İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1931 Esas 2023/431 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1931
Karar No: 2023/431
Karar Tarihi: 04.05.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1931
KARAR NO: 2023/431
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/02/2020
NUMARASI: 2019/1238 Esas - 2020/157 Karar
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Finansal Kiralama Konusu Malın İadesi)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/05/2023
Yukarıda yazılı ilk derece Mahkemesi'nin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında akdedilen Finansal Kiralama Sözleşmesinden kaynaklanan borcun davalı tarafça zamanında ödenmemesi nedeniyle davalıya ihtarname gönderildiğini, buna rağmen ihtarnamede verilen 60 günlük süre içerisinde borcun ödenmediğini, bu nedenle sözleşmenin haklı feshedildiğini belirterek taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmesine konu malın (1 ADET 2017 MODEL, ... MARKA, ... TİPİ, ... ŞASİ SERİ NUMARALI, ... MOTOR SERİ NUMARALI, ...TESCİL PLAKA NUMARALI PALETLİ EKSKAVATÖR) aynen iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının, 6361 Sayılı Kanunun "Sözleşmenin İhlali" başlıklı 31. maddesinde yer alan "Kiralayan, finansal kiralama bedelini ödemede temerrüde düşen kiracıya verdiği otuz günlük süre içinde de bu bedelin ödenmemesi hâlinde, sözleşmeyi feshedebilir. Ancak, sözleşmede, süre sonunda mülkiyetin kiracıya geçeceği kararlaştırılmış ise, bu süre altmış günden az olamaz. Bir yıl içinde sözleşmede yer alan kira bedellerinden üçünü veya üst üste ikisini zamanında ödememesi nedeniyle ihtara muhatap olan kiracılarla yapılan sözleşmeler kiralayan tarafından feshedilebilir." hükmü gereği müvekkili şirketi temerrüde düşürmemiş olduğunu, her ne kadar davacının müvekkili şirkete 60 gün ödeme önelli Beşiktaş ... Noterliği'nin 26/06/2019 tarih ... yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderildiğini iddia etse de söz konusu ihtarnamenin müvekkili şirkete ulaşmadığını, dosya içerisine sunulan ihtarname ve tebliğ mazbatası incelendiğinde görüleceği üzere ihtarnamenin 6361 sayılı kanunun ilgili maddelerine uygun olmadığı ve tebligatın da Tebligat Kanunun 12, 13 ve Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 20 ve 21. maddelerine aykırı olarak tebliğ edildiğinin görüldüğünü, tebligat zarfı incelendiğinde görüleceği üzere tebliğ zarfında "iş yeri sahibinin eşi ... e tebliğ" şeklinde bir ibare yazılmış olduğunu, ... isimli şahsın müvekkili şirket ile nasıl bir bağlantısının olduğunun tebliğ mazbatasından anlaşılmamakta olduğunu, bu sebeple kanuna ve yönetmeliğe aykırı bir şekilde müvekkili şirkete yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, davacının haksız ve hukuka aykırı olarak usulsüz tebligata dayanarak İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2019/1452 D.İş numaralı dosyasından ihtiyati tedbir kararı alarak dava konusu makinayı gece yarısı şantiyeden götürmüş olduğunu beyanla usulsüz tebligata dayanılarak verilen ihtiyati tedbirin teminatsız olarak kaldırılmasını ve makinenin müvekkiline teslimine ve davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. İlk derece Mahkemesi "... Dava konusu finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödenmesi ve malın iade edilmesi talebini içerir Beşiktaş ... Noterliği'nin 25/06/2019 tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarnamesinin borçlu davalı şirkete tebliğine ilişkin evrakın davalı şirketin adresinde "iş yeri sahibinin eşi ...'e tebliğ edildiğine" ilişkin tebliğ şerhi göz önüne alındığında, söz konusu tebligatın davalı şirketin yetkilisinin tebliğ anında işyerinde bulunmama nedeninin belirtilmemesi ve tebligatı teslim alan kişinin davalı şirket çalışanı olmaması nedeniyle Tebligat Kanunu 13. maddesine aykırı şekilde tebligat yapılmasından dolayı tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmış, dosyamızda dava dilekçesinin davalıya tebliğine ilişkin tebliğ evrakına bakıldığında ise tebliğ sırasında muhatap adreste bulunmadığından şirket çalışanı ... adına tebliğ edildiği bu haliyle tebliği alan ...'in işyeri çalışanı olup olmadığı hususunda çelişki bulunsa da söz konusu taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmesinin feshine dayanak olan Beşiktaş ... Noterliği'nin 25/06/2019 tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarnameye ilişkin tebligatın davalı şirket yetkilisinin tebliğ anında işyerinde bulunmama nedeninin belirtilmemesi nedeniyle Tebligat Kanunu 13. maddesine aykırı şekilde usulsüz tebliğ olduğu anlaşıldığından tebliğ alan şahıs ...'in işyeri çalışanı olup olmadığı hususunda ayrıca araştırma yapılmasına gerek duyulmamıştır. ... Bu haliyle davacı kiralayan tarafından kiracı şirkete gönderilen ihtarnameye ilişkin tebligatın yukarıda açıklanan nedenlerle davalı şirkete yapılmış usulüne uygun ve geçerli bir tebligat sayılması mümkün olmayıp, davacı tarafça yapılan fesih bildiriminin yasa ve taraflar arasındaki sözleşme gereği usulüne uygun tebliğ edilmemesi nedeniyle geçerli bir fesih bildirimi bulunmadığından davacı tarafın davalı ile aralarındaki finansal kiralama sözleşmesini haklı feshettiğini ispatlayamadığı sabit olduğundan ..." gerekçesi ile davanın reddine, davalıya yapılan ihtarnamenin usulüne uygun tebliğ edilmemesi nedeniyle ortada haklı ve geçerli bir fesih bulunmadığından dava konusu makineler ile ilgili İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/11/2019 tarihli, 2019/1452 D.iş, 2019/1472 sayılı kararı ile verilen ihtiyati tedbir kararının derhal kaldırılmasına ve makineyi tedbiren yed-i emin sıfatıyla teslim alan davacı şirket tarafından dava konusu makinenin davalıya derhal iadesine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalıya gönderdiği ihtarnamenin usulsüz tebliğ edildiği gerekçesi ile davanın reddine karar veren mahkemenin dava dilekçesinin de usulsüz tebliğ edildiğini kabul etmiş sayılacağını, bu yönden TTK m.4/2 ve HMK'ya aykırı davranıldığını, bu yönden eksik inceleme ve hukuka aykırı davranıldığını, yargılamada dava dilekçesinin 16/12/2019 tarihinde davalıya (yine usulsüz bir şekilde iş yeri çalışanı ...'e tebliğ ibaresiyle) tebliğ edildiğini, davalı şirket vekilinini 27/12/2019 tarihinde mahkemeye sunduğu süre uzatım dilekçesinde dava dilekçesini 16/12/2019 tarihinde tebliğ aldıklarını beyan ederek cevap verme sürelerinin uzatılmasını talep ettiğini, buna rağmen davalının cevap dilekçesinde müvekkili tarafından 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunun m.31/1 hükmü uyarınca davalıya gönderilen ve 60 günlük ödeme süresi içeren, Beşiktaş ... Noterliği'nin 26/06/2019 tarih ve ... sayılı ihtarnamesinin tebliğ şerhinde, "iş yeri sahibinin eşi ...'e tebliğ edildiği" yönündeki ibareler içerdiğini, bu tebligatın TK m.13 uyarınca usulsüz tebliğ edildiğini, bu nedenle söz konusu ihtarnameden haberdar olmadıklarını, ihtiyati tedbir kararının gece yarısında uygulanarak iş makinesinin şantiyeden götürüldüğünü ve ihtarname tarihinden dava tarihine kadar davacı şirketin Yapı Kredi Bankasında bulunan EURO hesabına ödemeler yaptıklarını yazılı olarak beyan ettiklerini, tedbire ilişkin usul ve yasaya aykırı olarak heyetçe re'sen ele alınan dosyada tedbire ilişkin değerlendirme yapıldığını, itirazın usuli yasal düzenlemesi