İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/1899 Esas 2023/577 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1899
Karar No: 2023/577
Karar Tarihi: 29.03.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/1899
KARAR NO: 2023/577
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 23/11/2021
NUMARASI: 2015/592 Esas - 2021/1102 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 29/03/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13/07/2011 tarihinde davalı sigorta şirketinin ZSMM teminatı altındaki, sürücü ...'in idaresindeki ... plakalı otomobilin davacı yaya ...'a çarparak sürekli sakat kalacak şekilde yaralanmasına neden olduğu, davacı da oluşan cismani zarar nedeniyle oluşacak maddi tazminat nedeniyle, sürekli ve geçici maluliyet dönemine ilişkin tazminat tutarının, bakıcı giderinin fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, öncelikle 6100 sayılı yasanın 107. maddesine göre belirlenecek maddi tazminatın sigorta şirketi açısından temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, "Açılan davanın reddine" karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kaza sonucu Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen raporda, müvekkilinin meslekte kazanma gücü kaybı oranının %20 olarak tespit edilmiş olduğunu, dosyanın kusur tespiti amacıyla bilirkişiye verilmesinin ardından ön rapor düzenlendiğini, raporda keşif yapılmasının zorunlu olduğu olduğunun belirtilmiş olduğunu, daha sonra aynı bilirkişi tarafından verilen 12.02.2020 tarihli kusur mütalaasında olay yeri hakkında yeterli bilgi ve belgenin bulunmadığı belirtilmiş, bu sebeple aracın müvekkiline çarptığı kısmın seçenekli olarak ifade edildiği bir rapor hazırlandığını, sonuç kısmında, aracın ön kısmı ile müvekkiline çarpılmış ise sürücünün tali kusurlu olduğu, aracın sağ arka kısmıyla müvekkiline çarpılmış ise sürücünün kusurunun bulunmadığının belirtilmiş olduğunu, bilirkişinin olay yerini internet üzerinden araştırarak rapor düzenlediğini, sonrasında dosyasının yeni bir bilirkişiye verilmesine ve olay yerinde inceleme yapılmasına karar verildiğini, bilirkişinin olay yerine giderek inceleme yaptığını, müvekkilini olay yerinde hazır etmeden ve beyanlarını almadan 05.07.2021 tarihli bilirkişi raporunu tanzim ettiğini ve raporda müvekkilini %100 oranında kusurlu bulduğunu, bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi sunduklarını ancak mahkemece itirazları reddedilerek bu bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulmuş olduğunu, olay yerinde keşif yapılmadan, salt bilirkişinin yaptığı incelemeye dayanarak düzenlediği rapora itibar edilerek hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, çelişkilerin giderilmesi ve sürücünün objektif özen kurallarına aykırı davranıp davranmadığının tespiti için İTÜ Trafik Kürsüsünden rapor aldırılması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından; 13/07/2011 tarihinde davalı sigorta şirketine kaza tarihini kapsar şekilde trafik sigortalı dava dışı sürücünün sevk ve idaresindeki ... plakalı aracın yaya olan davacı çarpması ile gerçekleşen trafik kazası neticesinde, davacının yaralandığı ve bu yaralanma nedeniyle maddi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Kazaya ilişkin kaza tespit tutanağı düzenlenmediği, soruşturma kapsamında da olay yeri krokisinin düzenlenmiş olduğu ancak yaya ve aracın konumları gösterilmemiştir. Cumhuriyet Savcılığı tarafından şikayet yokluğu nedeni kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş olup savcılık soruşturma dosyasında kusura yönelik bir inceleme yapılmamıştır. Mahkemece aldırılan 20/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda keşif yapılması gerekiği belirtilmiş kusur değerlendirmesi yapılmadığı görülmüştür.12/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda 3 olasılıklı olarak kusur değerlendirilmesi yapılmıştır. Mahkemece kusur bilirkişisine yerinde inceleme yetkisi verilmiş 05/07/2021 tarihli düzenlenen bilirkişi raporunda yayanın %100 kusurlu sürücünün kusursuz olduğu belirtilmiştir. Bilirkişi tarafından tespit edilen kaza mahallinin kaza tespit tutanağı bulunmadığı için denetlemesi yapılamamaktadır. Mahkeme huzurunda keşif yapılıp kaza mahalli tespiti yapılmamıştır. Tarafların kusur durumunun tespiti için çarpma noktasının tam ve eksiksiz tespiti önem taşımaktadır. Davalı tarafından çarpma noktasının tespitine itiraz edilmiş olması karşısında mahkemece çarpma noktası tam olarak saptanmadan eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamıştır. O halde mahkemece yapılması gereken, kazanın gerçekleştiği yerin tam olarak saptanması ve bu saptamaya göre aracın ve yayanın pozisyonuna göre kusur oranlarının belirlenmesi için başka bir kusur bilirkişi refakatiyle olay yerinde keşif yapılarak, kusur raporu alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK'nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.29/03/2023

Full & Egal Universal Law Academy