İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/1668 Esas 2023/432 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1668
Karar No: 2023/432
Karar Tarihi: 15.03.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1668
KARAR NO: 2023/432
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/831 Esas
KARAR NO: 2021/498
KARAR TARİHİ: 22/06/2021
DAVA: İtirazın İptali
Birleşen İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2011/133 Esas sayılı dosyası yönünden;
DAVA: Alacak
KARAR TARİHİ: 22/11/2012
Birleşen İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/243 E sayılı dosyası yönünden;
DAVA: İstirdat
KARAR TARİHİ: 25/09/2012
KARAR TARİHİ: 15/03/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirket matbaacılık sektöründe mücellit ve ciltçilik hizmetleri sunan bir şirket olup aradaki ticari ilişki sonucunda ... Tic. Ltd. Şti. ' ne anılan hizmetleri sunduklarını, verilen mücellitlik hizmetlerine konu ürünler borçlu şirkete, eksiksiz olarak teslim edildiğini, borçlu şirkete bugün itibariyle muaccel olan 121.799.8 TL tutarında henüz bedeli ödenmemiş hizmetin sunulduğunu ve bu hizmetlerin karşılığı olan faturalar ticari defterlere işlenmiş ve borçlu şirkete tebliğ edildiğini, bu hizmetlerin karşılığında borcun bir kısmına mahsup edilmek üzere ... San.ve Tic. A.Ş tarafından borçlu şirket ... San. Ve Tic. Ltd. Şti. Lehine keşide edilen ve borçlu şirket tarafından ciro edilip taraflarına teslim edilen ... T.A.Ş. Yeşilköy Şubesinin ... Nolu hesabına bağlı 5 seri nolu, 30.05.2010 tarihli 25.000.00-USD çek bedelinin ödenmediğini, bunun üzerine davalı aleyhine Şişli ... İcra Dairesinin ... Es.numaralı dosyası ile genel haciz yolu ile takip başlatıldığını, davalının bu takibe itiraz ettiğini, borcun faiz kısmına yapılan itirazlar da mesnetsiz olduğunu, müvekkili şirket, bakiye borçlara ilişkin ödemelerin derhâl yapılması hususunda borçlu şirket yetkilileri ile görüşmeler yaptığını ancak borçlu şirket, müteaddit ikazlarını cevapsız bırakıp mal kaçırma işlemlerine başladıklarını, dava sonunda alacaklarının sonuçsuz kalmaması amacıyla davalı adına kayıtlı menkul ve gayrimenkullere ve kişilerdeki alacaklarına ihtiyatı tedbir konulmasını talep ettiklerini, davalı tarafın haksız itirazı üzerine takibin durduğunu itirazın iptali için bu davayı açma zarureti hasıl olduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalının (borçlunu) icra takibine vaki haksız itirazının iptali ile icranın devamına, haksız itirazından mütevellit % 40 inkar tazminatına, dava sonunda alacaklarının teminal altına alınması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesine, ücreti vekalet ve dava masraflarının davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ASIL DAVAYA CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili şirketin davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkili kurum ile davacı arasında cari hesaba dayalı ticari ilişkinin söz konusu olduğunu, bu ilişkide zaman zaman müvekkili şirketin zaman zamansa davacı firmanın alacaklı olduğu zamanların mevcut olduğunu, 2010 yılına gelindiğinde şikayetçi firma ile müvekkili firma arasında hesap mutabakatsızlığı olduğunu, teslim edilmeyen mallar ve verilmeyen hizmetler konusunda ihtilaflar meydana geldiğini, bu ticari ilişki devam ederken müvekkili şirketin temsil ve ilzamına yetkili olan temsilcinin ciro imzası olmadan bazı çeklerin kendilerinde olduğundan bahisle şikayetçi firma bazı haksız ve hukuka aykırı işlemlere başvurduğunu, ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucunda da bu hususların ortaya çıkacağını, dilekçede açıklanan tüm bu nedenlerle haksız bulunan davanın reddine, İİK m.67/2 gereği %40 tazminata mahkum edilmesini, masraf ve vekalet ücretinin de karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşin İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2011/133 esas sayılı DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin matbaacılık sektöründe mücellit ve ciltcilik hizmetleri sunan bir şirket olduğunu ve ticari ilişki sonucunda ... Tic. Ltd Şti ne hizmet verdiklerini, bu hizmetlerin karşılığında borcun bir kısmına mahsup edilmek üzere ... Tic. A.Ş tarafından borçlu şirket ... San ve Tic. Ltd Şti lehine keşide edilen ve borçlu şirket tarafından ciro edilip tarafların teslim edilen ... T.A.Ş. Yeşilköy Şubesinin ... nolu hesabına bağlı 1 seri nolu 05.04.2010 tarihli 23.300 USD bedelli çekin ödenmediğini, bunun üzerine davalı borçlu aleyhine İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... sayılı doyası ile takip başlattıklarını, davalı şirket tarafından 27.05.2010 tarihinde İstanbul 8.İcra Hukuk mahkemesinin 2010/1394 Es. Sayılı dosyasında imzaya itiraz edildiğini ancak borca itiraz edilmediğini, İİK uyarınca borçlunun itiraz ve şikayetlerinin beş gün içinde açık ve net bir şekilde belirtmesinin zorunlu olduğunu, aksi taktirde borca itiraz etmeyen borçlunun borcu kabul ettiğinin bilindiğini, borçlu tarafın süresinde borca itiraz etmediğinden borcu kabul etmiş olduğunu, İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/1394 Es. Sayılı dosyasında yapılan imzaya itiraz üzerine imzanın şirket yetkilisine ait olmaması sebebiyle davanın kabulüne karar verildiğini ve davalı taraf lehine %20 inkar tazminatı ve aleyhlerine de %10 para cezasına hükmedildiğini, imzaya itiraz eden şirket ve yetkilileri hakkında Şişli CBS ... Haz.numarası ile soruşturmanın devam ettiğini ifadeyle ... Tic. A.Ş tarafından davalı şirket ... Tic. Ltd Şti lehine keşide edilen ve davalı şirket tarafından ciro edilip tarafların verilen 23.300 USD bedelli çekten bakiye 5.000,00 TL ' nin davalıdan alınarak kendilerine verilmesini ve İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 20.12.2010 tarih ve 2010/1394 Es. 2010/2615 Kar. sayılı imzaya itiraz dosyasında davalı taraf lehine hükmedilen % 20 inkar tazminatı ve aleyhlerine hükmedilen % 10 para cezasının ve yargılama giderlerinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVAYA CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafça İstanbul ...İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası ile yapılan takipte dosya borcunun ferileriyle birlikte tamamı olan 46.000,00 TL nın müvekkili şirketçe alacaklı-davacı vekiline ve icra dosyasına yatırılmak suretiyle karşılanmış bulunduğunu, işbu dosya borcu ile ilgili olarak dosyada artık karşılanmamış bir miktar bulunmadığını, davacı vekilinin İİK m.l70/son fıkrası gereği açmış bulunduğu bu davada bulunduğu taleplerin haksız olduğunu, bu dosya açısından artık söz konusu olmayan bir borca dayanak açılan dava ve bu davada bulunulan taleplerin hakkın kötüye kullanılması olduğunu, bu nedenle tebdir talebinin ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, alacaklı vekilleri tarafından müvekkili hakkında 05.04.2010 tarihli 23.300 USD lık çekteki ciro imzası olduğundan bahisle İstanbul 4. Ticaret Mahkemesinin 2010/465 D.iş sayılı dosyasından 04.05.2010 tarihinde 35.367,078 TL miktar için ihtiyatı haciz kararı alındığını, infazı için İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, müvekkili şirket tarafından yasal süresi içinde takip konusu çekteki imzanın kendilerine ait olmadığına dair İstanbul 8.İcra Mahkemesinin 2010/1394 sayılı dosyası ile dava açtıklarını, ihtiyati haciz safhasında müvekkili şirketçe haciz ve muhafaza baskısı altında esas takibe de geçildiğinden dosyanın ulaştığı toplam 46.000 TL borç miktarına karşılık alacaklı vekili ...'a 18.06.2010 tarihinde imzaladığı yazılı belge kargılığında 27.150,00 TL lik 4 adet müşteri çeklerinin müvekkili şirket yetkilileri tarafından ciro edilerek verildiğini, çeklerin de üzerlerinde yazılı bulunan tarihlerde ödendiğini ifade ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/243 E sayılı sayılı DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; alacaklı vekilleri tarafından müvekkilinin davacı şirket hakkında, müvekkili şirketin ciranta olarak göründüğü iddiasıyla 30.05.2010 tarihli 25.000 USD lik (39.412,50-TL) çek için Şişli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/183 D.İş sayısı ile alınan ihtiyati haciz karan alındığını, bu kararırı Şişli ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası ile infazına başlandığını, bu işlemlerden de müvekkili şirketin yapılan icra takibinde 01.11.2010 tarihle hacizle karşı karşıya kalınca haberdar olduğunu, müvekkili şirketin bunun üzerine 39.412,50-TL asıl borç ve 473,05-TL ihtiyati haciz masrafı, ihtiyati haciz vekalet ücreti ve icra masrafı olarak 2 makbuz halinde icra dosyasına yatırdığını, ayrıca müvekkili şirketin alacaklı olduğu ... Ltd.Şti.tarafından da kendisine gönderilen 89/1 gereği ayrıca 1.495,20 TL de yatırıldığını, ihtiyati haciz kararına ve icra takibine konu olan 30.05.2010 tarihli 25.000 USD bedelli çekteki ilk ciranta imzanın müvekkili şirketin temsil ve ilzamına yetkilisine ait olmadığını, müvekkili şirketin sektörünün bilinen, tanınan köklü kuruluşkarından biri olduğunu, ihtiyati haciz kararının ve icra takibinin konusu olan çekteki ilk ciranta imzanın müvekkili şirketin temsil ve ilzamına yetkilisine ait olmadığı halde bu çekten dosyaya 39.412,50 TL asıl borç ve 473,05-TL de haciz masrafları olarak yatırmış olduğundan işbu çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti için eldeki davayı açma zorunluluğunun doğduğunu ileri sürerek ihtiyati haciz ve icra takip konusu 30.05.2010 tarihli 25.000 USD' lik (39.412,50-TL) çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile dosyaya haciz ve muhafaza baskısı altında yatırılan toplam 41.380,75 TL.nin kötü niyetli olan alacaklıdan %40 tazminatın alınmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVAYA CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili şirketin, matbaacılık sektöründe mücellit ve ciltçilik hizmetleri sunan bir şirket olup aradaki ticari ilişki sonucunda davacı şirkete sunduğu hizmetler karşılığında mevcut borcun bir kısımına mahsub edilmek üzere ... Tic.A.Ş tarafından borçlu şirket ... Tic.Ltd.Şti.lehine keşide edilen ve borçlu şirket tarafından ciro edilip taraflarına teslim edilen ... T.A.Ş Yeşilköy Şubesinin ... no.lu hesabına bağlı 1 seri no.lu 05.04.2010 tarihli 23.300,00 USD. ... T.A.Ş Yeşilköy Şubesinin ... no.lu hesabına bağlı 5 seri no.lu 30.05.2010 tarihli 25.000,00 USD bedelli 2 adet çek bedellerinin ödenmediğini, bunun üzerine bir seri numaralı çek için karşı çek keşidecisi ve davacı karşı davalı borçlu şirket aleyhine İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... Es. Sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davacı karşı davalı şirket tarafından İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/1394 Es. Sayılı dosyası ile imzaya itiraz edildiğini ve davanın kabulüne karar verildiğini, bununla birlikte borca itiraz etmeyen borçlu şirketin imzaya itiraz davası açtıktan sonra 18/06/2010 tarihinde borcunu kabul ederek toplam 27.150,00 TL bedelli dört adet müşteri çekini icra dosyasına mahsuben taraflarına teslim ettiğini, bakiye alacağın tahsili için İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/133 Es. Sayılı dosyasıyla dava açıldığını, 5 seri nolu 30/05/2010 tarihli 25.000,00 USD bedelli çek ile ilgili olarak Şişli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/183 D.İş sayılı dosyasında ihtiyati haciz karan alındığını, davalı şirket tarafından haciz kararına itiraz edildiğini, itirazın reddedildiğini, ihtiyati hacız kararının Şişli ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası ile icraya koyulduğunu, ancak davacı karşı davalının borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, dava konusu 5 seri no.lu çekin aradaki ticari ilişki neticesinde cari hesaba istinaden verildiğini, bu durumun ticari defter ve kayıtların incelenmesi ile ortaya çıkacağını ileri sürerek, davacı karşı davalı şirketin kötüniyetii ve hukuki dayanaktan yoksun borcu olmadığının tespiti ve icra dosyasına yatırılan paraların istirdati taleplerinin reddine, Şişli ...İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasında davacı karşı davalı şirketin borca itirazı sonucu takibin durmuş olması ve izah edilen diğer sebeplerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın sonuda şimdilik 10.000,00-TL alacağın karşı davalı şirketten tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı karşı davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini istemiş ve karşı dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, "Asıl dava yönünden;Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu taraf beyanları ile sabittir. Davacının alacağının tespiti uzmanlık gerektirdiğinden mahkememizce bilirkişi heyetinden taraf defterleri üzerinde inceleme yaptırılarak rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporlarda davacının defterlerine göre takip talebinde belirtilen asıl alacak miktarı ile alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Bilirkişilerce karşılıksız kalan 25.000 USD miktarlı çek ile 23.300 USD bedelli çeklerinde cari hesap bakiyesi içerisinde yer aldığı özellikle mahkememizce hükme esas alınan 04.06.2018 tarihli rapor ile de tespit edilmiştir. Davacının itirazın iptaline konu yaptığı 25.500 USD çek bedeli hakkında Şişli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden aldığı 20.10.2010 tarih ve 2010/183 d.iş sayılı ihtiyati haciz kararı ile ... İcra Müdürlüğü'nün ... takip sayılı dosyasından 28.10.2010 tarihinde eldeki itirazın iptaline konu takipten önce icra takibine konu yaptığı, takip tarihinin eldeki Şişli ... İcra Dairesi'nin ... takip sayılı dosyasından önceki tarihli olduğu eldeki takibin bu miktar (38.212,50) yönünden mükerrer nitelikte olduğu eldeki alacak miktarından mahsup edilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Cari hesap alacağı içerisinde bulunduğu anlaşılan ve karşılıksız kalan 23.300 USD bedelli çek için davacı tarafından başlatılan 10.05.2010 tarihli ... İcra Dairesi'nin ... takip sayılı dosyası ile toplam 38.007,79 TL alacak için takibe girişildiği borçlu tarafından bu borç için alacaklı vekiline toplam 27.150,00 TL bedelli çek ile ödeme yapıldığı, çeklerin tahsil edildiği, 23.300 USD çek bedeli olan 34.332,50 TL yönünden eldeki davaya takibin mükerrer nitelikte olduğu anlaşılmış bakiye 49.254,83 TL asıl alacak için davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, aşan miktar yönünden davanın reddine takipten önce davalının temerrüde düşürüldüğü ispat edilemediğinden, takipten önce ki işlemiş faiz talebi yönünden de talebin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından 06.12.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile birleşen İstanbul 6. Sulh hukuk mahkemesinin 2011/133 e sayılı dosyası ile birlikte eldeki itirazın iptali davasının da terditli olarak ıslah edildiği bildirilmişse de; asıl davaya konu ıslah talebi incelendiğinde; davacı vekilinin talebin 4 numaralı bendi ile dava konusu olan itirazın iptali talebini yinelediği, terditli olarak sunduğu 1, 2 ve 3 numaralı bentlerdeki talebinin ise eldeki davayı kazanması durumunda alacağın tahsilini sağlamaya yönelik talepler olduğu, ıslahın dava edilen bir talep hakkında mümkün olduğu kısmi dava olarak açılan bir talebin ıslah yoluyla artırılması mümkün olduğu ilk dava dilekçesine konu edilmemiş bir talebin ıslah yoluyla eklenmesi ve talep edilebilmesinin mümkün olmadığı ,bu talebin ayrı bir dava kabul edilerek incelenip karara bağlanması da mümkün olmadığı (HGK. 29.06.2011 T. 2011/1-364 E. 2011/453 K) anlaşıldığından davacının 06.12.2018 tarihli ıslah dilekçesine ilişkin talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Birleşen İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2011/133 Esas sayılı dosyası yönünden;Tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu üzere davalı taraf davacı yana 23.300 USD bedelli çek nedeni ile borçludur. Anılan çek için ... İcra Müdürlüğü'nün ... takip sayılı dosyasında yapılan takip sırasında davacı tarafından bu çek nedeni ile toplam 27.150,00 TL bedelli çekler alacaklı vekiline verilmiş, bilirkişilerce yapılan tespite göre bu çekler davacı tarafından tahsil edilmiş, borçlu vekili tarafından davalı yana ödenmemek üzere 19.000 TL 'de icra veznesine yatırılmıştır. Davacı bakiye 5.000 TL bedel için eldeki davayı açmış 06.12.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 19.000 TL olarak arttırmıştır. Bilirkişilerce düzenlenen ve mahkememizce hükme esas alınan 04.06.2018 tarihli rapor ile 19.000 TL'nin davacı yana ödenmesi gerektiği belirtilmiş olup bilirkişi raporu gereği 19.000 TL'nin davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine karar verilmiştir. Davacı tarafından alacak konusu yapılan çek nedeni ile davalı tarafından İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2010/1394 E sayılı dosyası ile imza inkarında bulunulduğu, mahkemece imzanın borçlu şirket yetkilisine ait olmadığının tespit edilmesi nedeni ile borçlu hakkındaki takibin durdurulmasına ve alacaklı aleyhine icra inkar tazminatı ile para cezasına hükmedildiği anlaşılmıştır. 2004 sayılı İİK'nun 170. Maddesi ile kambiyo senedine dayalı takiplerde imzaya itiraz düzenlenmiş olup, son fıkrasında icra mahkemesince imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde , senedi takibe koymakta kötüniyetli veya ağır kusurlu bulunması halinde alacaklıyı alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminat ile %10'u oranında para cezasına mahkum edeceği, alacaklı tarafından genel mahkemede dava açması halinde para cezasının tahsilinin dava sonuna kadar erteleneceği davayı kazanması halinde hakkında verilmiş para cezasının kalkacağı belirtilmiştir. Davacının talebi borçlu tarafından yapılan imzaya itiraz sonunda İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 20.12.2010 tarih 2010/1394 E-2010/2615 K sayılı ilamı ile aleyhine hükmedilen %20 oranında icra inkar tazminatı, para cezası ile yargılama giderinin iptaline dairdir. Davacı alacaklı aleyhine hükmedilen icra inkar tazminatı imzaya inkarın kanuni sonucu olup mahkememizce bunun kaldırılması veya iptali mümkün değildir kaldı ki İİK'nun 170/son maddesi ile kanun koyucu alacaklı aleyhine hükmedilen para cezasının kalkacağını düzenlemiştir. Bu açıklama gereği davacının yargılama gideri ve aleyhine hükmedilen icra inkar tazminatının iptaline dair istemin reddine karar