İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2023/545 Esas 2023/630 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi
Esas No: 2023/545
Karar No: 2023/630
Karar Tarihi: 12.04.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/545
KARAR NO: 2023/630
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/972
ARA KARAR TARİHİ: 19/12/2022
TALEP: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 12/04/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili ihtiyati haciz talepli dava dilekçesinde, davalı şirket aleyhine taraflar arasındaki danışmanlık ve hizmet sözleşmesinden kaynaklanan 8.496,00 USD bedelli faturanın ödenmesi talebini içeren iflas takibi İstanbul ...İcra Müd. ...E. sayılı dosyası üzerinden başlatıldığını, borçlu şirket tarafından borca haksız olarak itiraz edildiğini, takibin durduğunu, borçlunun bugüne kadarki yaklaşımının, ticari kurallara, ticari örf ve adete aykırı olduğunu, davalı borçlu şirket, imzalanan ve uygulamaya konulan sözleşmeyi ve borcunu inkar ederek bugüne kadar müvekkili davacı alacaklı şirketi oyaladığını, kuvvetle muhtemel almış aldıkları duyumlara göre, alacaklıdan mal kaçırma amacıyla menkul ve gayrimenkul mallarını devir etmek sureti ile alacaklıya daha fazla zarar verme ihtimali son derece yüksek olduğunu, yargılamanın sonuna kadar geçecek olan süre dikkate alındığında, davacı lehine olumlu bir karar verilmesi halinde, kararın kağıt üzerinde kalmamasının temin edilmesi ve alacaklının menfaatlerinin korunması amacıyla ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir Mahkemenin 19/12/2022 tarihli ara kararı ile; " İİK 43. maddesinde, İflas yolu ile takip, ancak Ticaret Kanunu gereğince tacir sayılan veya tacirler hakındaki hükümlere tabi bulunanlar ile özel kanunlarına göre tacir olmadıkları halde iflasa tabi bulundukları bildirilen hakiki veya hükmi şahıslar hakkında yapılır. Şu kadar ki, alacaklı bu kimseler hakkında haciz yolu ile de takipte bulunabilir.Bu yollardan birini seçen alacaklı bir defaya mahsus olmak üzere o yolu bırakıp harç ödemeksizin diğerine yeni baştan müracaat edebilir, hükmünü ihtiva etmekte olup alacaklı iflas yolu ile takip yolunu tercih edip iflas yolu ile takibe yapılan itirazın kaldırılması ve davalı şirketin iflasına karar verilmesi talepli bu davada cüzi icra yoluna başvurmakta hukuki yararı bulunmadığı " gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili yasal süresi içinde sunduğu istinaf dilekçesinde; İİK 264.maddede dava açmadan ya da icra/iflas takibi başlatmadan önce ihtiyati haciz kararı talep edilmesi halinde, kararın nasıl, ne kadar süre içerisinde ve hangi merasime göre uygulanması gerektiği açıklandığını, özellikle 264/1 fıkrasında haciz veya iflas takip türlerinden birine yönelik seçimlik hakkına işaret edildiğini, bu yasal düzenlemeden, ihtiyati haciz kararının uygulanması sonrasında alacaklının takip yollarından haciz yolunu seçebileceği gibi, iflas yoluyla takip talebinde de bulunabileceği anlaşıldığını, bu nedenle mahkeme gerekçesinin hukuka aykırı olduğunu, yaklaşık ispat şartının gerçekleştiğini, alacak muaccel olup borçlunun ödemeden kaçtığını, ihtiyati haciz şartları oluştuğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına, ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık; İcra ve İflas Kanunu'nun 155. ve devamı maddeleri uyarınca iflas yolu ile başlatılan adi takibe yapılan itirazın kaldırılması ile davalının iflasına ilişkin görülmekte olan davada ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik verilen kararın usul ve esas yönden hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplanmıştır. İcra ve İflas Kanunu'nun 257/1 maddesinde yer alan "Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir." hükmü uyarınca rehinle temin edilmemiş bir para alacağının vadesinin gelmesi halinde alacaklı ihtiyati haciz talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir. Mahkemece her ne kadar, " alacaklı iflas yolu ile takip yolunu tercih edip iflas yolu ile takibe yapılan itirazın kaldırılması ve davalı şirketin iflasına karar verilmesi talepli bu davada cüzi icra yoluna başvurmakta hukuki yararı bulunmadığına " hükmedilmiş ise de İİK 264/1. Maddesi " (Değişik: 538 - 18.2.1965 / m.104) Dava açılmadan veya icra takibine başlanmadan evvel ihtiyati haciz