İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/266 Esas 2023/451 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi
Esas No: 2023/266
Karar No: 2023/451
Karar Tarihi: 04.05.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/266
KARAR NO: 2023/451
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/11/2022
NUMARASI: 2022/620 E. - 2022/993 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/05/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket aleyhine İstanbul ...İcra Dairesinin ... Esas sayılı icra dosyası kapsamınca ödeme emri gönderildiğini, alacaklı olduğunu iddia eden tarafın İstanbul İcra Dairesinde, müvekkil aleyhine kambiyo senetlerine mahsus takip başlattığını, ancak söz konusu takibin haksız ve hukuka aykırı bir şekilde açıldığını, taraflarınca bunun kabul edilmesi mümkün olmadığını, zira müvekkil şirketin söz konusu çekten ödeme emri ile haberdar olduğunu, İcra takibine konu olan çek üzerindeki imzaların müvekkile ait olmadığını, bahse konu icra dosyasında davacı müvekkilime usulüne uygun bir tebligat yapılmadığı için müvekkili hakkında bu icra dosyasının kesinleştiğini, müvekkilinin ticari hayatı söz konusu olup dosyanın gün beklenmeksizin takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği ve konulan hacizlerin kaldırılmasını talep etme zorunluluğunun hasıl olduğunu, zira imzaların müvekkile ait olmadığının gözle görülür şekilde açık olduğunu, tüm bu nedenlerle fazlaya dair itiraz hakları saklı kalmak kaydıyla, İstanbul ..İcra Dairesinin ... Esas sayılı dosyasıyla takibe konu çek üzerindeki imza kesinlikle müvekkilime ait olmadığı yönündeki itirazları dikkate alınarak haklı Davanın kabulüne, çekin geçersizliğinin tespitine, takibin durdurulmasına, takibin iptaline, konulan tüm hacizlerin kaldırılmasını talep etmiş olduğu görülmüştür. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davaya konu çekin keşidecisinin ... San. Tic. Ltd. Şti tarafından davacı şirket emrine keşide edildikten sonra davacı şirket yetkilisince ciro edilerek ... San. Tic. Ltd. Şti'ye verildiğini, ... Şti tarafından 07/02/2022 tarihinde davalı müvekkil bankaya ibraz edilen çekin karşılığının olmadığının anlaşıldığını ve davalı müvekkil banka tarafından alacağın tahsili amacıyla İstanbul ...İcra Müd. ... esas sayılı icra takibinin başlatıldığını, davacının iddia ettiği üzere çekin üzerindeki imzanın davacı şirkete ait olup olmadığının tespitin davalı müvekkilce yapılmasının mümkün olmadığını, zira çekin keşidecisi ... Mimarlık olup çek üzerindeki ciro silsilesine bakıldığında ... cirosundan sonra çekin ... Şirketine geçtiğini, davacı tarafın var olan ticari borcuna karşılık söz konusu çeki keşide ettiğini, eğer kendisinde sonra ciro silsilesinde bir kopukluk olduğu yönünde bir iddia mevcut ise bu iddiayı davacı değil ilgili cirantanın ileri sürebileceğini, davacınıın huzurdaki davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, müvekkili şirketin iyi niyetli üçüncü kişi hamil olarak dava konusu çeki teslim aldığını, davalı müvekkil bankanın çeki hukuka ve yasalara uygun şekilde iktisap ettiğinden davacının imza itirazı ile bağlı olmadığını, tüm bunlara ek olarak davalı müvekkil bankanın gördüğü lüzum üzerine İstanbul ...icra Dairesinin ... esas sayılı dosyasında davacı ... yönünden feragat beyanı verdiğini ve imza geçersizliği durumunda davacının hak kaybına uğramaması amacıyla hareket edilmiş olmasına karşılık davacının huzurdaki haksız ve mesnetsiz davayı ikame etmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle öncelikli olarak yetki itirazı da göz önünde bulundurulmak suretiyle davanın yetkisizlik kararı verilerek İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde zorunlu arabuluculuk başvurusunun yetkisiz yerde yapılması sebebiyle davanın usulden reddine, esasa girilmesi halinde husumet itirazlarının kabulü ile davanın esastan reddine, dava dışı keşideci ve son ciranta şirketlerine davanın ihbarına, aksi halinde kabul anlamına gelmemek kaydı ile dava konusu İstanbul ...İcra dairesinin ... esas sayılı dosyasında davacı ... Tekstil yönünden feragat ile dosya kapatıldığından konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesine talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "Davanın icra takibi ve takibe konu edilen alacak yönünden borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, huzurdaki dava açıldıktan sonra 01/08/2022 tarihinde ise icra takip dosyasındaki dosyamız davacısı hakkındaki takip isteminden feragat ettiği, icra dairesince 04/08/2022 tarihinde davalının feragat talebinin kabulüne ve hacizlerin fekkine karar verildiği görülmüş olmakla, davanın ve davacının borçsuzluk iddiasına konu icra takibinin davalının feragati ile sonuçlanmış ve kapanmış olduğundan, davanın konusuz kaldığı anlaşılmış ve hüküm oluşturulmasına yer olmadığına, davalı davanın açılmasına neden olduğundan davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine, İİK 72/5 madde uyarınca borçlu lehine tazminata hükmedilebilmesi için takibin haksız olması yanında alacaklının kötü niyetli olduğunun da ispatlanması gerekmekte olup davacı tarafından ispatlanamadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine" karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Taraflarınca ön inceleme öncesi verilen feragat beyanı ile davanın konusuz bırakıldığını, aleyhlerine hükmedilen vekalet ücretinin A.A.