İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1220 Esas 2023/288 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1220
Karar No: 2023/288
Karar Tarihi: 23.03.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1220
KARAR NO: 2023/288
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/05/2019
NUMARASI: 2017/709 Esas - 2019/613 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/03/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında 13/01/2016 tarihli Tuzla 400 Yataklı Devlet Hastanesi Zayıf Akım Satış Sözleşleşmesi imazlandığını, bu sözleşme kapsamında davacının davalıya malzeme sattığını, davacının bu malzemelerle ilgili 28/11/2016, 31/10/2016 ve 31/10/2016 tarihli 3 fatura düzenlediğini, fatura bedellerinin ödenmediğini, bunun üzerine İstanbul Anadolu ... İcra Müdürlüğü’nün ... Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine durdurulan takibin devamına, %20'den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı, davaya karşı cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, "Somut olayda davalı, söz konusu faturalar konu olan ürünleri aldığını vergi dairesine bildirmekle karine olarak malın davalıya teslim edildiği, artık ispat yükünün davalıya geçtiğini kabul etmek gerekir. Davalı malı almadığını veya iade ettiğini veya ayıp,eksik ifa gibi bir iddiası varsa bunu ispatlaması gerekir. Davalı tarafça bu hususları ispata elverişli hiç bir bilgi, belge sunulmamış olmakla, davacının 28/11/2016, 31/10/2016 ve 31/10/2016 tarihli faturaların toplamı olan 303.376,00 TL alacaklı olduğu kabul edilerek davanın kabulüne," karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari münasebetten dolayı alacağa ilişkin borç tasfiyesi yapıldığını, 08/03/2018 tarihinde anlaşma sağlandığı ve bu anlaşmanın protokole bağlandığını, davalının protokol gereği davacı aleyhine açmış bulunduğu tüm dava takiplerden vazgeçtiğini ve protokoldeki yükümlülüğünü tamamen yerine getirdiğini, davacının protokolün 3. Maddesinde öngörülen yükümlülüğünü yerine getirmeyerek davalıdan habersiz itirazın iptali davası açtığı ve davayı neticelendirerek mal varlığına haciz işlediğini, davalının yaklaşık bir buçuk yıl sonra bankada işlem yapmaya gittiğinde haciz ve bloke işlemlerinden ve davadan haberdar olduğunu, davacı şirket yetkilisi ... ve davalı şirket yetkilisi ...'ın muhtelif zamanlarda görüştüğünü buna rağmen davalı şirketin 01/08/2017 tarihinde değişmiş olan '... mh. ... sk. ... No: ... Ataşehir-İstanbul' olduğunu mahkemeye bildirmediğini ve kasıtlı olarak davalının savunma hakkının kısıtlanmasına neden olduğunu, dava derdest iken ticaret sicilindeki son adresine tebligat yapılmadığını ve anlaşma protokolünü sunamadığını, beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle: iş bu davanın davalı tarafından habersiz açılmış olduğu iddialarının asılsız olduğunu, sonradan, yerel mahkemede yapılan ilk celsede (14.02.2018 tarihli celse) ön inceleme tutanağında açıkça itirazını dosyaya sunduğunu, davalının dosyayı takip etmemesini; icra takibine haksız olarak itiraz ettiğinden, yargılama sonucunda her halükarda itirazın iptaline karar verileceği düşüncesiyle yapmış olduğu kanaatin olduklarını, davalının istinaf sebebi olarak dilekçesinde ve eklerinde sunmuş olduğu tek hususun 08.03.2018 tarihli anlaşma protokolü olduğun, iş bu protokolü de davacının tehdit ve hile ile korkutarak imzalattığını, üstüne üstlük davacıyı bu hususta avukatlarına bilgi verme şeklinde de tembihlemiş olduklarını, protokolün kendileri açısından herhangi bir geçerliliği olmamakla birlikte davacının iş bu protokolü imzalarken iradesi fesada uğratılıp ve yanıltıldığını, iş bu protokolün davacı açısından hiçbir geçerliliği bulunmamakta olup ancak bu protokol davalı açısından tek taraflı feragatname mahiyetinde olduğunu, istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satım sözleşmesine dayalı faturadan kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, taraflar arasında geçerli bir ibra protokolü bulunup bulunmadığı noktasındadır. Davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçlusu hakkında, İstanbul Anadolu ... İcra Müdürlüğü'nün... Esas sayılı takip dosyasında, "fatura" sebebine dayalı olarak 303.376,00 TL asıl alacağın 8.662,58 TL işlemiş faiziyle birlikte tahsili istemiyle 14/02/2017 tarihli takip talebi ile ilamsız icra takibi başlatılmış, itiraz üzerine takip durmuştur. Davacı tarafça, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)'nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır. Mahkemece, B/A bildirimleri celbedilmiş ve davacının ticari defterleri de incelenerek davalının takibe konu faturalara ilişkin B/A bildiriminde bulunduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ekinde yer alan 08/03/2018 tarih ve anlaşma protokolü başlıklı belge ile, davaya konu takibin protokol kapsamında olduğunu ve davacının bu takipten vazgeçeceğini taahhüt ettiğini ileri sürmüştür. Davacı vekili ise bu belgenin müvekkilinin iradesinin fesada uğratılarak imzalatıldığını, kendileri açısından geçersiz olduğunu belirterek anılan belgeye karşı koymuştur. Davalı vekilince sunulan 08/03/2018 tarih ve anlaşma protokolü başlıklı belge içeriğinde, diğer hükümlerin yanı sıra dava konusuna ilişkin olarak “...nin ... aleyhine başlattığı İstanbul Anadolu ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasından doğan herhangi bir alacağı(asıl alacak, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti) bulunmadığını kabul ve taahhüt eder. (...)” ibareleri yer almaktadır. Her ne kadar yargılama sırasında ibraz edilmeyen belgeler istinaf aşamasında nazara alınamayacak ise de alacağın tamamen veya kısmen ortadan kalkması sonucunu doğuran, borcu ortadan kaldıran, borcu söndüren bir hususun yargılamanın her aşamasında ileri sürülmesinin mümkün olup, mahkemece, davalı vekilinin ibraz ettiği 08/03/2018 tarih ve anlaşma protokolü başlıklı belgenin borcu sona erdiren belge niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir. HMK'nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, mahkemece eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK'nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,2-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.23/03/2023

Full & Egal Universal Law Academy