İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1035 Esas 2023/498 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1035
Karar No: 2023/498
Karar Tarihi: 11.05.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1035
KARAR NO: 2023/498
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/03/2022
NUMARASI: 2021/1069 Esas - 2022/259 Karar
DAVA: Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/05/2023
Taraflar arasındaki Tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle; davalı şirketin sermaye yapısı itibariyle aile şirketi olup, müvekkillerinin değişik pay oranları ile şirket ortakları olduğunu, müvekkillerinden ... ve ...'ın aynı zamanda davalı şirketin yönetim kurulu üyesi olduklarını, davalı şirketin 30/11/2021 tarihli yönetim kurulu toplantısında alınan ..., ... ve ... karar no'lu yönetim kurulu kararlarının TTK'nun 367.maddesi kapsamında daha önce kabul edilip tescil edilen 01/06/2017 tarihli şirket iç yönergesinin 3/I maddesine açıkça aykırı olduğunu, davalı şirket yönetim kurulu tarafından getirilmek istenen rejim değişikliği; kanunun emredici esaslarına aykırılıkları yanında her şeyden önce davalı şirketin kadimden bu yana süre gelen işleyiş prensiplerine olan aykırılıkları nedeniyle de, anonim şirketleri temel esasları ile MK 2.maddesindeki dürüstlük kuralına da aykırılık teşkil ettiğini, dava konusu edilen ... ve... sayılı yönetim kurulu kararlarının yönetim kurulu üyesi müvekkillerinin muhalefet şerhlerine rağmen çoğunluğu temsil eden diğer yönetim kurulu üyelerinin 3/5 olumlu oyları ile alındığını, ... sayılı yönetim kurulu kararının ise, toplantı dışında, yönetim kurulu üyesi müvekkillere bilgi verilmeden görüşülüp imzalandığından yönetim kurulu üyesi müvekkiller tarafından ... sayılı karara muhalefet şerhi konulamadığını, yönetim kurulu kararlarının alındıkları tarihten itibaren butlan ve yokluk nedeniyle geçersizliklerinin tespitine karar verilmesi için davanın açıldığını belirterek 30/11/2021 tarihli yönetim kurulu toplantısında alınan ..., ... ve ... sayılı yönetim kurulu kararlarının TTK 391.maddesi gereğince batıl ve yok hükmünde olmaları nedeniyle geçersiz olduklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların ... numaralı yönetim kurulu kararının geçersizliğine ilişkin iddialara karşı cevaplarında kararda müvekkili şirket yönetim kurulu, şirketin sınırsız temsil ve ilzamın nasıl yapılacağına ilişkin karar aldığını, konuyla ilgili TTK 370.maddesine göre esas sözleşmede aksi öngörülmemiş veya yönetim kurulu tek kişiden oluşmuyorsa temsil yetkisi çift imza ile kullanılmak üzere yönetim kuruluna ait olduğunu, bu maddede genel anlamda yönetim kurulunun nasıl temsil ve ilzam edileceğinin düzenlendiğini, şirket esas sözleşmesinde buna engel bir düzenlemenin söz konusu olmadığını, bu nedenle yönetim kurulunun bu kararının esas sözleşmeye ve kanuna uygun olduğunu; davacıların ... no'lu yönetim kurulu kararının geçersizliğine ilişkin iddialarına karşı cevaplarında, iç yönerge düzenlemek, mevcut iç yönergeyi değiştirmek veya yürürlükten kaldırıp yenisini kabul etmek yönetim kurulunun münhasır yetkisinde olan bir husus olup, bu konuda ne esas sözleşmede, ne de TTK'nın genel esaslarında farklı bir toplantı veya karar nisabı öngörülmediğini, bu nedenle alınan kararın esas sözleşmeye ve kanuna uygun olduğunu, davacıların ... no'lu yönetim kurulu kararının geçersizliğine ilişkin iddialarına karşı cevaplarında, dava