İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1329 Esas 2023/346 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1329
Karar No: 2023/346
Karar Tarihi: 31.03.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1329
KARAR NO: 2023/346
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2.fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 29/01/2019
NUMARASI: 2017/253 E. - 2019/43 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/03/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının alanında gösterdiği faaliyetlerle bir yer edindiğini, kendi bünyesinde istihdam ettiği tasarımcıları eliyle tasarlanmış özel desenleri işlettiğini, tasarımları tescil ettirip koruma altına aldığını, ancak 3.kişilerce izinsiz kullanıma engel olamadığını, sıklıkla yargı yoluna başvurmak zorunda kaldığını, yaptırılan araştırmalar sonunda davacıya ait tasarımlarının davalı tarafa ait ... Caddesi No:... Modoko ... Kapısı Karşısı Y.Dudullu-Ümraniye adresindeki mağazasında ve www....com.tr adresi üzerinden izinsiz sergilendiğinin ve satışa sunulduğunun öğrenildiğini, bunun sonucunda Anadolu İstanbul 1.FSHHM'nin 2015/89 D.iş dosyası kapsamında tespit ve keşfin, İstanbul 2. FSHHM'nin 2015/73 D.iş dosyası kapsamında internet üzerinden yapılan ihlale dair tespit yapıldığını, internet ihlaline ilişkin tespit sonucunda davacının tescil belgeli ve koruma altına alınan tasarımının davalıya ait internet sitesinde sergilendiğinin ve satışa sunulduğunun tespit edildiğini, 2015/89 D.iş dosyasında ise tasarımlar son derece benzerken desenler arasında biçim farklılığı olduğuna dair rapor tanzim edildiğini, ancak davalıya ait halı desenlerinin fotoğrafları incelendiğinde davacının tasarımıyla iltibas yaratacak derecede benzer olduğunun görüleceğini, davalının davacının KHK kapsamında korunan haklarını ihlal ettiğini ve dava konusu tasarımlar vasıtası ile haksız kazanç sağladığını, davacının ... ve ... numaralı desenlerin tescil edildiğini, davalının eylemleriyle müşteriler nezdinde iltibas yarattığını, davacının elde edeceği gelirin azalmasına sebep olduğunu, bu sebeple KHK md.52/a uyarınca tazminat tahsil edilmesi gerektiğini, davacıya ait tasarımın işlenerek üretilmesinin ekonomik bakımdan ayrıca bir katkı sağladığını, bu sebeple talep edilen tazminatın artırıma gidilmesi gerektiğini, davacının özgünlük ve sektörde tanınması sebebiyle ticari itibarının ulusal ve uluslararası alanda arttığını, ancak davacının ürününün düşük kalitede piyasaya sunulmasının itibarını zedelediğini, bu zararın KHK 54.maddesi uyarınca tazmininin talep edildiğini iddia ederek, tasarım hakkına tecavüz eden eylemin sonlandırılmasını, davalı elinde bulunan davacıya ait tasarımları havi halılara el konulmasını, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, KHK m.52/a ve 53 mucibince toplam 10.000,00 TL ve m.54 uyarınca 5.000,00 TL olmak üzere toplam 15.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesini, hükmün ilanını talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 05/06/2018 havale tarihli dilekçesi ile, 10.000 TL olarak belirlemiş oldukları kar kaybına ek olarak 4.000,00 TL'nin tahsilini talep ettiklerini belirterek, talep ettikleri miktarı 554 sayılı KHK 52/a maddesince 14.000,00 TL ve aynı KHK m.54 uyarınca 5.000,00 TL olmak üzere toplam 19.000,00 TL olarak ıslah ettikleri belirtilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkemenin bu davaya bakmakla yetkili mahkeme olmadığını, yetkisizlik nedeniyle usulden reddinin talep edildiğini, KHK m.57, BK m.72'ye atıf yapıldığını, davacının tazminat istemlerinin zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, davacının dilekçesinde belirttiği dosyanın ... değil ... olduğunu, maddi hatanın düzeltilmesi gerektiğini, davacının endüstriyel tasarımlarına tecavüz olduğunu iddia ettiğini, davalıya başvurmaksızın hemen dava açmayı tercih ettiğini, bu sebeple kötü niyetli hareket ettiğini, halı motiflerinin aynı olduğu düşünülse de davalıya öncelikle ihtar çekilerek bildirim yapılması gerektiğini, davacının 2015/89 D.iş dosyası için ileri sürdüğü iddiaların asılsız olduğunu, davacının tazminat taleplerinin tamamının tasarım haklarına tecavüzün bulunmaması nedeniyle haksız ve mesnetsiz olduğunu, 2015/73 D.iş dosyasındaki rapora davalı tarafça itiraz edildiğini, buna itibar edilemeyeceğini, dosyadaki bilirkişinin alanında uzman bilirkişi olmadığını, tanzim ettiği raporun öncelikle bu nedenle hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda soyut ifadelerle yetinildiğini ve varılan kanata ilişkin gerekçelere yer verilmediğini, davacının belirttiğinin aksine kendilerine ait olduğunu iddia ettikleri halı tasarımının satışa sunulması, sergileme ve satışa sunma gibi bir durumun olmadığını, davalının işyerlerinde ve stoklarında bu halının bulunmadığını, davalının söz konusu halıları kendi üretmediğini, piyasadaki satıcılardan aldığını, söz konusu halı motiflerinin tescilli olduğunu bilmesinin mümkün olmadığını, davacının halı tasarımlarının Anadolu motifleri olduğunu, anonim olduğunu, yenilik ve ayırt edicilikten bahsedilmeyeceğini, davacının iddia ettiği gibi KHK m.48 kapsamında tasarım hakkına tecavüz gibi durumun olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince; "Tüm dosya kapsamı sunulan bilirkişi raporları ve yukarıda izahı yapılan ve dava tarihi itibarı ile uygulanması gereken mevzuat hükümleri bir arada değerlendirildiğinde her ne kadar davacı kendisine ait ... ve ... numaralı tescilli desen tasarımların davalıya ait satış mağazasında ve www.....com.tr adresi üzerinden izinsiz sergilendiği ve satışa sunulduğundan bahisle tescilli tasarım hakkına tecavüzün tespiti ile sonlandırılması istemiyle iş bu davayı açmış ise de dosyaya sunulan ve hükme esas alınan 06/11/2017 tarihli heyet raporuna göre ... numaralı tescilli halı ve davaya konu olan halı tasarımı olarak karşılaştırıldığında orta zemin ve geniş bordür desenlerinin benzer olduğu ve her iki halının tasarımları arasında genel olarak ayırt edici özelliklerin bulunmadığı, yine davacı adına ... numaralı tescilli halı tasarımı ve davaya konu olan halı tasarım ve desenler olarak karşılaştırıldıklarında her iki halının birbirinden farklı olup, önemli bir benzerliğinin görülmediği anlaşılmakla davanın ... sayılı tasarım yönünden kısmen kabulü ile tecavüzünün tespitine, men'ine ve ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda iltibasa sebebiyet verdiği anlaşılan ürünlere el konularak masrafları davalıya ait olmak üzere imhasına, ilgili internet sitesinden iltibasa sebebiyet veren ürünlerin kaldırılmasına karar vermek gerekmiş, dava konusu tasarımlara ilişkin halıların satış miktarının ve tutarının ayırt edilemediği ve bu nedenle KHK madde 52/a kapsamında maddi tazminat hesabı yapılamadığı farazi değerlendirme üzerinden yapılan hesaplamaların hükme esas olamayacağı anlaşılmakla BK genel hükümleri dikkate alınarak tecavüze konu tasarım dikkate alınarak takdiren 8.000,00 TL nin zararın giderilmesi yönünden makul ve yeterli olduğuna kanaat getirilerek" gerekçesi ile; bu miktar üzerinden kısmen kabulüne, yine KHK 53 mucibince talep olunan tazminat miktarı yönünden dosya kapsamı dikkate alınarak 2.000,00 TL lik bir payında takdir olunan