İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/467 Esas 2023/700 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/467
Karar No: 2023/700
Karar Tarihi: 14.04.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/467
KARAR NO: 2023/700
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 05/03/2020
NUMARASI: 2018/738 Esas - 2020/241 Karar
DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/04/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait ... marka ... model, ... plakalı aracın 19/05/2018 tarihinde gerçekleşen kaza ile kullanılmaz hale gelerek pert olduğunu, aracın kasko sigorta poliçesini tanzim ederek teminat altına alan ... Sigorta A.Ş. tarafından müvekkiline araç rayiç değerinin çok altında 225.000,00 TL ödediğini, ibraname ve feragatname olsa bile bakiye alacaktan davalının sorumlu olduğunu, müvekkiline eksik ödenen bedelin ve ikame araç bedelinin tespiti bakımından alanında uzman makine mühendisi bilirkişi tarafından tespit edilecek olan rayiç değer ile müvekkiline ödenen 225.000-TL arasındaki farkın ve ikame araç bedelinin artırmak üzere 100-TL olarak davalının temerrüt tarihi olan eksper raporunun düzenlendiği tarihten itibaren avans faiziyle birlikte ödenmesine, ekspere ödenen 237,53 TL'nin dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından imzalanan mutabakatın geçerli olduğunu, davacı ile yapılan sulh protokolü ile talep edilen hasar bedelinin ödendiğini, ekspertiz ücreti taleplerinin kabul edilemeyeceğini, her durumda davacının tazminat miktarı ve faize ilişkin taleplerinin de kabul etmediklerini, yapılan ödeme ile zarar karşılanmış olması nedeniyle davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, "Davanın kabulü ile;75.000 TL bakiye hasar (araç rayiç kasko değeri) tazminatının ve 237,53 TL eksper raporu ücretinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine" karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı ... Sigorta A.Ş vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı ... Sigorta A.Ş vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilen rayiç değerin hatalı olduğunu, başka bir bilirkişi raporu alınmasını talep ettiklerini, davacı ile yapılan sulh protokolü ile talep edilen hasar bedelinin de ödenmiş olduğunu, müvekkil şirket tarafından rayiç değerin 225.000,00 TL olarak tespit edilmiş olduğunu, davacı tarafından imzalanan mutabakatın geçerli olduğunu, ibra edildikten sonra tazminat iddiası ile yeniden müvekkili şirket aleyhine davanın devam ettirilmesinin de yersiz olduğunu, ibra işleminin yapıldığı dikkate alındığında, bu ibranın geçerli olmadığını ileri sürmenin, TMK’nın 2. maddesine açıkça aykırı olacağını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, kasko poliçesine dayanan maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davacı ve davalı ... Sigorta A.Ş. arasında 22/06/2018 tarihli mutabakatname yapıldığı ve anılan mutabakatname gereği davalı sigorta şirketince davacıya 67.248,00 TL ödeme yapıldığı, davacının dava dilekçesi ve davalının cevap dilekçesiyle sabit olduğu görülmektedir. Mutabakatname başlıklı belgede imza kısmının altında fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulduğunun el yazısı ile yazılmış olduğu görülmüştür. Bu nedenle kesin bir ibradan bahsetmek mümkün değildir. Davalının bu yöne değinen istinafı yerinde değildir. Kasko Sigortası Genel Şartları'nın A.1. maddesinde, kasko sigortasının konusu düzenlenmiş olup, anılan maddenin (b) bendinde; sigortalı aracın hareket halindeyken sabit ya da hareketli bir cisme çarpması da sigorta teminatının kapsamındaki haller arasında sayılmıştır. Diğer yandan, anılan genel şartların B.3.3.1.1. maddesinde “ Sigorta şirketi aracı hasar tarihi itibariyle rayiç değerine kadar teminat altına almıştır. Sigorta tazminatının hesabında sigortalı menfaatlerin rizikonun gerçekleşmesi anındaki rayiç değerleri esas tutulur. Rayiç değer için esas alınacak referansa veya rayiç değeri belirleme yöntemine poliçede yer verilir. Bu yönde bir referans belirlenmemişse veya bu belirleme somut değilse ... Şirketleri Birliğince belirlenerek ilan edilen riziko tarihi itibariyle geçerli rayiç değere ilişkin liste esas alınır.” şeklindedir. Açıklanan hükümler ile 6102 sayılı TTK'nın 1409/1. maddesi ve poliçe hükümleri gereği, davalı sigortacının zarardan sorumluluğu belirlenmelidir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda kaza tarihindeki emsal araç değerleri üzerinden değerlendirme yapılmadığı, bilirkişi raporu ile tarafların sunduğu eksper raporları arasında çelişki olduğu halde çelişki giderilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken bilirkişiden raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde ve dosyada mevcut raporlar ve kasko sigortası genel şartların ve poliçe özel şartların ile yukarıda belirtilen Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.3.3.1.1. maddesinde belirtilen düzenleme çerçevesinde araç kasko değerinin belirlenmesi için denetime elverişli, ayrıntılı rapor alınarak sonucuna göre usuli kazanılmış haklar gözetilerek karar verilmesi olmalıdır. Mahkemece ikame araç bedeli yönünden olumlu olumsuz karar verilmemiş olması da doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK'nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi 14/04/2023

Full & Egal Universal Law Academy