İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/2053 Esas 2023/357 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2053
Karar No: 2023/357
Karar Tarihi: 13.04.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2053 Esas
KARAR NO: 2023/357
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/01/2020
NUMARASI: 2018/826 E. - 2020/60 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (İhracat Faktoringinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/04/2023
Yukarıda yazılı ilk derece Mahkemesi'nin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında düzenlenen faktoring sözleşmesine istinaden 31.03.2016 tarihli limit onay bildirimi üzerine ihracat evrakları hazırlandığını ve ... şirketine 04.04.2016 tarihinde saat 10.22 de düzenlenen ... seri numaralı 148.750-€ bedel karşılığında gıda maddesi satışı gerçekleştirildiğini ancak bedelin alıcı tarafından ödenmediğini, davalı tarafın ihracat işlemleri gerçekleştirildikten çok sonra müvekkilİ şirkete garanti limitinin geçersiz olduğunu bildirdiğini iddia ettiğini ancak kendilerince bir iptal bildirimi alınmadığını, çok önemli olan bu konuda kendilerinin aranmadığını, bu durumun sözleşmeye ve Uluslararası Faktoring Kurallarının (GRIF) 18 maddesine büyük bir aykırılık teşkil ettiğini, bilindiği üzere uluslararası faktoring uygulamalarında ihracat faktörünün yükümlüğü, müşterinin malı teslim ederek fatura suretlerini sunması üzerine derhal alacağın tamamını ödemekle yükümlü olduğunu ancak davalı ile yapılan görüşmelerin sonuçsuz kalması üzerine davalı Faktoring Şirketine Gaziantep ... Noterliği'nin 24.02.2017 tarihli ihtarnamesinin keşide edildiğini ancak sonuç alınamadığını, gerçekleştirilen ihracat sonucu davalı şirket ile müvekkili şirket arasında düzenlenen faktoring sözleşme hükümlerine ve bu sözleşmeye dayanak olan Uluslararası Faktoring Kurallarına göre müvekkili şirkete fatura bedeli olan 148.750-€ rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek olan ticari faizi ile birlikte müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ... A.Ş. ile davacı ... San. Tic. Ltd. Şti. arasında 16.02.2016 tarihli Faktoring Sözleşmesi imzalandığını, davacı şirkete söz konusu faktoring sözleşmesine istinaden münhasıran Almanya’a mukim ... firmasına gerçekleştirilecek ihracatları için 150.000-€’ya kadar bedelli 31.03.2016 tarihli Faktoring sistemi içinde Limit Onay Bildirimi (...) yapıldığını, taraflar arasında düzenlenen Faktoring Sözleşmesi ve Limit Onay Bildirimi; GRIF (General Rules of International Factoring Uluslararası Faktoring Genel Kuralları) çerçevesinde yapılmış olmakla birlikte şartlara mutlak uyum gerektiğini, Faktoringe dayalı söz konusu ihracat işlemilerinin GRIF kuralları çerçevesinde uluslararası bir sigorta şirketi tarafından da sigortalandığını, birlikte bu sigorta şirketi tarafından muhabir faktoring şirketine, "alıcının ödeme davranışına ilişkin olumsuz bilgiler nedeniyle limitin iptal edildiğine" dair bilgi verildiğini, bu durumun muhabir faktoring şirketi tarafından da teyit edilip ve onaylandığını, kredi sigortacısının muhabir faktöre, alıcının ödeme davranışlarındaki olumsuz bilgileri iletmesi üzerine, garanti limitinin 04.04.2016 tarihli "limit iptal bildirimi" ile 01.04.2016 tarihi itibari ile iptal edildiğini, çok önemi olan bu durumun taraflar arasında imzalanmış olan “faksla talimat uygulama sözleşmesi" kapsamında davacıya 04.04.2016 tarihinde faks ile bildirildiğini, ve tebliğ edildiğini, yurt dışı ... Şti tarafından verilen Garanti Limitinin her zaman ve her an iptal edilebileceğini, bu konuda kendileri tarafından yapılabilecek tek şeyin bu durumu ihracatçıya bildirmek olduğunu, bildirim konusununda kendileri tarafından yerine getirildiğini, buna rağmen davacı tarafın, basiretli bir tacir gibi davranmayarak, tam da limit iptalinin bildirildiği tarihli fatura ile dava dışı yurt dışında mukim alıcı firmaya mal satışı gerçekleştirdiğini, ayrıca söz konusu malın, iptal tarihinden sonra gümrüğe verilmiş olduğunu, nakliye aşamasının ise çok daha sonraki tarihlerde yapılarak, Limit Bildirimindeki hükümlere davacı tarafından uyulmadığını, davacı zararının kendi kusurundan kaynaklandığını beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi "... Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde, açılan dava, faktoring sözleşmesine dayalı alacak davasıdır. Taraflar arasında 04.03.2016 tarihli faktoring sözleşmesi imzaladığı, yine 04.03.2016 tarihli Faksla talimat uygulama sözleşmesi akdedildiği, davacı tarafın 09.03.2016 tarihinde dava dışı ithalatçı firmadan aldığı mal talebi için muhabir faktoring şirketi aracılığı ile davalı faktoring şirketinden 150.000 Euro'luk garanti limiti aldığı, bunun limit onay bildirimi ile davacıya bildirildiği ve teyit edildiği, hususları taraflar arasında nizalı olmayıp uyuşmazlık konusu husus davalı tarafça 04.04.2016 tarihinde faks yoluyla yapıldığı iddia edilen limit iptal bildiriminin mevzuata uygun olarak davacıya ulaşıp ulaşmadığı ve ödenmeyen ihraç mal bedelinden davalının sorumlu olup olmadığı hususudur. Her ne kadar taraflar arasında 04.03.2016 tarihli faksla talimat uygulama sözleşmesi imzalanmış ise de bu sözleşmenin sadece davacının vereceği talimatlar yönünden faks yoluyla bildirimin geçerli olacağının düzenlendiği, faktoring şirketi yönünden yapılacak bildirimlerin bu kapsamda olmadığı, Uluslararası Faktoring Genel kuralları çerçevesinde de telefonla yapılacak bildirimlerde yazılı teyit alma hususunun şart koyulduğu, dosyaya sunulu faks gönderim formundan limit iptal bildirimi olduğuna ilişkin kayıt veya şerh içermediği, gönderilen evrakın ne olduğunu ispata elverişli yazılı belge olmadığı, limit iptal bildiriminin yapıldığı hususu davalı faktoring şirketince ispatlanamadığından ödenmeyen ihraç mal bedeli olan fatura alacağından ve 148.750 Euro'luk bedelden davalının garanti kapsamında sorumlu olduğu, ihtarname tarihinden itibaren temerrüde düşülmüş olduğu anlaşıldığından ..." gerekçesi ile davanın kabulüne, 148.750-Euro alacağın temerrüt tarihi olan 07/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Cevap dilekçesi ile yargılama safhalarındaki beyanlarını tekrarla, müvekkili ile davacı müşteri ve tacir ... San. Tic. Ltd. Şti. arasında 16.02.2016 tarihli Faktoring Sözleşmesi imzalandığını, davacı şirkete söz konusu faktoring sözleşmesine istinaden münhasıran Almanya’da mukim ... firmasına gerçekleştirilecek ihracatları için 150.000-EURO’ya kadar bedelli 31.03.2016 tarihli Faktoring sistemi içinde Limit Onay Bildirimi (...) yapıldığını, taraflar arasında düzenlenen Faktoring Sözleşmesi ve Limit Onay Bildiriminin; GRIF (General Rules of International Factoring/Uluslararası Faktoring Genel Kuralları) çerçevesinde yapılmış olmakla birlikte işbu onaylanan limitin devamı için şartlara mutlak uyum gerektirdiğini, Faktoring sisteminin, kül olarak Bankacılıktaki Akreditif sistemiyle paralellik arz etmekte olduğunu, sözleşmeye ve sözleşmenin kurallarına harfiyen uyum, eksiksiz dokümantasyon ve öngörülen prensiplerle sıkı sıkıya bağlılık söz konusu olduğunu, sözleşme hükümlerine aykırı bir durum veya davranışın otomatikman limitin ve garantinin geçmişe dönük olarak geçersizliğini ve otomatikman iptalini ortaya koyduğunu, söz konusu Faktoring ilişkisine göre davacı şirketin Faktoring Sözleşmesi ve Limit Onay Bildirimi çerçevesinde dava dışı ... (kısaca “...”) firmasına ihracata ilişkin malları teslim edeceğinin, karşılığında da yine dava dışı muhabir faktoring şirketinin ... firmasına tanımış olduğu limit çerçevesinde yapılacak ödemenin, müvekkili faktoring şirketi tarafından davacıya yapılacağını, söz konusu ihracat işleminin GRIF kuralları çerçevesinde uluslararası