İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/1141 Esas 2023/291 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1141
Karar No: 2023/291
Karar Tarihi: 04.04.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1141
KARAR NO: 2023/291
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/01/2021
NUMARASI: 2019/312 Esas, 2021/35 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/04/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın müvekkili şirkete ait ... / ... gemisi için buhar kazanı üreterek söz konusu buhar kazanını müvekkili şirkete 6/8 haftada teslim etmek üzere fiyat teklifi sunduğunu ve teklife istinaden proforma fatura düzenleyerek müvekkili şirket ile anlaştıklarını, davalı tarafın müvekkili şirketten 4 adet çek aldığını ancak buhar kazanını aradan 2 yıldan fazla süre geçmesine rağmen müvekkili şirkete teslim etmediğini, bu nedenle aralarındaki anlaşmayı haklı nedenle feshetme durumunun oluştuğunu ve davalı aleyhine İstanbul .. İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20 sinden az olmamak üzere borçlunun icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; çeklerin ne amaçla verildiği konusunda gerekli açıklamalarda bulunulmadığı ve çeklerin ödendiğine dair belge ve bilginin de sunulmadığını, müvekkili tarafından proforma faturaların kesilip sipariş verilen ürünlerin eksiksiz olarak teslime hazırlandığını, davacı tarafça sözleşmenin fesine dair belge sunulmadığını, davacının hazır olan ürünleri teslim almadığı ve gerekli gümrük muamelelerine başlamadığı gibi geç teslime ilişkin kusurun kendisinden kaynaklandığının da dosya kapsamından sabit olduğunu, teslimin davacı şirketin gümrük işlemlerini başlatması veya teslim edilecek geminin Türkiye'de olması halinde mümkün olacağının açık olduğunu belirterek davanın reddine, kötü niyetle açılmış olan takip sebebi ile % 20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinin tarihinin 04/01/2011 olduğu, teslim süresinin ise maksimum 8 hafta öngörüldüğü, davacının sözleşmeye göre edimi olan bedeli ödeme yükümlülüğünü verdiği çeklerle yerine getirdiği, vadesi en uzun olan çekin tarihinin 15/06/2012 olduğu, öte yandan, taraflar arasındaki elektronik posta yazışmalarından, 26/08/2013 tarihinde dahi henüz kazan sisteminin imal edilip sertifikalandırılarak, davacıya teslim edilmediği, bu durumda, işe başlama tarihinin 15/06/2012 olduğunun kabulü halinde dahi, davalının maksimum 8 hafta içinde malı hazır edip davacıya teslim edemediği, tüm bu hususların yerine getirilmemiş olması karşısında, davacının fesihte haklı olduğu, yaptığı ödemeler kadar iade talep hakkının bulunduğu, davalı vekilinin davaya cevap dilekçesi ekinde dosyaya sunduğu fotoğraflarda, “kazan, brülör ve muhtelif vanalar”ın bulunduğunun görüldüğü, davalı vekilinin, bu malzemelerin, davacı için imal edilen kazan sistemi olduğunu ve müvekkilinin depolarında bulunduğunu beyan ettiği, nitekim tanık ...'nin de, davalının deposunda büyük bir kazan bulunduğunu söylediği, davalının elinde bir kazan sisteminin varlığının, tek başına, bu ürünlerin, 04/01/2011 tarih ve ... numaralı teklif kapsamında davacıya teslim edilmesi gereken ve sertifikaya haiz bir kazanın zamanında üretilip, teslime hazır edildiği hususunu ispat bakımından yeterli olmadığı, 04/01/2011 tarihli ve ... numaralı teklife göre davalı tarafından yapılacak işin bedeli 27.170,00 EUR olup ödeme şeklinin %50 peşin ve %50 3 aylık çek olacağı, 06/02/2012 tarihli tahsilat makbuzu ile davaya ve takibe konu edilen 7.115,00 Euro bedelli ... numaralı, 7.115,00 Euro bedelli ... numaralı, 6.800,00 Euro bedelli ... ve ... numaralı çeklerin davalıya teslim edildiği, davacı vekilince verilen