İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/2739 Esas 2023/565 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2739
Karar No: 2023/565
Karar Tarihi: 29.03.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/2739
KARAR NO: 2023/565
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 17/03/2021
NUMARASI: 2020/54 Esas - 2021/224 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 29/03/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin eşi olan müteveffa ...'ın kendi sevk ve idaresindeki ... plakalı araç ile 4.6.2013 tarihinde tek taraflı ve tam kusurlu olarak trafik kazası geçirdiğini, aracın ... Sigorta A.Ş. den Zorunlu Mali Sorumluluk sigortası ile sigortalandığını, müteveffanın şoför olarak kamyon işletmesinde çalıştığını, geride kalan ve bakmakla yükümlü olduğu mirasçısı davacının hak ettiği destekten yoksun kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00 TL tutarındaki maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 14.5.2015 tarih ve 29355 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.6.b ve A.6.d maddeleri gereğince davanın reddinin gerektiğini, ...'ın dava konusu trafik kazasında kendi kusuru ile vefat ettiğini bu nedenle reddinin gerektiğini, Karayolları Trafik Kanunun 92.maddesi uyarınca müvekkili şirketinde sorumluluğunun bulunmadığını, meydana gelen trafik kazasının poliçe teminatı dışında kaldığını, HMK 114/1-c maddesi gereğince görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, taraflar arasında imzalanmış herhangi bir anlaşma bulunmadığını, dolayısı ile huzurdaki işbu davanın ticari bir dava olarak görülmesinin hatalı olduğunu, avans faizi talebinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu davacının ancak yasal faiz talep etme hakkı olduğunu, kaza tarihinden itibaren faiz talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, "Davanın kabulü ile 108.520,42 TL nin 04/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine" karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kazaya karışan ... plaka sayılı araç sürücüsü ...'ın kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğunu, kazaya karışan ... plaka sayılı aracın (04.06.2013 kaza tarihini kapsar biçimde) 07.07.2012 - 07.07.2013 vadeli trafik (ZMSS) poliçesiyle müvekkili şirket tarafından sigortalanmış olduğunu, davaya konu trafik kazasının tek taraflı bir trafik kazası olup kazada sigortalı araç sürücüsünün vefat ettiğini, geride kalan eş tarafından müvekkili şirket aleyhine destekten yoksun kalma tazminatı davası açılmış olduğunu, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında yapılan 01.06.2015 tarihli değişiklikten önce meydana gelmiş bulunan kazalarda dahi meydana gelen sürücü ölümlerinde, sürücü üçüncü şahıs sayılmadığından geride kalan yakınları tarafından müvekkil şirket aleyhine destekten yoksun kalma tazminatı davası açamayacağı ve bu yöndeki davaların reddi gerektiğinin açık olarak belirtilmiş olduğunu, davaya konu olan trafik kazasında sigortalı araç sürücüsünün kendi kusurundan vefat etmiş olduğundan, geride kalan davacı eş ... lehine 108.520,42 TL destekten yoksun kalma tazminatına hüküm edilmesini kabul etmediklerini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Somut olayda da davacının desteği, tam kusuru sonucu meydana gelen trafik kazası sonucu vefat etmiş olup davacılar destekten yoksun kalan sıfatıyla, zorunlu mali sorumluluk sigortacısını hasım göstererek, destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiştir. Davacı üçüncü kişi konumunda olduğu hem mahkeme, hem de tarafların kabulünde olduğu gibi işleten (veya sürücü) yakınlarının uğradıkları destek zararlarının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığına ilişkin Kanun’da ve buna bağlı olarak poliçede açık bir düzenleme bulunmadığı da yukarıda yapılan açıklamalardan anlaşılmaktadır. Davacının uğradığı zarara bağlı olarak talep ettiği hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır. Davacının ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağı, dolayısıyla tam kusurlu araç sürücüsünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin kusurunun, işletenin ve sürücünün desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceği, KTK ve kaza tarihinde yürürlükte olan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin ve dolayısıyla sürücünün üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve destekten yoksun kalan davacı da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğuna göre, davalı sigorta şirketi zararın tamamından sorumlu olacağından, davacı davalı sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecektir. (YHGK’nın 15/06/2011 gün ve 2011/17-142 esas - 411 kararı; YHGK’nın 22/02/2012 gün 2011/17-787 esas, 2012/92 kararı; YHGK., 16/01/2013 gün, 2012/17-1491 esas, 2013/74 karar). Davalı sigorta şirketi tarafından ... plakalı araç için düzenlenen ZMMS poliçesi 07/07/2012 tanzim tarihli olup davacının taleplerinin trafik sigortası teminatı kapsamında kaldığından yukarıya aktarılan Yargıtay kararları gereğince davacıların, mirasçı olarak değil, zarar gören 3. kişi konumunda bulunduğu, bu nedenle desteğin kusurunun, davacılara yansıtılamayacağı, destekten yoksunluk zararını, ZMSS poliçesi kapsamında davalıdan talep edebileceği anlaşıldığından bu hususa yönelik istinaf itirazı yerinde değildir.Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası'na göre alınması gereken 7.413,02 TL harçtan peşin alınan 1.854,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.559,02 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK'nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.29/03/2023

Full & Egal Universal Law Academy