bir sigorta şirketi tarafından da sigortalanmakla birlikte bu sigorta şirketi tarafından muhabir faktoring şirketine, “alıcının ödeme davranışına ilişkin olumsuz bilgiler nedeniyle limitin iptal edildiğine” dair bilgi geldiğini, işbu hususun muhabir faktoring şirketi tarafından da teyit edildiğini ve onaylandığını, nitekim söz konusu faktoring işleminde müvekkili firma tarafından belirlenen garantinin geçerli olabilmesi için gerek faktoring sözleşmesinde gerekse ...’da (Limit onay bildiriminde) belirtilen koşulların mutlak şekilde harfiyen gerçekleşmesinin şart olduğunu, belirtildiği üzere GRIF kuralları çerçevesinde tarafların mutlak şekilde sıkı sıkıya uyması gereken yükümlülüklerin belirtilmiş olması karşısında belirlenen şartlara mutlak uyumun kaçınılmaz ve gerekli olduğunu, belirtildiği üzere kredi sigortacısının muhabir faktöre, alıcının ödeme davranışlarındaki olumsuz bilgileri iletmesi üzerine, limitin 04.04.2016 tarihli Limit İptal Bildirimi ile 01.04.2016 tarihi itibari ile iptal edildiğini, söz konusu hususun taraflar arasında imzalanmış istihbaratın alındığı 01.04.2016 günün Cuma gününe denk gelmesi ve mesai saati sebebiyle davacıya ilk iş günü olan 04.04.2016 tarihinde bildirildiğini ve tebliğ edildiğini, bildirimin daha önce ...’nin gönderildiğini, müşterinin de anında teyit ettiğini ve tüm iletişimin yapıldığını aynı ve faktoring sözleşmesi üzerinde yer alan kaşesinde yer alan Faks numarası aracılığı ile yapıldığını, bu faks numarasının şirketin tüm resmi kanallarında ilan edildiğini, iletişimin yürütüldüğü faks numarası olduğunu, bu faks numarasına önceden olduğu gibi faksın gönderilmiş olduğunu ve davacı firmaya ulaştığına ilişkin onay alındığını, esas itibariyle müvekkili şirketin tüm müşterilerine yönelik Limit Bildirimi ile limit iptal bildirimlerinin aynı faks makinasından yapıldığını, basiretli bir tacir ve faktoring şirketi olan müvekkilinin davacıyı yanlış bilgilendirmesinin veya kötü niyetli bir davranış içinde olmasının asla mümkün olmadığını, ayrıca GRIF kuralları çerçevesinde tarafların mutlak şekilde sıkı sıkıya uyması gereken yükümlülüklerin 31.03.2016 tarihli ...’de açıkça belirtildiğini, Limit Onay Bildirimine göre Faktoring garantisinin geçerli olması için anılan bildirimin son paragrafında da belirtildiği üzere “...Ayrıca limit aşağıda belirtilen hallerde muhabir ... tarafından geçersiz sayılacağından, limit onay bildirimi de geçersiz hale gelecektir. ... 3) Garanti limitinin, geçerlilik süresine bağlı kalmaksızın herhangi bir nedenle muhabir ... tarafından iptal edilmesi halinde. Bu limit onay bildirimi, 31.03.2016 tarihinden sonra ve limit iptal tarihinden/geçerlilik süresinden önce ilgili mevzuat uyarınca ihracatı tamamlanmış, yüklemesi yapılmış ve borçluya teslim edilmiş sayılan mal veya hizmetler için geçerlidir....” denildiğini, bu kapsamda davacı tarafından da imzalı sözleşmeler ve kendisine bildirilen limit onay ve iptal şartlarından anlaşılacağı üzere Limit Onay Bildirimi, muhabir faktör firması tarafından herhangi bir nedenle iptal edilebilecek ve sonuçta ilgili alacağın garanti dışında kalacağı çok açık ifadelerle belirlendiğini, söz konusu hususların varlığı halinde muhabir faktör tarafından kredi sigortacısının, alıcının ödeme davranışlarındaki olumsuzlukların bildirilmesi ile birlikte garanti kendiliğinden geçersiz hale geldiğini, nitekim Davacı şirketin, söz konusu Faktoring Sözleşmesini ve Limit Onay Bildirimini, belirtilen bu açık ifadeleri bilerek, basiretli bir tacir olarak imzaladığını, kaldı ki ...’de çok açık ifadelerle muhabir faktör tarafından herhangi bir nedenle iptal edilebileceğinin belirtilmiş olduğunu, limitin ancak ihracatı tamamlanmış, yüklemesi yapılmış ve borçluya teslim edilmiş, ihtilafsız sayılan mal ve hizmetler için geçerli olduğunun belirtildiğini, bununla birlikte davalı