konusu yönetim kurulu kararının alındığı toplantının tarih, saat ve gündemi belirtilerek yeni iç yönergenin taslak metni ile birlikte bütün yönetim kurulu üyelerine toplantıdan 1 buçuk gün önce bildirildiği ve kendilerinin davet edildiğini, davacılarında dava dilekçesinde toplantı davet yazısının yeni iç yönerge taslağıyla birlikte kendilerine gönderildiğini kabul ettiklerini, buna rağmen toplantıya katılıp karara muhalif kalmadıklarını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece Mahkemesince, davacılar ...no'lu yönetim kurulu kararının gündemi hakkında makul süre önce bilgilendirilmediklerini iddia etmişlerse de, gerek 6762 sayılı TTK, gerekse de 6102 sayılı TTK’da yönetim kurulunun toplantıya çağrılma usulüne ilişkin herhangi bir yasal düzenleme olmadığı gibi, şirket ana sözleşmesinde de bu hususta bir hüküm bulunmadığı, Öte yandan, davacı yönetim kurulu üyelerine toplantı tarih, saat ve gündeminin mail yoluyla bildirildiğine ilişkin uyuşmazlık bulunmadığı, davacılar iç yönerge ile nitelikli çoğunluk öngörüldüğünden yönetim kurulu kararı ile iç yönergenin değiştirilemeyeceğini iddia etmişler ise de, bu husus ancak esas sözleşmede yönetim kurulu iç yönergesinin değiştirilmesi için gerekli olacak özel nisapların düzenlenmesi ile mümkün olabileceği,bir düzenleme yapılmışsa, söz konusu nisaplara uyulması gerektiği esas sözleşmede bu yönde bir düzenleme bulunmadığı, yönetim kurulu kararlarının esas sözleşme ve kanunda öngörülen toplantı ve karar nisaplarına uygun olarak alındığı, yasa ya da ana sözleşmeye aykırı bir durum bulunmadığı gibi yönetim kurulu kararının butlanını gerektirir bir sebebin de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen nihai kararın yasaya ve içtihatlara aykırı olduğunu, davanın başında dava konusu yönetim kurulu kararları hakkında ihtiyati tedbir kararı verildiğini, ancak daha sonra bu kararın gerekçesiz olarak kaldırıldığını, ön inceleme duruşmasında davanın reddi yönünde hüküm kurulduğunu, mahkemenin ret gerekçelerinin mevzuat hükümlerine açıkça aykırı olduğunu, somut olayın özellikleri ile örtüşmediğini, yüksek mahkeme kararları ile çeliştiğini, TTK’nun 391. maddesinde hangi hususlara ilişkin kararların batıl olduğunun tahdidi olarak değil, örnekleme yolu ile ve Hakime yol gösterici nitelikte sayıldığını, kurucu unsurları bulunmakla birlikte içeriği itibariyle ağır hukuka aykırılıklar içeren, geçerlilik şartları eksik olan yönetim kurulu kararlarının batıl olduğunu, batıl kararlar TTK 391. maddesinde sayılanlarla sınırlı olmayıp, örnekler ile çoğaltılabileceğini, ilk derece mahkemesince TTK 391. maddenin yorumunda hataya düşüldüğünü, butlan nedenlerinin tahdidi olarak sayıldığına ve somut olayın maddede sayılan butlan nedenlerine uymadığından bahisle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca yönetim kurulu kararlarının geçersizliğine ilişkin TTK 391. maddesinin açık olduğunu, anılan iç yönergenin geçersizliğinin tespitinde izlenecek usul ve esaslar kanun koyucu tarafından belirlendiğini, somut olayda yönetim iç yönergesinin geçersizliğine dair açılmış bir dava ya da mahkemece verilmiş bir hüküm bulunmadığını, yönetim iç yönergesinin geçersiz olduğu yönündeki iddia davalı şirketçe de dile getirildiğini, böyle bir geçersizlik iddiasını ortaya koyanlar ile geçersizliği iddia edilen kararları alanların aynı kişiler olması objektif iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığını, ilk derece mahkemesinin iç yönerge ile yönetim kurulunca toplantı ve karar nisabı belirlenemeyeceğini, belirtilen sebepler neticesinde yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
