İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1219 Esas 2023/352 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1219
Karar No: 2023/352
Karar Tarihi: 06.04.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1219
KARAR NO: 2023/352
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/07/2019
NUMARASI: 2017/1012 Esas - 2019/761 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/04/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekili ve davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili arasında kahvaltılık ürünlerin alınması konusunda anlaşma sağlandığını, bu anlaşma doğrultusunda müvekkili tarafından farklı tarihlerde iki adet bono düzenlenerek davalı şirkete verildiğini, taraflar arasında söz konusu bonoların karşılığında kahvaltılık ürün teslimi hususunda anlaşma olduğu için bonoda "bedeli malen ahzolunmuştur." kaydının yer aldığını, davalı şirketin anlaşma konusu kahvaltılık ürünlen teslim etmediğini, bu sebepten bonoların karşılıksız kaldığını ve müvekkili tarafından ödenmediğini, ancak davalı şirket tarafından müvekkili aleyhine İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... Esas saydı dosyasıyla takip başlatıldığını beyanla neticeten davalarının kabulüne, müvekkilinin 9.000-TL borçlu olmadığının tespitine, dava konusu iki adet senedin iptaline, takiplerin durdurulması amacıyla ihtiyati tedbir karan verilmesine, açılan takip nedeniyle %20 den aşağı olmamak üzere davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya ait ... işletmesi ile çalışmadan önce aynı adreste faaliyet gösteren ... isimli kişiye ait ... isimli şahıs şirketine ürünler satıldığını, iki şahıs arasında akrabalık bulunduğunu, ...'ın işletmeyi davacıya devir ettiğini, devir tarihinde ...'ın müvekkili şirkete 9.000.TL lik borcunun bulunduğunu, taraflar arasmda yapılan görüşmeler neticesinde bu borcu davacının üstlenerek müvekkiline iki adette toplam 9.000-TL lik bono düzenlediğini, bunun üzerine müvekkili şirketin dava dışı ...'ın borcunu sıfırlayarak borcu davacı hesabına aktarıldığını, dava konusu bono bedelleri karşılığında teslim edilecek kahvaltılık ürünlerin bonoların düzenlenme tarihinden önce davacıya teslim edildiğini, faturalar ve ticari kayıtlar ile bu durumun sabit olduğunu beyanla neticeten açıklanan tüm bu sebeplerle öncelikle tedbir kararının kaldırılmasına, olmadığı takdirde teminat tutarının İcra Kapak Hesabı tutan ve bu tutarın %15 i olarak yeniden belirlenmesine, davanın devralınan işletme olan ... sahibi ...'a ihbarına, davanın reddine, davacı aleyhine İİK 72. maddesi gereğince takip konusu alacağın %20 sinden aşağı olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı üzerine bırakılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, " ...Dava konusu bonoların davalı defterlerinde davacıyı alacaklandıracak şekilde kayıtlı ve davalının takip tarihi itibarıyla kendi defterlerinde davacıya 8.999,10-TL borçlu durumda olduğu anlaşılmakla söz konusu bonolardan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığı anlaşılmıştır" şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil tarafından tanzim edilen 30/05/2017 ödeme tarihli 4.500,00 TL bono ile 30/05/2017 ödeme tarihli 4.500,00 TL bono kahvaltılık ürünlerin kendisine teslim edileceği güven ilişkisine ve anlaşmaya bağlı olarak davalıya teslim edilmiş olmasına ve müvekkili tarafından defalarca ihtarda bulunulmasına rağmen davalı şirket tarafından anlaşmaya bağlı kalınmayarak ürünlerin müvekkiline teslim edilmediğini, buna karşın davalı şirketin haksız ve kötü niyetli bir şekilde söz konusu bonolara dayanarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla müvekkili hakkında icra takibi başlattığını, müvekkilinin ödeme emri kendisine tebliğ edildikten sonra davalı şirketin pazarlama müdürü olan ... ile görüştüğünü ve bu görüşme neticesinde malların kendisine teslim edileceğini ve icra ta hususun tespit edildiğini, raporda belirlendiği üzere bonoların düzenleme tarihinde müvekkili şirketin ... ile herhangi bir ticari ilişkisi bulunmadığını, bu nedenle ...'un bonoların mal karşılığı düzenlediğine ilişkin beyanının asılsız olduğunun tespit edildiğini, müvekkili şirketin ... ile ticari ilişkisinin sona ermesinden sonra, ... ile ticari ilişkisinin başladığını, tüm bunlar davacı şirketin davalıya ait işletmeyi devraldığının karinesi olduğunu, TBK 202’ de yer alan malvarlığının veya işletmenin devralınması başlıklı madde gereğince, devralan iki yıl süreyle devraldığı işletmenin borçlarından sorumlu olduğunu, davacı tarafın bu kapsamda söz konusu bonoları düzenlediğini, bilirkişi raporunda bu hususun açıkça tespit edildiğini, bilirkişi raporunda müvekkili şirketin takip tarihi itibariyle davacı tarafa 8.999,10 TL borçlu olduğunun tespit edildiğini, bu durumun müvekkili şirketin muhasebesel maddi hatasından kaynaklandığını, ticari defterlere hatalı olarak veri girişi yapılması sonucunda bu durumun ortaya çıktığını, ayrıca dava dosyasına sundukları delil ve dava dilekçelerinin ekinde sundukları faturalar ile ilgili yapılan incelemenin eksik ve hatalı olduğunu, belirtilen sebepler neticesinde yerel mahkeme tarafından verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
