İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2023/228 Esas 2023/531 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi
Esas No: 2023/228
Karar No: 2023/531
Karar Tarihi: 29.03.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/228
KARAR NO: 2023/531
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/761 Esas
KARAR NO: 2022/997
KARAR TARİHİ: 07/11/2022
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/03/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı şirketin özel güvenlik hizmeti veren bir firma olduğunu, davalı Fatih Sanayi Sitesi Yönetimi ile imzalamış olduğu hizmet sözleşmesi kapsamında Esenyurt Fatih Sanayi Sitesinde güvenlik hizmeti verdiğini, müvekkilinin sözleşme süresi içinde yaşanan hırsızlık olayı sonucunda zarara uğradığı iddiası ile dava dışı ... tarafından Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2018/527 E. Sayılı dosyası ile dava açıldığını, ancak dava açılırken tarafın hatalı gösterildiğini ve müvekkili ile beraber davalı yönetim yerine Fatih Oto Sanatkarları Toplu İşyeri Yapı Koop. gösterildiğini, ancak dava sırasında alınan bilirkişi raporları ile site yönetiminin ve müvekkilinin %50 -%50 kusurlu olduklarının ifade edildiğini, neticede Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2018/527 E. 2022/524 K. Nolu ilamı ile karar verdiğini, S.S. Fatih Oto Sanatkarları Toplu İşyeri Kooperatifine karşı açılan dava pasif husumet yokluğu sebebiyle reddedildiğini, bunun yanında hükümde açıkça "Somut uyuşmazlıkta hırsızlık olayının meydana gelmesinde davalı ... Tic. Ltd. Şti. ile güvenlik alımına dair sözleşme imzalayan dava dışı Fatih Sanayi Sitesi Yönetimi'nin her birinin %50 kusurlu olduğu, Fatih Sanayi Sitesi Yönetimine %50 oranında kusur izafe edilmişse de bu kusur tespitinden ancak davalı ... Tic. Ltd. Şti. ile davada taraf olmayan dava dışı Fatih Sanayi Sitesi Yönetimi arasındaki iç ilişkide birbirlerine karşı kullanacakları rücu hakkının kapsamını belirlemede yararlanılabileceği, ..davacının zararının tamamının davalı ... Tic. Ltd. Şti.'den tahsil edilmesi gerektiği...." şeklinde gerekçe kurulduğunu, davada alınan bilirkişi raporuna göre dava dışında kalan Fatih Sanayi Site Yönetimi ve müvekkilinin müteselsil müşterek sorumlu olarak %50' şer oranda kusurlu sayıldığını ve davalı tarafın zararının tamamının müvekkili tarafından ödenmesine karar verildiğini, karar verilmesi neticesinde dava dışı davacı ... tarafından Bakırköy ... İcra Dairesi ... Esas sayılı dosyasında takibe geçildiğini ve neticede müvekkilinin bu dosyayı ödemek zorunda kaldığını, ... ile anlaşarak 56.000,00-TL kendisine ödeme yaptığını, ancak bu borcun %50 kusur taksimine oranla 28.000 -TL tutarı bu davada davalı borçlu site yönetimine ait olduğunu, ödenen zararın rücuen tahsili için davalı tarafa Büyükçekmece ... İcra Dairesi'nde ... E. Nolu dosyayla başlatılan icra takibinde davalı taraf Fatih Sanayi Sitesi Yönetiminin, bilirkişi raporuyla ve mahkeme kararıyla müteselsil müşterek sorumlu ve %50 kusurlu bulunduğu halde borca, böyle bir borcu olmadığını ve takibi süresinde başlatmadığımızı iddia ederek itiraz ettiğini, davalı tarafın itirazlarının hukuka aykırı ve yersiz olduğunu, bu nedenlerle borçlunun Büyükçekmece ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, takip tutarından %20 aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, dava konusu uyuşmazlığın ayıplı güvenlik hizmetinden kaynaklı rücu davası olup uyuşmazlığın 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümlerine göre çözülmesi gerektiğini, bu nedenle görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunu, bu özel görev durumunun kabul edilmediği takdirde söz konusu sitede toplu yapı yönetimine geçilip geçilmediğine göre dava konusu olayda sulh hukuk mahkemelerinin veya asliye hukuk mahkemelerinin görevli olacağını, husumet yönünden itiraz ettiklerini, davada zaman aşımı süresi dolduğunu, rücuya konu edilen asıl dava olan Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/527 esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, Davacının rücu etmek istediği alacak için ihbar ve bildirim yükümünü yerine getirmediğini, davacı tarafından ihbar ve bildirim yükümlülüğü yerine getirilmediğinden Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/527 Esas sayılı dosyasından hükmedilen ve icra takibine konu edilen faiz, vekalet ücreti, yargılama gideri gibi alacaklardan müvekkilinin sorumlu tutalamayacağını, müvekkilinin alacaklı olduğunu iddia eden davacıya belirtilen nitelikte ve miktarda bir borcu bulunmadığından ve rücu şartları da gerçekleşmediğinden davanın reddini talep ettiklerini, bu nedenlerle görevsizlik sebebiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine, davanın esasına girilmeden pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, dava dilekçesindeki tüm talepler ile davanın esastan da reddine, olaya ilişkin asıl dava dosyasının ve ceza dava dosyalarının bekletici mesele yapılmasına, müvekkili davalının davadan evvel temerrüde düşürülmediğinden davadan evvel faiz talebinin reddine, icra inkar tazminatı talebinin reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, " Davacı her ne kadar tacir olsa da taraflardan davalının tacir olmayıp site yönetimi olduğu, söz konusu uyuşmazlığın kanunda sayılan mutlak ticari davalar kapsamında olmadığı, uyuşmazlığı çözmede mahkememizin görevli olmadığı, ticari olmayan davalarda genel görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK' nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisi olduğu" gerekçesiyle açılan davanın, HMK'nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine, mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili tarafından cevap dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak Uyuşmazlığın öncelikle 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümlerine göre çözülmesi gerektiği, işbu davada özel görevli mahkeme Tüketici Mahkemesi olduğunu ayrıca söz konusu sitede toplu yapı yönetimine geçildiğinden dava konusu olayda Asliye Hukuk Mahkemesi değil Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olacağını, bu nedenle ilk derece mahkemesince görevsizlik kararı verilirken dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK'nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, somut olayda uyuşmazlık görevli mahkemenin tespitine ilişkindir. Somut olayda, sanayi sitesi içerisinde meydana gelen hırsızlık olayında, güvenlik hizmetin ayıplı verildiği iddiası ile açılan tazminat davası sonucunda davacı güvenlik şirketince yapılan ödemenin, kusur oranına göre davalı site yönetiminden rücuen tazmini amacıyla işbu davanın açıldığı, davacı güvenlik şirketi ile davalı site yönetimi arasında sitenin güvenliğinin sağlanması amacıyla güvenlik hizmeti sözleşmesi imzalandığı anlaşılmıştır. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 34.maddesinin 1.fıkrasında "Kat malikleri, ana gayrimenkulün yönetimini kendi aralarından veya dışarıdan seçecekleri bir kimseye veya üç kişilik bir kurula verebilirler; bu kimseye (Yönetici), Kurula da (Yönetim Kurulu) denir." hükmü yer almakta, aynı Kanunun 35.maddesinde de yöneticinin görevleri sayılmaktadır. Yine aynı Kanunun 38.maddesinde yöneticinin sorumluluğuna ilişkin genel kural "Yönetici, kat maliklerine karşı aynen bir vekil gibi sorumludur." şeklinde ortaya konularak 39.maddesinde ise yöneticinin hesap verme yükümlülüğü düzenlenmekte; 40.maddenin 1.fıkrasında ise Yöneticinin Hakları "Yönetici kaide olarak vekilin haklarına sahiptir." şeklinde ifade edilmektedir. Davalı yönetim, hırsızlığın gerçekleştiği tarihte dava dışı işyerinin bulunduğu sitenin yöneticisidir. Kat Mülkiyeti Yasası'nın 35/b maddesine göre ana gayrimenkulün gayesine uygun olarak kullanılması, korunması, bakımı ve onarımı için kat maliklerinin yararına gereken tedbirlerin alınması yöneticinin görevleri arasındadır. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun Ek 1.maddesinde, "kat mülkiyetinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi'nde çözümleneceği" ve 17/3. maddesinde ise "kat irtifakı kurulmuş gayrimenkullerde yapı fiilen tamamlanmış ve bağımsız bölümlerin üçte ikisi fiilen kullanılmaya başlanmışsa, kat mülkiyetine geçilmemiş olsa dahi anagayrimenkulün yönetiminde kat mülkiyeti hükümleri uygulanır" düzenlemesine yer verilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere, davacının, halefiyete dayalı açmış olduğu rücuen tazminat talebi, davalının site yöneticisi olması nedeniyle, kat mülkiyetine dayalı sorumluluğundan kaynaklanmakta olup Kat Mülkiyetinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlıkların Sulh Hukuk Hukuk Mahkemesinin görevlidir. Ancak dava dışı işyerinin bulunduğu sitenin tapu kayıtları dosyada bulunmadığından zararın gerçekleştiği tarih itibariyle kat mülkiyetinin yada kat irtifakının kurulu olup olmadığı belirlenememiştir. Mahkemece tapu müdürlüğünden site yönetimi içerisinde bulunan işyerinde kat mülkiyeti ya da kat irtifakının kurulup kurulmadığı hususunun sorulması, taşınmaza ait tapu kayıtlarının ve yönetim planının celp edilmesi gerekmektedir. Taşınmazda kat mülkiyeti kurulu olması yada kat irtifakı kurulu ise 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 17/3.maddesi gereği, hasar tarihi itibariyle ana taşınmazın üçte ikisinin fiilen kullanılmaya başlanılmış olması halinde uyuşmazlığa kat mülkiyeti hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Bu durumda ise 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun Ek 1.maddesi gereğince görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/24538 Esas 2017/6908 Karar sayılı ve 2016/10303 Esas, 2019/8020 Karar sayılı ilamları da bu yöndedir. Aksi halde, taraflar arasındaki sözleşmenin ve davalı site yönetimin konumu dikkate alındığında 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerinin de uygulanmayacağı gözetildiğinde görevli mahkemenin genel mahkemeler olduğu kabulü gerekecektir. Sonuç olarak, mahkemece öncelikle ilgili kayıtlar getirtilerek görev hususunun değerlendirilmesi gerekirken hukuki yanılgı ile yazılı şekilde mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava şartı noksanlığından davanın reddine karar verilmesi hatalı olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.a.3 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, dairemizin kararına uygun şekilde ilgili kayıtlar temin edilerek, görev hususu yönünden inceleme yapıldıktan sonra karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin, 2022/761 Esas, 2022/997 Karar sayılı ve 07/11/2022 tarihli kararının HMK'nin 353/1a.3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İadesine, 4-Harçlar Kanunu gereğince davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye GELİR KAYDINA, istinaf karar harcının talep halinde davalıya İADESİNE, 5-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.29/03/2023

Full & Egal Universal Law Academy