ıslah dilekçesi ile... numaralı çekin davalı tarafından iade edildiği ve 4.913,62 Euronun davacı şirket tarafından 2.201,38 Euronun ise ... tarafından davalıya haricen ödendiği, 6.800,00'er Euro bedelli ... ve ... numaralı çeklerin davalının üreticisi ... firması tarafından tahsil edildiği, daha sonra bu bedellerin makina imal edilmediğinden davacı tarafa ... numaralı 13.600 Euro bedelli bir çek ile iade edildiği, söz konusu çekin davalıya ciro ile verildiği dolayısıyla bu bedelin de davalı tarafça tahsil edildiğini ileri sürdüğü, ... Bankası A.Ş. tarafından dosyaya sunulan 06/03/2015 tarihli yazı ile ... numaralı ve 7.115,00 Euro bedelli çekin, 09/03/2012 tarihinde ... Bankası A.Ş. tarafından takas sistemi aracılığıyla ibraz edildiği, karşılıksız muamelesi gördüğü, söz konusu çekin 13/03/2012 tarihinde ... Erenköy Şubesine ibraz edilerek davalı ... tarafından tahsilinin gerçekleştiği, 15/08/2012 tarihinde davacı şirket hesabından davalı şirket hesabına 10.807,00 TL havale edildiği, ilgili tarih itibarıyla TCMB efektif döviz satış kuru 2,2214 olup ödenen tutarın karşılığı 4.864,95 Euro bedele karşılık geldiği, ancak ... tarafından yapıldığı belirtilen 5.000,00 TL tutarındaki ödemenin ispatlanamadığı, ... numaralı ve ... numaralı çeklerin, davalı tarafından ciro edildiği, ancak sonrasında iptal edildiği, 26/08/2013 tarihli ve 13.600,00 EUR tutarlı çekin ise ... tarafından davacı şirket lehine düzenlendiği, ... tarafından dosyaya sunulan CD içindeki belgelere göre ilgili çekin, davacı şirket tarafından cirolandığı ve çek hamili ... tarafından 26/08/2013 tarihinde tahsil edildiği, ancak davacı vekilince çeki tahsil eden ... ile davalının ilişkisinin ortaya konulamadığı, çekin davalı tarafça tahsil edildiği hususunun ispatlanamadığı değerlendirilerek ispatlanan ödemeler bakımından davanın kısmen kabulü gerektiği. talep konusu miktar yargılama neticesi ortaya konulduğundan alacağın likit ve belirlenebilir kabul edilmediği bu nedenle de İİK 67 maddesi kapsamında şartları oluşmayan davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiği gerekçesi ile; Davanın KISMEN KABULÜ ile, İstanbul .. İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı icra takip dosyasına yönelik itirazın kısmen iptaline, takibin 11.979,95EURO asıl alacak bakımından DEVAMINA, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının USD de ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, Şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı ve kötü niyet tazminatı taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE, karar verilmiş karara karşı, taraf vekilleri istinafa başvurmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile mahkemece alınan ilk bilirkişi raporlarında müvekkilinin davalıdan 27.830,00 EURO iade talep edebileceğinin belirtildiğini, çeklerin akibetleri konusunda bankalara yazılan yazı cevapları ve davalının banka kayıtlarının dökümünden sonra alınan bilirkişi raporlarında ... tarafından davalıya yapılan ödemenin ispatlanamadığı, davalı banka kayıtlarında bu şekilde ödeme kaydına rastlanılmadığı belirtilerek ispatlanamayan bu ödeme dışında 25.579,95 EURO alacağın tespit edildiğini, mahkemece, kararda "26/08/2013 tarihli ve 13.600,00 EUR tutarlı çekin ... tarafından davacı şirket lehine düzenlendiği ve davacı şirket tarafından davalıya ciro edildiği, davacı ve davalı taraflar arasındaki yazışmaların, davacı tarafından yapılan açıklamalarla örtüştüğü, ... tarafından dosyaya sunulan CD içindeki belgelere göre ilgili çekin, davacı şirket tarafından cirolandığı ve çek hamili ... tarafından 26/08/2013 tarihinde tahsil edildiği, ancak davacı vekilince çeki tahsil eden ... ile davalının