İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1611 Esas 2023/491 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1611
Karar No: 2023/491
Karar Tarihi: 04.05.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1611
KARAR NO: 2023/491
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/06/2019
NUMARASI: 2018/296 E. - 2019/521 K.
DAVANIN KONUSU: Garanti Sözleşmesi
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/05/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ... İç ve Dış Tic. A.Ş ile davalı faktoring şirketi arasında faktoring sözleşmesinin imzalandığını, davalı tarafından tahsis olunan 120.000,00-Euro garanti limiti kapsamında İşviçre'de yerleşik ... firmasına, davalıdan temin edilen temlik notlarının yapıştırıldığı faturalarla toplam 117.165,65 EURO tutarında iki adet sevkiyat gerçekleştiğini, konuyla ilgili tüm bilgi ve belgelerin davalıya gönderildiğini, ve bahse konu faturaların ...'a temlik edildiğini, faturaların vadelerinin geçmiş olmasına rağmen, davalı şirketten bir haber alınamaması üzerine, 24/01/2018 tarihli yazıları ile, temlik edilen faturaların akıbetinin sorulduğunu, davalı şirketin 26/01/2018 tarihli yazısıyla, faturaların hiçbir şekil ve surette şirketlerine temlik edilmediğini, şirket kayıtlarında ve aktiflerinde bulunmadığını, bu çerçevede faktoring garantisinden faydalanmanın söz konusu olmadığının bildirildiğini, faturaların davalı şirkete temlik edildiğini, NTR alacak bildirim formu, alıcı tanıtım mektubu ve her türlü belgenin davalı firmaya iletildiğini, davalının faktoring garantisi kapsamında ödeme yapmamasını gerektiren bir durum bulunmadığını, davalı tarafından 26/01/2018 tarihli ödeme yapmayı reddettiği tarih itibariyle temerrüdün gerçekleştiğini belirterek, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, faktoring sözleşmesinden kaynaklanan 1.000,00-Euro alacağın ödeme günündeki TL karşılığının 26/01/2018 temerrüt tarihinden itibaren devlet bankalarının Euro ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden hesaplanacak faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının faktoring garantisi limiti 117.165,65 Euro tutarında alacaklı olduğunu beyan etmekle beraber, 1.000,00 Euro tutarında kısmi dava açtığını, HMK kısmi dava açılma imkanı veren 109 maddesi hükmünde yer alan düzenlemenin davacının kısmi dava açmasına imkan vermediğini, kısmi dava açılmasına muvafakatlerinin bulunmadığını belirterek davacıya kesin mehil içerisinde davasını ıslah etmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini, esasa ilişkin olarak ise uyuşmazlık konusu fatura bedeli alacakların müvekkile temlik edilmediğini, muhabir faktör tarafından tahsis edilen müvekkil tarafından yansıtılan faktoring garantisi limitinin hiçbir zaman yürürlüğe girmediğini, tahsis şartlarının yerine getirilmediğini, faktoring sözleşmesi ve faktoring garantisinin yürürlüğe girmediğini, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ... tarafından tahsis edilen faktoring garantisi limiti akdedilen faktoring sözleşmesi ve ekleri ile GRIF kuralları çerçevesinde yürürlüğe girip girmediği konusunda toplandığını, davacı uyuşmazlık konusu alacağı temlik etmediği gibi tahsis edilen faktoring garantisinin kapsamına dahil edilmesi için yapması zorunlu olan hususları da yerine getirmediğini, 04/07/2017 tarihli LOB metni incelendiğinde söz konusu limitin 04/07/2017 tarihinden itibaren 30 günlük sürede kullanılmasıi tahsis edilen limitin iptal edilmemesi, sevk evrakının tamamlanıp faktore taslim edilmiş olması, aksi halde tahsis edilmiş limitin bulunmadığı, geçersiz hale geleceğinin açıkça belirtildiğini, davacı tarafından bu tarihten itibaren alacağın temlik edilmediğini, bu nedenle limitin kendiliğinden geçersiz hale geldiğini, buna rağmen davacının temlik etmediği alacaklara ilişkin belgeleri ancak limit iptalinde 5 ay 16 gün sonra 20/12/2017 tarihinde kargo ile müvekkiline ulaştırıldığını, tahsis edilen garanti limitinin şartları süresinde yerine getirilmediğinden ve alacaklar da temlik edilmediğinden geçerli bir limitin varlığından söz etmenin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; "Dosya kapsamındaki delillerin incelenmesi sonucunda, ayrıntılı, gerekçeli hazırlanmakla hükme esas alınmaya elverişli bulunan bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere taraflar arasındaki sözleşme kapsamında dava dışı ithalatçı firma