tazminata eklenmesine,, KHK m.54 kapsamındaki talepler yönünden tasarımın kötü şekilde üretimi veya uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürüldüğü yönünden dosyaya yansıyan herhangi bir delil bulunmadığından bu yöndeki talebin reddine, kesinleşen kararın ilanına karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket, ... numaralı tescil belgesinde 11.1 kod numarası ve ... numaralı tescil belgesinde 6.1 kod numarası ile koruma altına alınmış olan tasarımlarının davalı tarafından izinsiz olarak kullanılmasından dolayı yaratılan iltibasın meydana getirdiği maddi zarar sebebiyle dava açarak; 554 s.KHK'nın m.52/2-a maddesi gereğince 14.000,00 TL maddi tazminat aynı sayılı KHK’nın 53. maddesi doğrultusunda bu tazminat miktarının artırılması, 554 s. KHK'nın 54. maddesi mucibince hesaplanacak 5.000,00 TL itibar tazminata hükmedilmesi, tasarım hakkına tecavüz eden eylemin sonlandırılması ve bu suretle Davalı elinde bulunan müvekkile ait tasarımları havi halılara el konulması ve kararın ilanına karar verilmesi talep ettiğini, ... numaralı tescil belgesi ile tescillenmiş tasarıma vaki tecavüzün varlığının tüm bilirkişi raporları ile doğrulandığını ve tecavüz sebebiyle yoksun kalınan kazanç, bilirkişi eliyle hesaplanarak dosyaya ibraz edildiğini, dosyaya ibraz edilen tüm bilirkişi raporlarında ... numaralı tescil belgesi ile tescillenmiş tasarıma yapılan tecavüz doğrulandığını, 06.11.2017 tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu tasarımlardan ... satışından kaynaklanan kar kaybı olarak md. 52/a kapsamında 14.000,00 TL maddi tazminat talep edebileceği ifade edildiğini, mahkemece mali bilirkişi tarafından düzenlenen işbu bilirkişi raporundaki miktarın farazi olarak hesaplanması sebebiyle 8.000,00 TL tutarında maddi tazminata hükmedildiğini, müvekkilin uğradığı zararın hesaplanmasında; davalının tecavüzü ve haksız rekabeti sebebiyle müvekkilin kâr kaybına uğrayacağının tartışmasız olduğunu, söz konusu kar kaybının, yapılan işin maddi boyutları da dikkate alınarak ve basiretli tacir kriteri, davalının davacıyla aynı sektörde faaliyet göstermesi, uyuşmazlığa konu ürünlerin üretim, satış ve pazarlamasını yapması, paranın alım gücü gibi unsurlar ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, bilirkişilerin bir tasarım için 14.000,00 TL maddi tazminat hesabı yapmış olmalarına karşın Bidayet Makamının 554 s. KHKmd 52/a uyarınca 8.000,00TL maddi tazminata hükmetmesinin hakkaniyetli olmayacağını, müvekkilinin tasarımdan doğan haklarına tecavüz edildiği ispat edilmiş bulunmakla, tarafça bu ihlalin müvekkilinin faaliyet gösterdiği piyasada itibar kaybına neden olduğunu, Davalı eliyle satışa sunulan ilgili tasarımı havi halılar, müvekkili davacının üretiminin aksine kötü kalitede üretilmiş bulunmadığını, müvekkil mezkur desenleri kendi bünyesinde istihdam ettiği personeli eliyle üretmekte ve halılara işlettiğini, bu işlemlerde kullanılan materyallerin kalite ve niteliklerine özellikle dikkat edilmekte ve desenler özel üretim ipek iplikler kullanılarak işlendiğini, müvekkilin piyasasındaki en büyük itibarı özel tasarım ipek halı üretmesinden ileri geldiğini. bu halde davalının mezkur desenleri özensiz, kalitesi muallak ve ipek iplik olmayan malzemelerle üretmesi ve piyasaya sürmesi başlı başına tasarımın itibari zarara uğradığını, dosyaya ibraz edilen 08.11.2016 tarihi özel bilirkişi mütalaasında "uyuşmazlığa konu ... numaralı tescilli desen ile davalı tarafından üretilen desen arasında "kopya yapıldığı izlenimi" oluşacak derecede benzerlik olduğuna işaret edildiğini ancak mahkeme, 06.11.2017 tarihli