yaptırmış olan alacaklı, haczin tatbikinden, haciz gıyabında yapılmışsa haciz zabıt varakasının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ya takip talebinde (Haciz veya iflâs) bulunmaya veya dava açmaya mecburdur." Aynı yasanın 267. Maddesi " (Değişik: 538 - 18.2.1965 / m.107) Alacaklı, iflâsa tabi borçlusu aleyhine 264 üncü maddenin, birinci fıkrası gereğince iflâs yolu ile takipte bulunmuş veya iflâs yolu ile takipte bulunduktan sonra borçlunun mallarını ihtiyaten haczettirmiş ise, aşağıdaki hükümler tatbik olunur. Borçlu ödeme emrine itiraz ederse bu itiraz hemen alacaklıya tebliğ olunur. Alacaklı, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde ticaret mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılmasiyle beraber borçlunun iflâsına karar verilmesini istemeye mecburdur. Borçlu ödeme emrine itiraz etmezse, bu durum hemen alacaklıya tebliğ olunur. Alacaklı, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde ticaret mahkemesine başvurarak borçlunun iflâsına karar verilmesini istemeye mecburdur. 264 üncü maddenin 4 üncü fıkrası hükmü kıyasen uygulanır " hükmüne yer verilmiştir. Gerek İİK 264/1 gerekse 267. Maddesinde açıkça ifade edildiği gibi iflas yolu ile takip başlatılmasından sonra da ihtiyati haciz talep edilebilmesinde hukuken aykırılık bulunmadığından mahkemenin gerekçesi yerinde görülmemiştir. İİK 258 maddesinde ise "İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur." düzenlemesine yer verilmiştir. Bu açıklamalar ışığında ihtiyati haciz, alacaklının para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararıyla borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulmasıdır ve ihtiyati haciz kararı, geçici hukuki koruma tedbirlerinden olduğu için bazen karşı taraf dinlenmeden ve tüm deliller toplanmadan yaklaşık ispat şartı yeterli görüldüğünde mahkemece verilebilir. Yasal düzenleme gereğince ihtiyati haciz talep eden, İİK'nın 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. Geçici hukuki koruma yargılamasını, asıl yargılamadan ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Geçiçi hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Somut dosya değerlendirildiğinde; taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında bir kısım hizmetlerin verildiği ve bu hizmetlere ilişkin fatura düzenlendiği iddiası ile ihtiyati haciz talep edilmiş ise de, faturanın davalı tarafa tebliğ edilip süresinde itiraz edilmediğine dair dosya kapsamında bir kayıt olmadığı gibi davacının varsa alacaklı olduğu miktar yargılama aşamasında taraflarca sunulacak kayıtların incelenmesi, sözleşme hükümlerinin ve delillerin değerlendirilmesi neticesinde tespit edilecek mahiyette olup tek başına fatura düzenlenmesi ise alacağın yaklaşık ispatına yeterli değildir. Bu itibarla ibraz edilen belgelerin niteliği ve dosya kapsamına göre, İİK 258/1. maddesinde düzenlenen kanaat getirecek deliller kapsamında değerlendirilemeyeceğinden yaklaşık ispat koşulu ve İİK'nın 257.madde ön görülen koşullar oluşmadığından ihtiyati haczin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde talebin reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Sonuç olarak, ilk derece mahkemesinin ara kararı her ne kadar sonuç itibariyle doğru ise de gerekçenin yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun gerekçe yönünden, kabulü ile HMK'nın 353/1-b.2 bendi gereğince gerekçenin düzeltilmesi cihetine gidilerek yeniden hüküm tesis edilmesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/972 Esas sayılı dosyasında verilen 19/12/2022 tarihli ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik ara kararının gerekçenin düzeltilmesi suretiyle HMK'nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve YENİDEN KARAR VERİLMESİNE,2-Davacının, ihtiyati haciz talebinin İİK'nın 257.maddeside ön görülen koşullar oluşmadığından REDDİNE,3-İstinaf başvurusunun kabul sebebine göre başvurma harcının hazineye irat kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davacıya bırakılmasına4-İstinaf başvurusunun kabul sebebine göre istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına 5-İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.2 bendi ile aynı Kanunun 362/1.f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.12/04/2023

Full & Egal Universal Law Academy