İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/2339 Esas 2023/739 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2339
Karar No: 2023/739
Karar Tarihi: 27.04.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/2339
KARAR NO: 2023/739
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/07/2021
NUMARASI: 2016/1183 Esas -2021/578 Karar
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/04/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili 29/12/2015 tarihli dava dilekçesinde özetle;03/12/2015 günü davalılardan ...'ın malik ve sürücüsü olduğu, davalı ...'ye ZMMS poliçesi ile, ... Sigorta A.Ş'ye kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olan ... plaka sayılı aracı ile seyir halinde iken yaya olarak karşıdan karşıya geçen müvekkiline çarpması sonucu müvekkilinin yaralandığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL (500,00 TL tedavi gideri, 500,00 TL ekonomik geleceğin sarsılması ve diğer zararlar) maddi zararın işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 20.000,00 TL manevi zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/491 esasında kaydedilen dava dosyasında mahkemece 03/03/2016 tarihinde verilen görevsizlik kararı üzerine dosya İstanbul Anadolu 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1183 esasını almıştır. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, müvekkilinin aracın Genişletilmiş Kasko Sigortacısı olduğunu, manevi tazminattan sorumlu olmadıklarını, tedavi giderleri yönünden SGK'nun sorumlu bulunduğunu belirterek, davanın redine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; ... plakalı aracın müvekkili şirkete 17.11.2015-17.11.2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; tüm tazminat taleplerinden öncelikle sigorta limitleri dahilinde davalı olan sigorta şirketlerinin sorumlu olduğunu, davacı taraf tamamen kendi kusuruyla kazaya sebebiyet vererek müvekkili iş ve gücünden etmiş olup davacı tarafa bu sorumsuz hareketi sebebi ile dava açma ve verdiği zarar ve aracın iş yapamaması sebebi ile tazminat talebinde bulunmaları gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini, talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "davacının 3 aylık geçici iş göremezlik zararı aktüer bilirkişi tarafından hesaplatılmış olup hazırlanan raporda davacının %75 oranındaki kusuru düşüldükten sonra 908,14 TL geçici iş göremezlik zararı olduğu tespit edilmiştir. Davacının karşılanmayan tedavi giderleri doktor bilirkişi aracılığı ile tespit edilmiş olup bu rapor sonucunda 1.030.11 TL karşılanmayan tedavi gideri ve 80 Tl yol gideri olmak üzere toplam 1.100,11 TL karşılanmayan tedavi gideri olduğu tespit edilmiştir. Aktüer raporu ve doktor bilirkişinin karşılanmayan tedavi giderne ilişkin raporları denetlenebilir olduğu ve dosyadaki belgeler ve deliller ile uyumlu olduğu tespit edildiğinden hükme esas alınmıştır. Davacı vekili maddi tazminat yönünden davasını ıslah etmemiş olduğundan davacının maddi tazminat zararına hükmederken taleple bağlı kalınmış ve 1.000 TL maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir. Faizin niteliği olarak taraflar arasında ticari iş olmadığından yasal faiz işletilmesi uygun bulunmuştur Davacı tarafın tüm davalılardan talep ettiği 20.000,00 TL manevi tazminat talebi; sigorta şirketlerinin poliçede manevi tazminatı karşılar bir klozun olmaması ZMMS genel şartlarda zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçelerinin manevi tazminatı teminat dışı bırakılan hallerden sayılması nedeni le sigorta şirketleri yönünden reddine karar verilmiştir." gerekçesi ile; 1-Davanın kabülü ile; A-Maddi Tazminat Bakımından; 1.000,00-TL maddi tazminatın davalılardan müşterek ve müteselsil sorumluluk kapsamında alınarak davacı tarafa verilmesine, Alacağa davalı ... bakımından 03/12/2015 tarihinden, Sigorta Şirketleri bakımından dava tarihi 29/12/2015 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,B-Manevi Tazminat Bakımından; ... Sigorta ve ... sigorta bakımından manevi tazminat isteminin reddine, davalı ... bakımından manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 2.500,00 TL manevi tazminatın bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Alacağa 03/12/2015 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş, verilen karar davacı vekili tarafından süresinde istinaf edilmiştir. Davacı vekilinin istinaf sebepleri; hükme esas alınan kusur raporu itiraz uğramış olup itirazlar değerlendirilmeksizin verilen kararın hatalı olduğu, kaza tarihinden bu yana 6 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen, kaza sebebiyle meydana gelen yaralanmaların etkileri halen devam etmekte iken, iş göremezliğin 3 ay süreli olduğuna dair tespitin hatalı olduğu, ATK 2. ve ATK 3.