İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/78 Esas 2023/481 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi
Esas No: 2023/78
Karar No: 2023/481
Karar Tarihi: 04.05.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/78 Esas
KARAR NO: 2023/481
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/12/2019
NUMARASI: 2014/655 E. - 2019/1072 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/05/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin rızası hilafında elinden çıkmış olan çek yapraklarının üçüncü kişi ya da kişiler tarafından imzalanarak kullanıldığını, bu çeklerden birinin ... Tic. Ltd. Şti. tarafından ciro edilerek ...Kazasker Şubesi Müdürlüğü 'ne kullanmış olduğu kredinin teminatı olarak verildiğini, verilen çekteki keşideci imzasının müvekkiline ait olmadığını, müvekkili hakkında icra takibi başlatma ve çekin bedelini cebri icra ile almak yoluna gitmesinin müvekkilinin zararına yol açacağını, İİK 'nun 72/2 maddesi gereğince takdir olunacak güvenceyi yatırmaya hazır olduklarını belirterek ihtiyati tedbir kararı verilmesini, ... Bankası A.Ş Topçular Rami Şubesine ait İstanbul 28/04/2008 keşide yer ve tarihli 50.000,00 TL bedelli ... ve ... numaralı çekin karşılıksız olduğundan bahisle arkasının yazdırılmaması ve icra kovuşturması konusu yapılmaması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi ile davalılara borçlu olmadıklarına dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... San. Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; esasa ilişkin olarak, müvekkili şirket ile davacı arasında yıllardır süregelen ticari ilişkinin davacı yanca suiistimal edildiğini, müvekkilinden zaman içinde yüklü miktarda mal alan davacının mallara karşılık borcunu ödemek için muhtelif tarihlerde muhtelif miktarlarda çekler verdiğini, davacının borcuna karşılık olarak verdiği bir kısım çeklerin müvekkili tarafından bankalara kredi teminatı olarak verildiğini, ancak davacının çeklerini süresinde ödemediğini, bu nedenle davalı banka tarafından aleyhine icra takibi başlanmadan önce tahsilat sürecini uzatmak amacıyla dava açıldığını, müvekkili şirketin davacıdan çek alırken, dava konusu çeklerin kendisine imzalı olarak verildiğini, yıllarca aralarında doğan güven ilişkisi ve aynı imzalı çeklerin gelmesi nedeniyle müvekkilinin iş bu çeklerin yetkili kişiler tarafından imzalandığı inancında olduğunu bu nedenlerle davacının ihtiyati tedbir isteminin reddine veya teminata bağlanmasına, huzurdaki davanın İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/26 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, haksız, mesnetsiz ve kötü niyetle açılan davanın reddine, davacının menfi tespite konu çek bedellerinin %40 'ından aşağı olmamak üzere inkar ve kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, davacının müvekkiline borçlu bulunduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ...A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça ihtiyati tedbir talepli olarak dava konusu edilen çeklerin, davacının da beyan ettiği gibi müvekkili banka Kazasker Şubesi müşterilerinden olan diğer davalı ... San. Tic. Ltd. Şti. tarafından kullandığı kredinin teminatı olarak müvekkili bankaya verildiğini, müvekkili bankanın da dava konusu çeki temlik cirosu ile teminata aldığını, çek hakkında iyi niyetli meşru hamil olan müvekkili banka tarafından herhangi bir işlem yapılmadığını, davacının iddialarının ancak diğer davalıya karşı ileri sürülebilir iddialar olduğunu, kambiyo senetlerinin mücerretliği ilkesi uyarınca müvekkilinin davacı ile diğer davalının aralarındaki ilişkiyi bilmek ve araştırmak zorunluluğu olmadığını, bu sebeple müvekkilinin bu davada hasım gösterilemeyeceğini, dava konusu edilen 5 adet çekin taraflarınca mahkemeye sunulduğunu, mahkeme tarafından bilirkişi incelemesine karar verilir ve bu çeklerin davacının eli mahsulü olmadığı ispat edilirse iyi niyetli müvekkili banka tarafından diğer davalıya kullandırılan kredinin de teminatsız kalacağını, bu nedenlerle iş bu davanın usul ve esas açısından reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; "Dosyaya sunulan deliller ve belgelerin incelenmesi sonunda, Mahkememiz dosyasından alınan 29/07/2011 tarihli bilirkişi raporunda keşideci imzasının mevcut mukayese imzalarına kıyasla ... isimli şahsın eli mahsulü olmadığının tespit edildiği, Kadıköy 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/212 esas sayılı dosyasının İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesi 'nin 2010/212 esas sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğü ve 23/02/2018 tarihinde dosyanın davacının beraatiyle sonuçlanarak kesinleştiği, Mahkememizce İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak ... adınaferden kayıtlı olduğu, davacının oğlu ...'