İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/272 Esas 2023/542 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/272
Karar No: 2023/542
Karar Tarihi: 28.03.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/272
KARAR NO: 2023/542
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 23/11/2020
NUMARASI: 2018/842 Esas - 2020/774 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 28/03/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13/12/2017 tarihinde müvekkilinin sevk ve idaresindeki araç ile seyir halinde iken müvekkilinin sevk ve idaresindeki aracın arka kısmına plakası tespit edilemeyen bir aracın çarptığını, müvekkilinin de çarpmanın etkisi ile cadde üzerinde park halindeki bir başka araca çarparak yaralandığını, kaza nedeniyle meydana gelen sakatlanma neticesinde oluşan maddi zararın karşılanması amacıyla davalı ...ına 12/04/2018 tarihinde başvurulduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından ödeme yapılıp yapılamayacağına ilişkin net bir cevabın verilmediğini belirterek, davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla iş gücü kaybından doğan toplam 3.500,00 TL daimi sakatlık ve 100.00 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 3.600,00 TL tazminatın yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili 12/10/2020 tarihli dilekçesi ile talep sonucunu 216.921,34 TL'ye artırdığını bildirmiştir. Davalı ... cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda " Davanın kabulü ile 10.736,46 TL geçici ve 206.184,88 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihi olan 26/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine," karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; KTK'nın 97.maddesi gereğince tüm evraklar ve rapor ile kuruma başvuru şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, kazanın meydana gelmesine plakası tespit edilemeyen aracın sebep olduğunun somut delillerle ispatı gerektiğini, mahkeme tarafından keşif yapılmadığını, tanık dinlenmediğini, 13/12/2017 tarihinde meydana gelen kaza ile ilgili olarak kaza gününde tutanak düzenlenmediğini, hiçbir merciye müracaatta bulunulmadığını, kazadan 18 gün sonra ifade tutanağı düzenlendiğini, davacı ...'in ifadesinde tescilsiz motosikletiyle seyir halindeyken plakasını tespit edemediği bir aracın kendisine çarptığını belirttiğini, bu ifade dışında kazaya plakası tespit edilemeyen bir aracın sebep olduğu hususunda herhangi bir belge bulunmadığını, bu sebeple söz konusu kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğu ileri sürülen plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın kusuru ve sorumluluğunun tespit edilmemesi nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacının rapor ücreti ve geçici işgöremezlik tazminat taleplerinin yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen trafik poliçesi teminatı kapsamında olmadığından davacının bu yöndeki taleplerinin de reddi gerektiğini, davacıya SGK tarafından geçici iş göremezlik ödeneği ödenip ödenmediğinin araştırılarak hesaplanan tazminattan indirilmeksizin davanın kabulüne karar verildiğini, alınacak maluliyet raporunun Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5 (c) bendindeki şartları taşıması gerektiğini, sürekli sakatlık raporunun Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Yönetmeliği çerçevesinde yetkili bir hastaneden alınması gerektiğini, davacı ...' in ehliyetinin bulunup bulunmadığı, koruyucu kask, tertibat kullanılmadan seyahat edilmesi nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, hükmolunan faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olması gerekirken 26/04/2018 tarihinden itibaren yasal faize hükmolunmasının da usule ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, trafik kazası nedeni ile cismani zarara dayalı tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davacı vekili, müvekkilinin 13/12/2017 tarihinde sevk ve idaresindeki araç ile seyir halinde iken, aracın arka kısmına plakası tespit edilemeyen bir aracın çarptığı, müvekkilinin çarpmanın etkisi ile cadde üzerinde park halindeki bir başka araca çarparak yaralandığı, kaza sonucu meydana gelen sakatlanma neticesinde oluşan maddi zararın karşılanması amacıyla davalı ...na 12/04/2018 tarihinde başvurduğu, ödeme yapılıp yapılamayacağına ilişkin net bir cevap verilmediğini belirterek, iş gücü kaybından doğan tazminatın davalıdan tahsili için iş bu davayı açmıştır. Davacının 12/04/2018 tarihinde davalı ...na yazılı başvuru yaptığı, yapılan başvuru