İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1399 Esas 2023/357 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1399
Karar No: 2023/357
Karar Tarihi: 06.04.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1399
KARAR NO: 2023/357
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/10/2019
NUMARASI: 2014/542 Esas - 2019/1083 Karar
ASIL / BİRLEŞEN DAVA: Alacak / İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/04/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı ... vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı ..., dava dışı ... ve ... ile davalı ... arasında 15.07.2008 tarihli Anonim Şirket Pay Devir Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme kapsamında; davacı ...’in ... A.Ş.’deki 764.497 adet payının tamamını 3.608.650 TL bedelle, ... Ticaret A.Ş.’deki 9.450 adet payının tamamını 40.000 TL bedelle ve ... Ticaret A.Ş’deki 6.300 adet payının tamamını 1.000 TL bedelle davalı ...’ya; ... A.Ş.’deki 1 adet payının tamamını 50 TL bedelle dava dışı ...’ye; dava dışı ...’in ... A.Ş.’deki 3.986 adet payının tamamını 10.000 TL bedelle davalı ...’ya ve dava dışı ...’in ... A.Ş.’deki 72 adet payının tamamını 300 TL bedelle dava dışı ...’ye satarak devrettiklerini, tarafların, pay bedellerinin toplamı olan 3.660.000 TL’nin aynı hesap ve sistem içinde, payları devir alanlar adına ... tarafından, bu bedelin pay devir edenler adına da ...’e ödenmesi hususunda anlaştıklarını, bu bedelin 260.000 TL’lik bölümünün ödendiğini, 1.200.000 TL’lik bölümü için alacaklı ve borçlusu taraflar olan 24 adet eşit bono düzenlendiğini, yine 1.200.000 TL’lik bölümü için de alacaklı ve borçlusu taraflar olan 24 adet eşit bono düzenlenerek yed-i emin olarak ... ve ...’a telsim edildiğini, bakiye 1.000.000 TL’lik bölümünün ise geçmiş dönemden kaynaklı muhtemel giderlerin güvencesi olarak davalı ... nezdinde tutulduğunu, huzurdaki davanın yed-i eminler nezdinde bulunan 24 adet bonoya dayalı 1.200.000 TL’lik alacağın tahsiline ilişkin olduğunu, bu bonoların müvekkiline verilmesi koşullarının sözleşmede düzenlendiğini, bu koşulların oluşmuş olduğunun tespitinin, aynı zamanda hakem görevi yapan yed-i eminlerin müşterek karar vermiş olmalarıyla mümkün olacağını, aksi halde hakem ihtilafı kabul edilerek konunun yargıya intikal edeceğini, bu hususların sözleşmede yer aldığını, yed-i eminlerin ellerinde bulundurdukları bonoların davacıya teslimi şartlarına göre; davacının sözleşmenin 4.maddesindeki şartlara aykırı davranıldığının oybirliği ile tespit edilmediği taktirde, bu bonoların 01.01.2011 tarihinde bonoların davacıya teslim edilmiş olmaları gerektiğini, böyle bir tespit bulunmadığı halde müvekkilinin bonolara ve alacağına kavuşamadığını, bonoların teslim edilmesi için yed-i eminlere yapılan başvuruların sonuçsuz kaldığını, yed-i eminlerce alınan kararda ‘’…oybirliği ile bir karar oluşturulamamıştır.‘’ denildiğini, dava tarihine kadar bu bonolardan 14 tanesinin vadesinin geldiğini, yargılama sürecinde diğerlerinin de vadelerinin geleceğini belirterek öncelikle bu bonolar yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama sonucunda ise vadesi gelen ve muaccel olan 1.200.000 TL lik alacağın, senetlerin vade tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizleri ile taksiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, sözleşmenin 4.maddesinin 2.,3 ve numaraları paragraflarında belirtilen yükümlülüklere aykırı davranması nedeniyle, 24 adet bononun yed-i eminler tarafından davacıya teslimine ilişkin şartların oluşmadığını ileri sürülerek, davacının kendi kusuruyla sözleşmenin 4.paragrafındaki şartları ihlal etmesi nedeniyle alacak talebinin reddine karar verilmesini talep edilmiştir.Birleşen İstanbul Anadolu 6.