tarafa iletilen 04.04.2016 tarihli Limit İptal Bildiriminde, belirtilen şartlara uyulmaması halinde garanti ödemesinin yapılamayacağı açıkça ifade edildiğini, transitte bir mal bulunması halinde de bu malların alıcıya teslim edilmemesi için gerekenin yapılmasının ifade edilmesine rağmen davacı tarafın basiretli bir tacir gibi davranmayarak tam da limit iptalinin bildirildiğini tarihli fatura ile davadışı ... firmasına mal satışı gerçekleştirdiğini, ayrıca söz konusu malın iptal tarihinden sonra 09.04.2016 tarihinde gümrüğe verilmiş olduğunu nakliye aşamasının ise çok daha sonraki tarihlerde yapılarak, Limit Bildirimindeki hükümlere davacı tarafından uyulmadığını, henüz yüklemesi yapılmamış olan bir aşamada limitin iptal edildiğini, firmaya tebliğ edildiğini, bu nedenle Limit onay bildiriminin iptal edildiğini, bu şekilde sözleşmenin hükümlerine açıkça bir aykırılık söz konusu oluştuğunu, müvekkili tarafından davacının henüz yüklemesi yapılmamış ve ihracat işlemlerine geçmemiş olması göz önüne alınarak davacı şirkete, 04.04.2016 tarihli Limit İptal Bildirimi gönderildiğini, gerek 31.03.2016 Tarihli Limit Onay Bildirimine, gerek Faktoring Sözleşme hükümlerine, gerekse GRIF (General Rules of International Factoring/Uluslararası Faktoring Genel Kuralları) ilke ve prensiplerine tamamen aykırı bu durum karşısında, Limit Onay Bildiriminin geçmişe etkili ortadan kalktığını, kaldı ki, davacı tarafın sunduğu belgelere bakıldığında yüklemenin limit iptal bildiriminden 5 gün sonra 09.04.2016 tarihinde Yapıldığının anlaşıldığını, bu durumun, davacı tarafından da kabul edildiğini, mahkemece taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ve ... ve ...'in tarihleri ile malların faturalanma ve gümrükleme tarihleri arasında ihtilaf bulunmadığının tespit edildiğini, Yargıtay’ın, Faktoring sistemi içinde vermiş olduğu tüm emsal kararlarında da, açık sözleşme hükümlerine aykırılık teşkil eden böyle bir durumda, Faktoring Şirketinin limiti iptal etmesinin ve garantinin geçmişe etkili olarak ortadan kalkmasının tamamen hukuka uygun olarak mütalaa edildiğini, davacının talebinin Yargıtay içtihatlarına, Limit Onay Bildirimine, Factoring Sözleşmesine ve sonuçta GRIF kurallarına aykırı olduğunu, mahkemeye hukuki mütalaa sunulduğunu, davacıya gönderilen faks mesajının ulaşmadığının ya da faks mesajının limit iptaline ilişkin bulunmadığının ispatının davacıya ait olmadığını, davacının tahsis olunan faktoring garantisinin iptaline dayalı olarak bir talep hakkı bulunmadığını, neticeten kararın kaldırılmasını davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesindeki ve yargılama aşamalarındaki beyanlarını tekrarla, davalının istinaf harcının nispi yatırması gerektiğini aksine maktu yatırdığı için istinaf başvurusunun usulden reddi gerektiğini, davalı tarafa muhabir faktoring şirketinden “alıcının ödeme davranışına ilişkin olumsuz bilgiler nedeniyle limitin iptal edildiğine” dair bilginin 01.04.2016 tarihinde geldiğini ve Limit İptal Bildiriminin 04.04.2016 tarihinde müvekkili şirkete gönderildiğini davalı tarafın savunduğunu, basiretli bir tacir olduğunu savunan davalının GRIF kurallarına göre acele bir şekilde "Limit İptal Bildirmini" aldığı ilk gün bildirmesi gerekirken aksine sevkiyat yapılıp gittikten sonra, ödeme talebinde bulunan müvekkili şirketin mail yazışmasını gördükten sonra çok sonra 04.04.2016 tarihinde gönderdiğini iddia ettiği belgeyi, müvekkiline de ulaşmayarak, GRIF kurallarına aykırı bir şekilde hareket edip, üstüne düşen yükümlülüğü yerine getirmiş gibi görüntü vermek istediğini ancak tarflarına ne yazılı ne de sözlü olarak hiç bir mail veya yazışma belirtilen tarihte veya sevkiyattan önce iletilmediğini, bu durumun davalı tarafından kabul edildiğini, dosyada iptal bildiriminin iletildiğine dair davalı tarafından savunmasının belgelenemediğini, faksın