GEREKÇE: Dava, ticari satım sözleşmesine dayalı olarak davalıya verilen bono senetleri nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekilince aleyhlerine hükmedilen vekalet ücreti, icra inkar tazminatı, bonoların iptaline karar verilmemiş olması ve yargılama giderleri yönünden, davalı vekilince ise davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi yönünden yukarıda yazılı sebepler ile istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, bonoların bedelsiz olup olmadığı, ispat külfetinin hangi tarafta olduğu ve yer değiştirip değiştirmediği noktasındadır. Davalının imzası inkar edilmeyen ve düzenleme sebebi olarak "malen" kaydı bulunan her biri 4.500,00 TL meblağlı iki adet bono ile davacı hakkında icra takibi başlattığı, davacının bono düzenleme sebebi olan malların kendisine teslim edilmediğinden bahisle bedelsizlik iddiasına dayanan menfi tespit isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır. Genel olarak menfi tespit davalarında ispat yükü davalı alacaklıdadır. Ancak genel kuralın aksine senede dayalı borç ilişkilerinde ispat yükü senet borçlusundadır. Türk Ticaret Kanunu (TTK) m. 776/1-b uyarınca bono kayıtsız ve şartsız bir bedel ödemek vaadini içerir. Bonoda yer alan taahhüdün herhangi bir kayda ve şarta bağlanamaması nedeniyle bono, temel olarak Türk Borçlar Kanunu madde 18 anlamında soyut borç tanıması (ikrarı) içeren bir kambiyo senedidir. Bono senedine karşı ileri sürülecek bedelsizlik iddiasında bulunan borçlu senedin bedelsiz kaldığını ispat etmek zorundadır. İspat yükü borçludadır. Davalının bono üzerinde senedin ihdas sebebi olarak yazılı "malen" kaydını talil etmeden; ticari işletmenin önceki işleticisi ile davacı arasında TBK 202 maddesi kapsamında işletmenin bir bütün olarak devredildiği, önceki işletici ...'a teslim edilen mallar nedeniyle bu şahsın kendisine borçlu olduğu, işletmenin devrinden sonra devreden, devralan ve alacaklının bir araya gelerek devredenin satın ve teslim aldığı işletmedeki mallar nediyle olan borcu için eldeki bonoların düzenlenerek davalıya verildiği yönündeki beyanları, ispat külfetini üzerine alması anlamına gelmediği gibi senedin ihdas nedenini talil olarak ta değerlendirilemez. Bu durumda eldeki uyuşmazlıkta; elinde alacağını ispatlar nitelikte kesin delil niteliğine haiz bono senedi bulunan davalıya karşı davacı taraf aynı nitelikte delil ile borçlu olmadığını ispatlamak zorundadır. Davalı ticari defterlerine uyuşmazlık konusu bonoların hatalı kaydedilmiş olmasının sonuca bir etkisi bulunmamaktadır. Dosya kapsamındaki deliller ile davacı davaya konu senetlerin verilmesine esas malların teslim edilmediği yönündeki iddiasını ispatlamayamamış olup,mahkemece ispatlanmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde karar verilmesi isabetli olmamıştır. Davacının talebi üzerine ilk derece mahkemesince 13/11/2017 tarihli ara karar ile icra veznesine yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiği, kararın 23/02/2018 tarihinde infaz edildiği anlaşılmakla İİK 72/4 maddesi gereği 9.000,00 TL dava değeri üzerinden hesaplanan 1.800,00 TL icra inkar tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesi gerekmektedir. Kaldırma kararının içeriğine göre davalı tarafın tüm istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle HMK'nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından dairemizce davanın reddine, İİK 72/4 maddesi gereği davalı yararına 1.800,00 TL icra inkar tazminatı verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE, davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK'nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Davanın REDDİNE, 2-1.800,00 TL icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, 3-Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 179,90 TL harçtan, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 159,16 TL harcın mahsubu ile 20,74 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına, 6-Karar tarihindeki AAÜT uyarınca davalı vekili için hesap ve takdir olunan 9.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 7-)HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider ve delili avansının ilgilisine iadesine, 8-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak; a-Davalı vekilince yatırılan istinaf karar harçlarının karar kesinleştiğinde ve istemi halinde kendilerine iadesine, b-Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 179,90 TL harçtan, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, c-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, d-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK'nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.06/04/2023

Full & Egal Universal Law Academy