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2016/1414 Esas, 2017/740 Karar sayılı dosyasında; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından, davalı borçlu ... aleyhine Beykoz İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası ile sözleşmeye dayalı alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun, davacı-alacaklıya karşı herhangi bir borcunun olmadığı gerekçesi ile alacağın tamamına, ferilerine itiraz ettiğini, ancak davalının borçlu olmadığı yönündeki itirazlarının ve sair itirazlarının hukuki dayanağının bulunmadığını, davacının 15/07/2008 tarihli "Anonim Şirket Pay Devir Sözleşmesi" ile ... A.Ş., ... Ticaret A.Ş., ... A.Ş.'ye ... Ticaret A.Ş'deki şirket paylarını davalı ...'ya satarak devrettiğini, davacının, tarafların mutabık kaldıkları şekilde davalı yanla yapmış oldukları hisse devir sözleşmesi gereği üstlenmiş olduğu edimleri eksiksiz olarak yerine getirdiğini, hisse devir sözleşmesinin akabinde davalı/borçlu ... ile ... A.Ş.'nin değerlendirilmesinde alacaklının payına düşen 626.000,00 USD faiz giderinin davacı/alacaklıya ödeneceğinin taahhüt edildiğini, davalı/borçlunun takibe kasten, bilinçli şekilde zaman kazanmak ve davacıyı zarara uğratmak amacıyla itiraz ettiğini, borcun miktarının belirli olduğunu ve davacı yanın temerrüte düştüğünü, bu nedenlerle davacının icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın geçersiz bir protokole dayandığını, davacı bu protokolün 17/07/2008 tarihli hisse devir sözleşmesinden sonra (akabinde) yapıldığını ileri sürdüğünü, bu iddianın tamamen gerçek dışı olduğunu, davaya cevap dilekçesindeki ayrıntılı açıklamalar kapsamında usul ve yasaya aykırı itirazın iptali davasının reddi ile kötüniyetle davalıya gönderilen ödeme emrinin ve icra takibinin iptali ile davacı aleyhine %20 icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, "...Dava dosyasındaki belgelere göre; finansal kiralamaya konu olan 4 adet gayrimenkul ... A.Ş. Tarafından satın alınmak suretiyle ... A.Ş.'nin aktifinden çıkarak yine ... A.Ş. İle finansal kiralama sözleşmesi akdedilerek ... A.Ş.'ne 12/12/2007 tarihli finansal kiralama sözleşmesi ile kiralanmıştır.Dolayısıyla dava konusu protokol uyarınca finansal kiralama sözleşmesi ... A.Ş. İle imzalanması gerekirken, ... A.Ş. Tarafından taşınmazların bu şirketten satın alınarak finansal kiralama sözleşmesi ... A.Ş. İle imzalanmıştır.Buna göre, 4 adet gayrimenkulün satın alınması işleminin prokolde açıklanan şekilde yapılmadığı, farklı bir yoldan bunun gerçekleştiği; yani protokolde adı geçen ...'ın aktifinden çıkarılarak ... A.Ş.'nin aktifine finansal kiralamayla dahil edildiğinin kabulü gerekir.Dolayısıyla protokolün "Ancak bu satın alma işleminin yukarıda tariflendiği şekilde olmaması halinde ...'nın ...'e yukarıdaki rakam dahil herhangi bir ödeme yapması söz konusu olmayacaktır" hükmü uyarınca ve satın alma işlemi protokolde açıklandığı şekilde yapılmadığından davalının davacıya protokolden kaynaklanan herhangi bir borcunun olmadığı kanaatine varılarak birleşen davanın da reddine" dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; istinafa konu kararın muacceliyet kesbeden 1.200.000,00 TL tutarındaki alacağının tahsiline ilişkin olduğunu, anılan hisse devir sözleşmesi şartları kapsamında, “yed-i emin” ve ihtilaf halinde ise “hakem” sıfatını haiz olan