neticesinde davalının sağlık kurul raporu gönderilmesi talebinde bulunduğu, sağlık kurul raporunun davacıdan istenmesine ilişkin olarak sakatlık raporunun davacı tarafından kısa sürede tamamlanabilecek bir husus olmadığı, sigorta şirketinin bu isteminin davacının haklarının sürüncemede kalmasına yol açacak nitelikte olduğundan başvurunun sonuçsuz kaldığının kabulü gerektiğinden, bu hususa değinen istinaf talebi yerinde değildir. Davacının meydana gelen kazada plakası ve sürücüsü belli olmayan bir aracın çarpması sonucu yaralandığı iddiası, Sivas Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/1296 Soruşturma sayılı dosyası, kaza tespit tutanağı, ifade tutanağı, davacının kaza nedeniyle tedavi gördüğü hastane evrakları ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde yeterince ispatlanmıştır. Bu yöne değinen istinaf talebi yerinde değildir. TBK'nın 54. m. ile KTK'nın 98. m. hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan iyileşme sürecindeki geçici bakıcı gideri, geçici işgöremezlik ve belgesiz tedavi giderlerine ilişkin zarardan sorumluluk, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine aittir. Geçici ve kalıcı bakıcı giderleri zararlarının, poliçedeki tedavi giderleri teminatından, kalıcı işgöremezlik zararının ise sakatlık ve ölüm teminatından karşılanması gerektiğinden davalıların sorumluluklarının sona erdiğine ilişkin istinaf talepleri yerinde değildir (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/13975 E. - 2022/7544 K. ve 2021/15255 E. - 2022/7709 K. sayılı kararları). Davacıya SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığı hususunda, mahkemece 14/09/2018 tarihinde SGK'ya müzekkere yazılarak kaza nedeni ile davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı, ödemenin rücua tabi olup olmadığı sorulmuş, 15/10/2018 tarihli müzekkere cevabında davacıya dava konusu tarfik kazası nedeniyle herhangi bir ödeme yapılmadığının bildirildiği görüldüğünden bu yöne değinen istinaf talebi yerinde değildir. Dosya kapsamından hükme esas alınan maluliyet raporunun istinaf talep eden davalı tarafa HMK 281. maddesi gereğince ihtarat içeren tebligat ile tebliğ edildiği halde davalının süresi içerisinde rapora itiraz etmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda HMK'nın 281. maddesi çerçevesinde maluliyet raporundaki tespitler bakımından davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK'nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re'sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceği gibi kaza tarihi itibariyle Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Yönetmeliği yürürlükte bulunmadığından maluliyet raporuna ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. 2918 sayılı KTK.nun 99/1 nci madde hükmü ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları'nın 12 nci madde hükmü uyarınca rizikonun, bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Davacı tarafından 12/04/2018 tarihinde başvuru yapıldığının görüldüğü, bu tarihe 8 iş günü eklendiğinde 26/04/2018 tarihinde temerrüde düşmüş olacağından bu tarihten itibaren yasal faize hükmedilmesinde usule ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu yöne değinen istinaf talebi yerinde değildir. Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde sözkonusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK 52.maddesi düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması sözkonusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Koruyucu ekipmanların takılmaması halinde TBK’nın 52. maddesi uyarınca, hakim tazminattan indirim yapabilir. Somut olayda mahkemece müterafik kusur değerlendirmesi yapılmamışsa da ATK raporuna göre davacının kafa bölgesinden yaralanmadığı, bel ve sırt bölgesinde (omirilik) yaralanma olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacının kask takmaması zararın artmasına neden olmadığına göre mahkemece tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmamış olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından istinaf itirazı yerinde değildir. Yine ehliyetsiz araç kullanmak kişini kendisi için sürüş kusuru olup müterafik kusur indirimi sonucunu doğurmayacaktır. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası'na göre alınması gereken 14.817,89 TL harçtan peşin alınan 3.704,47 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.113,42 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK'nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 28/03/2023

Full & Egal Universal Law Academy