İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/191 Esas 2023/323 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi
Esas No: 2023/191
Karar No: 2023/323
Karar Tarihi: 30.03.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/191
KARAR NO: 2023/323
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/06/2022
NUMARASI: 2021/886 Esas - 2022/597 Karar
DAVA: Şirketin İhyası (TTK'nun 547. maddesine göre)
DAVA TARİHİ: 01/11/2021
BİRLEŞEN DAVADA
(İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2022/341 Esas sayılı dosyasında)
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/03/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı tasfiye memuru vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : İstanbul Anadolu 19.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/233 Esas sayılı dosyasından düzenlenen 05/10/2021 tarihli tensip tutanağı ile kaldırma kararı uyarınca davaya konu ... Dış Ticaret Turizm Limited Şirketinin ihyasını talep etmiştir.
CEVAP: Davalı ... Odası vekili cevap dilekçesinde özetle; Ticaret Sicil Müdürlüğünün, TTK.m. 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan, tasfiye süreci eksik/erken sonuçlandıran tasfiye memurunun kusurundan dolayı Ticaret Sicili Müdürlüğünün sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili Sicil Müdürlüğünün, dava açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığını, tasfiye sürecinde, eksik olarak yapıldığı iddia edilen işlemlerin muhatabının tasfiye memurları olduğunu, bu nedenle yasal hasım konumunda bulunan müvekkilinin yargılama masraflarından sorumlu tutulamayacağını, davanın açılmasına sebebiyet vermeyip de davanın niteliği gereği yasal hasım konumunda bulunan müvekkili aleyhine yargılama giderlerine ve vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini beyan ederek müvekkili yönünden davanın reddine, aksi halde müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2022/341 Esas sayılı dosyasında;
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 19. Asliye Hukuk Mahkemesi' nin 2015/233 Esas sayılı dosyasıyla müvekkili tarafından davalılar "... Limited Şirketi" ve ''... Dış Ticaret Turizm Limited Şirketi" ünvanlı şirketler aleyhinde açılan davada taraflar arasında akdedilmiş olan Kadıköy ... Noterliği' nin 23/03/1993 tarihinde Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin Türk Borçlar Kanununun 124 ve 125. maddeleri uyarınca geriye dönük olarak feshine ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinin talep edildiği, dosyanın 01/03/2018 tarihinde karara çıktığını ve davanın reddine karar verildiğini, kararın istinaf edildiğini, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi'nin 21/09/2021 tarih, 2019/308 Esas, 2021/1662 Karar sayılı ilamıyla dosya kapsamında mevcut ticaret sicil kayıtlarından yargılama sırasında, davalı ... Ltd. Şti.' nin tasfiyesinin sona erdiği 22/06/2004 tarihinde tescil edildiğinden bahisle sicil kaydının terkin edildiği anlaşılmakla, mahkemece davacı vekiline adı geçen davalı şirketin ihyasına ilişkin dava açılması için süre verilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle kararın kaldırıldığını, İstanbul Anadolu 19. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 2021/229 Esas sayılı numarasını alarak dosyadan düzenlenen 05/10/2021 tarihli tensip zaptıyla kaldırma kararı uyarınca davalı ... Dış Ticaret Turizm Limited Şirketi ünvalı şirketin ihyası için dava açmak üzere taraflarına süre verildiğini, ara karar uyarınca İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi' nin 2021/886 Esas sayılı dosyası ile şirketin ihyası için dava açtıklarını, bu dava dosyasında verilen 11/05/2022 tarihli ara karar gereğince tasfiye memuru ... hakkında da birleştirme talepli dava açılması için taraflarına süre verildiğinden İstanbul Anadolu 19. Asliye Hukuk Mahkemesi' nin 2021/229 Esas sayılı dosyasında taraflarına verilen yetki ve süreye istinaden ''... Dış Ticaret Turizm Limited Şirketi" ünvanlı şirketin ihyasına ilişkin İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2021/886 Esas sayılı dava ile bu davanın birleştirilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. İstanbul Anadolu 13.Asliye Ticaret Mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 03/06/2022 tarih, 2022/341 E - 2022/464 K. sayılı karar ile; Mahkemelerine ait 2022/341 Esas sayılı dosya ile mahkememizin 2021/886 Esas sayılı dosyalarının birleştirilmesine ve yargılamanın mahkememizin 2021/732 Esas sayılı dosyası üzerinden yürütülmesine karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece "...İstanbul Anadolu 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/233 esas sayılı dosyasının incelenmesi üzerine; tasfiye halindeki şirket aleyhine açılan davada şirketin ihyasının zorunlu bulunmakla davanın kabulü ile şirketin ihyasına, şirketi temsil etmek üzere son tasfiye memuru davalı ... (...) tayin edilmiştir. Davalı ... Sicil Müdürlüğü'nün yasal hasım olması dava açılmasına sebebiyet vermemesi ve davacının Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı davanın şirketin terkin edilmesinden önceki tarihe ait olması karşısında tasfiye memurunun dava ve icra takibinin varlığından haberdar olmasına rağmen tasfiyeyi sonuçlandırarak şirketin sicilden terkinini usul ve yasaya aykırı olarak yaptığı, davacı tarafın ihya davası açmasına sebebiyet verdiği gözönünde tutularak davalı ... Sicil Müdürlüğü yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamış, davalı tasfiye memuru sorumlu tutulmasına" karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı tasfiye memuru istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece dosya içeriğine mevcut delil durumuna aykırı, haksız, maddi ve hukuki olgu ve dayanaklardan yoksun olduğundan HMK‘nin 341. maddesi ve devamı maddeleri gereğince hem esas hem usul yönünden istinaf incelemesi yapılarak mezkûr hükmün ortadan kaldırılmasını, davanın “reddine” karar verilmesini, bu bakımdan mahkemenin içtihat birliği ve buna bağlı olarak hukuka olan güvenin zedelenmemesi açısından kanun yoluna başvurulan kararın müvekkilinin tasfiyeye ilişkin gerekli tüm iş ve işlemleri gerçekleştirdiğini, göz önüne alınıp sorumluluğuna ilişkin verilen kararın kaldırılarak vekalet ücretine ilişkin kısmının bozulmasını, müvekkili aleyhine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava,TTK'nın 547. Maddesi uyarınca tasfiye sonucu ticaret sicilinden terkin edilen şirketin derdest dava nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı tasfiye memuru tarafından, istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.TTK'nın 547. maddesi gereğince "(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir". Alacaklıların çağrılması ve korunması başlıklı 541/3 maddesinde "şirketin, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçlarını karşılayacak tutarda para notere depo edilir" hükümleri düzenlenmiştir. Şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılması halinde tüzel kişiliğin sona ermesinden söz edilecektir.Tüzel kişiliğin son bulması sonucunu doğuran fesih ve tasfiye işleminin hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün olmayıp bu durumda bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına olacaktır.Ek tasfiye niteliği gereği yeni bir hukuki durum yaratmayıp,tasfiye aşamasında ihmal edilen veya eksik yapılan işlerin tamamlanmasına imkan sağlayarak tasfiyenin gerçek anlamda tamamlanmasına hizmet eden geçici bir tedbir niteliğindedir.TTK 547. Maddesi uyarınca şirketin TTK hükümleri uyarınca genel kurulunun tasfiye kararı alması, atanan tasfiye memurları tarafından yapılan işlemler sonucu tasfiye sonu bilançosu açıklanarak sicilden şirketin terkin edilmesine yönelik davalarda ise, husumet ticaret sicil memurluğu ile son tasfiye memurlarına yöneltilir.Somut olayda ihyası talep edilen İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü'nde kayıtlı ... Ticaret Turizm Ltd.Şti'nin tasfiyeye girdiği, tasfiye memuru davalının,22/06/2004 tarihinde şirketin tasfiye kapanışı yapılarak ticaret sicilden kaydının terkin edildiği, davacı tarafından ihyası istenen şirket aleyhineaçtığı İstanbul Anadolu 19 Asliye Hukuk Mahkemisi'nin2015/233 Esas ve 2018/98 Karar sayılı dosyasının İstanbul BAM 15.H.D'nin 2019/308 E-2021/1662 K sayılı kararı ile esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmeksizin davaya konu terkin edilen şirketin ihyası için kaldırılması kararı sonrası İstanbul Anadolu 19.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2021/229 Esas sayılı dosyası derdest olduğu ve derdest dosyanın istinaf incelemesinde şirketin terkin edildiği tespit edilmiş olup,yapılan terkinin usulüne uygun olduğu yönünde herhangi bir tespit bulunmadığı da görülmüştür. Tasfiye halinde bulunan bir şirketten alacaklı bulunan kişilerin yapılan ilanlara rağmen alacaklarını yazdırmamalarının alacağın düşmesini gerektirmediği gibi (Y11.H.D'nin 07.12.2009 tarih ve E: 2008/7980 -K: 2009/12584), tasfiye memurunun TTK 541/3 maddesindeki sorumluluğu da gözetildiğinde derdest davanın davalı şirket aleyhine sonuçlanması halinde tasfiyenin usülune uygun eksiksiz tamamlandığından bahsedilemeyeceğinden, davacının anılan dava dosyası nedeniyle şirketin ihyasını istemekte haklı ve hukuki hukuki yararı bulunduğu ve terkin edilen şirket yönünden ek tasfiye koşulları oluştuğu anlaşılmakla davalı tasfiye memuru vekilinin tasfiyenin usulüne uygun yapıldığı ve şirketin ihyasını gerektiren koşulların oluşmadığı yönünde ileri sürülen istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Buna göre mahkemece davanın kabulü ile davaya konu şirketin ihyası ile ticaret sicil müdürlüğüne tesciline karar verilmesinde ve tasfiyenin gereği gibi yapılmaması nedeniyle açılan eldeki davada tasfiye sürecinden sorumlu olan tasfiye memurunun HMK 326 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olması ve yasal hasım konumunda olan davalı sicil müdürlüğünün, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı kusur ve sorumluluğu bulunmamasına göre yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasında bir isabetsizlik görülmediğinden davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun HMK 'nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf karar harcı başlangıçta peşin olarak yatırıldığından harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-Kararın, HMK'nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda,HMK 'nun 361/1. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2( iki hafta) içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi'ne TEMYİZ YASA YOLU açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 31/03/2023

Full & Egal Universal Law Academy