İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/170 Esas 2023/689 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/170
Karar No: 2023/689
Karar Tarihi: 14.04.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/170
KARAR NO: 2023/689
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 10/11/2020
NUMARASI: 2017/622 Esas - 2020/701 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 14/04/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 29/03/2013 tarihinde sürücü ...'ın sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile davalı sigorta şirketi sorumluluğundaki ... plakalı kamyonetiyle seyir halindeyken ... idaresindeki ... plakalı motosikletin sağ yan kısmına çarpması sonucu çift taraflı maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazasına sebebiyet verdiğini, müvekkilinin kazada ... plakalı motosiklette yolcu olarak bulunduğundan kazanın oluşumunda kusuru olmadığını, dava konusu trafik kazası sebebiyle müvekkilinde oluşan bedensel zarar nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL daimi iş görmezlik tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kaza tarihi itibariyle kazaya karıştığı ve kazada asli kusurlu olduğu iddia edilen ... plakalı aracın SMSS Poliçesi uyarınca müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumluluk olduğunu, kusur durumunun ve maluliyet derecesinin tespit edilmesi ve kaza tarihindeki bilinen ücret üzerinden aktüerya raporu alınması gerektiğini, dava tarihi itibaren yasal faiz talep edilebileceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, "Davanın reddine" karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dosya içerisinde her ne kadar 3 adet ATK raporu görünüyor olsa da 22/05/2018 tarihli ve 10/04/2019 tarihli raporlarda müvekkilinin maluliyet oranının tespit edilmediğini, müvekkilinin sürekli maluliyetinin yalnızca tek rapor ile 16/01/2020 tarihli rapor ile tespit edildiğini, 21/01/2020 tarihli itiraz dilekçelerinde belirttikleri hususların hiç birinin değerlendirilmediğini, itirazları hakkında herhangi bir karar verilmediğini ve sadece ATK Üst Kuruluna gönderme şartları oluşmadığı gerekçesiyle itirazlarının reddedildiğini, müvekkilinin kalıcı olarak maluliyeti bulunmasına rağmen ATK tarafından eksik inceleme yapılmış ve hatalı bir rapor düzenlendiğini, ATK Başkanlığı 2.İhtisas Kurulu raporunda müvekkilinin arızalarının tespit edildiğini ancak sonuç kısmında arızası olmadığı belirtilerek sürekli iş göremezliğinin bulunmadığının belirtildiğini, Adli Tıp 2. İhtisas Dairesinin, yönetmeliğin ilgili maddesini yok saydığını ve maluliyet oranınını tespit etmediğini, yeniden rapor talepleri ve itirazları dikkate alınmadan davanın reddine karar verildiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Trafik kazası nedeniyle açılan tazminat davalarında maluliyete ilişkin alınacak raporların nasıl düzenleneceğine ilişkin ne Karayolları Trafik Kanun’un da ne de Türk Borçlar Kanun’unda düzenleme yapılmamış, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin içtihatları ile kaza tarihine göre dönemsel olarak uygulanması gereken Yönetmelikler açıklanmıştır. Buna göre maluliyete ilişkin alınacak raporların, 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik'i, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmelik'i, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonrada Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. (Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2021/12907 E. ve 2022/6237 K., 2021/12288 E. ve 2022/6235 K., 2021/11515 E. ve 2022/5238 K. sayılı kararları). Somut uyuşmazlıkta Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Kurulundan alınan 23/12/2019 tarihli maluliyet raporunda, "Gazipaşa Devlet Hastanesi'nin düzenlediği 29/03/2013 tarih ve 1113/79 protokol numaralı tıbbi müşahade ve muayene kağıdı fotokopisinde; Sağ uylukta ağrı, şişlik, krepitasyon olduğu, nörolojik defisit olmadığı, sağ femur cisim parçalı kırığı tanısıyla opere edilip plak vida ile tespit sağlandığı, 11/04/2013 tarihinde taburcu edildiği kayıtlıdır. Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin düzenlediği 10/10/2019 tarihli raporda; X-Ray, kaynama tam, kalça fleksiyon ve ekstansiyon tam, iç-dış rotasyon tam, abduksiyon-adduksiyon tam, diz fleksiyon-ekstansiyon tam, ekstremitede kısalık olmadığı kayıtlıdır. Dosyaya ekli grafilerin incelemesinde; Olay tarihli direkt grafide sağ femur üst diafizde ayrıklı kırık olduğu, 1 Ağustos 2018 tarihli grafide sağ femur üst diafizde kaynamış kırık sekeli, plakvida ile tespit edilmiş olduğu, kaza tarihine göre uygulanması gereken Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri esas alınarak davacıda dava konusu edilen trafik kazasına bağlı olarak maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından maluliyet tayinine mahal olmadığı ve geçirdiği kaza nedeniyle 9 aya kadar geçici iş göremez hale geldiği" tespit edilerek bildirilmiştir. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan maluliyet raporunda dosya kapsamı ve davacının kaza nedeniyle düzenlenen tüm tıbbi belgeleri, yeni tarihli muayene evrakları da incelenerek maluliyet oranının tespiti açısından kaza ile yaralanma arasındaki illiyet bağı da açıklanarak kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde düzenlenmiş olmasına ve bilirkişi heyetinde bir ortapedi uzmanı da bulunmasına göre maluliyet raporunun hüküm esas alınmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası'na göre alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK'nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/04/2023

Full & Egal Universal Law Academy