verilmiştir. Davacının aleyhine hükmedilen %10 para cezasının iptaline ilişkin talebine gelince kanunda açıkça bahsedildiği üzere alacaklının genel mahkemede açacağı davayı kazanması durumunda aleyhine hükmedilen para cezası kanuni sonuç olarak kalkacak olup, bunun için bu yönde mahkemeden karar almaya gerek yoktur. Para cezasına hükmeden icra mahkemesinin infaz aşamasında bu hususu değerlendirmesi gerekir. Birleşen İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/243 E sayılı dosyası yönünden;Davacı vekilinin istifasının, davacı yana duruşma günü ile birlikte 14.02.2017 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafın tebliğ edilen 27.04.2017 tarihli duruşmaya katılmadığı, davalı vekili 24.10.2017 tarihli duruşmada birleşen davayı takip etmediklerini bildirmiş mahkememizce 14.02.2018 tarihli duruşmada birleşen davanın 24.10.2017 tarihi itibariyle işlem kaldırılmasına karar verildiği, davacı vekili tarafından bu tarihten sonra yenileme talebinde bulunulmadığı anlaşılmış, 3 aylık yasal süre içerisinde yenilenmeyen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, her ne kadar anılan dosyaya sunulan cevap dilekçesi ile davalı tarafından 10.000 TL'nin tahsili için karşı dava açıldığı yazılı ise de, davalı tarafından harcı yatırılarak usule uygun şekilde açılmış bir dava bulunmadığından mahkememizce değerlendirme yapılmamıştır " gerekçesiyle
Asıl Dava Yönünden; Davanın kısmen kabulü ile, davalı tarafından Şişli ... İcra Müdürlüğü'nün ... takip sayılı dosyasına yapılan itirazın 49.254,83 TL asıl alacak yönünden iptaline takibin bu miktar üzerinden devamına fazlaya ilişkin istemin reddine İtirazın iptaline karar verilen 49.254,83 TL asıl alacağın %40 oranında hesaplanan 19.701,93 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine, Davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine, Davacı vekilinin ıslahla ileri sürdüğü talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
Birleşen İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2011/133 Esas Sayılı Dosyası Yönünden; Davanın Kabulü ile 19.000 TL'nin davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine, davacının İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 20.12.2010 tarih 2010/1394 E-2010/2615 K sayılı ilamı ile aleyhine hükmedilen %20 oranında icra inkar tazminatı ile yargılama giderinin iptaline dair istemin reddine, davacının İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 20.12.2010 tarih 2010/1394 E-2010/2615 K sayılı ilamı ile aleyhine hükmedilen %10 oranında para cezasının iptali yönündeki talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2004 sayılı İİK'nun 170/son maddesi gereği talebin infaz aşamasında karar veren mahkemece değerlendirilmesine,
Birleşen İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/243 Esas Sayılı Dosyası Yönünden ; Davanın 6100 SAYILI HMK'nun 150. Maddesi gereği açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde asıl dava yönünden; İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. sayılı dosyasında alacağa konu 23.300-USD. bedelli çeke karşılık, tarafımıza ödeme olarak verilen 27.150-TL. bedelli müşteri çekleri cari hesapta ödeme olarak kaydedildiği ve davalının borcundan düşüldüğü ve bakiye alacak 121.799,83-TL. ve 25.000-USD bedelli çek ve işlemiş faizleri için İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. sayılı dosyasında takip başlatıldığını, 23.300-USD bedelli çek alacağına karşılık verilen müşteri çekleri, cari hesap alacaklarından zaten düşüldüğünü, muavin defter kayıtlarında bu husus açıkça gözükmesine rağmen, sayın bilirkişler hatalı olarak, bu ödemeleri ikinci defa bakiye borçtan mahsup ettiğini, 25.000-USD bedelli çek karşılığı anapara borcu şirket kayıtlarında 38.212,50-TL olup du durumda toplam cari hesap borcunun 121.799,83-7.182,50-38.212,50= 76.404,83-TL. olması gerektiğini bu husus 08/12/2018 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda tespit edildiğini, dava konusu itirazın iptaline konu takip açıkça taraflar arasındaki cari hesap ilişkisine ve çeklere dayanmaktadır. İşbu çekler ile ilgili bağlantılı diğer dosyaların ve varsa ödemelerin yapılması da dahil, mahsup edilmesi ve hüküm altına alınmasına ilişkin ıslah taleplerimize ilişkin hatalı ve eksik değerlendirmeler sonucu karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Birleşen dava yönünden; İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/349 E. sayılı dosyasında davalı şirket yetkilisinin dava konusu olan 05.04.2010 tarih 23.300 USD bedelli çeke ilişkin resmi evrakta sahtecilik yaptığı tespit edilerek cezalandırılmasına karar verildiğini, İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 20.12.2010 tarih 2010/1394 E-2010/2615 K sayılı ilamı ile müvekkil şirket aleyhine hükmedilen tazminatların, cezaların ve yargılama giderlerinin davalı şirket yetkilisinin sahtecilik suçu ve eylemleri sonucu hükmedilmesi sebepleriyle iptaline karar verilmesi gerekirken bu taleplerimizin reddi ve karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararlar da usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK'nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Asıl ve birleşen dava, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali, alacak ve istirdat istemine ilişkindir. Davacı tarafından davalı aleyhine Kapatılan Şişli ...İcra Dairesi'nin ... takip sayılı dosyası ile muhtelif sayıda faturalara ve 25.000 USD bedelli çeke istinaden 01.11.2010 tarihinde 121.799,83 TL asıl alacak ve 2.677,89 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 124.477,72 TL alacağın tahsili için ilamsız takip başlatıldığı, davalının yasal süresinde ödeme emrine itiraz ettiği, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Asıl davaya konu Şişli ...İcra Dairesi'nin ... takip sayılı dosyasından önce, 28.10.2010 tarihinde davacının 25.000,00 USD çeke istinaden Kapatılan Şişli ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. (İstanbul ... İcra Müdürlüğü) sayılı dosyası üzerinden takip başlattığı, işbu davadaki takibe konu 25.000,00 USD çek bedelin mükerrer talep edildiği görülmüştür. İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyası ile davacı çek hamili alacaklı ... Tic. Ltd. Şti. tarafından keşidecisi ... Tic. A.