İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/511 Esas 2023/428 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi
Esas No: 2023/511
Karar No: 2023/428
Karar Tarihi: 27.04.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/511
KARAR NO: 2023/428
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/12/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/437 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir Talebinin Reddi
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/04/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili dilekçesinde özetle; teminatsız şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmiş olmasının hukuka ve hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini, ihtiyati tedbir talep edenin, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermesi gerektiğini, teminatsız şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmiş olmasının ileride doğacak zararları giderilebilme ihtimalini ortadan kaldırdığını, bu nedenle ihtiyati tedbire hükmedilecekse de taşınmazın bedeline göre olmak üzere mahkemece belirlenecek oranda bir teminata hükmedilmesinin gerektiğini, dava konusunun sahte vekaletname ve tasfiye işlemi çok uzun yıllar önce yapılmış bir şirketin tasarrufuna ilişkin olacak şekilde hiçbir somut iddiaya dayanmadığı açıkça ortada iken ve ayrıca yolsuz tescil zaman aşımının dahi açıkça ortada olması şeklindeki hukuki değeri yoksun olan iddialara dayanan davada, davalı müvekkilinin zarara uğrayacağının açık olduğunu beyanla ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince ihtiyati tedbiri itİraz hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, "6102 sayılı TTK m.555'de şirketin uğradığı zarar nedeniyle her bir pay sahibinin şirket lehine tazminat davası açabileceği öngörülmüştür. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise pay sahibinin açtığı davayı hukuki ve maddi sebepler haklı gösterdiği takdirde mahkemenin dava giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya yüklenemediği hallerde davacı ile davacının pay sahibi olduğu şirket arasında hakkaniyete uygun şekilde paylaştırabileceği öngörülmekle kanun koyucunun pay sahibi tarafından şirket lehine açılması gereken davalarda kolaylık sağlama eğiliminde olduğunu ortaya koymaktadır. Bu yaklaşımdan hareketle iş bu davaya bakıldığında verilen tedbir ile davacının herhangi bir teminat yatırması şart koşulduğunda, davacın imkansızlık sebebi ile veya keyfi olarak teminatı yatırmadığında zarar görecek olanın üçüncü kişi şirket olması karşısında teminat alınmasına gerek olmadan tedbir kararı verilmesi doğru görülmüş ve bu sebeple davalı itirazlarının reddine," karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; teminatsız şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmiş olmasının hukuka ve hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini, ihtiyati tedbir talep edenin, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermesi gerektiğini, teminatsız şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmiş olmasının ileride doğacak zararlarımızın giderilebilme ihtimalini ortadan kaldırdığını, bu nedenle ihtiyati tedbire hükmedilecekse de taşınmazın bedeline göre olmak üzere mahkemece belirlenecek oranda bir teminata hükmedilmesinin gerektiğini, dava konusunun sahte vekaletname ve tasfiye işlemi çok uzun yıllar önce yapılmış bir şirketin tasarrufuna ilişkin olacak şekilde hiçbir somut iddiaya dayanmadığı açıkça ortada iken ve ayrıca yolsuz tescil zaman aşımının dahi açıkça ortada olması şeklindeki hukuki değeri yoksun olan iddialara dayanan davada, davalı müvekkilinin zarara uğrayacağının açık olduğunu, bununla birlikte; taraflar arasında aynı hususta görülmekte olan Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2022/273 E. sayılı dosyasındaki davada müvekkilinin muhtemel zararları gözetilerek teminat karşılığı tedbir kararı verilmiş olup bu hususunda dikkate alınması gerektiğini beyanla ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Talep, sahte vekaletname ile satışı yapıldığı iddia edilen taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile şirket adına tescili davasında taşınmazların devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla verilen ihtiyati tedbirin itirazen kaldırılması, istemidir.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, ihtiyati tedbirin teminatsız verilmesine ilişkin şartların bulunup bulunmadığı noktasındadır.İhtiyati tedbire itiraz eden tarafından, teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilmesinin usul ve esasa aykırı olduğu iddiasıyla ihtiyati tedbirin kaldırılması istemiyle incelemeye konu itiraz yapılmıştır.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)'nun 389/1. Maddesine göre, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.HMK'nın 394/1. Maddesine göre, karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararlarına itiraz edilebilir. İhtiyati tedbirin uygulanması sırasında karşı taraf hazır bulunuyorsa, tedbirin uygulanmasından itibaren; hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde, ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak, kararı veren mahkemeye itiraz edebilir. Esas hakkında dava açıldıktan sonra, itiraz hakkında, bu davaya bakan mahkemece karar verilir. İhtiyati tedbir kararının uygulanması sebebiyle menfaati açıkça ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati tedbiri öğrenmelerinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbirin şartlarına ve teminata itiraz edebilirler.İtiraz dilekçeyle yapılır. İtiraz eden, itiraz sebeplerini açıkça göstermek ve itirazının dayanağı olan tüm delilleri dilekçesine eklemek zorundadır. Mahkeme, ilgilileri dinlemek üzere davet edip, gelmedikleri takdirde dosya üzerinden inceleme yaparak kararını verir. İtiraz üzerine mahkeme, tedbir kararını değiştirebilir veya kaldırabilir.HMK'nın 392/1. Maddesine göre, ihtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır. Talep, resmî belgeye, başkaca kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa, mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına da karar verebilir. Davanın, her iki tarafın ortağı olduğu şirket adına açıldığı da nazara alındığında İlk derece mahkemesince HMK'nın 392/1. Maddesine uygun olarak, durum ve koşullar bağlamında, teminat aranmamasının gerekçeleri ortaya konulmak suretiyle gösterilmiş olduğundan istinafa konu mahkeme kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK'nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-İhtiyati tedbire itiraz eden davalı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-İhtiyati tedbire itiraz eden davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK'nın 362(1)f. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 27/04/2023

Full & Egal Universal Law Academy