alımların %99,82'sini oluşturan alımların hakkında sahte fatura düzenleme nedeniyle vergi tekniği raporu bulunan mükelleflerden olduğu, yine 2010 yılında kurumun form Bs bildirimlerine göre yapmış olduğu satışların %99,82'sini oluşturan kısmın sahte belge düzenlemek yönünden olumsuz tespitleri bulunan mükelleflerle gerçekleştirildiği, kurumun 2011 hesap döneminde form Ba bildirimlerine göre mal ve hizmet alışlarının %98,95'lik kısmını oluşturan faaliyetin .... Grup Metal Plastik Kim. Ür. İnş. San. Tic. Ltd. Şti.'den yapıldığı ve bu şirket hakkında düzenlenen vergi tekniği raporu ile şirketin 2009, 2010, 2011, 2012 yıllarında düzenlediği tüm belgelerin sahte olduğuna kanaat getirildiği, şirketin 2010 hesap dönemi yasal defter ve belgelerine göre 15 farklı firmadan 178 belge karşılığı 13.011.863,05-TL tutarında mal ve hizmet aldığı bunların form Ba bildirimi ile 12.980.722,00-TL'lik kısmının bildirildiği, yapılan karşıt form Bs incelemeleri neticesinde kuruma 174 belge karşılığı 13.054.760,00-TL satış yapıldığı, 2010 defter ve belgelerine göre 45 farklı firmaya 220 belge karşılığı toplam 14.037.204,28-TL tutarında satış yaptığının görüldüğü, form Bs ile 14.165.200,00-TL'lik kısmının bildirildiği, yapılan karşıt form Ba bildirimi incelemelerine göre 139 belge karşılığında 11.370.672,00-TL'lik alış yapıldığı, 2011 hesap dönemi yasal defter ve belgelerine göre 12 farklı firmadan 219 belge karşılığı 13.106.294,32-TL tutarında mal ve hizmet aldığı bunların form Ba bildirimi ile 12.735.978,00-TL'lik kısmının bildirildiği, yapılan karşıt form Bs incelemeleri neticesinde kuruma 220 belge karşılığı 13.194.674,00-TL satış yapıldığı, 2011 defter ve belgelerine göre 48 farklı firmaya 261 belge karşılığı toplam 10.702.328,52-TL tutarında satış yaptığının görüldüğü, form Bs ile 10.541.739,00-TL'lik kısmının bildirildiği, yapılan karşıt form Ba bildirimi incelemelerine göre 220 belge karşılığında 10.580.189,00-TL'lik alış yapıldığı, 2012 hesap dönemi yasal defter ve belgelerine göre 5 farklı firmadan 42 belge karşılığı 593.427,15-TL tutarında mal ve hizmet aldığı bunların form Ba bildirimi ile 89.008,00-TL'lik kısmının bildirildiği, yapılan karşıt form Bs incelemeleri neticesinde kuruma 26 belge karşılığı 620.956,00-TL satış yapıldığı, 2012 defter ve belgelerine göre 45 farklı firmaya 135 belge karşılığı toplam 1.432.786,38-TL tutarında satış yaptığının görüldüğü, form Bs ile 1.262.432,00-TL'lik kısmının bildirildiği, yapılan karşıt form Ba bildirimi incelemelerine göre 42 belge karşılığında 1.114.574,00-TL'lik alış yapıldığı tespit edildiği, 2010, 2011, 2012 yıllarında ticari kar elde edilmesine rağmen geçmiş yıl zararları nedeni ile kurumlar vergisi ile geçici vergi ödenmediği, 2010,2011,2012 yıllarında toplam 26.172.319,18-TL satış yapılmış olmasına rağmen 1.904,57TL katma değer vergisi hesaplandığı, kurum tarafından mal satıldığı beyan edilen .... Alüminyum A.Ş. ve .... Jeneratör San. Tic. A.Ş. nezdinde yapılan karşıt tespit neticesinde .... Alüminyum A.Ş.'ne 2011 döneminde 75 adet belge karşılığında 3.359.746,10-TL tutarında, .... Jen. San. A.Ş.'ne 8 belge karşılığında 1.385.010-TL tutarında fatura düzenlediğinin tespit edildiği, bu firma yetkililerinin davacı kurumun faturalarda beyan edilen malları işyerine getirerek teslim ettiğini beyan ettiği hususları tespit edilmiştir.
 
Bu durumda; davacı şirkete fatura düzenleyen firmanın İstanbul'da bir adet şubesinin bulunduğu, Ankara/Siteler'de irtibat bürosunun bulunduğu ve bunların da faaliyetine devam ettiği, 2010, 2011, 2012 yıllarında 5 ile 23 arasında değişen sayıda işçi çalıştırdığı ve bunların bir kısmının ücretinin asgari ücretin üzerinde olduğu, ücret ödemelerine ilişkin gelir stopaj vergisi beyannamelerinin verilmiş olduğu, iş yerinde yapılan tespitlerde yüklü miktarda hammaddesinin bulunduğu ve üretimine devam ettiği, mal sattığı firmalardan karşıt inceleme yapılan firmaların bu malları gerçekten almış olduklarını beyan etmiş oldukları görülmekte olup, gerçekte faaliyette bulunmadığı, komisyon karşılığı sahte fatura düzenlediği hususu somut bir şekilde ortaya konulamadığından, davacının .... Alüminyum Pvc Cam İnşaat Emlak Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nden aldığı faturalar nedeniyle tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
 
Açıklanan nedenlerle, İstanbul 8. Vergi Mahkemesi'nin istinaf başvurusuna konu edilen 19/10/2017 tarih ve E:2016/3055, K:2017/1926 sayılı kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, dava konusu cezalı tarhiyatın kaldırılmasına, isteme konu Mahkeme kararının hüküm fıkrası Dairemizin iş bu kararıyla değiştirildiğinden avukatlık ücreti ve yargılama giderlerine yönelik yeniden hüküm kurulmasına gerek görülerek, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323. maddesi uyarınca aşağıda dökümü gösterilen 139,50-TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacı tarafa verilmesine, ilk derece mahkemesince davacı avukatı lehine vekalet ücretine hükmedilmiş olması nedeniyle iş bu aşamada tekrar hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, davalı idarece istinaf ve temyiz aşamasında yapılan 299,60-TL yargılama giderinin ise davalı idare üzerinde bırakılmasına, posta avansından artan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay Başkanlığı nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere, 17.07.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy