İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1396 Esas 2023/429 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1396
Karar No: 2023/429
Karar Tarihi: 15.03.2023

ŞT.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1396
KARAR NO: 2023/429
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/10/2019
ESAS NO: 2017/823
KARAR NO: 2019/1110
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/07/2017
KARAR TARİHİ: 15/03/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekili ve davalı ...'nun şirket yetkilisi olduğu ... Ticaret Ltd. Şti. arasında 30.11.2016 tarihinde konaklama sözleşmesi akdedildiği, bir kısım ödemelerin gerçekleşmesi akabinde ise 22.01.2017 tarihinde taraflar arasında bir mutabakat düzenlendiği ve bakiye 59.398,68-TL için 03.03.2017 vade tarihli çek keşide edilerek müvekkili şirkete teslim edildiğini, belirtilen tüm bu belgelerin ... adına, şirket yetkilisi borçlu ... tarafından imzalanmak suretiyle düzenlendiği, kalan bakiye borcun ifası için verilen çekin vadesi geldiğinde, tahsili için ilgili bankaya başvurulduğunu ancak borçlunun tek başına imza yetkisi olmadığı, şirketin diğer yetkilisi ... ile birlikte müştereken yetkisi bulunduğu gerekçesiyle çek bedelinin ödemesinin yapılmadığı, davacının alacağını tahsil edemediği, bunun üzerine İstanbul Anadolu ... İcra Dairesi'nin ... E. sayılı icra dosyası ile takip yapıldığı ve davacının itirazı sonucu takibin durduğu, bu nedenle huzurda görülen davanın açıldığı belirtilerek açılan davalarının kabulü ile; davalının itirazının iptaline ve %20 icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece Dava hukuki niteliği itibariyle, İstanbul Anadolu ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK ilgili maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir. İtirazın iptali istemine konu, İstanbul Anadolu ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 22/05/2017 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının ... İşletmeciliği AŞ., borçlusunun ..., takibin 59.398,68 TL sözleşmeye dayalı alacak ve 1.757,55 TL işlemiş faiz alacağının tahsili için ilamsız takibe ilişkin olduğu, ödeme emrinin borçluya 13/07/2017 tarihinde tebliğ edildiği; borçlu vekili tarafından verilen 14/07/2017 tarihli itiraz dilekçesinde borca, ödeme emrine, faiz oranına ve işlemiş faize itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, 1 yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başlamadığı, huzurdaki davanın 26/07/2017 tarihinde ve yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Yapılan yargılama sonucu toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilmesinden; ibraz edilen davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu; davacının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, davalının ortağı ve yetkili müdürü olduğu ... Tic. Ltd. Şti. İle davacı arasında 30/11/2016 tarihinde sözleşme akdedilip, bu sözleşme uyarınca davacı şirket tarafından hizmet sunulmuş ve takibe konu edilen tutarda alacağı olduğu iddiasıyla davalı aleyhine icra takibi başlatılmış ise de; sözleşmenin ... Tic. Ltd. Şti. İle davacı arasında yapılıp, davalının sözleşmeyi davalı şirketin müdürü olarak imzaladığı, davalı müdür sıfatıyla şirketin yönetim ve temsilinden sorumlu olup, sözleşmeye şahsen sorumluğunu doğuracak şekilde atılmış bir imzası ve bu doğrultuda yaptığı bir borçlandırıcı işlemi bulunmamakla iddia konusu borçtan davalının sorumluluğu bulunmadığı, davalıya karşı başlatılan takibin bu nedenle yanlış husumet tevcih edilerek yapıldığından itirazın yerinde olduğu görüldüğünden itirazın iptaline ilişkin bu davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle;Yerel Mahkeme, dosyaya sunmuş olduğumuz delil ve beyanları yeterli derecede incelemeyerek iş bu sonuç ve kanaate varmıştır. Zira davalı dahi çeki keşide ederken hatalı ve kusurlu davrandığını cevap dilekçesinin 3 numaralı paragrafında açıkça kabul etmiştir. Bu iddianın kabulü, ...’nun söz konusu borca muhatap olduğunu ortaya koymak için gerekli ve yeterlidir. Şöyle ki: ... bir limited şirket olup limited şirketlerin idaresi ile görevli kişilerin şirket