İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/1075 Esas 2023/654 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1075
Karar No: 2023/654
Karar Tarihi: 05.04.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/1075
KARAR NO: 2023/654
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 17/02/2022
NUMARASI: 2015/493 Esas - 2022/127 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 05/04/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... sevk ve idaresindeki ... plaka sayılı araç ile müvekkilinin içinde yolcu olarak bulunduğu ... sevk ve idaresindeki aracın 25/11/2013 tarihinde çarpması neticesinde yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiğini, müvekkilinin ... sevk ve idaresindeki araçta yolcu olarak bulunduğundan herhangi bir kusurununu olmadığını, iş bu kaza sonucunda müvekkilin ciddi şekilde yaralandığını ve %24 vücut fonksiyonunu kaybettiğini beyan ederek, müvekkilin adli müzaheretten yararlandırılarak yargılama harç ve giderlerinden muaf tutulmasını, fazlaya ilişkin dava ve talep haklarının saklı kalmak kaydı ile şimdilik 2.500,00 TL zararının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle kaza tarihi itibariyle geçerli bir zorunlu trafik poliçesinin bulunup bulunmadığını, motor ve şase numarası da belirtilmek suretiyle Sigorta Bilgi Merkezinden sorularak araştırılmasını, motosikletin kaza tarihi itibariyle geçerli bir zorunlu trafik poliçesi yok ise müvekkil kurumun sorumluluğunun kaza tarihi itibariyle geçerli poliçe limitinin 250.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, davacı tarafa 07/04/2015 tarihinde kusuru sebebiyle kazaya sebebiyet veren ... plakalı motosiklet için 15.433,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkili Güvence Hesabı 07/04/2015 tarihinde aktüer rarporu tarafından hesaplanan 14.881,00 TL'nı ödeyerek tüm sorumluluğunu yerine getirdiğini, davacı araçta yolcu olduğundan hatır taşıması nedeniyle tazminatta indirim yapılmasını, davacının kask, dizlik ve gerekli koruyucu ekipmanları takmaması nedeniyle kazada müterafik kusurlu bulunmasını, kazada motosiklet sürücüsünün ehliyetsiz olduğunu ve bu nedenle tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmasını, avans faizi talebinin reddini ve itirazların kabulü ile davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, "davanın reddine" karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin geçirdiği kaza sebebiyle maluliyetinin oluştuğu bu konuda İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından tanzim edilmiş delil niteliğindeki rapor ile talepte bulunulduğunu ancak daha sonra ATK tarafından tanzim edilen ve muayene yapılmaksızın dosya üzerinden tanzim edilen rapor neticesinde müvekkilinin hiç bir maluliyetinin olmadığının soyut şekilde tespit edildiğini, dosyaya sunulan raporda müvekkilinin %24 oranında maluliyete sahipken mahkeme tarafından, dosya üzerinden tanzim ettirilen raporda oranın 0 çıktığını, iki rapor arasında hayatın olağan akışına son derece aykırı şekilde çelişki bulunduğunu, yargılama devam ederken İzmir Adli Tıp Kurumuna talimat yazılarak müvekkilinin muayeneye davet edilmesi ve muayene sonucunda rapor tanzim ettirilmesi talepleri sonucu İzmir Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazıldığını ancak pandemi sebebiyle müvekkilinin mahkemeye başvuru yapamadığını, başvuru için taraflarına süre verilmesini talep ettiklerini tüm usuli işlemler eksiksiz şekilde yerine getirilmiş olmasına rağmen mahkeme tarafından eksik inceleme neticesinde davanın reddine karar verildiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 25/11/2013 tarihinde saat 20.30 sıralarında İstiklal Bulvarı üzerinde seyir halinde iken ... Sokak kavşağında gidiş istikametine göre sol tarafına, Garaj istikametine dönüş için manevra yapan sürücü ... sevk ve idaresindeki ... plaka sayılı otomobilin sağ arka yan kısmının İstiklal Bulvarı üzerinde karşı istikamette seyreden sürücü ... sevk ve idaresindeki tescilsiz motosikletle çarpışması sonucu motosiklette yolcu olarak bulunan davacı ...'un yaralanmasıyla neticelenen dava konusu trafik kazası meydana gelmesi nedeniyle bakiye tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Trafik kazası nedeniyle açılan tazminat davalarında maluliyete ilişkin alınacak raporların nasıl düzenleneceğine ilişkin ne Karayolları Trafik Kanun’un da ne de Türk Borçlar Kanun’unda düzenleme yapılmamış, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin içtihatları ile kaza tarihine göre dönemsel olarak uygulanması gereken Yönetmelikler açıklanmıştır. Buna göre maluliyete ilişkin alınacak raporların, 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik'i, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmelik'i, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonrada Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. (Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2021/12907 E. ve 2022/6237 K., 2021/12288 E. ve 2022/6235 K., 2021/11515 E. ve 2022/5238 K. sayılı kararları). İlk Derece Mahkemesince ATK 3. İhtisas Dairesinden alınan 05/06/2020 tarihli maluliyet raporunda davacının engellilik oranının % 0 olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 15 aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir. Oysa dava dilekçesi ekinde bulunan İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 25/12/2014 tarihli sağlık kurulu raporunda ise davacının %24 oranında maluliyeti bulunduğu belirlenmiştir. Bu halde maluliyet raporları arasında çelişki bulunduğu halde dava dilekçe ekindeki sağlık kurul rapor ve ekleri getirtilerek çelişki giderilmeksizin eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır. O halde İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken, öncelikle dava dilekçe ekindeki sağlık kurulu rapor ve tüm eklerinin getirtilerek dosyaya eklenmesi, sonrasında başka bir Üniversite Hastanesinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümünden oluşturulacak aralarında adli tıp uzmanı da bulunan uzman doktor heyetinden, kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan " Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmelik " hükümlerine uygun olarak davacıda var olduğu ileri sürülen yaralanmaya bağlı geçici iş göremezlik oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise süresi, kalıcı maluliyet oluşup oluşmadığı, kalıcı maluliyet oluşmuş ise maluliyet oranı, maluliyetin kaza ile illiyeti bulunup bulunmadığı konularında, maluliyet raporları arasında çelişkiyi giderecek şekilde dosya içerisinde bulunan tedavi evrakları ile dosyada mevcut olan taraflarca sunulan delilleri de irdeler biçimde denetime elverir nitelikte maluliyet raporu alınması ve bu raporun sonucuna göre aktüerya bilirkişisinden hükme esas alınan rapor tarihi itibariyle yeniden rapor alınmalı sonucuna göre usuli kazanılmış haklarda gözetilerek karar verilmesi olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK'nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/04/2023

Full & Egal Universal Law Academy