İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1402 Esas 2023/615 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1402
Karar No: 2023/615
Karar Tarihi: 12.04.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1402
KARAR NO: 2023/615
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/849
KARAR NO: 2019/872
DAVA TARİHİ: 05/08/2015
KARAR TARİHİ: 18/09/2019
BİRLEŞEN DOSYA
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/98
KARAR NO: 2017/108
ASIL VE BİRLEŞEN DAVA Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan Rücuen Tazminat
KARAR TARİHİ: 12/04/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından Deniz Vasıtaları ve Palamar İşletmeciliği ihalesi kapsamında davalı ile 01/01/1999-31/12/2013 tarihleri kapsayan Deniz Araçları İşletmeciliği ve Palamar Hizmetleri sözleşmesi imzalandığını, davalı firma işçilerinin Marmara Ereğlisi Asliye (İş Mahkemesi Sıfatıyla) açmış oldukları işçilik alacaklarına ilişkin davalarda çıkan kararlar uyarınca işçilere ödeme yapıldığını, icra dosyalarına 29/01/2013 tarihinde toplam 467.603,16 TL ve 06/02/2013 tarihinde 21.133,73 TL ödendiğini ayrıca toplam 9.089,84 TL harç ödendiğini, buna karşılık davalı şirket tarafından verilen 135.000,00 TL ve 100.000,00 TL bedelli teminat mektuplarının nakde çevrildiğini, ayrıca 6.736,30 TL nakit teminatın borçtan mahsup edildiğini, davalı şirketin borç bakiyesinin 256.089,93 TL olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca işçilere ödenen bedellerden davalının sorumlu olduğunu beyan ederek, ödenen bedellerin kuruluş kasasından çıktığı tarihlerden itibaren işleyecek avans faizi birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından Deniz Vasıtaları ve Palamar İşletmeciliği ihalesi kapsamında davalı ile 01/01/1999-31/12/2013 tarihleri kapsayan Deniz Araçları İşletmeciliği ve Palamar Hizmetleri sözleşmesi imzalandığını, davalı firma işçisinin Marmara Ereğlisi Asliye (İş Mahkemesi Sıfatıyla) açmış olduğu işçilik alacaklarına ilişkin davada çıkan karar uyarınca işçiye 43.646,79 TL ödeme yapıldığını, iş mahkemesi dosyası nedeniyle toplam 1.250,32 TL harç ödendiğini, toplam alacağın 44.897,11 TL olup taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca ödenen bedellerden davalının sorumlu olduğunu beyan ederek, ödenen bedellerin kuruluş kasasından çıktığı tarihlerden itibaren işleyecek avans faizi birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı tarafça asıl ve birleşen davaya yönelik cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; "Dava hukuksal niteliği itibariyle, 6098 sayılı TBK'nın 167 ve 168 maddeleri gereğince davalı işçilerine ödenen bedelin rücuen tahsili istemine ilişkindir. Davalı şirketin sicilden TTK'nın 547 ve geçici 7/15. maddeleri gereğince terkin edilmesi nedeniyle davalı şirket hakkında ihya davası açılması için HMK'nın 53. maddesi gereğince davacıya dava açma ve dava takip yetkisi tanınmıştır. İstanbul 18.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2017/593 esas 2017/958 karar sayılı 23/11/2017 günlü ilamı ile davalı şirketin İhyasına karar verilerek kesinleştiği anlaşılmış olup taraf teşkili sağlanmıştır.Taraflar arasındaki sözleşmenin 9.7 maddesi gereğince personelin her türlü ücreti, sosyal ödeneklerin 3. Şahıslara karşı mali mesuliyet sigortası, SGK primleri, her türlü vergileri, çalışanların tasarrufa teşvik edilmesi ve bu tasarrufların değerlendirilmesine dair kanunun getirdiği yükümlülükler de müteahhit tarafıından yürürlükteki kanun Deniz İş Kanunu da dikkate alınarak mevzuata uygun olarak ödenir. İş hukuk ve hizmet akdinden doğan her türlü haklar ve vecibeler de kanun ve mevzuata uygun olarak müteahhit tarafından yerine getirilir hükmü uyarınca işçilik alacaklarından davalı şirketin sorumlu olacağı aşikardır. TBK'nın 167/1 maddesi uyarınca kural olarak aksi kararlaştırılmadıkca müteselsil borçluların iç ilişkide birbirine karşı sorumlulukları eşit paylarla olacağı düzenlenmiş ise de taraflar arasındaki sözleşmede davalı işçilerin işçilik alacağına ilişkin bedellerin tamamından davalının sorumlu olacağı hüküm altına alındığından davacı şirket dava dışı işçilere ödemiş olduğu tutarlar kadar alacağı halep olacaktır. Buna göre rücu hakkı bakidir. Somut olayda icra dosyalarında yapılan ödeme tarihinden dava tarihine değin işlemiş faizler hesaplanmış olup bilirkişi raporunda hesaplanan tutarlar ile davacı talebinin birbiri ile örtüştüğü anlaşılmaktadır. İstanbul 18.ATM'nın 2017/98 esas 2017/108 