raporda bahsedildiği üzere mezkur desen ile davalı tarafından üretilen desen arasında ayırt ediciliği ihlal eden bir benzerlik görülmediği sonucuna ulaşıldığını ve bu iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi yönündeki itirazlarının dikkate alınmadığını, tüm bu nedenlerle verilen kararın tazminata ilişkin hükümler yönünden bozulmasına, tecavüzden kaynaklanan maddi tazminat talebinin bilirkişi raporu doğrultusunda ve ıslah talebi göz önünde bulundurularak hükme bağlanmasına, ... numaralı tescilli desene ilişkin verilen hükmün bozulmasına ve söz konusu desene ilişkin incelemenin yeniden yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı taraf, 27/03/2019 tarihinde ilk derece mahkemesinin kararını, 554 s. KHK m. 52/2-a kapsamında maddi tazminat ve m.54 kapsamında itibar tazminatı taleplerinin ve ... kod numarası ile koruma altına alınmış olan tasarımları açısından yeniden değerlendirilmesi ve bu talepler yönünden bozulması adına istinaf ettiğini, işbu istinaf dilekçesine karşı katılma yoluyla istinaf ettiklerini, Davacı tarafın istinaf dilekçesinde, ... no’lu tasarıma ilişkin taleplerinin dosyaya ibraz edilen özel bilirkişi mütalaası çerçevesince yeniden değerlendirilmediğini belirttiğini, davacının dava dilekçesinde dayandığı deliller arasında özel bilirkişi mütalaası bulunmadığını, davacının en başında dayanmadığı bir delili sonradan kullanması ve ileri sürmesine muvafakati olmadığından uzman görüşünün dikkate alınmamasının yerinde olduğunu, özel bilirkişi dosya kapsamında ispatlanamayan soyut iddiaları dikkate alarak görüşlerini buna göre belirlediğini, halının üzerindeki yıllardır kullanıla gelen Anadolu halı motiflerinden hiç bahsedilmemiş olmasının, bilirkişinin objektiflikten uzak bir rapor hazırladığını ortaya koyduğunu, davacının 2008-06210 sayılı tasarıma ilişkin hükmün bozulması talebi yerinde olmadığını, davacının iddia ettiği tasarım haklarına tecavüzde bulunulmadığını, söz konusu halıların satışa arz edilmediği gibi esasen bu halılarda yer alan motiflerin Anadolu halıcılık kültüründe kendilerine anonim yer edinmiş motifler olduğunu, yüzyıllardır kullanıla gelen bu motiflerin 554 s. KHK anlamında yeniliğinden veya ayırt ediciliğinden bahsetmenin mümkün olmadığını, müvekkili şirketin internet sitesinde gösterdiği iddia olunan tasarım ile davacıya ait tasarım arasında tam bir benzerlik bulunmadığını, bu durumun tasarım hakkına tecavüz olarak değerlendirilemeyeceğini, aksi takdirde davacının birtakım motifleri tekeline aldığını kabul etmesi gerektiği; bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğu, bilirkişi heyeti 13/07/2016 tarihli raporda, tasarım açısından halılar arasında çok belirgin farklılıklar bulunduğu, bu nedenle benzer olarak algılanamayacağı ve tasarım tescilinden kaynaklanan haklara tecavüz oluşturmadığı yönünde görüş bildirdiklerini, mahkemenin tazminata hükmetmiş olması yerinde olmadığını, 06.11.2017 tarihli bilirkişi raporunda ve 21.05.2018 tarihli ek raporunun sonuç bölümünde “her iki halı birbirinden farklı olup, önemli benzerliğin görülmediği kanaatini tekrar ettiklerini” Raporda da belirtildiği üzere çıplak gözle bakıldığında dahi söz konusu tasarımlara tecavüz ve iltimas olmadığının sabit olduğu, Kaldı ki, davacı yanın tasarımlarının raporda belirtildiği üzere herhangi bir ayırt ediciliği olmayan anonim niteliğinde desenlerden oluşmakta olduğu, bu bilgiler ışığında, esasen davacı davasını ispatlayamadığını ve haksız oluduğunu, Hal böyle iken, Mahkemenin, varlığı ispatlanmamış olsa da tasarımlarının tecavüze uğradığından bahisle davacı lehine tazminata hükmetmesinin hukuka aykırı olduğunu. Mahkemenin bu kararı yerinde değilken bir de davacı tarafın tazminat miktarının yükseltilmesi talebi evleviyetle hukuka aykırı olacağını. Bu durum, davacının kötü niyetini de ortaya koyduğunu, Davacının tasarımlarında kullandığı motiflerin ayırt edici vasfı bulunmadığını Anadolu Halıcılık kültüründe sıklıkla kullanılan desenlerden ibaret olduğunu. 