Ş ile lehdarı/ilk cirantası davalı ... Tic. Ltd. Şti. aleyhine 05.04.2010 keşide tarihli 23.300.-USD tutarlı karşılıksız çeke dayanılarak çek alacağı ve komisyonu, çek tazminatı ve ihtiyati haciz masrafları ve vekalet ücreti ve işlemiş faiz alacağından oluşan toplam 38.007,79 TL alacağın tahsili amacıyla 10.05.2010 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, ancak borçlu ... tarafından takibe konu çekteki imzaya itiraz edilmekle İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesinde 2010/1394 esas sayılı imzaya itiraz davası açıldığı, yapılan yargılamada," 20.12.2010 tarih ve 2010/2615 sayılı kararla, takibe konu çek üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde, çek arkasındaki ... kaşesi üzerindeki imzanın, şirket yetkilisi ...' nin eli ürünü olmadığı, ... isimli biri tarafından imza edilip verildiği, çekteki imzanın borçlu davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzaların huzurunda atılmasını sağlamadan çekin alan alacaklı imzaya itirazı kabul edilen davacı şirkete karşı başlattığı takipte ağır kusurlu kabul edilmesi gerektiği" gerekçesiyle davanın kabulü ile takibin devamına, alacaklının takip konusu asıl alacağın %20'si nispetinde icra inkâr tazminatına ve %10'u oranında da para cezasına mahkûm edilmesine karar verildiği, verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 24/10/2011 tarih 2011/4425 E. 2011/19724 K. Sayılı ilamı ile onama kararı verildiği görülmüştür. Davalı şirket yetkilisi ... hakkında resmi belgede sahtecilik, tacir veya şirket yöneticilerinin dolandırıcılığı suçuna istinaden kamu davası açıldığı, İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 12/02/2016 tarih 2012/349 E. 2016/29 K. Sayılı ilamı ile " suç tarihinde ... Tic. Ltd. Şti. Ortağı ve yetkilisi olan sanık ...'nin daha önceden doğan şirket borcundan dolayı suça konu olan ve sahte olarak ciro edilen (şirket yetkilisi sanık tarafından imza edilmeden) 05/04/2010 keşide tarihli 23.300-USD tutarlı suça konu çeki ... Tic. Ltd. Şti.ye verdiği, suça konu çekteki cirodaki imzanın sahte olması nedeniyle sanığın üzerine atılı resmi evrakta sahtecilik suçunun sübut bulduğu, aksi yöndeki savunmalarının kendisini cezadan kurtarmaya yönelik olduğu vicdani kanaatine varılarak sanığın resmi evrakta sahtecilik suçundan sabit olan eylemine uyan TCK.nun 204/1, 62/1 maddeleri gereğince cezalandırılmasına, yasal şartların oluşması nedeniyle CMK.nun 231. Maddesi gereğince sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasına, her ne kadar sanık hakkında dolandırıcılık suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, suça konu çekin daha önceden doğmuş borç karşılığı verilmiş olması nedeniyle somut olayda nitelikli dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, bunun dışında sanığın dolandırıcılık suç kastıyla hareket ettiğine dair cezalandırılmasına yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilememesi nedeniyle sanığın atılı suçtan bereatine" karar verildiği, verilen kararın itiraz edilmeksizin kesinleştiği görülmüştür. Mahkemece tarafların ticari defter kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup mali müşavir ve finans uzmanı bilirkişilerinden alınan müşterek 24/05/2017 tarihli kök ve 04/06/2018 tarihli ek raporda özetle: " Davalının ticari defterlerini ibraz etmediği, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davacının, 31/12/2015 tarihi itibari ile davalıdan 121.799,83 TL alacaklı olduğu, İstanbul 6.Sulh Hukuk Mahkemesi kapsamındaki bilirkişi raporunda ise özetle 05.04.2010 tarihli 23.300 USD tutarlı çekin davacı kayıtlarında olmakla beraber davalı kayıtlarında yer almadığı hususuna yer verildiği, Davalının, davacıya, İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasına konu 05.04.2010 tarihli 23.300.-USD'lik çekin bedeline karşılık (09.09.2010 - tarihli 11.800.-TL, 28.09.2010 tarihli 3.100.-TL, 30.09.2009 tarihli 7.250.-TL, 30.09.2009 tarihli 5.000.-TL) olmak üzere toplamda 27.150-TL'lik dört adet çek ve 19.000.-TL nakit yatırılarak ödendiği, Davalının, davacıya Şişli ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı icra dosyasına 30.05.2010 vadeli 25.000 USD'lik çek için 01.11.2010 tarihinde ... seri no ... sıra nolu makbuz ile 39.412,50 TL, 02.11.2010 tarihinde ... seri no ... sıra nolu makbuz ile 473,05 TL olmak üzere toplam 39.886.-TL olarak icra dosyasına davacıya verilmek üzere ödeme yapıldığı, Her iki çek bedeli de davacının nezdindeki davalı cari hesabı içerisinde yer aldığı, davacının cari hesap alacağı olan 121.799,83 TL tutarı her iki çek bedelini ihtiva etiğinden bu durumda davacı her iki çekin bedelini cari hesap alacağından düşülmesi gerektiği, 05.04.2010 tarihli 23.300,00 USD tutarındaki çekin TL karşılığı olan 34.332,50 TL ve 30.05.2010 vadeli 25.000. USD tutarındaki çekin TL karşılığı olan olan 38.212,50 TL tutarlarının tenzili ile (121.799,83- 34.332,50- 38.212,50 ) 49.254,83 TL cari hesap alacağı mevcut olduğu" 30/11/2018 tarihli ikinci ek rapor ile " 05.04.2010 tarihli 23.300.-USD'lik çeke mahsuben alınan (09.09.2010 tarihli 11.800.-TL, 28.09.2010 tarihli 3.100.-TL, 30.09.2009 tarihli 7.250.-TL, 30.09.2009 tarihli 5.000.-TL) olmak üzere toplamda 27.150 TL dört adet çek bedelinin davalı cari hesabından düşüldüğü ve ilgili USD tutarlı çek alacağına mahsup edilmediği tespit edildiği, tahsil gününde 34.332,50 TL bedeli bulunan çek alacağının 27.150 TL tutarındaki kısmının davcı kayıtlarında cari hesap alacağından hataen düşülmesi sebebiyle bu tutar tekrar cari hesap alacağına eklendiğinde davacının cari hesap alacağı 76.404,83 TL olarak kabul edilmesi gerektiği" görüş ve kanaatine varılmıştır. Davacı vekili sunmuş olduğu 06/12/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile " Birleşen İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2011/133 E. Sayılı dosyası yönünden, ... Tic. A.Ş. tarafından davalı (borçlu) şirket ... Tic. Ltd. Şti. lehine keşide edilen ve davalı (borçlu) şirket tarafından ciro edilip tarafımıza teslim edilen, ... T.A.