İhtisas kurullarının raporunu itiraz edilmesi üzerine ATK Genel Kurulu’ndan kati rapor alınmak yerine, itiraza uğramış bu raporların hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğu, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının düşük olduğu, müvekkilinin kazadan sonra asıl mesleği olan inşaat ustalığını bırakmak zorunda kaldığı, uzunca bir süre çalışamadığı, tam olarak iyileşememesine rağmen maddi imkânsızlıklar sebebi ile temizlik işçisi olarak çalışmaya başladığı, bu nedenle de gelirinde büyük bir düşüş meydana geldiği, kaza öncesi herhangi bir sağlık problemi olmayan müvekkilinin sol kolunu uzunca bir süre kullanamaması, halen dahi kaza öncesi gibi sağlıklı olamaması, eskisi gibi çalışamaması, maddi gelirinde azalma olması, çocuk sahibi bir insan olarak ailesini geçindirmekte zorlanması, maddi kayıplarının yanı sıra manevi olarak da kendisini büyük bir sıkıntıya soktuğu, hatalı oranlar dikkate alınarak belirlenen manevi tazminat miktarının da son derece düşük olduğu hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; davacı ile ilgili ATK 3.İhtisas Dairesinden maluliyeti ile ilgili rapor alındığı, 08/01/2018 tarihli raporda; davacının, sürekli maluliyet tayinine mahal olmayacak ve iyileşme süresi olay tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabilecek şekilde yaralandığının tespit edildiği, davacının itirazları üzerine, muayene edilerek itirazları da dikkate alınarak tekrar rapor alındığı, ATK 2.İhtisas Kurulunun 29/04/2019 tarihli raporunda; ATK 3.İhtisas Kurulunun mütalaasına eklenecek veya değiştirilecek bir husus bulunmadığına dair rapor verildiği, her iki raporun birbirini teyit ettiği anlaşılmış, davacının maluliyet raporlarına itirazları yerinde bulunmamıştır. Toplanan delillerin ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesi ile birlikte istinaf başvuru nedenleri de göz önüne alınmak suretiyle incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde; dosyadaki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, ceza dosyasında hükme esas alınan kusur raporu ve bu dosya kapsamında alınan15/01/2021 tarihli rapor birbiriyle uyumlu olup, 15/01/2021 tarihli raporun taraf ve yargı denetimine açık, yeterli ve ceza dosyasında kabul edilen maddi vakıaya uygun olmasına, raporun somut olayın özellikleri ve kamera görüntüleri dikkate alınarak hazırlanmış olması nedeniyle hükme esas alınmasında bir yanılgı bulunmamasına, davacının maddi zararını TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemi kullanarak belirleyen aktüer bilirkişi raporunun ve tedavi gideri ile yol giderini belirleyen doktor bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, dava konusu olayda zararlandırıcı eylemin tarihi, olayın meydana geliş şekli, kusur durumu (davacının olayda %75, davalı sürücünün %25), davacıda meydana gelen yaralanmanın (maluliyet tayinine mahal olmadığı, 3 ayda iyileşir) niteliği, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında, yaralanma ile sonuçlanan taksirli eylem nedeniyle hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanmasına ilişkin kurala uygun olup, az bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca,1/Karar başlığında bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca esastan reddine, 2/İstinaf eden davacıdan alınması gereken 179,90-TL harçtan peşin yatırılan 59,30-TL harcın düşümü ile 120,60-TL istinaf ilam harcının istinaf eden davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde ve maddi tazminata ilişkin hüküm bölümü bakımından HMK'nın 361.madde hükmü gereğince gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süresi içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık; manevi tazminata ilişkin hüküm bölümü bakımından ise, HMK'nın 362/1-a madde hükmü uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 27/04/2023

Full & Egal Universal Law Academy