delil niteliğinin bulunmadığını, faks içeriğinin de ne olduğunun bilinemediğini, bu savunmayı hiç bir şekilde kabul etmediklerini, bilirkişi raporunda tespitlerin yapıldığını, mahkeme tarafından da değerlendirme yapıldığını, müvekkilinin 04.04.2016 tarihinde saat 12.00 sıralarında gümrükten malı geçirdiğini ve davalı şirket ile irtibata geçildiğini, davalı çalışanı ile davacının e-posta ile iletişime geçtiğini, iki gün süresince görüşüldüğünü, iptal bildirimi yapılsa idi görüşmelerin devam etmeyeceğini, davalının beyanlarının çeliştiğini, mezkur malların gıda ürünü olduğunu, gümrükten serbest bölgeye geçtikten sonra müdahale edilmesinin gümrük kuralları gereğince mümkün olmadığını, davalı şirket ile düzenli olarak sevkiyattan sonra malın ödemesi için görüşüldüğünü, o tarihe kadar bile ortada "Limit İptal Bildirimi"nin söz konusu olmadığını, davalının sunduğu yazışmaların malın gönderilmesinden 2-3 ay sonraya ait olan yazışmalar olduğunu, davalının dosyaya "Limit İptal Bildiriminin" gönderildiğine dair hiç bir belge sunamadığını, her yazışmayı mail yoluyla yapan davalının o tarihteki yazışmaları dosyaya sunmadığını, çünkü malın gönderildiği tarihte ve bu tarihten 2-3 gün sonra da devam eden ödemeye ilişkin yazışmaların olduğunu, davalının bu yazışmaları mahkemeden sakladığını, davalının iptalden dahi haberi olmadığını gibi müvekkilinin bu iptalden haberinin mümkün olmasının mümkün bulunmadığını, davalının kusuru ile müvekkiline zarar verdiğini, bilirkişi raporu ile ve mahkemece haklılıklarının tespit edildiğini beyanla davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini savunmuştur. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan/ olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışılması, ret ve üstün tutulma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep şu şekildedir : Dava; ihracat faktoringinden kaynaklanan alacak (148.750-€'nun rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek olan ticari faizi ile birlikte tahsili) istemine ilişkindir. İlk derece Mahkemesi kararının Dairemiz görev alanına girdiği, kararın istinafa tabii bir karar olduğu, kesin nitelikte bir karar olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içerisinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği, başvuru sebeplerinin ve gerekçesinin istinaf dilekçesinde gösterildiği, yapılan inceleme sonucunda HMK'nun 352. maddesinde sayılan şartların yerine getirildiği, UYAP üzerinden yapılan incelemede, davalının istinaf harcını yasaya uygun olarak yatırdığı tespit olunmuştur. İstinafa konu uyuşmazlık, sözleşme kapsamının sözleşmenin imzalandığı zamandaki taraf iradelerine göre hukuki kapsamda yorumlanması, limit iptal bildiriminin davacıya iletilip iletilmediği (delillendirme) ve buna göre dava konusu alacaktan davalının sorumlu olup olmadığı (şartların oluşup oluşmadığı) noktasındadır. Eldeki davada, bilirkişi heyeti raporunda, sektörel özel ve teknik inceleme neticesinde; faks bildiriminin şeklen geçerli olmadığı, limit iptal bildiriminin geçerli şekilde yapıldığının söylenemeyeceği, taktir mahkemede olmak üzere taraflar arasında akdolunan faks talimat uygulama sözleşmesinin davalı Faktoring Şirketinin bildirimlerini kapsamadığı, bu Sözleşme kapsamında faks ile yapılan bildirimlerin sözleşme kapsamında olmadığı, davalı tarafından hazırlanan, garantinin kaldırıldığına dair faksın davacıya ulaştığının teyit edilmediği, Garantinin İptali Bilgisinin davacıya ulaşmadığı ve sonuç itibariyle davalı Faktoring Şirketinin müşterisi ihracatçı ... San, Tic. Ltd. Şti.'ni, Faktoring Sözleşmesi ile GRIF (Uluslararası Faktoring Genel Kuralları) madde 18 hükmü kapsamında; “İhracat bedeli alacaklarının takibi ve tahsili ile garantisini yerine getiremediği, alacağın ödenmeme riskine karşılık müşterisi ... San.Tic. Ltd. Şti'ni koruyamadığı” sonucuna varılır