İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/551 Esas 2023/455 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi
Esas No: 2023/551
Karar No: 2023/455
Karar Tarihi: 04.05.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/551
KARAR NO: 2023/455
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/01/2023
NUMARASI: 2021/633 Esas - 2023/16 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/05/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının kendi bünyelerinde olan ürünlerin müşteriye teslimi için anlaşmış olduklarını, teslimi gerçekleştirecek firmanın davalı firma olup, Türkiye'deki yeni servis sağlayıcısı olarak ...'yi görevlendirmiş olduğunu, ...'nin gümrük işlemleri desteğinin yanı sıra ... gönderilerinin toplama ve teslimat işlemlerini gerçekleştirmekte olduğunu, davalı ile anlaşmış sağlanmış olsa da karşı tarafın edimini yeteri kadar ya da hiç ifa etmemiş olduğunu, 24/05/2019 tarihinde ... konşimento numarası ile ... firması tarafından gönderilen ürünün kaybedildiğini, ürünün müşteriye teslim edilemediği gibi ürün iadesi ya da bedel iadesinin müvekkiline yapılmamış olduğunu, 05/07/2019 tarihinde ... konşimento numarası ile ... firması tarafından gönderilen ürünün müşteriye hasarlı teslim edilmiş olduğunu, karşı tarafın edimini gereği gibi ifa etmediğini ve söz konusu vakıada haksız kazanç elde ettiğini, müvekkilinin davalı ile defalarca iletişime geçmeye çalışsa da çabalarının sonuçsuz kaldığını, Beyoğlu ... Noterliği tarafından 23/08/2019 tarihinde davalıya ihtar çekilerek ilgili durumun açıklandığını, dava şartı olan arabuluculuk bürosuna başvurunun yapıldığını, görüşme sonucu anlaşılamadığını, yukarıda açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile; davanın kabulünü, 6100 sayılı HMK'nın 107. maddesine göre belirlenmek üzere şimdilik 10.000-TL'nın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan 14/02/2019 tarihli Taşıma Sözleşmesi ile ihtilafların çözümünde İstanbul Mahkeme ve İcra Daireleri'nin yetkili kılınmış olduğunu, bu nedenle davanın esasına girilmeden önce yetkisizlik kararı verilmesini, davanın süresinde açılıp açılmadığının değerlendirilmesini, zamanaşımı süresinden sonra açıldıysa davanın reddini talep ettiklerini, işbu davanın açılmasında hukuki yarar olmadığından davanın usulden reddi gerektiğini, teslim anında hasarın varlığının ispat edilememiş olduğunu, hak düşürücü sürelerde ihbarda bulunulup bulunulmadığının araştırılmasını istediklerini, yargılama konusu somut uyuşmazlığın montreal sözleşmesi kapsamında çözümlenmesinin gerektiğini, gönderinin paketlenmesi ve etiketlenmesinin taşıyıcının yükümlülüğünde olmadığını, davacının gerçek zararını ispat etmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkilinin sorumlu olsa dahi dava konusu taşıma havayolu taşıması olduğundan müvekkili şirketin sorumluluğunun sınırlı olduğunu, davacı tarafın müvekkili şirketin ilgisiz tavırları olduğuna ilişkin beyanları gerçeği yansıtmamakla birlikte işbu yargılamaya etkisinin de bulunmamakta olduğunu, müvekkili şirketin navluna hak kazanmış olduğunu, davacının faiz talebinin haksız olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; başta hakdüşürücü ve zamanaşımı itirazları ile diğer itirazlarının kabulünü ve haksız davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, "Somut davada davacının adi ortaklık olduğu, dosyada ekli vekaletnamenin de adi ortaklık adına olduğu ve vekil tarafından adi ortaklık adına dava açıldığı, ortaklardan biri tarafından açılan davaya diğerinin yetki yada muvafakat vermesinin mümkün olabileceği kabul edilse bile somut davanın doğrudan adi ortaklık adına verilen vekalet ile adi ortaklık adına açıldığı yukarıda değinildiği gibi adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığı ve dava ehliyetinin olmadığı, dava ehliyetinin dava şartı olduğu mahkemece resen gözetilmesi gerektiği anlaşılmakla davacının aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle açılan davanın usulden reddine, ..." karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin, dava konusu ürünlerin müşteriye teslimi için üçüncü bir firma ile anlaşma yaptığını ve bu firmanın Türkiye'deki yeni servis sağlayıcısı olarak ...'yi görevlendirdiğini, ancak anlaşmaya uyulmadığını, 24/05/2019 tarihinde ... konşimento numarası ile ... firması tarafından gönderilen ürünün kaybedildiğini, ürünün müşteriye teslim edilemediği gibi ürün iadesi ya da bedel iadesinin de müvekkiline yapılmadığını, bu sebeple taraflarınca davalı ... firmasına karşı huzurdaki alacak davası açıldığını, mahkemece 11.10.2022 tarihli duruşmada "...adi ortaklığa ilişkin bilgi, belge ve noter evraklarını sunmak üzere 2 haftalık süre verilmesine" ilişkin karar verildiğini