ın firmada adının geçmediğinin bildirildiği anlaşıldığından araştırılması gerekli başka husus kalmadığı görülerek, davanın Kabulü ile ... Bankası A.Ş Topçular Rami şubesine ait 28/04/2008 keşide tarihli ve İstanbul keşide yeri olan 50.000,00 TL bedelli çekten dolayı davacının davalılara karşı borçlu olmadığının tespitine, ...'a karşı açılan dava hakkında temlik göz önünde bulundurularak" karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Davacı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece temlik alan ... A.Ş. yönünden davanın kabulüne karar verilirken temlik eden davalı ...A.Ş. yönünden temlik yönünden karar verilmesine yer olmadığına verilen kararın usul ve yasaya ve içtihata aykırı olduğunu, temlik eden davalı ...A.Ş. yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, ... ve ... A.Ş.'nin davacı müvekkil lehine hükmedilen vekalet ücretinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, temlik eden davalı ...A.Ş. yönünden de davacı lehine vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmesi ve temlik eden davalı lehine verilen vekalet ücretine hükmedilen kararın dosya kapsamına uygun olmadığı gerekçesiyle, istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin harçtan muaf olduğunu, yerel mahkeme tarafından verilen kararın hukuka ve dosya kapsamına aykırı olduğunu, dava konusu 50.000,00 TL bedelli, ... çek numaralı 28.04.2008 keşideli ... hesap numaralı ... Bankası Topçular şubesine ait çekin; davacı firma tarafından keşide edilerek diğer davalı ... Tic. Ltd. Şti.'ye ciro edildiğini, ...'nin ilgili çeki temlik veren ... A.Ş.'ye ciro ederek kullandığı kredinin teminatı olarak verdiğini, davacı tarafın davaya konu çekin rızası dışında elinden çıktığını, üçüncü şahıslar tarafından imzalandığından bahisle imzaya ve borca itiraz ederek işbu davayı ikame ettiğini, davacı yanın iddialarının kötü niyetli olduğunu, müvekkil/alacaklı şirketin çekte 2.ciranta konumunda olmasının asıl ticari ilişkisinin davacı şirket ile değil, ... Sanayi Tic Ltd Şti ile arasında olması nedeniyle imzanın borçluya ait olmadığını bilebilecek konumda olmadığını, temlik eden alacaklı ... AŞ'nin sektörde büyük ve güvenilir bir banka olduğunu, burada ticari ilişki içerisinde olunan şirketin ... Sanayi Ltd Şti olduğunu, keşidecinin iddia ettiği durumunun bilinmesinin müvekkil şirket açısından mümkün olmadığını, söz konusu çek ile davalı ... Tekstil tarafından kredi teminatı olarak alındığını, müvekkil şirketin söz konusu çek ile ilgili davacıyla arasında bir bağ bulunmadığını, davacı tarafça basiretli bir tacir gibi hareket edilmediğini, elinden rızası dışında çıkan bir çek var ise öncelikle bankaya ödemeden men talimatı vermesi veya çek iptali davası açması gerektiğini, ancak davacı tarafın hemen dava ikame etmediğini, kendisi aleyhine icra takibi açılacağını anlayınca müvekkil şirketin alacağına kavuşmasını önlemek amacıyla kötü niyetli olarak işbu davayı ikame ettiğini, yerel mahkemenin bu hususları göz ardı ettiğini, davalının borca ve imzaya yönelik itirazlarının haksız olup iptali gerektiğini, yerel mahkeme tarafından hüküm kurmaya elverişsiz bilirkişi raporunun hükme esas alındığını, mukayese tabi tutulan evrakların dahi kendi içerisinde ciddi farklılık içerdiğini, dosya kapsamında borçluya ait olduğu kesin olarak belli olan ve mukayeseye tabi tutulan evraklarda bulunan imzaların bu denli farklılık içermesinin hayatın olağan akışına aykırılık teşkil ettiğini, mukayeseye tabi tutulan evrakların eksik ve yetersiz olmasının da hüküm kurmaya elverişli olmadığını, mukayesesi