İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/587 Esas 2023/480 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi
Esas No: 2023/587
Karar No: 2023/480
Karar Tarihi: 04.05.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/587 Esas
KARAR NO: 2023/480
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/10/2022
NUMARASI: 2022/539 E. - 2022/998 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/05/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davacıların kendilerine karşı başlatılan Bakırköy ... İcra Dairesi ... Esas (Eski ... Esas) sayılı icra dosyasından ancak takip kesinleştikten sonra, üzerilerine kayıtlı mal varlıklarına haciz tatbik edilince haberdar olduklarını, bu aşamada takibe itiraz etmişseler de yasal süreyi kaçırdıklarından haklarında başlatılan takip kesinleştiğini, icra dosyasında asıl borçlunun müvekkillerin 26/05/2015 tarihinde vefat eden babaları ... olduğunu, müvekkiller, babaları vefat ettikten sonra 3 aylık yasal süresi içerisinde İstanbul Anadolu 15. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/603 Esas, 2015/554 Karar, 20.08.2015 Tarihli kararıyla babalarından kendilerine kalan mirası kayıtsız şartsız reddettiklerini, mirasın reddine ilişkin bu karar 15.09.2015 tarihinde kesinleştiğini, müvekkiller vefat eden babalarından kalan mirası reddetmelerine rağmen davalı tarafından vefat eden borçlu ...'ın yasal mirasçılarına karşı devam eden takipte müvekkiller haksız ve hukuka aykırı şekilde borçlu olarak kaydedildiğini belirterek Bakırköy ... İcra D. ... Esas (Eski ... Esas) sayılı dosyasında takipten önce kesinleşen tutar olarak belirtilen şimdilik 51.257,53-TL anapara ve tüm ferileri yönünden borçlu olmadığının tespitine, alacağın yüzde yirmisinden az olmamak kaydıyla davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın açılmasına müvekkilinin sebebiyet vermediğini, müvekkili tarafından muris ...'ın kambiyo senedi borcuna karşılık olarak Bakırköy ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası ile kambiyo yoluyla icra takibine başlandığını, icra takibinin kesinleştiğini, murisin öldüğünün öğrenilmesi üzerine murisin borcu nedeniyle mirasçılarına yönelmek üzere işlemlere devam edildiğini, İcra dairesinin 01.09.2022 tarihli kararı ile murisin mirasçılarının tespiti amacıyla verilen yetki belgesine istinaden Bakırköy ... Noterliğinin 02.09.2021 tarih ve ... yevmiye nolu mirasçılık belgesi çıkartıldığını, ödeme emirlerinin davacı mirasçılara usulüne uygun tebliğ edildiği, yapılan işlemlerde hiçbir usüle bir hatanın bulunmadığını, davacılar yasal tebligatlara rağmen süresinde icra takibine itiraz etmediklerini belirterek, davacıların açmış olduğu davayı kabul ettiklerini, davanın açılmasına müvekkili sebebiyet vermediğinden müvekkili aleyhine vekalet ücretine ve masraflara hükmedilmemesini, kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ''...Davanın kabulü HMK'nın 308. ve devamı maddeleri gereğince davaya son veren vb. kesin hükmün sonuçlarını doğuran bir taraf işlemi olup, davalı taraf kayıtsız ve şartsız şekilde davayı kabul etmiştir. Dava konusu üzerinde taraflarca serbestçe tasarruf edilebileceğinden mahkememizce kabul beyanı kapsamında davanın kabulüne karar vermek kanaat ve sonucuna varılmıştır.Davalının davanın açılmasına sebebiyet vermediği, mirasın reddi davasını bilebilecek durumda olmadığı kanaatine varılarak yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamış, taraf vekilleri lehine vekalet ücretine takdir edilmemiş, dosya kapsamına göre kötü niyetli olduğu yönünde mahkememizce kanaat oluşmadığından şartları oluşmadığından kötü niyet tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.'' şeklinde gerekçeyle davanın kabulüne, karar verilmiştir.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mirasın reddi kararının davalıyla iletişime geçilerek kendisine bildirildiğini, ancak buna rağmen haciz işlemlerine devam edildiğini, bu nedenle davanın açılmasına davalı yanın sebebiyet verdiğini, dolayısıyla yargılama giderlerinden kusuru bulunmayan davacıların sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu beyan ederek, Mahkeme kararının kaldırılmasına, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit davası olup, davacı yan; murisin mirasını reddettiklerini beyan ederek icra takip dosyası nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiş, davalı ise davayı kabul etmiş, İlk Derece Mahkemesince; davanın kabul nedeniyle kabulüne, kötüniyet tazminatı talebinin reddine, davanın açılmasına davalının sebebiyet vermediği gerekçesiyle yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamasına karar verilmiş, bu karar yargılama giderleri yönünden davacılar tarafından istinaf edilmiştir.Uyuşmazlık; yargılama giderlerinden davalı yanın sorumlu tutulup tutulmayacağı noktasında toplanmaktadır. Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 312. maddesinde, “(1) Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir. Feragat ve kabul, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkûmiyet, ona göre belirlenir. (2) Davalı, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmez.” düzenlemesine yer verilmiştir.Aynı Kanun’un 326. maddesinde, “(1) Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. (2) Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır. (3) Aleyhine hüküm verilenler birden fazla ise mahkeme yargılama giderlerini, bunlar arasında paylaştırabileceği gibi, müteselsilen sorumlu tutulmalarına da karar verebilir.” denilmiştir.Somut olayda, davacılar her ne kadar, mirası reddettiklerini davalı yana bildirmiş olduklarını ancak buna rağmen davalının icra işlemlerine devam ettiğini ileri sürmüş ise de, gerek icra takip dosyasına gerekse davalıya yönelik olarak bu yönde yapılmış bildirim olduğuna dair dosyaya yansıyan bir delilin bulunmadığı, bu nedenle davalının davanın açılmasına sebebiyet verdiğinin kabul edilemeyeceği, Mahkemece yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasında bir isabetsizlik bulunmadığı görülmüştür. Ancak, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 22. maddesine göre, “Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır.” hükmüne yer verilmiş olmasına ve somut olayda davalının cevap dilekçesinde davayı kabul ettiğini bildirmiş olmasına rağmen, Mahkemece alınması gerekli karar ve ilam harcının üçte birinin (1.167,13 TL) alınması gerekirken tamamına (3.501,40 TL) hükmolunması hatalı olup, Dairemizce re'sen yapılan inceleme neticesinde hükmün bu yönden kaldırılması gerekmiştir.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, Dairemizce yapılan re'sen yapılan inceleme neticesinde hükmün 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davanın kabul nedeniyle kabulüne dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına ilişkin karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Resen yapılan inceleme neticesinde Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 20/10/2022 tarih, 2022/539 E., 2022/998 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, bu kapsamda;2-Davanın Kabulü ile; Bakırköy ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasına konu 51.257,53TL yönünden davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine, 3-Kötü niyet tazminat talebinin reddine, 4- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;4/a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1167,13 TL ( 492 sayılı HArçlar Kanunun 22. Maddesi gereği) karar harcından peşin alınan 875,36 TL'nin mahsubu ile 291,77 TL harcın davacılardan müteselsilen tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4/b-Davacılar tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4/c-Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 5- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;5/a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 161,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davacılardan müteselsilen tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine,5/b- Davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,5/c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- 6100 Sayılı HMK'nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b-2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK'nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 04/05/2023

Full & Egal Universal Law Academy