Av. ... ve Av. ..., halen yedlerinde müvekkili adına düzenlenen 24 adet bonoyu muhafaza etmekte olduklarını, anılan hisse devir sözleşmesinin 3. maddesi, yed-i eminlerin yedlerinde bulundurdukları bonoların tarafımıza teslimi şartlarını düzenlemekte olduğunu, buna göre müvekkilince sözleşmenin 4. maddesindeki şartlara aykırı davranıldığı oy birliği ile tespit edilmediği takdirde, bu bonoları 01.01.2011 tarihinde kendilerine teslim etmiş olmaları gerekmekte olduğunu, ancak bu şart gerçekleşmediği halde, müvekkilinin halen ne bu bonolara ne de hisse devir sözleşmesi ile sabit ve açık olan alacağına kavuşamadığını, ayrıca müvekkilinin Yargı yoluna başvurarak, sözleşmede yer alan ve varlığı borçlu tarafından ispata muhtaç olan bir olumsuz şartın meydana gelmediğini ispat etmek durumunda bırakıldığını, yine davalı tarafın sözleşmede yer alan yasaklılık hallerini bilerek yanlış yorumlamakta ve sayın mahkemeyi yanıltmayı amaçladığını, belirtilen sebepler neticesinde yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacının mesnetsiz, hukuka aykırı ve gerçeği yansıtmayan istinaf sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı hisse devirlerini yaptıktan sonra hisse devir sözleşmesinin 4.maddesinde adı geçen rekabet yasağına uygun davranmadığını, davacı tarafın taşeron olarak yapmış olduğu taşımaların açıkça sözleşmenin 4.maddesine aykırılık teşkil etmekte olduğunu, bu nedenle davaya konu alacak talebinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmesi yönündeki kararın hukuka uygun olduğunu, işbu kararın onanması gerektiğini, davacı tarafın müvekkil ile akdettiği sözleşmenin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediğinden herhangi bir alacak talep hakkı bulunmadığını, bilirkişi raporunda açıkça huzurdaki uyuşmazlığın, davacının sözleşmenin 4. maddesinde sayılan yükümlülüklere aykırı davranıp davranmadığının tespiti noktasında toplandığı ve davacının fiilinin sözleşmenin 4. maddesine aykırı davranması itibarı ile borca aykırılık teşkil ettiğinin tespit edildiğini, belirtilen sebepler neticesinde ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın hukuka uygun, alınan hükme elverişli bilirkişi raporları çerçevesinde verilmiş bir karar olduğunu, davacının mesnetsiz ve dayanaksız istinaf taleplerinin reddi ile ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın onanması gerektiğini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin istinaf kanun yoluna başvuran davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
GEREKÇE: Asıl dava; anonim şirket hisse devir sözleşmesinden kaynaklı alacak, birleşen dava; protokole dayanan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince yukarıdaki gerekçelerle asıl davanın ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dosyada yapılan incelemede toplanan deliller ile davacı ile davalı arasında 15/07/2008 tarihinde anonim şirket pay devir sözleşmesi düzenlendiği, sözleşme konusunun davacı ..., dava dışı ... ve ...'in ... A.Ş., ... Ticaret A.Ş., ... A.Ş. ve ... Ticaret A.