aleyhine 120.000 Euroluk 120 gün vadeli faktör garantisinin verildiği, bu kapsamda ithal edilecek malların bedelinin belirlenen limit kapsamında davacı tarafa ödeneceğinin taahhüt edildiği, davalı faktoring şirketinin limit onay bildirim formu ile 120.000 Euroluk garanti limit ve şartlarını 04/07/2017 tarihinde davacıya bildirdiği, garanti limitinin 04/07/2017 tarihinden itibaren 30 gün içinde kullanılmaması halinde ve son temlik tarihini takip eden 60 gün içinde kullanılmaması halinde iptal edilebileceğinin, ayrıca limit onay bildiriminin (LOB) 04/07/2017 tarihinden sonra ve limit iptal tarihinden / geçerlilik süresinden önce ihracatı tamamlanmış sayılan mal ve hizmetler için geçerli olacağının kararlaştırıldığı, LOB'un davacı tarafa 04/07/2017 tarihinde bildirilmiş olmasına rağmen dava konusu fatura ve eklerinin davalı tarafa kargo yolu ile 20/12/2017 tarihinde gönderildiği, davalının ise garanti limiti şartları kapsamında 23/11/2017 tarihi itibariyle garanti limitini iptal ettiği, fatura ve satıma konu belgelerin garanti süresi içerisinde davalı tarafa gönderilmediği böylece garanti limitinin geçerli olduğu süre içerisinde alacağın usulüne uygun olarak temlik edilmediği, dolayısıyla davacı tarafın sözleşme gereğince tahsis edilen faktoring garantisinden yararlanmasının mümkün olmadığı sonuç ve kanaatine varılmakla;" davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece dava dosyasına ibraz edilen 23.11.2017 tarihli "Limit İptal Bildirimi" belgesinin incelenmediğini, bahse konu bildirime uygun olarak müvekkil şirketin 23/11/2017 tarihli e-posta mesajı ile NTR (Alacak Bildirim Formu) ekinde henüz vade gelmemiş alacağını bildirdiğini, fatura ve eklerini gönderdiğini ve alacağını temlik ettiğini, davalı şirketin 24/11/2017 tarihli e-posta mesajı ile "Faktoring garantisinin ortadan kalktığını, NTR ekindeki faturalarla ilgili temlikin kabul edilmediğini" müvekkile bildirdiğini, müvekkilin 23/11/20217 tarihiyle gerekli bildirim ve temliki yaparak faturaları ve ilgili belgeleri gönderdikten sonra faktoring firmasının temliki kabul etmeme ve sevkiyatları faktoring garantisi dışında bırakma gibi bir tasarruf ve hakkı olmadığını, ancak mahkeme ve bilirkişi heyetinin bu gerçeği tespit edemediğini, mahkemece fatura ve eklerinin 20/12/2017 tarihinde gönderildiği şeklinde hatalı bir tespitte bulunduğunu belirterek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davacının anılan istinaf dilekçesinde yer alan itirazlarının mahkemece ayrıntılı olarak incelenip değerlendirildiğini, davaya cevap ve cevaba cevap dilekçelerini tekrar ettiklerini, davacı şirket ile müvekkil şirket arasındaki faktoring ilişkisi ve alacak temliki gerçekleşmediğinden yürürlüğe girmeyen faktoring garantisi limitinin kronolojik tarihleri ve delilleriyle ispatlandığını, mahkemenin uyuşmazlıkla ilgili bilirkişi incelemesi yaptırdığını, bilirkişilerin savunmaları doğrultusunda davacı yanın iddia ve taleplerinin aslını varit görmediğini, davacı tarafın istinaf talebinin reddi ile ilk derece mahkemesi kararının onanmasını talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava konusu faktoring sözleşmesinden kaynaklı alacak davasıdır. Taraflar arasında düzenlenen 20/06/2017 tarihli faktoring sözleşmesinin II faktoring hizmetlerinin işleyişine ilişkin genel hükümler başlığı altında müşteri işbu sözleşmenin kapsamı içinde kalan alacakları doğdukları anda AB/NTR formu ile derhal faktöre bildirmekle yükümlüdür. Bu bildirim önceden müşteriye verilmiş, AB/NTR formunu müşterinin faturasının bir nüshası ile birlikte faktöre imza karşılığı elden teslimi iadeli taahhütlü mektupla ya da noter aracılığıyla ya da sair tebligat usulüne uygun gönderilmesi suretiyle yapılır. Müşteri AB/NTR formu ve faturalarla birlikte alacağın temeline ilişkin sair belgeleri, sipariş formu, raporlar, yükleme, nakliye, sigorta belgeleri, varsa çek senet gibi ödeme vasıtaları; ayrıca teminatlarını faktöre usulüne ve süre kısıtlamalarına uygun olarak devir ve teslimle yükümlüdür. Fatura nüshasını ve sair eklerini ihtiva etmeyen AB/NTR formlarının bir hüküm ifade etmeyeceği, aynı sözleşmenin VI-5. maddesinde, iş bu sözleşmenin değişikliklerinin de aynı şekilde yapılması gerektiği belirtilmiştir. 