Ü.T. Md. 6 uyarınca usul ve yasaya aykırı olduğunu, -Davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, Yetkili Mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, davacının yerleşim yeri Gaziantep ili olup Davalı Müvekkili Banka'nın Genel Müdürlüğü'nün ise Ümraniye/İstanbul'da olduğunu, bu halde İstanbul Mahkemeleri'nin işbu menfi tespit davası bakımından yetkili olmadığını, Yetkili Mahkeme'nin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, -Davanın arabuluculuk dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, -Bu davanın müvekkiline yöneltilmesinin usul ve yasaya aykırı olup husumet itirazları olduğunu, söz konusu çekin keşideci ... İnşaat Nakliye Dan. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından davacı şirket emrine keşide edildikten sonra davacı şirket yetkilisince ciro edilerek ... San. Tic. Ltd. Şti.'ye verildiğini, .... Şti tarafından 07/02/2022 tarihinde Davalı Müvekkili Bankaya ibraz edilen çekin karşılığının olmadığının anlaşıldığını ve Davalı Müvekkili Banka tarafından alacağı tahsil amacıyla İstanbul ... İcra Dairesi ... E. Sayılı icra takibi başlatıldığını, çekin üzerindeki imzanın davacı şirkete ait olup olmadığının tespitinin Davalı Müvekkilce yapılmasının mümkün olmadığını, çekin keşideci .. Mimarlık olup çek üzerindeki ciro silsilesine bakıldığında ... Tekstil cirosundan sonra çek ... Şirketine geçtiğini, davacı tarafın var olan ticari borcuna karşılık söz konusu çeki keşide ettiğini eğer kendisinden sonra ciro silsilesinde bir kopukluk olduğu yönünde bir iddia mevcut ise bu iddiayı davacı değil ilgili cirantanın ileri sürebileceğini, davacının huzurdaki davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, müvekkili şirketin iyi niyetli üçüncü kişi hamil olarak dava konusu çeki teslim aldığını, davalı Müvekkilinin Banka çeki hukuka ve yasalara uygun şekilde iktisap ettiğinden davacının imza itirazı ile bağlı olmadığını, geçersiz bir imzanın sahibini bağlamayacağını, ancak ciro zincirini de koparmayacağını, imzaların bağımsızlığı ilkesi, ciro zincirinde bulunan imzalardan birinin veya bazılarının sahteliğine dayanılarak menfi tespit davası açılmasına olanak sağlamayacağını, davacı ile keşideci arasında ve davacı ile kendisinden sonraki ciranta arasında ticari ilişki olup olmadığı araştırılmadan salt davacının borçtan kurtulmaya yönelik beyanlarının kabulü ile Davalı Müvekkil Bankanın alacak hakkının da engellenemeyeceğini, davacı tarafın çekin üzerindeki imzanın geçerli olmadığına ilişkin beyanlarının kabulü durumunda dahi, müvekkili şirketin çeki iktisapta kusuru bulunmadığının kabulü gerektiğini, husumet yöneltilecek asıl taraflar Keşidesi ... ,Ltd. Şti ve son ciranta ...Ltd. Şti olacağını, kararının kaldırılmasına, davanın öncelikle sayılan nedenlerle usulden, aksi halde esastan reddine, davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilecek ise de, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, aksi halde A.A.Ü.T. 'ne uygun maktu 1/2 vekalet ücretine hükmolunmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davalının kötüniyetli olduğunu, davalının açmış olduğu icra takibinden İstanbul ... İcra Dairesinin ... E takibinden feragat ettiğini, müvekkilinin borçlu olmadığı aşikar olan davada davalının dava konusundan feragat ederek davayı konusuz bırakarak hukukun hakkaniyet ilkesine aykırı hareket ettiğinden ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkeme kararının davacı lehine onanmasını karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İİK'nın 72/son maddesi uyarınca menfi tespit davaları takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının ikametgahı mahkemesinde de açılabilir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 6. maddesinde "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir." denilerek genel yetkili mahkemelerin yetkisi düzenlenmiş olup, menfi tespit davalarında yetki kesin değildir. Kesin yetki halinin kuralının bulunmadığı ve birden fazla yetkili mahkemenin bulunduğu hallerde yetkili mahkemeyi seçme hakkı davacıya aittir. Davacı, kesin yetki kuralının bulunmadığı bir davayı yetkisiz bir mahkemede açmışsa, seçme hakkı itiraz eden davalıya geçer, davalının bildirdiği yetkili mahkemede davanın görülmesi gerekir. Somut olayda, davacının icra takibinin yapıldığı yerde davasını açtığı, icra takibinin İstanbul ...