ise; bu durumda davalı ... AŞ'nin tahsil olunamayan 148.750- €'luk alacaktan sorumlu olacağı, bu sorumluluk kapsamında; 07.03.2017 temerrüt tarihi itibariyle; davacının davalıdan 148.750-€ alacak talep edebileceği, davacının asıl alacağına 07.03.2017 temerrüt tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi gereği %2,5 ve (faizlerin değişmesi halinde) değişen oranlarda temerrüt faizi talep edebileceği, ibraz edilen tüm inceleme ve değerlendirmelerin kaydi bilgi ve belgeler üzerinden yapıldığı, taraflarınca sadece tespitlerin belirtildiği, hukuki tüm görüş ve izahların mahkemenin değerlendirmesine tabi olduğu belirlenmiştir. Davacı rapora beyan dilekçesini, davalı rapora itirazlarını ve hukuki mütalaa sunmuştur. Mahkeme tarafından teknik bilirkişi raporu hukuki yorum ile birlikte değerlendirilmiş, hükme esas alınmış ve dava kabul edilmiştir. 6100 Sayılı HMK m.266, 279, 281 uyarınca yapılan değerlendirmede; bilirkişi raporu çözümü özel ve teknik değerlendirme, uzmanlığı gerektiren hususlarda alınır. Bunun dışında raporda açıklama yapılması, hakim tarafından yapılması gereken hukuki nitelendirme ve değerlendirmelerin yapılması yasaktır. Rapora itiraz, belirsiz ve eksik olan hususlar için açıklama yapılmasını istemektir. Eğer itiraz yerinde görülürse açıklama yapılması amacıyla ya ek rapor alınması ya da yeni bilirkişi raporu alınması cihetine gidilir. Raporun denetimi hakim tarafından yapılmakla birlikte belirsizlik ve/ veya eksiklik bulunmuyorsa ya da hukuki bilgi ile çözümlenmesi gereken hususlarda açıklama yapılması bekleniyorsa, çözüm hukuki bilgi ile giderilebilecek nitelikte ise, itiraz yerinde bulunmayabilir zaten hukuki konularda bilirkişiye başvurulması da yasaktır. Somut davada, rapora karşı beyan ve itiraz birlikte değerlendirildiğinde açıklanan hususlar gözetildiğinde iddia- savunma- toplanan bilgi, belge, deliller ile itirazın raporda ve gerekçeli kararda tam olarak karşılanmadığı saptanmıştır 6100 sayılı HMK'nın ispat ve deliller kısmında, m.293 uzman görüşü düzenlenmiş olup; taraflar dava konusu olayla ilgili olarak uzmanından bilimsel mütalaa alabilirler. Mahkemece yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde ortaya çıkan bilirkişi raporu ile taraflardan biri tarafından dosyaya sunulan uzman görüşü arasında çelişkiler bulunması halinde, çelişkilerin giderilmesi amacıyla dosyanın “yeni bir bilirkişi heyetine” tevdii edilmesi gerekir. Nedeni ise, uzman görüşü sunan tarafın adil yargılanma hakkının ihlalinin oluşabilme ihtimalidir. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; davalının rapora itirazları ve rapor ile çelişik sunulu hukuki mütalaa sebebiyle yeni bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmesi, çelişkilerin giderilmesi, itirazların eksiksiz ve belirsiz olarak karşılanması, davacı iddiası- davalı savunması ve tarafların toplanan delillerinin teknik raporda karşılanması gerekmektedir. Yeni bir bilirkişi heyet raporu alınması için davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına, uyuşmazlığın çözümünde önemli delillerin toplanmadığı ve değerlendirilmediği dikkate alınarak ilk derece Mahkemesi tarafından yeni bir bilirkişi heyet raporu alınması için davanın yeniden görülmesi amacıyla dosyanın kararı veren Mahkemeye gönderilmesine, verilen kararın niteliği değerlendirildiğinde işbu aşamada diğer istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına kesin olma üzere karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile;2-İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 23/01/2020 tarih, 2018/826 E. 2020/60 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5-Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6-İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-a-6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 13/04/2023

Full & Egal Universal Law Academy