554 s. KHK kapsamında değerlendirilemeyeceğini. 554 s. Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile yeni ve ayırt edici niteliğe sahip tasarımların korunması amaçlandığını, alıntılanan maddelere ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına bakıldığında davacının kendisine ait olduğunu iddia ettiği halı tasarımlarının yenilik ve ayırt edicilik vasıflarından yoksun olduğu anlaşıldığını, bu halde davacının 554 s. KHK Md.48 kapsamında tasarım hakkına tecavüz edildiği iddiasının yerinde olmadığının da görüleceğini, dolayısıyla davacının tecavüz iddiasına dayalı taleplerinin kısmen de olsa kabulü mümkün olmadığına, Davacı taraf 554 s KHK Md.54 uyarınca piyasada itibar kaybına uğradığından bahisle tazminat talep ettiği ancak mahkeme bu talebin reddedildiğini, mahkemenin bu kararının isabetli olduğu, söz konusu madde uyarınca tazminat talep edilebilmesi için tasarımın kötü şekilde üretimi veya uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi gerektiğini, söz konusu halıların üretimi veya satışa arzı yapılmadığını, davacının bu talebinin reddi yasa ve içtihatlar gereği olduğunu, davacının zamanaşımına uğrayan tazminat istemlerinin reddi gerektiğini, istinaf talebinin kabulü ile İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 29/01/2019 Tarih ve 2019/43 Karar sayılı ilamının kaldırılması; aksi halde yeniden hüküm kurularak davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, 554 sayılı KHK hükümleri uyarınca açılmış tasarım hakkına tecavüzün sonlandırılması ve maddi tazminat talebine ilişkindir.Davanın açıldığı tarihte 554 sayılı KHK yürürlüktedir. 554 sayılı KHK’ nin 3/a. maddesi uyarınca "Tasarım", bir ürünün tümü veya bir parçası veya üzerindeki süslemenin, çizgi, şekil, biçim, renk, doku, malzeme veya esneklik gibi insan duyuları ile algılanan çeşitli unsur veya özelliklerinin oluşturduğu bütünü ifade etmektedir. Her ne kadar tanım “bütünüdür” kelimesi ile sonlanmakta ise de, bundan anlaşılması gereken “görünümdür”. Diğer bir deyişle tasarım, bir ürün ya da ürün parçasının görünümüdür. Tasarımın tanımından yola çıkarak Türk Hukukunda koruma görecek olan bir tasarımda bulunması gereken şartlar (olumlu şartlar) şöyle sıralanabilir; a) Yenilik, b) Ayırt edici nitelik, c) Tasarlanan ya da Tasarımın uygulandığı Ürün ve/veya Ürün Parçası ve d)İnsan duyuları ile algılanabilen görünüm. 554 sayılı KHK’ nin 7. maddesinde “Bir tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olması, bu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim ile ikinci fıkrada belirtilen herhangi bir tasarımın böyle bir kullanıcıda yarattığı genel izlenim arasında belirgin bir farklılık olması anlamındadır. ( Bilgilenmiş kullanıcı ; tasarımı kullanarak bilgi sahibi olmuş, tasarımı tanıyan, deneyim sahibi kullanıcı olarak tanımlanmaktadır. Öğretide ise bilgilenmiş kullanıcı bir uzman olmayıp, tasarım konusu ürünleri daha önce görmüş ve bu ürünlerin ne olduğunu bilebilecek bir ara veya nihai tüketici olarak anlaşılması gerektiği ifade edilir) … Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, birbirleri ile kıyaslanan tasarımların ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğu göz önüne alınır.”hükmü yer alır. Bir tasarımın ayırt edici nitelikte olması, bu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenime göre belirlenir. Ayırt edicilik tespit edilirken ayrıntıya girilir ve detaylı inceleme yapılır.Bilgilenmiş kullanıcının nazarında, farklılığın belirgin olması aranır. 