yapılan belgelerin bir kısmının asıl değil fotokopi olduğunu, imza incelemesinde her ayrıntının incelenmesinin oldukça önemli olduğunu, dosya kapsamında davacı firma tarafından keşide edilmiş ve bankalarca ödemesi yapılan çek yaprakları olduğu yönünde beyanlar olmasına rağmen ilgili bankadan ödenmiş çek yapraklarının celbi gerekirken dosyanın mevcut haliyle hüküm kurulmasının eksik ve hatalı olduğunu, ilgili resmi kurum ve kuruşlara müzekkere yazılarak davacı firma yetkilisine ait mukayeseye tabi imza örneklerinin celbi gerektiğini, dosyanın alanında uzman kişilerce oluşturulmuş bir kurulca veya Adli Tıp İhtisas Dairesi'nin Fizik Dairesinde veya üniversiteler ile kamu kurumlarının grafolojik inceleme yapmaya uygun birimlerinde yöntemince inceleme yapılması suretiyle hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğini, yerel mahkemece iddia ve beyanlarının göz ardı edildiğini, istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı ... San. Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kararın eksik inceleme neticesinde verildiğini, raporlara karşı yaptıkları itirazlar dikkate alınarak ek rapor alınmadığını, davacı şirket yetkilisi ...'ın ceza mahkemesinde yargılanarak resmi evrakta sahtecilikten suçlu bulunduğunu, ilgili ceza dava dosyalarının celbedilmediğini, davacı şirketin çeklere imza attırarak çok sayıda bu tip çeklerle müvekkil firmayı zarara uğratarak iflasa sürüklediğini, önce sahte imzalı çekleri piyasaya sürerek sonra menfi tespit davaları açarak borçtan kurtulma yolunu seçtiğini, davacı şirket yetkilisinin bizzat yargılandığı dosyada ceza mahkemesi önüne gelerek çeklerde sahtecilik yaptıklarını itiraf ettiğini, sonra da çeklerin sahteliğini ileri sürüp/dava açarak borçlarından kurtulma yolu seçtiklerini, 29.07.2011 tarihli bilirkişi raprunda ... Bankası A.Ş.'nin Topçular Rami şubesine ait İstanbul 28.04.2008 keşide yer ve tarihli 50.000,00 TL bedelli ... ve ... çek numaralı bir adet çek ile ilgili olarak çekin ön yüzündeki keşideci imzasının mukayese imzalara kıyasla ... isimli davacıya ait olmadığının tespit edildiğini, ancak bu çekleri şirket yetkilisinin oğlu ...'ın imzaladığını, bu şekilde çeklerin sahte olduğunun iddia edildiğini, davacı şirketin müvekkil şirkete borcu olduğunu, ticari defter incelemesi yapılsaydı alacaklarının sabit olacağını, davacı ... ve ... şirketinin yıllarca birlikte iş yaptığını, davacının çok sayıda çek bedelini müvekkile ödemediğini, sahte çek yöntemiyle menfi tespit davası açarak adaletsiz olarak borçlarından kurtulduğunu, istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı ...A.Ş. vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın istinaf kanun yoluna başvurma sebeplerinin mahkemece incelenmiş hususlar olduğunu, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu çeke ilişkin müvekkil bankanın her türlü alacağının Beyoğlu ... Noterliği'nin 07/01/2010 tarihli ... yevmiye numaralı temlik sözleşmesi ile ... A.Ş.'ye devir ve temlik edildiğini, alacak temlik sözleşmesinin dosyada mübrez olduğunu, Beyoğlu ... Noterliğinin 07/01/2010 tarihli ... yevmiye numaralı temlik sözleşmesi gereği, müvekkil bankanın işbu davada taraf sıfatı kalmadığını, tüm hak ve alacaklar yönünden ... A.Ş.'nin "taraf" sıfatına haiz olduğunu, müvekkil bankanın iyi niyetli meşru hamil konumunda olduğunu, müvekkil bankanın davacı ile davalı ... arasındaki hukuki ilişkiyi bilmediği gibi bilebilecek durumda da olmadığını, davacı tarafın istinaf başvurusunun reddi ile usul ve yasaya uygun olan yerel mahkeme kararının onanmasını talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davanın konusu İİK 72. maddeye göre icra takibinden önce açılan dava konusu ... Bankası A.Ş. Topçular Rami Şubesine ait 28/04/2008 keşide tarihli 50.000,00 YTL bedelli, ... (... çeke ilişkin menfi tespit davasıdır. Davacı tarafından dava konusu çekteki imzanın kendisine ait olmadığının ileri sürüldüğü 29/07/2011 tarihli Grafoloji ve Sahtecilik konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyet raporunda dava konusu çekin ön yüzündeki keşideci imzasının mevcut mukayese imzalara kıyasla ...'