Ş. Yeşilköy Şubesi’nin ... No’lu hesabına bağlı, 1 seri no’lu, 05.04.2010 tarihli 23.300,00-USD. (Yirmiüçbinüçyüz USD.) çekten bakiye 19.000,00-TL.’nin davalıdan (borçlu) alınarak tarafımıza verilmesine ve İstanbul ... İcra müdürlüğü'nün ... E. Sayılı dosyasına yatan 19.000-TL.'nin tarafımıza ödenmesine, İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 20/12/2010 tarih, 2010/1394 E., 2010/2615 K. sayılı imzaya itiraz dosyasında davalı taraf lehine hükmedilen %20 inkar tazminatı ve aleyhimize hükmedilen %10 para cezasının ve yargılama giderlerinin iptaline, Asıl dava yönünden; Takip konuları (30.05.2010 tarihli 25.000,00-USD. (Yirmibeşbin USD.) çek bedeli) aynı olan (Eski Şişli ... İcra Müdürlüğü'nün) İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. Sayılı dosyası ile (Eski Şişli ... İcra Müdürlüğü'nün) İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. Sayılı dosyasının birleştirilmesine ve çek bedeli olarak ihtiyati hacze istinaden borçlu tarafından yatırılan 38.212,50-TL.'nin tarafımıza ödenmesine, 1 no'lu benddeki talebimizin kabul edilmemesi halinde, (Eski Şişli ... İcra Müdürlüğü'nün) İstanbul .... İcra Müdürlüğü'nün ... E. Sayılı dosyasına 30.05.2010 tarihli 25.000,00-USD. (Yirmibeşbin USD.) çek bedeli olarak ihtiyati hacze istinaden borçlu tarafından yatırılan 38.212,50-TL.'nin (Eski Şişli ... İcra Müdürlüğü'nün) İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. Sayılı dosyasına gönderilmesine, 1 ve 2 no'lu benddeki taleplerimizin kabul edilmemesi halinde, 30.05.2010 tarihli 25.000,00-USD. (Yirmibeşbin USD.) çek bedeli olarak 38.212,50-TL.'nin davalıdan (borçlu) alınarak tarafımıza verilmesine ve (Eski Şişli ... İcra Müdürlüğü'nün) İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. Sayılı dosyasına 30.05.2010 tarihli 25.000,00-USD. (Yirmibeşbin USD.) çek bedeli olarak ihtiyati hacze istinaden borçlu tarafından yatırılan 38.212,50-TL.'nin tarafımıza ödenmesine, Davalının (borçlunu) (Eski Şişli ... İcra Müdürlüğü'nün) İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. Sayılı dosyasına icra takibine vaki haksız itirazının iptali ile icranın devamına, Haksız itirazından mütevellit % 40 inkar tazminatına" karar verilmesini talep etmiştir. Asıl Dava Yönünden ve Birleşen İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2011/133 Esas Sayılı Dosyası Yönünden; Somut olayda: davacı yan, cari hesap alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine Kapatılan Şişli ...İcra Dairesi'nin ... takip sayılı dosyası ile muhtelif sayıdaki faturalara ve 25.000 USD bedelli çeke istinaden 01.11.2010 tarihinde 121.799,83 TL asıl alacak ve 2.677,89 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 124.477,72 TL tutar üzerinden takip başlattığı, takibe itiraz edilmesi üzerine asıl dosya ile itirazın iptali talep edildiği, İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyası ile keşidecisi ... Tic. A.Ş'nin olduğu, davalı tarafça davacıya ciro edilen karşılıksız çıkan 23.300.-USD tutarlı çeke istinaden kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı, borçlu ... tarafından takibe konu çekteki imzaya itiraz edilmekle İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesinde 2010/1394 esas sayılı imzaya itiraz davasında yapılan yargılamada davanın kabulü ile takibin durdurulmasına, davacı alacaklının takip konusu asıl alacağın %20'si nispetinde icra inkâr tazminatına ve %10'u oranında da para cezasına mahkûm edilmesine karar verilmesi nedeniyle icra dosyasına yatırılan 19.000.00 TL'nin davacıya ödenmemesi sebebiyle 19.000,00 TL tahsiline ve İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 20/12/2010 tarih, 2010/1394 E., 2010/2615 K. sayılı imzaya itiraz dosyasında davalı taraf lehine hükmedilen %20 inkar tazminatı ve aleyhimize hükmedilen %10 para cezasının ve yargılama giderlerinin iptaline karar verilmesi için birleşen davanın açıldığı anlaşılmıştır. Hükme esas alınan ve taraflarca itiraz edilmeyen bilirkişi kök ve ek raporda, davacının, ticari defter kayıtlarına göre davalıdan 31/12/2015 tarihi itibariyle 121.799,83 TL alacaklı olduğu, davacının cari hesap alacağı olan 121.799,83 TL tutarı, her iki çek bedelini de ihtiva ettiğinden her iki çek bedeli de cari hesap alacağından düşülmesi gerektiği, 23.300.-USD'lik çeke mahsuben alınan (09.09.2010 tarihli 11.800.-TL, 28.09.2010 tarihli 3.100.-TL, 30.09.2009 tarihli 7.250.-TL, 30.09.2009 tarihli 5.000.-TL) olmak üzere toplamda 27.150 TL dört adet çek alındığı ve davalının cari hesabından düşüldüğü anlaşılmıştır. Her ne kadar davaya konu Şişli ...İcra Dairesi'nin ... takip sayılı dosyasına dahil edilen 25.000,00 USD'nin işbu takip dosyasından önce 28.10.2010 tarihinde Şişli ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. (İstanbul ... İcra Müdürlüğü) sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığı, işbu davadaki takibe konu 25.000,00 USD çek bedelin mükerrer talep edildiğinden bilirkişi raporunda 25.000 USD bedelli çek karşılığı 38.212,50 TL'nin mahsup edilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak bilirkişi ek raporunda da belirtildiği üzere 23.300 USD çek alacağına karşılık verilen 09.09.2010 tarihli 11.800.-TL, 28.09.2010 tarihli 3.100.-TL, 30.09.2009 tarihli 7.250.-TL, 30.09.2009 tarihli 5.000.