kuruluşundan ve idaresinden doğan hukuki ve cezai sorumlulukları, anonim şirketlerdeki sorumluluk hükümlerine tabi bulunmaktadır. Anonim şirketlerdeki sorumluluk hükümlerine dair ise kanun hükmü açıktır:“MADDE 553– (1) Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlâl ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.” Dolayısıyla da söz konusu borcun muhatabı açık hüküm gereği ...dur.Yine borçlu yan, şirket adına düzenlenen kambiyo senedinin çift imza atılarak geçerli olabileceğini en başından bilerek müvekkile vermiştir. Dolayısıyla TTK madde 644 yönlendirmesiyle TTK 553/1 maddesinin uygulanması gerekecektir. Sonuç olarak da kasıtlı ve kötü niyetli olarak müvekkilin alacağına kavuşmasını engelleyen durumu yaratan ve karşılığı olmayan bir çeki imzalayarak müvekkile ileten kişi ...’dur. '' şeklinde beyanda bulunarak kararın kaldırılmasına ve davanın kabul edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Davacı taraf, dava dışı ... Ltd.şti ile aralarında sözleşme imzalandığını, taraflarınca hizmet verildiğini, mutabakat düzenlendiğini, mutabakat gereğince 59.398,68 TL bedelli çek keşide edildiğini, sözleşmeyi, mutabakatı, çeki şirket yetkilisi davalının düzenlediğini, çek bankaya ibraz edildiğinde, davalının tek başına imza yetkisi olmadığı diğer yetkili Kaan İşçil ile birlikte müştereken yetkili olduğu gerekçesi ile çek bedelinin ödenmediğini, aleyhine başlatılan takibe davalının, borcun şirkete ait olduğundan bahisle itiraz ettiğini, TTK 553/1 gereğince davalının borçtan sorumlu olduğunu beyan ederek itirazın iptalini talep etmiştir. Davalı taraf ise, çekteki imzanın kendisine ait olduğunu, diğer yetkilinin de imzalayacağına güvenerek çeki keşide ettiğini ancak diğer yetkili ile aralarının açıldığını, borcun temsilcisi olduğu şirkete ait olduğunu beyan etmiştir. Mahkemece davalının sözleşmeyi davalı şirketin müdürü olarak imzaladığı, şahsi sorumluğunu doğuracak şekilde atılmış bir imzası ve bu doğrultuda yaptığı bir borçlandırıcı işlemi olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı şirketin, davalı aleyhinde 59.398,68 TL asıl alacak, 1.757,55TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 61.156,23TL alacak için 22/05/2017 tarihinde ilamsız takip başlattığı, takibin dayanağının taraflar arasında yapılmış 30/1/2016 tarihli sözleşmeye istinaden 22/01/2017 tarihli mutabakat neticesinde kalan bakiye meblağın ödenmesi olarak gösterildiği anlaşılmkatadır. Dosya kapsamından; davalının, dava dışı ... Ltd.şti'nin müdürü olarak davacı ile 30/11/2016 tarihli sözleşme imzaladığı, 22/01/20/17 tarihli 59.398,68TL borcun ödeneceğine dair mutabakatı imzaladığı, bu borç kapsamında keşidecisi dava dışı ... Ltd.şti olan, davacı lehine 03/03/2017 vade tarihli 59.398,68TL bedelli çeki keşide ettiği, muhatap bankanın keşideci imzası tutmadığından işlem yapmadığı, 25/11/2015 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde dava dışı ... Ltd.şti'ni borç yükümlülüğü altına sokacak her türlü işlemde şirket müdürleri ... ve ...'nun müştereken yetkili kılındığı sabittir. Mahkemece davacı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde mali müşavir bilirkişisinden alınan raporda; Davacı şirketin 2017 yılı defter kayıtlarının incelenmesi neticesinde, davacı şirket ile davalının ortağı olduğu dava dışı ... Ltd. Şti.'nin ile 30.11.2016 tarihli sözleşmenin bulunduğu ve bu sözleşme uyarınca davacı tarafından aralarında ki ticari münasebetin 2017 yılında gerçekleştiği tespit edilmiştir. Davacı tarafından ... adına 23.01.2017 tarih ... Seri nolu 91.134,00- TL tutarında ( KDV dâhil) e-Arşiv Fatura düzenlendiği ve bu faturanın davacının ticari defterlerine 23.01.2017 tarih ve ... yevmiye maddesi ile kayıt altına alındığı tespit edilmiştir. Davacı tarafından ... adına 23.01.2017 tarih ... Seri nolu 15.764,68,00- TL tutarında ( KDV dâhil) e-Arşiv Fatura düzenlendiği ve bu faturanın davacının ticari defterlerine 23.01.2017 tarih ve ... yevmiye maddesi ile kayıt altına alındığı tespit edilmiştir. Davacı tarafından ... adına düzenlenen faturaların 2017 Ocak dönemi Form BS ile Gelir İdaresi Başkanlığı'na ... Tic. Ltd. Şti. ... Vergi Kimlik numarası Belge sayısı 2 Mal ve Hizmetlerin Toplam Bedeli ( KDV Hariç ) 97.743,00-TL (KDV Dâhil 106.898,68-TL) olarak beyan edildiği tespit edilmiştir. ... tarafından davacıya 09.12.2016 tarihinde 47.500,00-TL banka havalesi ile ödeme yapıldığı ve davacı tarafından bu ödemenin 23.01.2017 tarihinde ... nolu yevmiye maddesi ile kayıt altına alındığı tespit edilmiştir. ... tarafından davacıya keşide edilen 59.398,68-TL tutarında 03.03.2017 vadeli ... nolu çekin davacı tarafından ... nolu yevmiye maddesi ile kayıt altına alındığı tespit edilmiştir. ... tarafından davacıya keşide edilen 59.398,68-TLtutarlı 03.03.2017 vadeli ... nolu çekin vade tarihinde ödenmemesi üzerine davacı tarafından 13.03.2017 tarih ... nolu yevmiye maddesi ile ... nolu çeki kayıtlardan çıkarttığı tespit edilmiştir. Davacının ... Ltd.şti'den 59.398,68TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu'' mütalaa olunmuştur. Dava, yetkisiz temsille imzalanan çeke dayalı çek bedeli istemine ilişkindir. TTK.'nın 678. maddesinde, “ Temsile yetkili olmadığı hâlde bir kişinin temsilcisi sıfatıyla bir poliçeye imzasını koyan kişi, o poliçeden dolayı bizzat sorumludur; bu poliçeyi ödediği takdirde, temsil olunduğu kabul edilen kişinin haiz olabileceği haklara sahip olur. Yetkisini aşan temsilci için de hüküm böyledir.” hükmü düzenlenmiştir. Dava konusu çeki, şirket kaşesi altında imzalayan davalının tek başına şirketi temsil ve ilzama yetkili olmadığı Ticaret Sicil Kaydından anlaşılmaktadır ancak bu durumda TTK 818/1-c maddesinin göndermesi ile çekler hakkında da uygulanması gereken aynı yasanın 678. Maddesi gereğince davalının kişisel sorumluluğunun bulunduğu, sadece davalı tarafından imzalanan bu çekin şirketi sorumluluk altına sokmayacağı ancak; tek başına temsil yetkisi olmayan davalının TTK 678. Maddesi gereğince şahsen sorumlu tutulması ve davanın kabulüne karar vermek gerekmektedir. Mahkemece bu husus gözetilmeden davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-b-2 madde uyarınca davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere, 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜ ile, 6100 sayılı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/823 E. 2019/1110 K. Sayılı 09/10/2019 tarihli kararının HMK'nun 353/1.b.2 bendi uyarınca KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, 2- Davanın Kabulü ile, a- Davalının, İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin 59.398,68TL asıl alacak üzerinden devamına, b-İİK'nun 67.maddesi kapsamında kabul edilen 59.398,68 TL takip tutarının %20'si oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, 3-İlk derece mahkemesi yargılama giderleri yönünden, a-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 4.058,00 TL harçtan peşin alınan 1.014,39 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.043,61 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine'ye irat kaydına, b-Davacı tarafından yatırılan 1.014,39 TL peşin harcın davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bunun dışında davacı tarafça sarf edilen, 36,00 TL başvurma ve vekalet harcı, posta gideri; 126,50 TL bilirkişi ücreti; 700,00 TL, olmak üzere toplam 862,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, c-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.503,79 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ç-HMK'nın 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri yönünden, a-Davacı tarafça yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, b-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, davacı tarafça yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, c-Davacı tarafın yapmış olduğu 165,70 TL (istinaf başvuru ve karar harcı toplamı) ile 72,40 TL istinaf posta tebligat gideri olmak üzere toplam 238,10 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ç-Yatırılan gider avansından kalan kısmın taraflara karar kesinleştğinde ilk derece mahkemesince iadesine, d-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, e-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.15/03/2023

Full & Egal Universal Law Academy