ilişkisinin ortaya konulamadığı, çekin davalı tarafça tahsil edildiği hususun mahkemece kabul edilmediği " gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, dosyada mübrez yazılı (kesin) deliller yanında davalının söz konusu çekin bedelinin kendi adına alınmadığına dair bir inkârının (ispatının) bulunmadığı ve bilakis davalıca iadesi gereken tutara dahil olması gerektiği halde yukarıda yer alan gerekçe ile alacaktan düşülmesinin, fiiliyat, hukuk ve hakkaniyet adına kabul edilemeyeceğini, davalının dahi ... tarafından tahsil edilen çekin kendisi adına yapılmadığına dair aksine bir iddiası ve ispatı yok iken mahkemenin böyle bir gerekçe ile davanın kısmen reddine karar vermesinin,'taraflarca hazırlama ilkesinden, hukuki dinlenilme, ispat yükünden, adil yargılanma hakkına dek bir çok kuralın da ihlali olduğunu, davanın daha da uzamaması adına alacaklarının bilirkişi raporunda olduğu gibi 25.579,95 Euro olarak tespitine razı olduklarını ve uzun yıllardır süren müvekkilinin mağduriyetin giderilmesi için 5.000,00 TL. ödemenin de tutara dahil olması için yeniden tahkike girişilmesini istemediklerini, mahkemenin ise hiç umulmadık bir şekilde bilirkişi raporlarını bir kenara bırakıp, kendince hesap yaparak alacaklarını fahiş derecede düşük hesapladığını, diğer yandan bilirkişinin, 18/04/2016 tarihli kök, 13/10/2016 tarihli ek ve 23.12.2020 tarihli 2. ek raporları ile davadaki haklılıkları ve davalının kötüniyeti, takibe itirazındaki haksızlığı sübut bulmuşken, icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin de ayrıca hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; mahkemenin, davacının fesihte haklı olup yaptığı ödemeler kadar iade talep hakkının bulunduğuna ilişkin kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu, hukuken geçerli bir feshin ancak ve ancak bozucu yenilik doğuran bir hakkın kullanılmasına bağlı olduğunu, ancak dosyada davacının sözleşmeyi feshine ilişkin hiçbir bildirim bulunmadığını, ayrıca, buhar kazanının sertifikasının ancak deneme amaçlı çalıştırılması ile sonucuna göre düzenleneceğine ilişkin bilirkişi görüşüne itibar edilmemesi gerektiğini, sonuçta denemenin ancak ve ancak yine gemi üzerine montaj sonucunda mümkün olduğunu, zira gemi kazanının ana makine dairesinde yardımcı sistemler içerisinde olup ana görevinin gemi ana makinesine verilecek fuel-oil denen ağır yakıtın ısıtılıp akışkanlığını arttırıp yanmaya hazır hale getirilmesi ve gemiye sıcak su temini olduğunu, sertifikanın da ancak gemiye montaj edildikten sonra ilgili klas kuruluşlarınca verildiğini, kazan gemiye montaj edilip test edilmedikçe klas şirketleri tarafından sertifika düzenlenmesi mümkün olmadığını, yargılamanın başından beri izah ettikleri üzere ortada bir sözleşme olduğunu, bu sözleşmenin feshedilip edilmediği, feshedildi ise feshin müvekkile ulaşması gerektiğini, ... gemisinin Endonezya'nın Batam Adasında borcu sebebi ile seferden men edildiğinin de dosyada kesin delil ile ispat edildiğini, davacının kazanı alsa dahi aslında montajını yapacağı bir geminin ortada olmadığından müvekkiline ödemediği bedeli iş bu dava ile kötüniyetle tahsil etmeye çalıştığını, kazanın bu aşamada dahi tespite hazır olduğunun belirtildiğini, bu nedenle kararın usul ve yasaya aykırı olup, davacının sözleşmenin feshinde haklı olmadığının kabul edilmesi gerektiğini, davanın reddini gerektiren ikinci bir noktanın da itirazın iptaline konu İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... Esas dosyasında istenenin ... A.