İcra Müd. ... esas sayılı dosyası ile İstanbul Adliyesinde yapıldığı bu nedenle İstanbul Adliyesinin de yetkili olduğu, yetki yönünden yapılan istinaf isteminin reddinin gerektiği anlaşılmıştır. 6100 Sayılı HMK'nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Menfi tespit davası sonunda, davcının borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulacaktır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekir. Menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından, İİK'nın 32. maddesi uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamadığı halde, arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek niteliktedir. Menfi tespit davaları sonucunda verilen hükümler esasa yönelik olarak cebri icraya konu edilip infaz edilemeyeceğinden, ticari davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün amaçsal yorumundan Yasa Koyucu’nun bilinçli olarak menfi tespit davalarını arabuluculuk dava şartına tabi tutmadığı anlaşılmaktadır. Bu hali ile menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı değildir. Bu yöndeki istinaf isteminin de reddi gerekmiştir. Davalı taraf iyi niyetli olduğu ve imza itirazının kendisine karşı ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle istinaf isteminde bulunmuş ise de, takibe dayanak teşkil eden çekte ciranta imzasının sahteliği iddiası mutlak def'i niteliğinde olduğundan herkese karşı ileri sürülebilir. Hamilin iyi niyetli veya kötü niyetli olması ve/ veya ağır kusurunun bulunup bulunmaması sonucu değiştirmeyecektir, bu hususlar sadece kötü niyet tazminatı taktirinde dikkate alınabilir. Bu nedenle bu yöndeki istinaf isteminin de reddinin gerektiği anlaşılmıştır. Dava, 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi (6762 sayılı TTK m.704) uyarınca açılan nisbi nitelikli menfi tespit istemine ilişkin olup, mahkemece davanın icra takibinden feragat nedeniyle konusuz kalmasına karar verilmiş olması sebebiyle, hukuki niteliği itibariyle kendisini vekil ile temsil ettiren ve istinaf yoluna başvuran davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca nisbi vekalet ücretinin yarısına hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile tam vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Dava niteliği itibariyle nispi vekalet ücretine tabidir. 2023 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulhte ücret başlıklı 6. maddesinde; (1) Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, bu tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur şeklinde düzenlenmiştir. Nispi ücret ise; ilk 100.000,00 TL için %16, sonra gelen 100.000,00 TL için %15 oranında olup, mahkemece ön inceleme 30/11/2022 tarihine bırakılmış ve o tarihten önce beyan dilekçesi ile icra takibinden feragat edilmiş olup, dava ön inceleme oturumundan önce konusuz kalma ile sonuçlandığından, tarifenin 6/1. maddesinin ilk cümlesi uyarınca tarifeye göre hesaplanacak ücretin yarısına hükmedilecektir. AAÜT'nin 4. maddesi ve üçüncü kısma göre ilk 100.000,00 TL için %16 için 13.504,00 TL'nin yarısı 6.752,00 TL'ye hükmedilmesi gerekirken 13.504,00 TL vekalete hükmedildiği tespit edildiğinden, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin kabulü ile bu hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b/2. maddesi gereğince hükmün bu yöndeki istinaf istemi yönünden kaldırılmasına ve yeniden kurulmasına, diğer istinaf istemleri yönünden esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf istemlerinin kısmen KABULÜNE, 2-İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 30/11/2022 gün ve 2022/620 E., 2022/993 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,3-Davanın konusuz kalması sebebiyle ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,4-Davacının tazminat taleplerinin reddine, 5-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 1.441,35 TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 1.261,45 TL'nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,5/b-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,5/c-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına,5/d-Davacı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettiğinden, ön inceleme aşaması tamamlanmamakla AAÜT gereği takdir olunan nispi vekalet ücretinin 1/2'sine denk gelen 6.752,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 5/e-Teminatın 6100 Sayılı HMK'nın 392/2. maddesindeki şartlar oluştuğunda iadesine,6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 6/a-İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,6/b-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 492,00 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 6/c-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,6/d-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 7-6100 Sayılı HMK'nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK'nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 04/05/2023

Full & Egal Universal Law Academy