İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/2074 Esas 2023/362 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2074
Karar No: 2023/362
Karar Tarihi: 07.03.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2022/2074
Karar No: 2023/362
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 30/06/2022
Numarası: 2020/733 (E) - 2022/510 (K)
Davanın Konusu: Maddi ve Manevi Tazminat
Karar Tarihi: 7/3/2023
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının yolcu olarak bulunduğu davalı işleten ...'a ait davalı ...'ın yönetimindeki, davalı ... Sigorta AŞ'ye (eski unvanı ... Sigorta AŞ) Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesiyle sigortalı ... plakalı minibüsün sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle yaya kaldırımında bulunan aydınlatma direğine çarpması sonucu davacının yaralandığını belirterek, belirsiz alacak davası niteliğinde sürekli iş göremezlik kaybı nedeniyle 5.000,00 TL, tedavi gideri nedeniyle 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 40.000,00 TL manevi tazminatın davalı işleten ve sürücüden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 6/12/2016 tarihli dilekçesiyle talep ettiği toplam maddi tazminat tutarını, 694.832,28 TL sürekli sakatlık tazminatı, 3.708,00 TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 698.540,28 TL'ye yükseltmiştir. Davalı ... Sigorta AŞ vekili ile davalı ... ile ... vekili cevap dilekçelerinde davanın reddini savunmuşlardır. Dairemizin 20/10/2020 gün ve 2019/1318 (E) - 2020/4074 (K) sayılı kararıyla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasının ardından sürdürülen yargılama sonunda konusuz kalan bakıcı gideri tazminatı istemine ilişkin davada karar verilmesine yer olmadığına, konusuz kalan ... Sigorta AŞ'ye karşı açılan davada karar verilmesine yer olmadığına, davacının sürekli sakatlık tazminatı istemine ilişkin davasının kabulüne, 694.832,28 TL maddi tazminatın davalılar ... ve ...'tan müştereken ve müteselsilen tahsiline; manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, 25.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ...'tan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalılar ... ve ... vekili dilekçesinde özetle; davacının güncel sakatlık oranının belirlenmediğini, sürekli sakatlığın nedeni olan bedeni hasarın meslekte sürekli kazanma gücünü olumsuz etkilemediğini, gerçek kazançlar mahsup edilmeksizin gerçek gelir üzerinden varsayıma dayalı gelir hesabı yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, sigorta şirketince yapılan ödemenin faiz işletilerek güncellenmesi gerektiğini, hükmolunan tazminattan davacının kazanın oluşumuna emniyet kemeri takmamak suretiyle birlikte (müterafik) kusuruyla neden olması ve somut olayda hatır taşımasının bulunması nedeniyle ayrı ayrı %20 oranında indirim yapılması gerektiğini, zira aracın hususi taşımanın da tipik bir hatır taşıması olduğunu, hatır taşıması nedeniyle aracı işleten ...'ın hukuki sorumluluğunun bulunmadığını, hükmolunan tazminatın pek aşırı olmasının davalıların ekonomik yönden yok olmasına neden olacak ağırlıkta olduğunu, tazminattan indirim sebeplerinin hukuken birbirinden bağımsız olması nedeniyle her bir sebep için ayrı ayrı indirim yapılması gerektiğini, ilk derece mahkemesinin tanıkları dinlemediğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355 inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davaya konu olay nedeniyle başlatılan soruşturmada davalı sürücü ... kollukta alınan anlatımında, seyir halinde bulundukları sırada davacı ...'in içtiği sigaranın izmaritini dışarı atması için kendisine verdiğini, camı açarak dışarı atmak istediği izmaritin ateşinin üzerine ve araç içerisine düşmesi nedeniyle dikkatinin dağılmasının ardından yoldan çıkarak sokak lambasının direğine çarptıklarını beyan etmiş, davacı ... kollukta elinde sigara bulunduğu halde bindiği araçla seyir halinde iken küllükte söndürmek istediği sigaranın aracın içine düştüğünü, davalı sürücünün ise ateşin zarar vermemesi için eğilmesi nedeniyle kazanın oluştuğunu beyan etmiş; davaya konu trafik kazası nedeniyle kolluk tarafından düzenlenen Trafik Kazası Tespit Tutanağında davalı sürücü ...'