GEREKÇE: Dava davalı Anonim şirketin 30/11/2021 tarihli ... nolu yönetim kurulu kararının butlanının tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş,bu karara karşı davacılar vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.6102 sayılı TTK 391 maddesi" (1) Yönetim kurulunun kararının batıl olduğunun tespiti mahkemeden istenebilir. Özellikle; a) Eşit işlem ilkesine aykırı olan, b) Anonim şirketin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen, c) Pay sahiplerinin, özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunların kullanılmalarını kısıtlayan ya da güçleştiren, d) Diğer organların devredilemez yetkilerine giren ve bu yetkilerin devrine ilişkin kararlar batıldır.” şeklinde düzenlenmiştir.Yönetim kurulunun toplanma yer ve zamanı veya toplanma aralığına ilişkin kanunda herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Yine YK toplantısı cağrı usulü ve şekline ilişkin bir düzenleme de bulnmamaktadır. Önemli ve asıl olan YK üyelerinin toplantıdan haberdar edilmeleridir. YK üyeleri yönünden toplantıya katılmak sadece hak olmayıp aynı zamanda bir yükümlülük olduğundan GK toplantısının aksine YK toplantılarında gündeme bağlılık da sözkonusu da değildir.Yönetim kurul toplantısı e- posta yolu ile YK üyelerine bildirildiği hususu ihtilafsız olup YK toplantısının makul süre önce bildirilmemesi tek başına yönetim kurulu kararının butlanını gerektirir bir husus değildir.TTK 374. Maddesi uyarınca Yönetim kurulu ve kendisine bırakılan alanda yönetim, kanun ve esas sözleşme uyarınca genel kurulun yetkisinde bırakılmış bulunanlar dışında, şirketin işletme konusunun gerçekleştirilmesi için gerekli olan her çeşit iş ve işlemler hakkında karar almaya yetkilidir.Şirketin üst düzeyde yönetimi ve bunlarla ilgili talimatların verilmesi,şirket yönetim teşkilatının belirlenmesi, müdürlerin ve aynı işleve sahip kişiler ile imza yetkisini haiz bulunanların atanmaları ve görevden alınmaları TTK 375. Maddesi uyarınca Yönetim kurulunun devredilemez ve vazgeçilemez görev ve yetkilerindendir.Yönetimin devri başlıklı TTK'nın 367. maddesi uyarınca Yönetim kurulu esas sözleşmeye konulacak bir hükümle, düzenleyeceği bir iç yönergeye göre, yönetimi, kısmen veya tamamen bir veya birkaç yönetim kurulu üyesine veya üçüncü kişiye devretmeye yetkili kılınabilir. Bu iç yönerge şirketin yönetimini düzenler; bunun için gerekli olan görevleri, tanımlar, yerlerini gösterir, özellikle kimin kime bağlı ve bilgi sunmakla yükümlü olduğunu belirler.Yönetim kurulu, istem üzerine pay sahiplerini ve korunmaya değer menfaatlerini ikna edici bir biçimde ortaya koyan alacaklıları, bu iç yönerge hakkında, yazılı olarak bilgilendirir. Yönetim, devredilmediği takdirde, yönetim kurulunun tüm üyelerine aittir.Aynı kanunun temsil yetkisi başlıklı 370. maddesi uyarınca esas sözleşmede aksi öngörülmemiş veya yönetim kurulu tek kişiden oluşmuyorsa temsil yetkisi çift imza ile kullanılmak üzere yönetim kuruluna aittir. Yönetim kurulu, temsil yetkisini bir veya daha fazla murahhas üyeye veya müdür olarak üçüncü kişilere devredebilir. En az bir yönetim kurulu üyesinin temsil yetkisine haiz olması şarttır.TTK 390 maddesi uyarınca esas sözleşmede aksine ağırlaştırıcı bir hüküm bulunmadığı takdirde YK kurulu kararları özel nisap gerektirmeyen ve oy çokluğu ile alınabilecek kararlardandır.