-TL olmak üzere toplamda dört adet çek bedeli olan 27.150,00 TL'nin davalı cari hesabından düşüldüğü anlaşılmakla davacı alacağından, 23.300 USD karşılığı olan 34.332,50 TL mahsup edildikten sonra söz konusu çeke karşılık daha önce müşteri çekleri ile düşümü yapılan 27.150,00 TL'nin mükerrer mahsubu hatalı olmuştur. Öte yandan Birleşen İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2011/133 Esas Sayılı dosyasına konu 23.300 USD bedelli çekteki imzaya itiraz edilmekle İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesinde 2010/1394 esas sayılı imzaya itiraz davasında yapılan yargılamada çekteki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olmadığı kesinleşmiş mahkeme kararı ile sabit olduğu her ne kadar çekin davalı şirket yetkilisince, şirkete yetkili olmayan şahısça ciro ettirilmek suretiyle davacı şirkete verilmiş ise de çekin sahte olarak düzenlenmesinden dolayı davalı şirketin çekten dolayı borçlu olmadığı gibi çekin verilmesine ilişkin temel ilişkiye dayalı alacağın ise asıl davaya konu takip dosyası ile talep edildiğinden birleşen davanın reddine karar verilmesi gerekirken takip dosyasına yatırılan 19.000,00 TL'nin davacıya ödenmesine karar verilmesi hatalı görülmüş ise de bu husus davalı tarafça istinaf edilmediğinde kazanılmış haklar gözetilerek 23.300 USD karşılığı olan 34.332,50 TL yerine bu çek yerine dört adet çek ile ödenen 27.150,00 TL ile İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesinde 2010/1394 E. Sayılı dosyasına yatan ve davacıya ödenmesine karar verilen 19.000,00 TL'nin mahsubu gerekecektir. O halde 121.799,83 TL davacının cari hesap alacağından 25.000 USD bedelli çek karşılığı 38.212,50 TL ile 23.300,00 USD bedelli çeke karşılık dört adet çek ile ödeme yapılarak bakiye kalan ( 34.332,50 - 27.150 ) 7.182,50 TL ve icra dosyasına yatırılan 19.000,00 TL düşüldüğünde asıl dosyada davacı alacağı 57.404,83 TL olarak hesaplanmış olmakla bu miktar üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Davacı vekili diğer bir istinaf nedeni olarak itirazın iptali davasındaki ek taleplere yönelik ıslah talebindeki hakkında karar verilmemesini ileri sürmüştür. Davacı vekili ıslah dilekçesinde, asıl davaya konu Şişli ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. (İstanbul ... İcra Müdürlüğü) sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ilişkin talebine ek olarak dava konusu edilmeyen 25.000,00 USD çekten kaynaklı Şişli ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. (İstanbul ... İcra Müdürlüğü) sayılı dosyası ile bu dosyaya yatırılan bedellere ilişkin bir kısım taleplerde bulunmuştur. Öncelikle işbu davada dava konusu edilmeyen maddi vakıanın (dava konusunun) ıslah ile eldeki davaya dahil edilmesi mümkün olup olmadığı tartışılması gerekmektedir. Bu husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 29/06/11 tarih 2011/1-364 Esas 2011/453 Karar sayılı ilamında " ...Hiç dava konusu edilmemiş bir unsurun, başka dava konularına ilişkin davada ıslah yoluyla davaya dahil edilip edilemeyeceğinin; eş söyleyişle, sadece bir konu hakkında dava açılmışken, bu dava konusundan farklı dava konularının ıslah yoluyla eldeki davaya dahiline olanak bulunup bulunmadığının; böyle bir durumda, ilk dava konusu edilen yönünden açılan davanın kısmi dava, daha sonra başka dava konuları için ileri sürülen talebin de bunun ıslahı olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceğinin, ayrıca irdelenmesi gerekir. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında da, bu husus öncelikle ve özellikle tartışılmış; daha somut ifadeyle, ketmi verese iddiasına dayalı eldeki dava yönünden ilk önce tek taşınmaz dava edilmişken, sonradan dört parça taşınmazın ıslah yoluyla “dava konusu” haline getirilip getirilemeyeceği üzerinde durulmuştur. Vurgulamakta yarar vardır ki, kısmi bir dava açılmışsa, bu davanın kalan kısmı yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde ıslaha konu olabilecektir. Ancak bir dava konusu bizatihi kendisi davayı oluşturuyor ise, burada kısmi dava bulunmadığından ıslah edilebilecek bir dava da bulunmamaktadır (Örn. Bir taşınmazın tamamı hakkında iptal ve tescil istemiyle açılan davada, davanın konusunu bu taşınmazın bizatihi kendisi teşkil etmekle, bu taşınmazdan başka bir taşınmaz davaya dahil edilmek istenirse bu halde ıslah söz konusu olamayacaktır). Eğer bir davanın konusunu teşkil eden taleplerden sadece bir bölümü istenmiş ve kısmi davaya konu edilmişse daha sonra kalan bölümü için ıslah söz konusu olabilecektir (Örn.Bir taşınmaza el atma nedeniyle istenen tazminat miktarının kısmen talep edilip, daha sonra ıslaha konu edilmesi, bir taşınmazın bir bölümü dava edilmişken diğer bölümünün de ıslahen dava edilmesi gibi). Şu hale göre kural olarak; dava açıldıktan sonra sebebinde, konusunda, delillerde ve diğer hususlarda usulüne ilişkin işlemlerin ıslah yoluyla düzeltilmesi mümkün olduğu gibi davanın konusunda da ıslah mümkündür. Nitekim, HUMK’ nun 185. maddesinin 2. bendinde de davacının karşı tarafın rızası olmaksızın ıslah yoluyla davasının mahiyetini tebdil edebileceği kabul edilmiştir.Ne var ki, açıklanan tüm hükümler göstermektedir ki, ıslahla kastedilen dava konusu edilen hususların genişletilmesi veya değiştirilmesidir. Dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır.. Açıklanan nedenlerle, heyetçe yapılan görüşmeler sonucunda; eldeki ketmi verese iddiasına dayalı iptal ve tescil davasında davanın konusunu sadece bir taşınmazın bizatihi kendisi oluşturmakla; dava konusu edilmeyen taşınmazların hukuken; dava konusu edilen taşınmaza nazaran ayrı birer müddeabih oldukları, bu nedenle de ıslahın konusu olamayacakları; eş söyleyişle eldeki davada başlangıçta dava edilmeyip, ıslahla davaya katılmak istenen parsellerin ayrı bir müddeabih olmakla, ayrı bir davanın konusunu teşkil edecekleri, kanaatına oybirliği ile varılmıştır." şeklinde ifade edilmiştir. Bu nedenle Yargıtay Hukuk Genel Kurul kararında ifade edildiği gibi dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmadığından davacı vekilinin bu yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Davacı vekili diğer bir istinaf nedeni olarak İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 20/12/2010 tarih, 2010/1394 E., 2010/2615 K. sayılı imzaya itiraz dosyasında davalı taraf lehine hükmedilen %20 inkar tazminatı ve aleyhimize hükmedilen %10 para cezasının ve yargılama giderlerinin iptaline ilişkin verilen karara yöneliktir. İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesinde 2010/1394 esas sayılı imzaya itiraz davasında, davacı şirket yetkilisinin, çekteki imzanın davalı borçlu şirket yetkilisinin eli ürünü olduğunu kontrol etmeden yada imzaların huzurunda atılmasını sağlamadan başlattığı takipte kötü niyetli olduğu kabul edilerek davacı aleyhine inkar tazminatı ile para cezasına mahkum edildiği, mahkeme kararında ifade