karar sayılı farklı işçiye ilişkin rücu davası mahkememiz dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş ise de mahkememizce bu dava yönünden sehven hüküm oluşturulmadığı, bilirkişi raporunda da değinilmemesi nedeniyle dikkatten kaçtığı, Yargıtay'ın yerleşmiş kararlarına göre de dosyadan nihai hükümle birlikte el çekilerek hüküm verildiğinden duruşma kısa kararı ile gerekçeli kısa karar birbiri ile çelişkili olamayacağı gözetilerek vaziyetin gerekçeli karar yazım aşamasında farkedildiği anlaşıldığından birleşen dava yönünden istinaf mahkemesince eksiklik tamamlanabileceğinden aşağıdaki gibi duruşmadaki kısa karar aynen korunarak karar vermek gerekmiştir.", "Davanın KABULÜ ile; 1-Rücuya tabi bakiye 256.089,93-TL'nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizleri ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 6-Birleşen İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2017/98 esas 2017/108 karar sayılı dava yönünden duruşmada kısa karar kurulmasının sehven unutulduğu, dosyadan el çekildiği, eksikliğin gerekçeli karar yazım aşamasında farkedildiği, istinaf mahkemesince bir üst derece incelemesinde eksikliğin tamamlanabileceği anlaşılmakla karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; asıl dava yönünden istinaf taleplerinin bulunmadığını ancak birleşen dosya yönünden hüküm kurulmamış olması nedeniyle, birleşen dosya için ilk derece mahkemesinin "karar verilmesine yer olmadığına" dair kararının kaldırılmasını ve birleşen davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK'nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilmiş ayrıca HMK'nın 357. maddesindeki "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz" kuralı nazara alınmıştır. Asıl ve birleşen dava, taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmeleri kapsamında çalıştırılan işçilere ödenen kıdem tazminatından, sözleşme hükümleri kapsamında davalı şirketin sorumlu olduğu iddiası ile ödenen bedellerin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece asıl davanın kabulüne karar verilmiş, birleşen davada ise hüküm tesis edilmemiş olup, davacı vekili tarafından birleşen dava yönünden istinaf yoluna başvurulmuştur. İlk derece mahkemesince; "Birleşen İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2017/98 esas 2017/108 karar sayılı dava yönünden duruşmada kısa karar kurulmasının sehven unutulduğu, dosyadan el çekildiği, eksikliğin gerekçeli karar yazım aşamasında farkedildiği, istinaf mahkemesince bir üst derece incelemesinde eksikliğin tamamlanabileceği anlaşılmakla karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmiş ise de istinafa konu edilen bir kararın Bölge Adliye Mahkemesi tarafından incelenebilmesi için öncelikle verilen bir hükmün olması, bu hükme uygun olarak gerekçeli bir karar yazılması, taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi ve süresi içerisinde istinaf edilmiş olması gerekmektedir. Esasen istinaf denetiminin, kurulan hüküm ve gerekçeli karar üzerinden yapılması mümkündür. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Hükmün Kapsamı" başlıklı 297/1. maddesinin c bendinde hükmün; "Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri" kapsaması gerektiği belirtilmiş, 297/2 maddesinde ise "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi" gerektiği ifade edilmiştir. İstinaf kanun yolunda asıl olan denetim olup, yargılamada hükmün ilk derece mahkemesince verilmesi esastır. Somut dosyada ise birleşen dava yönünden kurulan bir hüküm olmadığı için Dairemizce denetlenebilir bir karar bulunmamaktadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1.a.6 maddesinde belirtildiği üzere ve yukarıda sebepleri açıklandığı şekilde "Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması" hali somut dosya yönünden gerçekleşmiştir. Bu durumda, birleşen dava yönünden denetime elverişli bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerektiğinden, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin birleşen dava yönünden istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2015/849 E. 2019/872 K. sayılı 18/09/2019 tarihli kararının 6100 sayılı HMK'nın 353/1.a.6 bendi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dairemizin kararı doğrultusunda işlem yapılması için dosyanın mahkemesine İADESİNE, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, istinaf karar harcının ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 12/04/2023

Full & Egal Universal Law Academy