İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/189 Esas 2023/692 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/189
Karar No: 2023/692
Karar Tarihi: 14.04.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/189
KARAR NO: 2023/692
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 25/11/2020
NUMARASI: 2017/279 Esas - 2020/827 Karar
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 14/04/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılardan ...'nın kullandığı araçla 22.11.2015 tarihinde kendi aracına çarparak yaralanmasına neden olduğunu, kazaya karışan aracın sahibinin diğer davalı ..., sigortalayanının ise davalı ... olduğunu, meydana gelen olay nedeniyle vücut bütünlüğünün zarar gördüğünü belirterek 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; Meydana gelen kazada kusurun kendilerinde olmadığını, olay sonrasında tutulan kaza tespit tutanağını ve kusur oranlarını kabul etmediklerini, bu konularda bilirkişi incelemesi yapılmasını gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; Tazminattan sigorta poliçesinde yazılı olan teminat miktarı ile sorumlu olduklarını, davacının maluliyet oranının ve kusur durumunun bilirkişi raporu ile tespiti gerektiğini, davacının kaza esnasında kask takıp takmadığının ve bu durumun kusura etkisinin araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, "Davanın reddine" karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; TBK'da yer alan haksız fiil hükümlerine göre hesaplama yapılması yoluna gidilmesi gerektiğini, sakatlığın belirlenmesi gereken doğru kıstaslar üzerinden yapılmadığını, HMK'nın 226. maddesinde belirtildiği üzere yemine konu olmayacak hususların işbu davada mevcut olduğunu, duruşmada son çare olması gereken yemin deliline davet edilmiş olmalarının diğer delillerinin sunulması ve değerlendirilmesi fırsatını ellerinden aldığını, farklı bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak başkaca delil sunulup sunulmayacağını ya da tanık dinletilip dinletilmeyeceği araştırılarak karar verilmesi gerektiğini şartları oluşmadan yemin delili üzerinden davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bunun yanında, maluliyet, kusur ve aktüer hesaplamalarla ilgili yerinde itirazların nazara alınmadığını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin eksik hesaplanmış olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Hukuk yargılamasında ispat araçlarından olan “yemin” delili 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 225 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. HMK'nın 225. maddesine göre, yeminin konusunu, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalar teşkil eder. Bir kimsenin bir hususu bilmesi onun kendisinden kaynaklanan vakıa sayılır. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği vakıalar, bir işlemin geçerliliği için, kanunen iki tarafın irade açıklamalarının yeterli görülmediği hâller ve yemin edecek kimsenin namus ve onurunu etkileyecek veya onu ceza soruşturması ya da kovuşturması ile karşı karşıya bırakacak konular yemin konusu olamaz, bu konularda yemin de teklif olunamaz. (6100 sayılı HMK'nın 226.maddesi) Haksız fiil, hukuk kurallarına aykırı bir şekilde diğer bir kişinin mal varlığı veya şahıs varlığında zarar meydana gelmesine neden olan eylem olup niteliği gereği belirtilen yasa maddesi de dikkate alındığında haksız fiil failine yemin teklif olunamaz. Davaya konu olay, haksız fiilden kaynaklandığından yemin teklif edilmesi ve yeminin eda edilmesi hukuki sonuç doğurmayacağından, davalının yemini kabul etmiş olmasının davanın reddi gerekçesi yapılması doğru olmamış, tarafların diğer delilleri değerlendirilerek tüm dosya kapsamına göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.( Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin 2016/11408 Esas 2018/7087 Karar sayılı ilamı ) Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06/02/2020 tarih 2017/4-1428 Esas 2020/100 Karar sayılı ilamında " ... İspat için başvurulan araçları ifade eden deliller ise HMK’da senet, yemin, bilirkişi, keşif ve uzman görüşü olarak sıralanmıştır. Ancak sayılan bu deliller sınırlayıcı (tahdidi) olmayıp, kanunun belirli bir delille ispat zorunluluğu getirmediği hâllerde taraflar kanunda düzenlenmemiş diğer delillere de dayanabilirler. Delillerin değerlendirilmesinde ise hâkimin bağlılığı ve her bir delile bağlanan hukuki sonuçlar bakımından "kesin" ve "takdiri" deliller ayrımı esas alınarak incelenme yapılmaktadır. Kesin deliller hâkimin bağlı olduğu ve takdir yetkisine sahip olmadığı delillerdir. Bu bağlamda belirtmek gerekir ki uyuşmazlık konusu olan "yemin delili" de kesin deliller içerisinde yer almakta olup, hâkimi bağlamaktadır (Kuru, B./ Arslan, R./Yılmaz, E.: Medeni Usul Hukuku, Ankara 2013, s. 406-413). Yemin, taraflardan birinin davanın çözümünü ilgilendiren bir olayın doğru olup olmadığı konusunu, kanunda belirtilen usule uyarak, mahkeme önünde, kutsal sayılan değerlerle teyit eden ve kesin delil vasfı yüklenmiş sözlü açıklamalardır (03.03.2017 tarihli ve 2015/2 E., 2017/1 K. sayılı YİBK). Bir ispat vasıtası olan yeminin konusu HMK'nın 225. maddesine göre, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalardır. Görüleceği üzere yemin, tarafın kendisinden kaynaklanan (ondan sadır olan) vakıalar hakkında verilebilir. Kanun’da, bir kimsenin bir hususu bilmesi onun kendisinden kaynaklanan vakıa sayılırken (HMK m. 225/2), tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği vakıalar, bir işlemin geçerliliği için, kanunen iki tarafın irade açıklamalarının yeterli görülmediği hâller ve yemin edecek kimsenin namus ve onurunu etkileyecek veya onu ceza soruşturması ya da kovuşturması ile karşı karşıya bırakacak vakıaların yemin konusu olamayacağı (HMK m. 226; Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu m.352) düzenlenmiştir. Nitekim aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.01.2019 tarihli ve 2017/16-1561 E. ve 2019/11 K. sayılı kararında da değinilmiştir. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelindiğinde; HMK’nın 226. maddesi gereğince yemin edecek kimsenin onu ceza soruşturması ya da kovuşturması ile karşı karşıya bırakacak vakıalar yemin konusu olamayacağından, mahkemece davacı tarafa yemin teklifinin hatırlatılarak davalı tarafça yeminin eda edilmesi ve buna dayanılarak hüküm kurulması doğru olmadığı gibi tespit dosyası, yargılama sırasında davalının beyanları ve tanık anlatımları dikkate alındığında, davalı hayvanlarının davacının ağaçlarına zarar verdiğinin davacı tarafça ispatlandığının kabulü gerekmektedir." yönünde karar verilmiştir. Somut uyuşmazlıkta; dava haksız fiil niteliğinde trafik kazasına dayalı tazminat davası olup yemine konu vakıalar yemin edecek kimseyi ceza soruşturması ya da kovuşturması ile karşı karşıya bırakacak nitelikte olduğu açık olduğundan İlk Derece Mahkemesince HMK’nın 226. maddesine aykırı şekilde davacıya yemin teklifini hatırlatarak davalı tarafça yeminin eda edilmesi üzerine bunun sonucuna göre karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Mahkemece kusur durumunun tespiti için ATK Trafik İhtisas Dairesi'nden aldırılan 12.12.2019 tarihli bilirkişi raporunda olasılıklı olarak kusur değerlendirmesi yapıldığı, birinci durumda davacı ... % 100 kusurlu, davalı ... ise kusursuz, ikinci durumda ise davacı ... kusursuz, davalı ... ise % 100 kusurlu olduğu belirtilmiştir. Bu haliyle kırmızı ışık ihlalinin kimin tarafından yapıldığı net bir şekilde belirlenememiştir. O halde Mahkemece yapılması gereken; meydana gelen kazada hangi araç sürücüsünün kırmızı ışıkta geçtiği belirlenemediği nedenle Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları uyarınca Yargıtay (17. Hukuk Dairesinin 2015/2416 E. ve 2017/8915 K. sayılı kararı) tarafların kazanın meydana gelmesinde % 50 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek zararın yarı yarıya paylaştırılması gerektiğinden davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde % 50 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek, tarafların maluliyet raporlarına karşı itirazları değerlendirilerek aktüerya bilirkişinden rapor alınarak dosya kapsamına göre karar verilmesi olmalıdır. Kabule göre de mahkemece davanın reddine karar verilmiş olması nedeni ile yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasında ve davalı lehine vekalet ücreti hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK'nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/04/2023

Full & Egal Universal Law Academy