ın yönetimindeki ... plakalı aracın Trabzon istikametine doğru seyir halinde iken, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yolun sağında yaya kaldırımının ortasında bulunan beton elektrik direğine çarpması nedeniyle oluşan trafik kazasında, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 52/1-b maddesinde öngörülen araçların hızlarını, aracın yük ve teknik özelliklerine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği koşullara uydurmamak kuralını ihlal ettiği belirtilmiştir. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyelerinden oluşturulan bilirkişiler kurulu tarafından düzenlenen 3/5/2011 tarihli raporunda, yönetimindeki ... plakalı minibüs ile yerleşim yeri caddede yolun gerektirdiği koşullara uygun olmayacak biçimde güvenle sevk ve idare edemeyeceği bir hızla ilerleyen, dönemeç kesimine yavaşlamadan yaklaşıp tehlikeleri öngörmeyen, yolda gördüğü davacı ...'e yardımcı olmak için aracına almasına karşın seyir halinde iken izmaritini almak için eğildiğinde dikkatini yoldan ayıran, yolun sağında durup müdahalede bulunmayı seçmeyip seyir güvenliğini göz ardı ederek hızını ve direksiyon sapma açısını ayarlayamayıp kaplama üzerinde kalamayan ve zamanında önlem alamayan, direksiyon hakimiyetini kaybettiği araçla yolun sağına doğru yönelerek yol dışına çıkan davalı sürücü ...'ın olayın oluşumuna %70 oranında asli kusuruyla, elindeki sigara izmaritini yanar durumda düşürerek sürücünün dikkatini dağıtacak biçimde tehlikeye neden olduğu, dikkatsiz, tedbirsiz ve özensiz davrandığı düşünülen davacının ise zararın doğmasında ve artmasında %30 oranında tali kusurlu olduğu belirtilmiş; İTÜ Öğretim üyelerinden oluşturulan bilirkişiler kurulu tarafından düzenlenen 2/9/2021 tarihli raporda ise araç içinde yolcu olarak bulunan, izin alarak sigara içen ve kazanın oluşumuyla ilgili bağlantısı bulunmadığı belirtilen davacının kusursuz, araç içine düşen sigaradan kaynaklanan zorlayıcı (mücbir) nedeni yönetimindeki aracı yolun dışına park ederek çözmesi gerekirken, tedbirsiz ve dikkatsiz davranarak yere düşen sigarayı almaya çalışması nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybeden davalı sürücü ...'ın ise %100 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş; ilk derece mahkemesince davalı sürücünün %70, davacının ise %30 oranında kusurlu olduğuna ilişkin rapora itibar edilmiştir. Adli Tıp Kurumu (ATK) 3 üncü Adli Tıp İhtisas Kurulunun 8/4/2016 tarihli raporunda ise davacının 29/5/2012 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı bitemporal hemianopsi ve koku alamama arızasının Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak "E" cetveline göre meslekte kazanma gücünü %46 oranında kaybetmiş sayılacağı bildirilmiş, ATK İstanbul 2 nci Adli Tıp İhtisas Kurulunun 20/12/2021 tarihli raporunda ise önceki raporlar da irdelenerek iyileşme süresi içinde başka birinin yardımına ihtiyaç duyabileceği belirtilmiştir. Mahkemenin hükmüne esas aldığı bilirkişiler kurulunun davalı sürücünün %70, davacının ise %30 oranında kusurlu olduğuna ilişkin raporunda; trafik kazasının oluş biçimi ile davalı sürücü ve davacının davranışları irdelenerek, olayın meydana gelmesine neden olan kusur oranlarının; yasal dayanaklarıyla birlikte, eylemler ile sonuç arasında bulunan nedensellik bağını ortaya koyacak biçimde; dosya kapsamından anlaşılan oluşa, bilimsel ölçütlere, usul ve kanuna uygun olarak