ile şekil ve süreye aykırı olarak tedbirin kaldırıldığını, davanın reddedildiğini, müvekkilinin beyanları ile delillerin ve beyanların teyit edildiği belgelerin incelenmeden alelacele karar verildiğini, daha önce karşı tarafa gönderilen tüm ihtar ve tebligatların aynı şekilde ... tarafından tebliğ alındığını, daha önce ödeme yapıldığını, dava dilekçesinde yine aynı şekilde aynı kişiye tebliğ yapıldığını, davalıdan alınan bonolara dayanılarak başlatılan icra takibinde de aynı şekilde hem şirket adına hem kendi adına ödeme emrinin tebliğ alındığını, aynı zamanda tebliğ alan şahsın kefil olduğunu, davalının hakkını kötüye kullandığını, Mahkemece dilekçelerin teatisine ilişkin yazılı yargılama usulüne aykırı davranıldığını beyanla dava dilekçesini ve yargılama aşamalarındaki beyanlarını tekrar ile telafisi imkansız zararının bulunduğunu, iyi niyet ve dürüstlük kuralına aykırı davranıldığını, doğruyu söyleme yükümlülüğüne aykırı davranıldığını, yine davalının sözleşmeye göre ödeme yükümlülüğüne aykırı davranarak davanın açılmasına sebebiyet verdiğini, sözleşmede davalı kiracı firmanın adresinin ".. MAH. ... SOK. NO:..ESKİ İZMİR ... KARABAĞLAR İZMİR", davalı şirketin tek ortağı ve yetkilisi aynı zamanda müteselsil kefil olan ...'in adresinin ise "... MAH. ... SOK. NO:... KARABAĞLAR İZMİR" olduğunu, davalı kiracı firma ile bu firmanın yetkilisi ...'in aynı binada ikamet ettiğinin sabit olduğunu, davalı şirkete ve kefile gönderilen, Beşiktaş .... Noterliğinin 26/06/2019 tarih ve ... yevmiye sayılı ihtarname ile finansal kiralama sözleşmesine konu vadesi geçmiş MAYIS ve HAZİRAN 2019 kiralarının ödenmesinin talep edildiğini, bu ihtarnamenin davalı firmaya "İş yeri sahibinin eşi ...'e tebliğ edildi" açıklaması ile 28/06/2019 tarihinde, kefil ...'e ise "Birlikte oturan eşi ...'e tebliğ edildi." açıklaması ile yine aynı tarihte tebliğ edildiğini, dolayısıyla ilk bakışta bu ihtarnamenin, davalı firmaya TK m.13'e aykırı olarak USULSÜZ tebliğ edilmiş olduğu, buna karşılık Kefil ...'e ise Aynı Konutta Oturan Kişilere ve Hizmetçiye Tebligat başlıklı TK m.16 hükmüne UYGUN tebliğ edildiğinin görüleceğini, çoğuna yakın ihtarname ve davaya ilişkin tebliğlerin ...'e yapılması karşısında tebliğin usule uygun hale geldiğini, ...'in iş yerinin tek sahibinin eşi ve kefilin eşi konumunda olduğunu, davaya konu Beşiktaş ... Noterliğinin 26/06/2019 tarih ve ... yevmiye sayılı ihtarnamesi de dikkate alındığında Müvekkili Şirket tarafından Eylül 2018 - Haziran 2019 döneminde davalı firmaya gönderilen 4 ihtarnameden sadece birinin "bizzat iş yeri sahibi ...'e" usulüne uygun tebliğ edildiğinin görüldüğünü, buna rağmen davalı şirketin söz konusu ihtarnamelere konu kira borçlarını 60 günlük yasal süreler içerisinde ve yasal takip başlatılmamasına rağmen müvekkil Şirket'e ödediğini, tüm ihtarname ve şartlarının dosyaya sunulduğunu, eldeki dosyaya gelene kadar tebliğlere davalının hiç bir surette itiraz etmediğini, eğer tebliğ usulsüz ise davada dava dilekçesinin de usule uygun tebliğ edilmediğinin kabulü gerektiğini, davaya dayanak ihtarname ile öncesinde gönderilen üç ihtarnameden ikisinin ve takip dosyasında gönderilen ödeme emrinin Tebligat Kanunu'na aykırı göründüğünü ancak davalı vekilinin beyanı gereği davalının tebliğden haberdar olmalarının ne tesadüf ki usulsüz tebliğ tarihine denk geldiğini, bu durumda davalının usulsüz tebliğ tarihi itibarı ile haberdar olmasının ihtarnameler için de geçerli olacağını, bu durumun fiili karine oluşturduğunu, yine ihtarnameden, davalı şirketin TEK ortağı/yetkilisi ve kefil sıfatı olan ...'in tebliğ tarihinde haberdar olup da davalı firmanın bilgisinin