Ş. Erenköy Şubesi ... No'lu 09.03.2012 tarihli 7115Euro; ... No'lu 15.06.2012 tarih 7115Euro; ... No'lu 09.03.2012 tarih 6800Euro ve ... No'lu 15.06.2014 tarih 6800Euro çek bedellerinin iadesi olduğunu, davanın nevi itibari ile davacının alacak sebebi ile bağlı olduğunu, müvekkilinin takibe konu çek bedellerinin kendisi tarafından tahsil edilmediği ve ayrıca arada akdedilen sözleşmenin feshedilmediği, davacı tarafın kusuru ile teslime yanaşmadığı sebepleri ile haklı olarak itiraz ettiğini, dosyada da net olarak müvekkili tarafından bu çeklerin tahsil edilmediğinin de anlaşıldığını, davacının dava konusunu değiştirdiğini ve bu aşamada yargılamanın geldiği noktada çok başka sebeplere konuyu dayandırdığını, yargılamanın her aşamasında davacının iddiasını değiştiremesine muvafakat etmediklerini belirtiklerini, içtihatlar ve doktrinde de itirazın iptali davasında dava sebebinin ancak karşı tarafın muvafakatine bağlı olarak değiştirilebileceğinin kabul edildiğini, davacı tarafın ıslah dilekçesi ile itirazın iptali davasında alacağın sebebini değiştiremeyeceğini belirtmeleri karşısında davanın reddi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, eser sözleşmesinin feshi nedeniyle ödenen bedelin iadesi için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkin olup, davacı iş sahibi, davalı yüklenicidir. Davacı vekili, taraflar arasında müvekkilinin sahibi olduğu ... gemisi için buhar kazanı üretilerek montajı için eser sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmede teslimin 6-8 hafta olarak belirlendiğini, yaklaşık 27 ay geçmesine rağmen davalı tarafça edimin yerine getirilmediğini, bu nedenle sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, sözleşme bedeli olarak davalı tarafa 4 adet çek verildiğini, çek bedellerinin tahsil edilmesine rağmen iade edilmediğini, sözleşme kapsamında davalıya yapılan ödemlerin iadesi için yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiş, davalı işin süresinde bitirildiğini, davacının eseri teslim alarak gümrük işlemlerini yapmadığını, eserin monte edileceği geminin Türkiye'ye gelmediğini bu nedenle eserin teslim edilemediğini, sözleşmenin feshedildiğine dair kendilerine bir bildirim yapılmadığını, takipte talep edilen çekler hakkında ve çeklerin tahsili konusunda açıklayıcı bilgi verilmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davacı yargılama aşamasında ıslah dilekçesi vererek, çek teslim bordrosu ile davalıya teslim edilen çeklerden ... nolu 7.115 Euro bedeli çekin davalı tarafça tahsil edildiğini, ... nolu 7.115 Euro bedelli çekin davalı tarafça müvekkiline iade edildiğini, ancak bu çek bedelinin 4.913,62 Eurosunun (10.807 TL olarak) müvekkili şirketçe, 2.201,38 Eurosunun (5.000 TL olarak) ... tarafından davalıya havale yapılarak nakit ödendiğini, ... ve ... nolu 6.800 Euro bedelli iki çekin davalı tarafça dava dışı ... firmasına kazan alımı için ciro edildiğini ve bu firma tarafından tahsil edildiğini, ... firmasından kazan alımından vazgeçildiği için ... firmasının tahsil ettiği bu çek bedellerine karşılık olarak ...k Bayrampaşa şubesine ait 26/08/2013 keşide tarihli 13.600 Euro bedelli çeki müvekkiline verdiğini, müvekkilinin de bu çeki cirolayarak tekrar davalıya verdiğini bu çekin de davalı tarafça tahsil edildiğini belirterek takip konusu alacaklarının söz konusu çek bedelleri olduğunu belirtmiştir. Taraflar arasında 04/01/2011 tarihinde davacıya ait ... / ... gemisi için buhar kazanı üreterek montajı konusunda eser sözleşmesi imzalandığı sözleşmede işin 6-8 hafta da tesliminin kararlaştırıldığı, iş bedeli olarak 06/02/2012 tarihli tahsilat makbuzu ile 7.115,00 Euro bedelli B-2511070 numaralı, 7.115,00 Euro bedelli ...numaralı, 6.800,00 Euro bedelli ... ve ... numaralı çeklerin davalıya teslim edildiği, işin kararlaştırılan sürede teslim edilmediği, davacının sözleşmeyi feshettiği