04/07/2017 tarihli limit onay bildiriminde limitin 120.000,00 Euro olduğu, limitin aşağıda belirtilen tarihten itibaren 30 gün içinde kullanılmaması halinde limitin son temlik tarihini takip eden 60 gün içinde tekrar kullanılmaması halinde bu limitin geçerlilik süresine bağlı kalmaksızın muhabir tarafından her an iptal edilebileceği, bu limit onay bildiriminin 04/07/2017 tarihinden sonra ve limit iptal tarihinden geçerlilik süresinden önce ilgili mevzuat uyarınca ihracatı tamamlanmış sayılan mal veya hizmetler için geçerli olacağı, bu formun aynı borçlu için daha evvel muhabir tarafından sağlanmış ve taraflarına gönderilmiş tüm limit bildirimlerini iptal edip onun yerine geçeceği belirtilmiştir. Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, 16/05/2019 tarihli Mali Müşavir Gümrük İşlemleri Uzmanı ve Banka E. Müdürü tarafından tanzim edilen bilirkişi heyet raporunda limit onay bildirim formunun davacıya 04/07/2017 tarihinde deklare edilmiş olmasına rağmen davacının dava konusu fatura ve eklerini 20/12/2017 tarihinde davalıya kargo ile gönderdiğini, davalının 23/11/2017 tarihi itibariyle garanti limitini iptal ettiğini, davacının garanti limiti iptal edildikten yaklaşık 1 ay sonra fatura ve eklerini davalıya ulaştırdığını, mevcut delillere göre ihracat faturasından doğan alacağın süresi içinde temlik edilmemiş olması yine fatura ve eklerinin süresi içinde davalıya teslim edilmemiş olması nedeniyle garanti limitinin şartlarının süresi içinde yerine getirilmediği, bu nedenle davacının faktoring sözleşmesi kapsamında talep ettiği alacağın yerinde olmadığı kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Davacı istinafında davalı tarafından 23/11/2017 tarihli yazısı ile limit iptal tarihinden önce yüklemesi tamamlanmış ancak henüz kendilerine bildirilmemiş sevkiyatların bir iş günü içinde NTR ekinde bildirilmesi halinde alacağın garanti altına alınacağını müvekkile bildirildiğini, müvekkil şirketin de aynı tarihte 23/11/2017 tarihli e-posta mesajı ile NTR(Alacak Bildirim Formu) ekinde henüz vadesi gelmemiş alacağını bildirdiğini, fatura ve ekleri gönderdiğini, alacağını temlik ettiğini ileri sürerek yasal süresi içinde işlemleri yerine getirdiğini belirterek istinaf başvurusunun kabulünü talep etmiştir. 23/11/2017 tarihli davalı tarafından davacıya gönderilen e-mailde limit iptal bildirimi başlığı altında limit iptal tarihinden önce yüklemesi tamamlanmış ancak henüz NTR ekinde taraflarına bildirilmemiş alacaklara ilişkin ve saikin limit iptal bildirimi tarihinden itibaren en geç bir iş günü içinde henüz vadesi gelmemiş alacağın şirkete sözleşmeye uygun olarak bildirilmesi, ilgili alacağın garanti altına alınabilmesi için gerekli olduğunun belirtildiği, davacı çalışanı tarafından davacıya gönderilen aynı tarihli e-mailde NTR formu ekli olduğunun belirtildiği, davalı tarafından 24/11/2017 tarihli e-mail ile ekteki faturalarla ilgili garanti şartların yerine getirilmediği için garantinin ortadan kalktığı, alıcınız ile ilgili e-mailde de belirttikleri üzere ekteki faturalarla ilgili temliğin kabul edilmediği belirtilmiştir. Taraflar arasındaki Faktoring Sözleşmesinde faturası nüshasını ve sair ekleri ihtiva etmeyen AB/NTR formlarının hüküm ifade etmeyeceğinin ve iş bu sözleşmenin değişikliklerinin de aynı şekilde yapılması gerektiğinin belirtildiği, davacı tarafından davalıya gönderilen 23/11/2017 tarihli e-mailde NTR formunun ekli olduğunun belirtildiği, bunun tek başına hüküm ifade etmeyeceği ve sözleşme hükümlerine göre bu sözleşme kapsamı içinde kalan alacakların doğdukları anda AB/NTR formu ile derhal faktöre bildirmek yükümlülüğünde olunduğu, bu bildirimin AB/NTR formunun müşteri faturasının bir nüshası ile birlikte faktöre imza karşılığı elden teslimi, iadeli taahhütlü mektupla ya da noter aracılığıyla ya da sair tebligat usulüne uygun gönderilmesi suretiyle yapılacağı, bu sözleşmeye ilişkin değişikliklerin aynı şekilde yapılması gerektiğinden böyle bir değişiklik bulunmadığından, süresi içinde bu şekilde yapılmış bir bildirim de bulunmadığından ve bilirkişi raporu da hüküm kurmaya ve denetlemeye elverişli olduğu anlaşıldığından mahkemece davanın reddine dair verilen karar hukuken yerindedir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 19/06/2019 tarih ve 2018/296 E, 2019/521 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50-TL harcın davacı tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK'nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 04/05/2023

Full & Egal Universal Law Academy