İç yönerge düzenlenmesi ya da değiştirilmesi konusunu da kanunda özel bir nisap öngörülmemiş olup esas sözleşmede aksine ağırlaştırıcı bir hüküm bulunmadığı takdirde YK'nun görevi kapsamında düzenlenen iç yönerge TTK 390 maddesi uyarınca oy çokluğu ile değiştirilebilecektir.Davaya konu YK kararlarının 5 kişilik Yönetim kurulunun 3 üyesinin olumlu oyu ile oy çokluğu ile alındığı hususu ihtilafsızdır. ... sayılı YK kararı ile ; 01/06 2017 tarih ve ... sayılı iç yönergeyi iptal edilerek yeni iç yönergenin oy çokluğu ile kabulüne karar verilmiştir.Davalı şirketin esas sözleşmede iç yönergenin kabulü ya da değiştirilmesi konususunda oyçokluğunun aksine ağırlaştırıcı bir hüküm bulunmamaktadır. Önceki İç yönergede tahdidi olarak sayılan belirli kararların alınması için oy çokluğu dışında ağırlaştırılmış nisap öngörülmüş olması (%80-4/5 olumlu oy ile) iç yönergeninin de bu öngörülen ağırştırılmış nisap ile değiştireleceği sonucu çıkarılamaz. Buna göre ... sayılı YK kararı ana sözleşme ve kanunda öngörülen nisaba uygun olarak alındığı anlaşılmaktadır.... sayılı YK kararı ile ; Şirketin sınırsız temsil ve ilzamına ilişkin olarak alınan 03/1/2019 tarih ... numaralı kararının iptal edilmesine, YK kurul başkanının YK başkan vekili ile birlikte veya YK kurulu üyesi ... ile birlikte müşterek imza ile şirketi temsil ve ilzam etmesine,... sayılı YK kararı ile;1 numaralı bentte şirketin temsil ve ilzamına ilişkin 2 nolu YK kararı tekrar edilerek A Grubu, B grubu ve C grubu imza yetkililerinin belirlenmesine oy çokluğu ile karar verilmiştir.Esas sözleşme ile belirli pay gruplarının YK kurulunda temsil edilme imkanı ve YK üyesi belirleme imtiyazı verilebilir.Davalı şirketin ana sözleşmesinin 7. Maddesinde YK üyelerinin 2/5 'nin A grubu, 2/5'nin B grubu, 1/ 5'nin de C grubu hissedarlar arasından ve onlar tarafından gösterilecek hissedarlar arasından seçileceği düzenlenmiş ve bu düzenleme uyarınca YK kurulu üyeleri seçilmiştir. Şirket ana sözleşleşmesinde TTK 367 ve 370. maddesinin aksi yönde bir düzenleme mevcut olmadığından anılan maddeler uyarınca temsil yetkisinin ya da yönetimin hangi, YK kurulu devredileceği yada bu devrin değiştirilmesi hususu YK kurulun yetkisi kapsamındadır. Buna göre YK tarafından yönetim kurulu üyeleri arasında şirketi temsil ve ilzama yetkili kişileri oy çokluğu ile belirlenebilecek olup, bu husus YK kuruluna üye belirleme imtiyazı veren ana sözleşmenin ihlali niteliğinde değildir.Davaya konu YK kararları içerik itibarıyla eşit işlem ilkesine aykırı, şirketin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen, pay sahiplerinin, özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunların kullanılmalarını kısıtlayan ya da güçleştiren, ya da diğer organların devredilemez yetkilerine giren ve bu yetkilerin devrine ilişkin TTK 391.maddesi kapsamında batıl olan kararlardan da olmadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi doğrudur.Açıklanan nedenlerle HMK 'nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda davacılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-(b)/1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacılar tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Kararın, HMK'nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay'a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 11/05/2023

Full & Egal Universal Law Academy