Ş.'deki hisselerinin tamamı davalı ...'ya satışına ilişkin olduğu, devir sözleşmesinin şirketlerin pay defterlerine işlenmiş olduğu, taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Bahsi geçen sözleşme gereği ödemelerin ... ve ...'in muvafatıyla ...'e yapılacağı da düzenlenmiştir. Sözleşmede ödeme şekli belirlenmiş, sözleşmenin 3. maddesinin C bendi ile sözleşme bedelinden 1.200.000,00 TL'lik kısmına ilişkin her biri 50.000,00 TL değerinde 24 adet bononun düzenlendiği, bu bonoların yed-i eminler ... ve ...'a teslim edileceğini, bu bonoların hisse devredenlerin sözleşmenin 4. maddesinde belirtilen koşullara aykırı davranmaması halinde 01/01/2011 tarihinde ...'e teslim edileceği, tahsil edilebilir hale getirileceği düzenlenmiştir. Uyuşmazlık konusu da bu bonolar nedeniyle davacının alacağının bulunup bulunmadığı, bu kapsamda sözleşmenin 4. maddesinin hisse devredenler tarafından ihlal edilip edilmediği hususlarının belirlenmesine ilişkindir. Sözleşmenin 4. maddesi ile 4 bent halinde devredenler yönünden yapılması yasak faaliyetler belirlenmiştir."4 Bu sözleşmenin 3. Maddesinin C bölümünde yed-i eminlere teslimi kararlaştırılmış olan her biri 50.000 YTL tutarındaki 24 adet bononun ...'e verilmesi koşulları ise şöyle belirlenmiştir. -... ve diğer pay devir edenlerin sahip ve hissedarları olduğu firmalar, sözleşme tarihi itibariyle İlçe'nin fiilen iş ilişkisinde bulunduğu ve Ekli 1 No.lu listede belirtilen firmalara ... şirketlerinin iştigal konusuyla ilgili konularda herhangi bir teklifte bulunmayacaktır. -Hisse devirlerinin yapıldığı tarih itibariyle ... şirketlerinin teklif vermiş olup da henüz teklif sonucunun belli olmadığı ekli 2 Nolu listede yer alan firmalara da yine ... ve öteki pay devir edenlerin sahip veya hissedarı oldukları firmalarca teklif verilmeyecektir. -Yine bu kişi veya kişiler ile sahip ve hissedar oldukları firmalar açıkça ...'na zarar verme kastıyla hareket etmeleri sonucu ortaya çıkacak ve hukuken yeterli sayılabilecek bir belgeye dayalı olarak kanıtlanabilecek bir zararın varlığı da bu sözleşmeye aykırılık teşkil edecektir. -Ayrıca yine bu kişi veya bu kişilerin sahip olduğu firmalar, ...'ndan kendi isteğiyle veya grup şirketlerinin sözleşmelerini tek yanlı Jeshetmeleri sonucu 15.07.2008 tarihinden itibaren ayrılacak kişilerden hiçbirisini ...'nın yazılı muvafakati olmaksızın işe alamayacaklardır. Bu koşulların oluşmuş bulunduğunun tespiti, aynı zamanda Hakem görevi yapan yed-i eminlerin müştereken karar vermiş olmalarıyla mümkün olacaktır. Yed-i eminler arasında bu konuda oy birliğinin sağlanamamış olması halinde hakem ihtilafı kabul edilerek konu yargıya intikal edecektir." Yine sözleşmenin 8. Maddesi; "Bu sözleşmenin imzası ile birlikte taraflar birbirlerini ve şirket tüzel kişiliğini 3. Maddenin D bendinde belirtilen yükümlülükler saklı kalmak kaydıyla en geniş anlamda ve tam olarak ibra ettiklerini, bu tarihe kadar şirket genel kurullarında bilanço ve kar zarar hesabının onaylanması ile yönetim kurulu ve denetçiler hakkında alınan ibra kararlarının geçerliliklerini de kabul eylediklerini, pay devir edenler de gerek şirket tüzel kişiliğinden ve gerekse diğer hissedarlardan kar payı, cari hesap alacağı, herhangi bir mal veya hizmet bedeli, tazminat veya buna benzer herhangi bir hukuksal nedene dayalı olarak hiçbir talep ve alacakları olmadığını kabul ve ikrar eylemişlerdir." düzenlemelerinin bulunduğu görülmektedir. Sözleşmenin 4. Maddesinde belirtilen ek listede davacının teklif veremeyeceği firmalar tek tek sayılmıştır. Sözleşmenin 4. Maddesi bu düzenleme şekliyle davacıya bir rekabet yasağı yüklemiş olmakla birlikte yasağın kapsamı ek listede sayılı firmalara teklif vermeme, davalının işten çıkaracağı işçileri işe almama ve zarar verme kastıyla davranmama olarak belirlenmiştir. Üçüncü kişilerin teklif verilemeyecekler listesinde sayılı firmalardan aldığı işleri davacıya taşere etmeyeceklerine dair sözleşmede bir yasak bulunmamaktadır. 