ve ödediğini ileri sürdüğü bedellerin tahsili için takip yaptığı takibin itiraz üzerine durduğu sabittir. Davalı her ne kadar, sözleşmenin feshedilmediğini, bu konuda kendilerine bir bildirim yapılmadığını, edimin süresinde ifa edildiğini, teslimin davacı yüzenden gerçekleşmediğini istinaf dilekçesinde belirtmiş ise de davacı sözleşmeden döndüğünden ve sözleşmede öngörülen sürede edimin ifa edilerek üretilen kazanın alınması için davacıya bildirimde bulunulduğu ispatlanamadığından TBK 125. Maddesi gereğince temerrüt nedeniyle davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanabileceğinden ve yaptığı takiple ödediği bedelin iadesini talep etmekle fesih iradesini gösterdiğinden davalının istinaf sebepleri yerinde değildir. Davacı beyanından ve davaya konu takip talebinden taraflar arasındaki sözleşmenin davacı iş sahibi tarafından TBK'nın 125. Maddesi gereğince geçmişe etkili şekilde feshedildiği (dönüldüğü) anlaşılmakla, sözleşme geçmişe etkili şekilde feshedildiğinden (dönüldüğünden) taraflar karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulur ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Mahkemece, davalıya teslim edilen çeklerle ilgili olarak bankalara çek akıbetleri sorulmuş, davalının banka kayıtları getirtilmiş ve dosya kapsamında bilirkişi raporları alınmıştır, Bankalardan gelen yanıtlardan, ... nolu 7.115 Euro bedeli çekin davalı tarafça tahsil edildiği anlaşılmıştır. Davacı beyanına göre ... nolu 7.115 Euro bedelli çek, davalı tarafça davacıya iade edilmiştir. Bu çek bedelinin havale ile davalıya ödendiği ileri sürülmüş ve davacı, davalıya 10,807 TL (havale tarihi itibarıyla 4.913,62 Euro) havale yaptığını banka kayıtları ile ispatlamış ise de, dava dışı ... tarafından davalıya havale veya ödeme yapıldığını ispatlanamamıştır. Yine davalıya verilen 6.800 Euro bedelli ... ve ... nolu çekler davalının cirosu ile hamil olan ... tarafından tahsil edilmiş olup, çek bedeli buhar kazanının alımından vazgeçildiği için çeklerin bedelsiz kaldığı ve tahsil edilen bu çekler için bu şirketin davacı lehine 26/08/2013 keşide tarihli 13.600 Euro bedelli çeki davacıya keşide edip teslim ettiği dosyada bulunan belgeler ve beyanlar ile sabit olup, davacının dosyaya sunduğu çek tahsil bordrosundan alınan çek davalıya teslim edilmiş görünmektedir. Mahkemece yapılacak iş söz konusu 13.600 Euro bedelli keşidecisi dava dışı ... şirketi ve lehdarı davacı olan çekin anılan ve davacı tarafça dosyaya sunulan çek teslim bordrosu ile davalıya verilip verilmediği konusunda gerekirse davalı isticvap edilerek, çek teslim bordrosundaki imzanın davalıya ait olup olmadığı da belirlenerek sonucuna göre imzanın inkarı halinde gerekirse imza incelemesi de yapılmak suretiyle söz konusu çekin davalıya teslim edilip edilmediği belirlenerek sonucuna göre karar vermek olmalıdır. Anılan şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan söz konusu çeki bankadan tahsil eden dava dışı kişi ile davalının bağı kanıtlanamadığından bu çeke ilişkin talebin reddi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b1 maddesi ile reddine, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 28/01/2021 tarih, 2019/312 Esas, 2021/35 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi ile REDDİNE, 7-Alınması gereken 5.970,06-TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 1.055,55‬-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.914,51-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 8- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 9-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 04/04/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Full & Egal Universal Law Academy