saptandığının anlaşılması karşısında, HMK'nin 279 uncu maddesine uygun düzenlenen ve dosya kapsamına uygun somut olgu ve ölçütlere dayanan, yeterli gerekçeyi de taşıyan kusura ilişkin bilirkişiler kurulu raporunun hükme esas alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığı kabul edilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 51 inci maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca; hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. Herhangi bir çıkar karşılığı olmayan hatır taşıması nedeniyle TBK'nin 51 inci maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hâkim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de indirim yaptığı takdirde indirim oranını objektif ölçüler içinde takdir etmek zorundadır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Yakın aile bireylerinde olduğu gibi maddi ve manevi menfaattin bulunduğu akrabalar arasındaki ücretsiz taşıma ahlaki bir ödev niteliğinde olduğundan, belirlenen tazminat miktarından hatır taşıması indirimi yapılamaz. Somut uyuşmazlıkta ise dava dosyasına eklenen Gümüşhane Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/228 (E) sayılı dava dosyasında yer alana soruşturma belgelerinin incelenmesinde, davalı sürücü ...'ın yönetimindeki araçla seyir halinde iken yol kenarında beklerken gördüğü ve kendisiyle aynı yöne gitmek isteyen davacı ...'i aracına yolcu olarak aldığı, böylece davalı sürücünün kendi çıkarı olmaksızın davacıyı taşıdığından söz edilemeyeceğinin anlaşılması karşısında, hükmolunan tazminattan hatır taşıması nedeniyle indirim yapılmaması yerindedir. Mağdurun, makul bir insandan beklenen davranışta bulunmayarak zararın meydana gelmesinde veya artmasında etkili olmasına birlikte kusur denilmektedir. (Prof. Dr. M.Kemal Oğuzman, Prof. Dr. M. Turgut Öz, Borçlar Hukuku Genel Hükümler Genişletilmiş 11 inci bası, 2'nci cilt, sayfa 120) Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan birlikte (müterafik) kusur 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 52 nci maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu durum ve koşullar zararın oluşumuna etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hâkim tazminat miktarını hafifletebilir. Zarar görenin birlikte kusurunun varlığının saptanması durumunda hesaplanan tazminattan; somut olayın özellikleri ile oluş biçimi ve zarar görenin zararın artmasına neden olan kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek tazminattan uygun bir indirim yapılması gerektiği gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Dava dosyasına eklenen belgelerin incelenmesinde ise; kolluk tarafından düzenlenen Trafik Kazası Tespit Tutanağı içeriğinde davacı ...'in koruyucu tertibattan olan emniyet kemeri takıp takmadığına ilişkin bölümün "belirsiz" olarak kodlandığının anlaşılmıştır. Yukarıda açıklanan kusura ilişkin bilirkişiler kurulu raporunda yer alan davacıya isabet eden %30 oranındaki kusur, davacının içtiği sigaranın yanar durumda aracın döşemesine düşmesine neden olması ve bu eylem ile nedensellik bağı içerisinde davacının yanan sigarayı döşeme üzerinden almaya çalışması eylemine ilişkin olup trafik kazasının oluşumuna neden olan bu kusurun, birlikte kusur kapsamında değerlendirilmesine olanak bulunmamaktadır. Bu itibarla birlikte kusur nedeniyle hükmolunan tazminattan indirim yapılmamasının yerinde olduğu sonucuna ulaşılmıştır. İlk derece mahkemesinin 14/10/2017 gün 2014/928 (E) - 2017/853 (K) sayılı nihai kararına karşı davalı ... Sigorta AŞ vekili ile davalılar ... ve ... vekilinin istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine Dairemizin 20/10/2020 gün ve 2019/1318 (E) - 2020/4074 (K) sayılı kararında; rapor tarihindeki ücretin emsal ücret olarak kabul edilerek düzenlenen hesap