3. kişilerin yasak listesindeki firmalardan iş alması davacı yönünden davalı ile haksız rekabet oluşturmadığı gibi taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye de aykırılık oluşturmaz. 3. kişilerin üstlendikleri taşıma işinden davalının zarar gördüğü de iddia edilemez. Bu durumda davacının ... A.Ş.'nin ... A.Ş'ye yaptırdığı taşımalarda alt taşıyıcı olarak fiilen yük taşıması yasaklılık kapsamında kabul edilemez. Yine davacının Gürcistan taşımalarını alt taşıyıcı olarak aldığını belirttiği ve faturalandırdığı ... Nakliyat Ltd. Şti.'nin ... Ltd.Şti.'nin 1999 yılında ünvan değişikliği ile aldığı yeni isim olduğu, davacı ve ailesi fertleri ile organik bir bağının bulunduğu hususlarının ise ispatlanmadığı, bu durumda muvazaalı bir işlemden bahsedilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca davalı yanında çalışıp işten ayrılan ve sözleşmenin 4. maddesi kapsamında devredenin veya ortağı olduğu şirketlerde çalıştığı iddia edilen kişilere ilişkin somut bir delil dosyaya sunulmuş değildir. Bu kabul ve değerlendirmeler sonucu davacının alt taşıyıcı sıfatıyla yaptığı taşımaların sözleşmenin 4. Maddesi ile yüklendiği yükümlülüklere aykırılık oluşturmadığı, buradan hareketle de borca aykırı bir davranışı bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu durumda ilk derece mahkemesince asıl davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi isabetli görülmemiştir. Birleşen dosya yönünden yapılan değerlendirmede; taraflar arasında 11/12/2017 tarihli protokol başlıklı bir evrak düzenlendiği, bu evraka dayanarak davalı hakkında icra takibine girişildiği, davalının itirazı üzerine birleşen itirazın iptali davası açıldığı görülmektedir. Birleşen dava dosyasına konu edilen 11/12/2007 tarihli protokol; "Şirket ortakları bir araya gelerek ... A.Ş.'nin aktifinde bulunan Balçık Köyündeki 4 adet tapulu gayrimenkulün 11/12/2007 tarihinde ... A.Ş. ile imzaladığı kiralama sözleşmesinin 60 aylık ödeme planına göre ödemesi tamamlandıktan sonra, ... A.Ş.'nin değerlemesinde ...'in payına düşen 626.000,00 USD faiz gideri ortakların anlaşmaları sonucunda ..., ..., ...'in ... A.Ş. ile grup şirketlerindeki hisselerinin tamamının ...'ya satılması halinde ve finansal kiralama sözleşmesinin bitiminde ... tarafından ...'e ödenecektir. Ancak bu satın alma işleminin yukarıda tariflendiği şekilde olmaması halinde ...'nın ...'e yukarıdaki rakam dahil herhangi bir ödeme yapması söz konusu olmayacaktır." şeklinde düzenleme yapıldığı görülmektedir. Taraflarca yapılan protokolden sonra davacı tarafça protokol konusu olan finansal kiralama işlemi ile ilgili finansal kiralama şirketine vermiş olduğu kefaletten vazgeçmiş olduğu ve şirket ortağı olarak finansal kiralama işlemine muvafakatı bulunmadığına yönelik ihtarname keşide etmesi üzerine finansal kiralama sözleşmesi revize edilerek yeniden düzenlenmiştir. Revize edilen yeni sözleşmede önceki sözleşmenin aksine davacının kefil olarak imzasının bulunmadığı, önceki sözleşme kapsamında avalist olarak imzaladığı bonoların iptal edildiği, finansal kiralama sözleşmesinin ödeme taahhütlerinin değiştirildiği, bilahare de taraflar arasında az yukarıda 8. Maddesi verilen anonim şirket pay devir sözleşmesinin yapıldığı, sözleşmenin 8. Maddesi ile açıkça "pay devir edenler de gerek şirket tüzel kişiliğinden ve gerekse diğer hissedarlardan kar payı, cari hesap alacağı, herhangi bir mal veya hizmet bedeli, tazminat veya buna benzer herhangi bir hukuksal nedene dayalı olarak hiçbir talep ve alacakları olmadığını kabul ve ikrar eylemişlerdir." şeklinde düzenlemesine göre davacının taraflar arasında 