İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/2035 Esas 2023/529 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2035
Karar No: 2023/529
Karar Tarihi: 27.03.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/2035
KARAR NO: 2023/529
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 08/02/2022
NUMARASI: 2018/1039 Esas - 2022/112 Karar
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 02/12/2016
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 27/03/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı davalı ...'in maliki ve dava dışı ...'in alkollü olarak sevk ve idaresindeki ... plakalı araç ile 21/07/2014 tarihinde ... Mah. ... Cad. ... adresinde seyir halinde olduğunu, ön sağ kısımları ile önce yaya ...'e daha sonra park halindeki ... plakalı aracın sol yan kısımlarına ve daha sonra yine park halindeki ... plakalı araca çarptığını, yaralanmalı-maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, trafik kazası tespit tutanağında kazanın meydana gelişini gösterir krokide durumun görüldüğünü, ... ve ... plakalı araçta meydana gelen zarar nedeniyle 1,54 promil alkollü sürücü ... asli ve %100 oranında kusurlu olduğunu, ... plakalı aracın onarımını yapan servis tarafından düzenlenen faturaya istinaden davacı şirket tarafından 26.11.2014 tarihinde ilgilisine toplam 7.648,00 TL ödeme yapıldığını, KTK ve genel şartlar kapsamında sigortalı araç malikine rücu amaçlı icra takibi başlatıldığı, takibe itiraz edildiği, Bakırköy ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasında haksız olarak yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya sebebiyet veren fiili işleyen ...in müvekkilin bilgisi ve izni dışında müvekkilin aracıyla bu kazaya sebebiyet verdiğini, tüm bu hususların kaza sonrası tutulan tutanak ve ifadelerle yer almış ve bu olaya ilişkin olarak açılan ceza davasında müvekkilin müşteri olarak iddianamede yer alırken diğer eylemi gerçekleştiren ... ve bu şahsa araç veren ...'ın sanık olarak yargılandığını ve cezalandırıldığını, icra takibine itirazlarında belirttikleri gibi asıl sorumlu araç maliki olan müvekkilinden habersiz fiili işleyen kazaya sebebiyet veren 1,54 promil alkollü araç kullanan ... olduğunu, müvekkilin aracını müvekkilden habersiz bir şekilde veren ...'ın da davaya dahil edilmesi gerektiğini davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2018/1175 Esas, 2018/780 Karar sayılı dosyasında; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket nezdinde ZMSS ile sigortalı davalı ... ettiren ...' in maliki olduğu ve dava dışı ...'in alkollü olarak sevk ve idaresindeki araç, 21/07/2014 tarihinde yaralamalı-maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini,trafik kazası tespit utanağından ve kazanın meydana gelişini gösterir krokiden de açıkça anlaşılacağı üzere kazanın meydana gelmesinde 1,54 promil alkollü sigortalı araç sürücüsü asli ve %100 oranında kusurlu olduğunu, kaza sonrasında ... plakalı aracın zararı kasko sigortası kapsamında ... Sigorta A.Ş. tarafından karşılandığını, adı geçen şirketin halefiyet yoluyla davacı şirkete rücu etmesi üzerine, ... plakalı aracın zorunlu trafik sigorta poliçesi limitleri kapsamında, müvekkil şirket tarafından ... Sigorta A.Ş.'ye 24/10/2014 tarihinde 5.593,00 TL ödeme yapıldığını, yapılan bu ödemenin tahsili için İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak borçlu ...'in yasal süresi içinde itiraz ettiğini,bunun üzerinde dosya ... açısından tefrik edilerek yetkili Bakırköy ... İcra Müdürlüğünün ... E. Sayılı dosyasına kaydı yapılmış ve borçluya yeniden ödeme emri gönderildiğini, borçlu tarafından süresi içerisinde itiraz edildiğini, aynı şekilde kazada zarar gören diğer aracın kasko sigortacısı olan ... Sigorta A.Ş.'ye 7.648,00 TL ödeme yapıldığını, işbu tazminatın rücuen tahsili için sigorta ettiren ... aleyhine icra takibi başlatıldığını ve borçlu tarafın itirazı üzerine itirazın iptali davası açıldığını, davanın Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1039 Esas sayılı dosyası ile kayıtlı olup derdest olduğunu, bu sebeplerle bağlantılı olan 2018/1175 E. sayılı dosyanın, 2018/1039 E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesini ve itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, "1-İşbu asıl dava yönünden davacının davasının kısmen kabulü ile kısmen reddine, Bakırköy ...İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı icra dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin 7.648,00 TL asıl alacak ve 794,82 TL avans faizi olmak üzere toplam 8.442,82 TL üzerinden kaldığı yerden aynen devamına, Takipte ticari faiz uygulanmasına, Fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Mahkememiz dosyası ile birleştirilen Bakırköy 1.ATM'nin 2018/1175 Esas 2018/780 Karar sayılı dava yönünden davacının davasının kısmen kabulü ile kısmen reddine, Bakırköy ...İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı icra dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin 5.593,00 TL asıl alacak ve 640,67 TL avans faizi olmak üzere toplam 6.181,28 TL üzerinden kaldığı yerden aynen devamına, Takipte ticari faiz uygulanmasına, Fazlaya ilişkin istemin reddine," karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı ... vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davaya konu kazaya sebebiyet veren fiili işleyen araç sürücüsü olan ...'in, müvekkilinin bilgisi ve izni dışında müvekkilinin aracıyla bu kazaya sebebiyet verdiğini, tüm bu hususların kaza sonrası tutulan tutanak ve ifadelerde yer aldığını ve bu olaya ilişkin olarak açılan ceza davasında müvekkilinin müşteki olarak iddianamede yer alırken kazaya sebebiyet veren ve eylemi gerçekleştiren ... ve bu şahsa araç veren ...'