edildiği gibi, davacı alacaklı aleyhine hükmedilen icra inkar tazminatı ve yargılama giderlerinin imzaya itiraz davasının kanuni sonucu olup işbu davada bunun kaldırılması ve iptali mümkün olmadığı, her ne kadar söz konusu çekin davalı şirket yetkilisince, şirkete yetkili olmayan şahısça ciro ettirilmek suretiyle davacı şirkete verilmiş olduğu kesinleşmiş ceza dosyasından anlaşılmış ise de davacı şirketin İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesinde 2010/1394 esas sayılı dosyasında hükmedilen inkar tazminatı ve yargılama giderinden kaynaklanan bir zararı varsa bunun ayrı bir dava konusu edilebileceği, para cezası yönünden ise İİK 170/son maddesi uyarınca davacı alacaklının genel mahkemede açacağı davayı kazanması durumda hakkında verilmiş para cezasının kalkacağı düzenlenmiş olup bu yönde mahkemeden karar alınmasına gerek olmadığından mahkemenin İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 20.12.2010 tarih 2010/1394 E-2010/2615 K sayılı ilamı ile davacı aleyhine hükmedilen %10 oranında para cezasının iptali yönündeki talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2004 sayılı İİK'nun 170/son maddesi gereği talebin infaz aşamasında karar veren mahkemece değerlendirilmesine yönelik verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun, birleşen dosya yönünden esastan reddine, asıl dosya yönünden kısmen kabulü ile HMK 353/b-2 madde uyarınca kazanılmış haklar gözetilerek davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere, 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun asıl dosya yönünden kısmen KABULÜ ile, HMK 353/1.b.2 maddesi uyarınca İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/831 Esas, 2021/498 Karar sayılı ve 22/06/2021 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2- A-)ASIL DAVA YÖNÜNDEN 1-)Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davalı tarafından Şişli ... İcra Müdürlüğü'nün ... takip sayılı dosyasına yapılan itirazın 57.404,83 TL asıl alacak yönünden iptaline takibin bu miktar üzerinden devamına fazlaya ilişkin istemin reddine 2-) İtirazın iptaline karar verilen 57.404,83 TL asıl alacağın %40 oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine 3-)Davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine 4-)Davacı vekilinin ıslahla ileri sürdüğü talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına 5-)Alınması gereken 3.921,30 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin ödenen 1.225,75 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.695,55 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafından peşin ödenen 1.225,75 TL harcın davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine, 6-)Davacı tarafından bu yargılama nedeni ile yapılan 17,15 TL başvuru harcı ile 3.399 posta tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.416,15 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 1.575,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına 7-)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine, 8-)Gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine
B)BİRLEŞEN İSTANBUL 6. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NİN 2011/133 ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN 1-)Davanın KABULÜ İLE; 19.000 TL'nin davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine 2-)Davacının İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 20.12.2010 tarih 2010/1394 E-2010/2615 K sayılı ilamı ile aleyhine hükmedilen %20 oranında icra inkar tazminatı ile yargılama giderinin iptaline dair istemin reddine 3-)Davacının İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 20.12.2010 tarih 2010/1394 E-2010/2615 K sayılı ilamı ile aleyhine hükmedilen %10 oranında para cezasının iptali yönündeki talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2004 sayılı iik'nun 170/son maddesi gereği talebin infaz aşamasında karar veren mahkemece değerlendirilmesine 4-)Alınması gereken 1.297,89 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin ödenen 74,25 TL harç ve ıslah yolu ile ödenen 239,09 TL harçtan mahsubu ile bakiye 984,55 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafından peşin ödenen 313,34 TL harcın davalıdan alınarak davacı yan ödenmesine 5-)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AÜÜT gereği hesap olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine 6-)Davacı tarafından bu yargılama nedeni ile ödenen 8,60 TL başvuru harcının davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine
C-)BİRLEŞEN İSTANBUL 12. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN 2010/243 ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN 1-)Davanın 6100 SAYILI HMK'nun 150. Maddesi gereği AÇILMAMIŞ SAYILMASINA 2-)Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin ödenen 614,55 TL harçtan mahsubu ile bakiye 555,25 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran davacıya iadesine 3-)Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına 4-)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 6.179,49 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine g-HMK 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde artan gider avansının yatıranlara resen iadesine, İstinaf İncelemesi Yönünden; 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından asıl ve birleşen dosya yönünden yatırılan istinaf başvuru harçlarının ayrı ayrı hazineye gelir kaydına, 4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince ayrı ayrı alınması gereken 179,90'ar TL istinaf maktu karar harçlarının istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70'er TL harçtan mahsubu ile asıl dosya yönünden eksik kalan 99,20 TL'nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, birleşen dosya yönünden eksik kalan 99,20 TL nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 5-Davacı tarafça asıl dosya yönünden sarf edilen 301,40 TL istinaf harcı, 203,00 TL posta davetiye gideri olmak üzere toplam 504,40 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilemesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.15/03/2023

Full & Egal Universal Law Academy