olmadığını iddia etmenin hayatın olağan akışına aykırı ve çelişkili bir durum arz ettiğini, keza Davalı Şirket tüzel kişiliğine bizzat tebligat yapılamayacağına göre Davalı Şirkete yapılacak tebliğlerin tek muhatabı tek yetkilisi olan ... olduğunu, ...'in tek yetkili olarak aynı ihtarnameyi kefil sıfatıyla ıttıla ettiğini ancak şirket yetkilisi olarak ıttıla etmediğini düşünmenin mümkün olmadığını, emsal mahiyette İstanbul 16. Hukuk Dairesi 2017/2935 Esas ve 2019/2383 Karar sayılı ilamında finansal kiralama sözleşmesinin feshine dair benzer bir davada "Keza sözleşmede kefil olarak yer alan ve aynı zamanda şirket temsilcisi olan ... Adına tebligat yapılmış olduğu da gözetilerek, esasa yönelik inceleme ve değerlindme yapılması gerekirken davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir." demek suretiyle konu ile ilgili emsal bir karar oluşturulduğunu, yine malın tedbirle alınması ile de davalının konuya vakıf olduğunu, aksine iddianın şikayetleri- itirazlarının bulunmaması karşısında dinlenemeyeceğini, davalının ödemeye dair belge sunamadığını, banka kayıtları ve ticari kayıtların bu durumu teyit ettiğini, davalı tarafın, dava dilekçesinin tebliğ edildiği 16/12/2019 tarihi itibariyle ihtarnameden ve ihtiyati tedbir kararından haberdar olduğunu iddia etmesine rağmen 16/12/2019 (YANİ TK m.32/2 UYARINCA ITTILA/ÖĞRENME) tarihinden itibaren 60 günlük süre içerisinde de ihtarnameye konu borçları ödememesinin de davalının kötü niyetli olduğunu ve dürüst davranmadığını gösterdiğini, davalı firmanın ve kefil ...'in ödeme güçlerini kaybettikleri ve borçlarını ödeyemez halde olduklarını, yasal şartların oluştuğunu, Beşiktaş ... Noterliğinin 26/06/2019 tarih ve ... yevmiye no'lu ihtarnamesinin usulsüz tebliğ edilmiş olması sebebiyle "Müvekkili Şirket'in finansal kiralama sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ispatlayamadığı" yönündeki yorumun 6361 sayılı yasanın (m.31 hükmünün) amacına, ruhuna ve lafzına açıkça aykırılık teşkil ettiğini, ihtarname eklerinde belirlenen ödeme planına uygun davranılmadığını, 6361 sayılı yasanın m.31/1-2 hükümleri de dikkate alındığında, davalıya (01/08/2018 - 03/06/2019 tarihleri arasında vadesi dolan kira bedellerinin ödenmesi için) 19 Eylül 2018 - 26 Haziran 2019 arasındaki 9 aylık dönemde 4 ayrı ihtarname gönderildiği, bu nedenle bir yıl içinde üç kira bedelinin yahut üst üste iki kira bedelinin ödenmemesinden dolayı ya da davalının kira bedellerini sürekli gecikmeli ve kısmen ödemesi sebebiyle davalının sözleşmeye aykırı hareket ettiğini ve Müvekkili Şirket'in bu nedenlerle sözleşmeyi feshetme koşullarının da oluştuğunu, İİK m.68/b hükmü gereği adres değişikliğini alacaklıya noter marifetiyle bildirmeyen kredi kullanan tarafın eski adresine gönderilen tebligatın (tebliğ edilemese bile) ulaştığı tarih itibariyle tebliğ edilmiş sayılacağını, feshin sonuçlarının sözleşme m.33'te düzenlendiğini, dolayısıyla dava konusu 26/06/2019 tarihli fesih ihtarnamesi, usulsüz tebliğ bir yana, davalı kiracıya hiç tebliğ edilememiş -bila ikmal iade edilmiş olsaydı dahi bu yasa hükmü uyarınca davalı borçluya tebliğ edilmiş sayılacağını, somut olayın bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, hakimin taktir yetkisini kullanması gerektiğini beyanla ihtiyati tedbirin devamı ile feshin haklı olduğunu iddia ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin istinafa cevap dilekçesinde özetle; Cevap dilekçesi ile yargılama şamalarındaki beyanlarını tekrarla davanın reddi kararının yerinde olduğunu, ihtarname tebliğinin usulsüz olduğunu, dava dilekçesinde ileri sürülmeyen nedenlerin ileri sürülemeyeceğini, iddianın genişletilmesine muvafakatlerinin bulunmadığını, sözleşmenin feshi için gerekli olan ihtarnamenin tebliğ edilmediğini beyanla davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini savunmuştur. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan/ olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışılması, ret ve üstün tutulma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep şu şekildedir : Dava; 6361 Sayılı Finansal Kiralama Factoring ve Finansman Şirketleri Kanununun 31. ve 33. maddesi hükümlerine dayalı olarak açılmış olup, finansal kiralama konusu malın davalı kiracıdan alınarak davacı kiralayana verilmesi istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki Finansal Kiralama Sözleşmesi 6361 Sayılı Yasanın 22. maddesi hükmüne uygun olarak yapılmış olup yasal şartları taşımaktadır. Sözleşmede yazılı mallar, kiralayan davacı tarafından kiracı davalıya teslim olunmuştur. Finansal Kiralama konusu mal, 6361 Sayılı Yasanın 23/1. maddesi gereğince kiralayan şirketin mülkiyetindedir. Anılan Yasanın 24. maddesi hükmü gereğince de, kiracı, sözleşme süresinde finansal kiralama konusu malın zilyedi olup; malı sözleşmede öngörülen şart ve hükümlere göre özenle kullanmak zorundadır. 6361 sayılı Yasanın 30/1. maddesine göre sözleşme süresinin dolması, 30/2. maddesine göre sözleşmenin diğer sebeplerle sona ermesi ve 31. maddesi hükmüne göre de sözleşmenin ihlali hallerinde, aynı yasanın 33. maddesi gereğince kiracı finansal kiralama konusu mal yahut malları, kiralayana derhal geri vermekle yükümlüdür. Toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, davalı kiracının finansal kiralama bedelini ödemediği saptanmıştır. Ancak malın iadesinin talep edilebilmesi için yasa ve sözleşme gereği ihtarnamenin tebliğ edilmesi ve belirlenen sürelerin geçmesi gerekmektedir. Somut davada, finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödenmesi ve malın iade edilmesi talebini içerir Beşiktaş ... Noterliği'nin 25/06/2019 tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarnamesinin borçlu davalı şirkete tebliğine ilişkin evrakın davalı şirketin adresinde "iş yeri sahibinin eşi ...'e tebliğ edildiğine" ilişkin tebliğ şerhi göz önüne alındığında söz konusu tebligatın davalı şirketin yetkilisinin tebliğ anında işyerinde bulunmama nedeninin belirtilmemesi ve tebligatı teslim alan kişinin davalı şirket çalışanı olmaması nedeniyle Tebligat Kanunu 13. maddesine aykırı şekilde tebligat yapılmasından dolayı tebligatın usulsüz olduğu muhakkak olup aksini iddia yasaya aykırıdır. Yine yasanın emredici hükmü karşısında hakimin bu konuda taktir hakkı bulunmamaktadır. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca da davanın reddi gerekmektedir. Diğer tebliğlerin usule uygun olup olmaması eldeki dava konusu olmayıp yine dava dilekçesinin davalının öğrenme tarihi itibarı ile davalıya tebliğ edildiğini beyan etmesi karşısında tebliğin öğrenme ile usule uygun hale geldiğinin/ geçerli olduğunun kabulü gerekir. Davacının sözleşmenin sona ermesine dair diğer istinaf nedenleri HMK m.357/1 kapsamında kalmakla iddiaları dinlenmemiştir. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 27/02/2020 tarih ve 2019/1238 Esas, 2020/157 Karar sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 5.263,04-TL harçtan mahsubu ile Hazine'ye gelir kaydına, fazlaya ilişkin olan bakiye 5.083,14-TL harcın davacı tarafa talebi ve isteği halinde iadesine,3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK'nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz başvurusunda bulunma yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 04/05/2023

Full & Egal Universal Law Academy