ın, sanık olarak yargılandığını ve cezalandırıldığını, keza müvekkilinin trafik kazası sonucunda karakola giderek araç sürücüsü ve yanında bulunan şahısla ilgili olarak şikayetçi olduğunu ve cezalandırılmalarını talep ettiğni, çünkü müvekkilinin ...'in aracı tamamen kendi iradesi dışında bu şahıslarca alındığını ve kullanıldığını, müvekkilinin malik olduğu ... plaklı trafik çekicisi olan aracı mesai saatleri içerisinde kullanılmak üzere müvekkilinin yanında sigortalı olarak çalışan davalı ...'a tahsis edildiğini, mahkemenin de gerekçeli kararında bu durumu gözeterek müvekkili ...'i araç maliki olarak müşterek ve müteselsil zarardan sorumlu tuttuğunu, ancak söz konusu zarar verici eylem olan trafik kazasında müvekkilinin sorumluluğunu gerektirir hiçbir husus bulunmadığını, müvekkilinin maliki olduğu aracın kesinlikle kaza saatinde otoparkta durması gerekirken gece yarısı-sabaha doğru müvekkilinden alınması ve kazaya sebebiyet verilmesi durumunda müvekkilinin hiçbir sorumluluğunun bulunmadığını, çünkü tamamen irade dışı bir şekilde çalınan bir araçla verilen bir zarar ile otoparkta duran aracın habersizce gece yarısı anahtarının otoparktan alınarak kullanılması ve zarar verilmesi hallerinin tamamen aynı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenen hasar bedelinin istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Asıl dosya kapsamında yapılan değerlendirmede; 2918 sayılı KTK'nun 48. maddesinde, alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir. Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin "Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı" başlıklı 97/1. maddesinde ise alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, bu konu ile ilgili olan "b-2" bendinde, alkollü içki almış olarak araç kullandığı tespit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir.
Dava, trafik sigortası sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. ZMMS'de sigortacının rücu hakkı, TTK’nın 1301/2. maddesi, 2918 sayılı KTK'nın 95/2. maddesi ile ZMSS poliçesi genel şartlarında düzenlemeye tabi tutulmuştur. ZMSS Poliçe Genel Şartlarının 4. maddesinde düzenlenen ağır kusur veya kasıt hali, oto yarışına katılma, ehliyetnamesiz motorlu araç kullanmak, uyuşturucu veya alkollü olarak araç kullanmak istiap haddinin aşılması, aracın çalınması veya gasp edilmesinde işletenin kusuru gibi haller sigortacının sigortalısına rücu sebeplerindendir. Yine davaya konu kazanın meydana geldiği tarih itibariyle yürürlükte olan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.c maddesinde, tazminatı gerektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak verildiği kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa, sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır. Somut olayda, davacı, sigortalı aracın karıştığı kazada hasarlanan araçlar için dava dışı 3. kişilere ödeme yaptıktan sonra sigortalı aracı kullanan sürücünün alkollü olması nedeniyle sigortalısına rücu için icra takibi başlatmış, itiraz üzerine de itirazın iptali davası açmıştır. Davalı dosya içerisinde bulunan kaza tarihini kapsayan zorunlu trafik sigorta poliçesi örneğine göre sigorta ettiren/sigortalı konumunda olup davacının akidi olduğundan mahkemece sorumluluğuna karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Birleşen dosya kapsamında yapılan değerlendirmede; HMK'nın 341/2. maddesine göre miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Aynı kanunun 341/4. maddesinde de "alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü  üçbin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz." düzenlemesi mevcuttur. Ayrıca HMK'nın ek 1. maddesinin 1. fıkrasında: "HMK'nın 341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 04/01/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz." hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2. fıkrasında: "HMK'nın 341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı" düzenlenmiş bulunmaktadır. Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu somut olayda yerel mahkeme hükmünün verildiği 2022 yılı için HMK'nın 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 8.000,00 TL olacaktır. Dava, alacak istemine ilişkin olup dava değeri 6.245,87 TL'dir. Mahkemece birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu halde, dava değeri kararın verildiği tarihe göre uygulanması gereken 2022 yılı için öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığından, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması olanaklı değildir. Yerel mahkemece, kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi de sonuca etkili değildir. Bu nedenle birleşen dava yönünden davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 352/1-b maddesi gereğince reddine karar verilmiştir. Bu nedenle; davalı vekilinin birleşen dava yönünden istinaf başvurusunun HMK'nın 352/1-b maddesi gereğince reddine, davalı vekilinin asıl dava yönünden istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b/1 maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin birleşen dava yönünden istinaf başvurusunun HMK'nın 352/1-b maddesi gereğince REDDİNE, davalı vekilinin asıl dava yönünden istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 576,72 TL istinaf karar harcından peşin alınan (80,70+63,48+105,56=)249,74 TL harcın mahsubu ile bakiye 326,98 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK'nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/03/2023

Full & Egal Universal Law Academy