11/12/2007 tarihinde düzenlenen protokolden kaynaklanan herhangi bir alacağının bulunmadığı sonucuna ulaşılmış olmakla, ilk derece mahkemesince birleşen dosya yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle HMK'nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından, asıl davanın kabulüne ve birleşen davanın reddine yönelik hükmün kesinleşen kısımları tekrar edilerek dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; Birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Asıl davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK'nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, A-1-Asıl davanın KABULÜ İLE; 50.000 TL nin 05/01/2011 tarihinden, 50.000 TL nin 05/02/2011 tarihinden, 50.000 TL nin 05/03/2011 tarihinden, 50.000 TL nin 05/04/2011 tarihinden, 50.000 TL nin 05/05/2011 tarihinden, 50.000 TL nin 05/06/2011 tarihinden, 50.000 TL nin 05/07/2011 tarihinden, 50.000 TL nin 05/08/2011 tarihinden, 50.000 TL nin 05/09/2011 tarihinden, 50.000 TL nin 05/10/2011 tarihinden, 50.000 TL nin 05/11/2011 tarihinden, 50.000 TL nin 05/12/2011 tarihinden, 50.000 TL nin 05/01/2012 tarihinden, 50.000 TL nin 05/02/2012 tarihinden, 50.000 TL nin 05/03/2012 tarihinden, 50.000 TL nin 05/04/2012 tarihinden, 50.000 TL nin 05/05/2012 tarihinden, 50.000 TL nin 05/06/2012 tarihinden, 50.000 TL nin 05/07/2012 tarihinden, 50.000 TL nin 05/08/2012 tarihinden, 50.000 TL nin 05/09/2012 tarihinden, 50.000 TL nin 05/10/2012 tarihinden, 50.000 TL nin 05/11/2012 tarihinden, 50.000TL nin 05/12/2012 tarihinden, itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine, 2-Başlangıçta peşin olarak alınan 17.820,00 TL harcın alınması gerekli olan 81.972,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 64.152‬,00 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu başvuru harcı 21,15 TL, peşin harç 17.820,00 TL, bilirkişi ücreti 9.649,55 TL, posta ve tebligat gideri 143,20 TL olmak üzere toplam 27.633,90 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davalı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 144.000,00 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine, 6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa; davalı tarafından yatırılan ve artan delil avansının kendisine iadesine,
B- Birleşen İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2016/1414 Esas sayılı dosyasında; 1-Davanın REDDİNE, 2-Kötü niyet ispatlanamadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine, 3-Alınması gereken 44,40 TL karar harcının peşin alınan 22.677,79 TL harçtan mahsubu ile bakiye 22.633,39 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 4-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Davalı tarafından birleşen davada yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar vermeye yer olmadığına, 6-Davacı lehine AAÜT uyarınca taktir edilen 78.403,80 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 7-Bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
C-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak; 1-Asıl dava yönünden; a-Davacı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, b-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 148,60 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2-Birleşen dava yönünden; a-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, b-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, c-Kararın, HMK'nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay'a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.06/04/2023

Full & Egal Universal Law Academy