554 sayılı KHK’ nin 17.nci maddesinde "Tasarımın kullanılması hak ve yetkileri münhasıran tasarım hakkı sahibinindir. Üçüncü kişiler, tasarım hakkı sahibinin izni olmadan koruma kapsamındaki tasarlanan veya tasarımın uygulandığı bir ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, sözleşme yapmak için icapta bulunamaz,ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulunduramaz." hükmüne amirdir. 554 sayılı KHK’ nin 48.nci maddesinde "( tasarım hakkına tecavüz sayılan haller) a) Tasarım hakkı sahibinin izni olmaksızın tasarımın aynını veya belirgin bir şekilde benzerini yapmak, üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme akdi için icabda bulunmak, kullanmak, ithal etmek ve bu amaçlarla depolama, elde bulundurmak, b) Tasarım belgesi sahibi tarafından sözleşmeye dayalı lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devir etmek, c) Bu maddenin önceki a ila b bendlerinde yazılı fiillere iştirak veya yardım veya bunları teşvik etmek veya hangi şekil ve şartlarda olursa olsun bu fiillerin yapılmasını kolaylaştırmak, d) Kendisinde bulunan ve haksız olarak üretilen veya ticaret alanına çıkarılan eşyanın nereden alındığını veya nasıl sağlandığını bildirmekten kaçınmak, e) Gasp." şeklinde belirtilmiştir. 554 sayılı KHK’ nin 49.ncu maddesinde "(tasarım hakkı sahibi ) a) Fiilin tecavüz olup olmadığının tesbitini, b) tecavüz fiillerinin durdurulması ve önlenmesi c) Tecavüzün giderilmesi ve maddi ve manevi zararın tazmini  d) Tasarımdan doğan haklara tecavüz suretiyle üretilen veya ithal edilen ürünlere, bunların üretiminde doğrudan doğruya kullanılan araçlara el konulması e) Mümkün olduğu takdirde bu maddenin (d) bendi uyarınca el konulan ürün ve araçlar üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması ( Bu durumda, söz konusu ürünlerin değeri, tazminat miktarından düşülür. Bu değer, kabul edilen tazminatı aştığı zaman, tasarım belgesi sahibinin fazlayı karşı tarafa ödemesi gerekir.)  f) Tasarımdan doğan haklara tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle bu maddenin (d) bendine göre el konulan ürünlerin ve araçların şekillerinin değiştirilmesi veya tasarımdan doğan haklara tecavüzün önlenmesi için, kaçınılmaz ise, imhası g) Tasarımdan doğan haklara tecavüz eden kişi aleyhine verilen mahkeme kararının, masrafları tecavüz eden tarafından karşılanarak, ilgililere tebliğ edilmesi ve kamuya ilan yoluyla duyurulması" talebinde bulunulabileceği hükmü yer almaktadır. Yine 554 sayılı KHK Madde 52 ye göre " Tasarım hakkı sahibinin uğradığı zarar, sadece fiili kaybın değerini değil, ayrıca Tasarımdan doğan haklara tecavüz dolayısıyla yoksun kalınan kazancı da kapsar. Yoksun kalınan kazanç, zarar gören tasarım hakkı sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden birine göre hesap edilir. a) Tasarımdan doğan haklara tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, Tasarım hakkı sahibinin Tasarımı kullanması ile elde edebileceği muhtemel gelire göre, ....Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle tasarımın ekonomik önemi, tasarımdan doğan haklara tecavüz edildiği anda geçerlilik süresi ve tecavüz sırasında tasarıma ilişkin lisansların sayısı ve çeşidi gibi etkenler göz önünde tutulur." hükümlerine havidir. Madde 53 maddesi ise "Tasarım hakkı üzerinde tasarruf yetkisi olan kişi, yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, 52 nci maddede belirtilen değerlendirme usullerinden birini seçmişse; mahkeme, ürünün üretilmesi için tasarımın ekonomik bakımdan önemli bir katkısının bulunduğu kanaatına vardığı takdirde, kazancın hesaplanmasında makul bir payın daha eklenmesine karar verir. Tasarımın, ilgili ürüne ekonomik bakımdan önemli bir katkısının olduğunun kabul edilebilmesi için, ilgili ürüne olan talebin oluşmasında tasarım konusunun belirleyici etken olduğunun anlaşılmış olması gerekir. Hükmünü içermektedir. İtibar tazminatına ilişkin olarak madde 54 – Tasarımdan doğan haklara tecavüz eden tarafından, tasarımın kötü şekilde üretimi veya uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda, tasarımın itibarı zarara uğrarsa, tasarım hakkı sahibi, bu nedenle, ayrıca tazminatı isteyebilir. Hükmünü içermektedir.Davacı kendisine ait ... ve ... numaralı tescilli desen tasarımların davalıya ait satış mağazasında ve www...com.tr adresi üzerinden izinsiz sergilendiği ve satışa sunulduğundan bahisle tescilli tasarım hakkına tecavüzün tespiti ile sonlandırılması istemiyle dava açmış ise de, 06/11/2017 tarihli bilirkişi heyet raporun da ve 21.05.2018 tarihli bilirkişi ek raporunda,; ... numaralı tescilli halı ve davaya konu olan halı tasarımı olarak karşılaştırıldığında orta zemin ve geniş bordür desenlerinin benzer olduğu ve her iki halının tasarımları arasında genel olarak ayırt edici özelliklerin bulunmadığı, yine davacı adına ... numaralı tescilli halı tasarımı ve davaya konu olan halı tasarım ve desenler olarak karşılaştırıldıklarında her iki halının birbirinden farklı olup, önemli bir benzerliğinin görülmediği tespit edildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetleye elverişli olduğu dava konusu ... numaralı tasarım yönünden tecavüzün ispat edildiği, diğer tasarım yönünden ispatlanamadığı anlaşılmıştır. Maddi tazminat yönünden yapılan incelemede, davacıya ait belgelerde tasarım kod numaralarının belirtilmediği dava konusu olan tasarımlara ilişkin halıların satış miktarının ve tutarının ayırt edilemediği bu nedenle 554 sayılı KHK nin md 52/a kapsamında maddi tazminat hesabı yapılamadığı, davacıya ait tüm halıların satışı üzerinden yapılan hesaplamanın farazi olacağı, TBK 50. maddesine göre mahkemece maddi tazminat takdirinin dosya kapsamına göre isabetli olduğu , KHK m.54 kapsamındaki itibarı tazminat yönünden, tasarımın kötü şekilde üretimi veya uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürüldüğü yönünden davacı tarafından herhangi bir delil bildirilmediğinden bu talep yönünden davacının iddiasının sübut bulmadığı anlaşılmıştır. Saptanan ve hukuksal durum karşısında; tarafların dayandıkları bilgi ve belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre ilk derece Mahkemesinin kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre karar isabetli bulunmuş, davacı vekilinin ve davalı vekilinin katılma yolu ile yaptığı istinaf başvurusunun6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 29/01/2019 tarih ve 2017/253 E., 2019/43 K. sayılı kararına karşı davacı vekilinin ve davalı vekilinin katılma yolu ile yaptığı istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 683,10 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 170,77 TL harcın mahsubu ile bakiye 512,33 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4-Taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,5-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK'nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay'a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 31/03/2023

Full & Egal Universal Law Academy