ın eli mahsulü olmadığı tespit edilmiştir. Beyoğlu ... Noterliği tarafından düzenlenen 07/01/2010 ... yevmiye nolu alacağın temliki sözleşmesi ile ... dava konusu alacağını ... A.Ş.'ye temlik etmiştir. İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/10/2017 gün, 2010/212 E. 2017/329 K sayılı dosyasında sanık ...'ın beraatine karar verildiği, işbu kararın istinaf edilmemesi neticesinde 23/02/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Gerek doktrinde ve gerekse uygulamada “imzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekarlık (tahrifat) yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması”, “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”, “senedin zamanaşımına uğramış bulunması” vb. defiler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup, her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir.Bu nedenledir ki, borçlunun hamil/alacaklıya karşı senet metninde sahtekarlık (tahrifat) iddiası mutlak def’idir. (Hukuk Genel Kurulunun 04.03.2015 gün ve 2013/19-1746 E., 2015/896 K.) Dava konusu çekteki imzanın davacının eli ürünü olmadığı bilirkişi raporu ile sabit olduğu, davalılardan ... Ltd Şti istinaf dilekçesinde, bilirkişi raporuna itirazları doğrultusunda ek rapor alınmadığını ileri sürmüş ise de istinaf dilekçesinde davacının oğlu ... aracılığıyla sahte çek keşide ederek piyasayı dolandırdığı, oğlu ...'ın Kadıköy 3. Ceza Mahkemesinin 2010/212 E. sayılı dosyasında suçunu itiraf ettiğini beyan ettiği ve imzanın davacıya ait olmadığı bilirkişi raporu ile sabit olduğu anlaşıldığından bu istinaf sebebine itibar edilmemiştir.Çekteki imzanın davacıya ait olmadığı bilirkişi raporu ile sabit olduğu, sahtecilik iddiasının mutlak defi olup herkese karşı ileri sürüleceği, mahkemece bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle davanın kabulü ile dava konusu çekten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine dair verilen karar isabetlidir. Ancak davalılardan ... A.Ş. tarafından işbu dosyadaki alacağın diğer davalı ...'ye devredildiği, alacağın temliki ile alacaklının şahsında değişiklik vuku bulmakla temlik edenin yerini temellük eden aldığından artık temlik eden ... A.Ş. yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar isabetli ise de, temlik eden ... A.Ş. lehine vekalet ücreti hükmedilmesi bu nedenle yerinde değildir. Ayrıca davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin 6100 sayılı HMK 125/3 fık. gereğince temlik eden de dahil tüm davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekmektedir. Davacının bu konuda ki istinafı yerinde ise de, sair istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Temlik alan ... A.Ş tarafından harçtan muaf olduğuna ilişkin istinaf başvurusunun incelenmesinde; HGK 15/12/2020 gün 2017/12-342 Esas 2020/1030 K. Sayılı kararında;" ... A.Ş. tarafından başlatılan çeke dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte alacağın 31.12.2015 tarihli temlik sözleşmesi ile ... A.Ş.’ne temlik edildiği görülmektedir. Temlik eden faktoring şirketi 5411 sayılı Kanun’un 143. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen “diğer mali kurumlar” kapsamındadır. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 143. maddesindeki düzenlemede “muaflıktan” değil “istisna”dan söz edilmekte olup, varlık yönetim şirketlerinin yaptıkları işlemleri ve bununla ilgili olarak düzenlenen kağıtları, kuruldukları takvim yılı ve bunu izleyen beş yıl süresince, 492 sayılı Harçlar Kanunu’na göre ödenecek harçlardan, maddede sayılan diğer vergilerden ve kesintilerden istisna tutmuştur. Görüldüğü üzere, bu hüküm varlık yönetim şirketlerinin vergiden istisna olacağı halleri istisna kurumunun doğasının da gereği olarak kendilerinin yaptıkları işlemlerden ve bu işlemlerle ilgili olarak düzenlenen kağıtlardan dolayı, hükümde sayılan kanunlar uyarınca vergi, harç veya kesinti borçlusu durumunda bulunacakları hâllerle sınırlamıştır. Somut olayda, temyiz eden ... A.