ve işbu ara karar tarafımızca yerine getirildiğini, müvekkil .. adi ortaklığı ünvanlı şirket ... ile ... arasında 20.12.2018 tarihinde kurulduğunu, ortaklardan ... münferit 20 yıl süre ile temsile yetkili kişi olarak kararlaştırılmış olup buna ilişkin noter evrakları dosya içerisinde bulunmakla birlikte müvekkil şirketin adi ortaklık olması sebebi ile tüzel kişiliği bulunmadığından ortaklardan ...’in tüm hukuki işlemleri ...’nın yapması hususunda muvafakati olduğuna dair evrakta mahkemenize sunulduğunu, adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından adi ortaklık adına açılacak davaların tüm ortaklar tarafından açılması zorunlu olduğunu ancak tek ortak tarafından dava açılması halinde iştirak kurallarından yararlanılarak, davacıya diğer ortakların davaya katılması veya muvafakatlerinin alınması yeterli olduğu hususu adi ortaklık adına açılacak davaların tüm ortaklar tarafından açılması zorunlu olduğunu, ancak tek ortak tarafından dava açılması halinde iştirak kurallarından yararlanılarak, davacıya diğer ortakların davaya katılması veya muvafakatlerinin alınması yeterli olduğunu, bu sebeple mahkeme tarafından verilen kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu beyanla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, hava taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davasıdır.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davacı tarafın taraf ehliyeti olup olmadığı, sıfatının bulunup bulunmadığı noktasındadır.Taraf ehliyeti, davada taraf olabilme yeteneğidir. Taraf ehliyeti, medeni hukuktaki haklardan yararlanma(hak) ehliyetinin usul hukukundaki yansımasıdır. Taraf ehliyetine sahip olunup olunmadığı hususu Medeni Kanun'a göre belirlenir. Buna göre medeni haklardan yararlanma(hak) ehliyeti bulunan her gerçek ve tüzel kişinin davada taraf ehliyeti vardır. Bu açıklamadan da anlaşılacağı üzere yalnızca gerçek ve tüzel kişilerin taraf ehliyeti vardır.Adi ortaklığın(TBK m. 620) tüzel kişiliği bulunmadığı için taraf ehliyeti de yoktur. Bu nedenle adi ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak hep birlikte hareket etmesi gerekir. Buna göre adi ortaklık tarafından açılacak davaların elbirliği mülkiyeti kuralları gereğince bütün ortaklar tarafından birlikte açılması ve birlikte takip edilmesi gerekir. Ortaklar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmaktadır. TBK'nın 625. Maddesine göre, adi ortaklığın yönetimi bir veya birden fazla ortağa bırakılabilir. Adi ortaklıklarda idareci ortak olağan şirket işlerini yürütmeye yetkilidir; olağanüstü işler için ise bütün ortakların ittifakı şarttır. Diğer bir deyimle, idare hakkı olağan işleri kapsar. TBK'nın 630. Maddesine göre, yönetici ortaklar ile diğer ortaklar arasındaki ilişkiler vekalet sözleşmesi hükümlerine tabidir. Vekilin dava açması için ise, vekile özel yetki verilmiş olması şarttır. Yönetici ortak tayin edilmiş ise diğer ortaklardan alınmış bir yetki varsa, kendisine özel yetki verilen yönetici ortak, adi ortaklık adına değil ancak temsilcisi bulunduğu diğer ortaklar adına vekil tayin edebilir ve ortaklar adına dava açtırabilir. HMK'nın 74. Maddesi gereğince başkasını tevkil için de özel yetki gereklidir.Tek ortak tarafından davanın açılmış olması halinde, iştirak kurallarından yararlanılarak, davacıya diğer ortakların davaya katılması veya muvafakatlarının alınıp kendisine temsil yetkisini vermelerini sağlamak üzere önel verilmesi gerekir(Yargıtay HGK'nın 17.01.1990 Tarih ve 1989/13-457 E. - 1990/2 K. Sayılı Kararı). Aksi takdirde davanın dinlenme imkanı yoktur. Somut olayda, dava adi ortaklığı oluşturan ortaklardan biri tarafından açılmıştır. Bu ortak tarafından dava açılması için avukata verilen vekaletin eklerine göre, diğer ortak tarafından verilmiş bir tevkil yetkisi bulunmamaktadır. Davacı tarafça, diğer adi ortağa ilişkin muvafakat beyanı sunulmuş ise de, vekalet ekindeki belgeleri göre bu ortağın Türkçe bilmediği ve işlemlerini tercüman vasıtasıyla yerine getirdiği anlaşılmaktadır. Bu haliyle Türkçe düzenlenen ve kimlik tespiti içermeyen söz konusu muvafakat beyanına itibar etme olanağı bulunmamaktadır. Ancak mahkemece, davacıya diğer ortağın davaya katılması veya muvafakatinin alınıp kendisine temsil yetkisini vermesini sağlamak üzere süre verilmemiştir. Bu halde mahkemece, davacıya diğer ortağın davaya katılması veya muvafakatinin alınıp kendisine temsil yetkisini vermesini sağlamak üzere uygun bir süre verilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın, dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.HMK'nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK'nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 04/05/2023

Full & Egal Universal Law Academy