Ş.’nin yaptığı bir işlem veya bununla ilgili düzenlenmiş bir kağıt söz konusu olmadığından kendisinin ya da işleminin harçtan istisna veya muafiyetinin bulunmadığının kabulü gerekir. Hukuk Genel Kurulunun 03.12.2008 tarihli ve 2008/12-715 E., 2008/717 K. sayılı kararı da bu yöndedir. Ayrıca 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun “Harçdan müstesna işlemler” başlıklı 13. maddesinde, bu maddede yazılı mevzuların harçtan istisna olduğu belirtilmiştir. Konunun bu maddede sayılan mevzulardan olmadığı açıktır. Yine aynı Kanunun “Harçtan müstesna tutulan işlemler” başlıklı 59. maddesine göre değerlendirme yapıldığında uyuşmazlığın harçtan müstesna tutulan işlemlerden olmadığı da belirgindir." denilmektedir. Davalı ... Yönetim A.Ş'nin temlik alan olduğu ve belirtilen HGK kararında da belirtildiği üzere harçtan muaf olmadığı anlaşıldığından bu istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre ilk derece mahkemesi kararında davanın esası ile ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği ihtilafın doğru tanımlandığı kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, Davalılardan temlik alan ... A.Ş. ve Davalı ... Tic. Ltd'nin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine,Davacının İstinaf başvurusunun 353/1-b/2 maddesi gereğince kısmen kabulüne, mahkeme kararının tümden kaldırılmasına, davanın kabulü ile dava konusu çekten dolayı davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, davalı ... aleyhine açılan dava hakkında temlik nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, 6100 sayılı HMK 125/2 fıkra gözetilerek, yargılama giderlerinden davalıların müteselsilen sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı ... ve ... Ltd Şti vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353-1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile, İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 16/12/2019 tarih, 2014/655 E., 2019/1072 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b-2. maddesi gereğince tümden KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, 3- Davanın Kabulü ile ... Bankası A.Ş Topçular Rami şubesine ait 28/04/2008 keşide tarihli ve İstanbul keşide yeri olan 50.000,00 TL bedelli çekten dolayı davacının davalılara karşı borçlu olmadığının TESPİTİNE, 4- ... hakkında açılan davada, temlik göz önünde bulundurularak karar verilmesine YER OLMADIĞINA, 5- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.415,50 TL karar harcından peşin alınan 675,00 TL'nin mahsubu ile 2.740,50 TL harcın davalılardan müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine, 5/b-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan: 14,00 TL başvurma harcı, 675,00 peşin harç, 2,30 TL vekalet harcı, 900,00 TL bilirkişi ücreti, 212,50 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 1.803,80 TL yargılama giderinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya iadesine, 5/c-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine 13/(1). maddesine göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, 6- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;6/a-İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 6/b-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.415,50 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 853,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.561,62 TL harcın davalı ...'den tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 6/c-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.415,50 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 853,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.561,62 TL harcın davalı ... Ltd Şti'den tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 6/d-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 220,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 63,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 283,70 TL'nin davalılar ... A.Ş ve davalı ... Ltd Şti'nden müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, 6/e-İstinaf yargılaması için davalılar ... A.Ş ve davalı ... Ltd Şti tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına, 6/f-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 7- 6100 Sayılı HMK'nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b-2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK'nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 04/05/2023

Full & Egal Universal Law Academy