raporunda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının sürekli sakatlık oranına ilişkin ATK 3 üncü İhtisas Dairesinin 8/4/2016 tarihli raporunun da yerinde olduğu belirtilmiş, ilk derece mahkemesinin nihai kararı yalnızca kusura ilişkin bilirkişiler kurulundan yeniden rapor alınması ve davacının geçici iş göremezlik süresi içerisinde bakıcı gereksinimi olup olmadığının saptanması gerekiği belirtilerek HMK'nin 353/1-a/6 ncı maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu itibarla ilk derece mahkemesince aktüerya uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen 31/7/2017 tarihli bilirkişi raporuyla saptanan 694.832,28 TL sürekli sakatlık tazminatından davacının kusurlu olduğu %30 oranında indirim yapıldıktan sonra 486.382,59 TL sürekli sakatlık tazminatına hükmolunması; Dairemizin anılan kararından sonra sürdürülen yargılama sırasında davalı sigorta şirketinin sürekli sakatlık tazminatı bakımından sorumlu olduğu 225.000,00 TL limitli tazminat ile 3.708,00 TL bakıcı gideri tazminatını İstanbul ... üncü İcra Dairesinin ... (E) sayılı takip dosyasına ödediğinin anlaşılması karşısında, davacının trafik kazası nedeniyle uğradığı bedensel zarardan ötürü davalı işleten ve davalı sürücü ile müteselsil sorumlu olan ZMSS poliçesini düzenleyen davalı sigorta şirketinin ödediği 225.000,00 TL sürekli sakatlık tazminatının, 486.382,59 TL tutarındaki tazminattan TBK'nin 162 ve devamı maddeleri uyarınca indirilerek 261.382,59‬ TL sürekli sakatlık tazminatına hükmolunması gerekirken, yazılı biçimde karar verilmesi isabetsizdir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A) Davalılar ... ve ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesinin kararının, HMK'nin 353/1-b/2 nci maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davacının bakıcı gideri tazminatı istemine ilişkin davasının konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, 2-Davacının ... Sigorta AŞ'ye karşı açtığı davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, 3-Davacının sürekli sakatlık tazminatı istemine ilişkin maddi tazminat davasının kısmen kabulüne, 261.382,59‬ TL maddi tazminatın trafik kazasının meydana geldiği 29/5/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalılar ... ve ...'tan tahsilde tekerrüre neden olmayacak biçimde müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 4-Davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, 25.000,00 TL manevi tazminatın trafik kazasının meydana geldiği 29/5/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalılar ... ve ...'tan tahsilde tekerrüre neden olmayacak biçimde müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 19.562,79 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan karar ve ilam harcı 133,65 TL, ıslah harcı olarak alınan 2.386,00 TL olmak üzere toplam 2.519,65‬ TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 17.043,14‬ TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 6-Dairemizin karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) uyarınca bedel artırım dilekçesiyle artırılan tutardan, %30 oranında kusur indirimi yapıldıktan sonra belirlenen haklılık durumuna göre, dava devam ederken davalı sigorta şirketi tarafından ödenen tazminat tutarı da dahil edilerek, kabulüne karar verilen maddi tazminat miktarına göre hesaplanan 71.093,56 TL nispi vekâlet ücretinin, davalılar ... ve ...'tan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, vekille temsil edilen davacıya verilmesine, 7-Dairemizin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca haklılık durumuna göre, %30 oranında kusur indirimine isabet eden reddine karar verilen maddi tazminat miktarına göre hesaplanan 32.702,08 TL nispi vekâlet ücretinin, davacıdan tahsil edilerek, vekille temsil edilen davalılar ... ve ...'a verilmesine, 8-İstinaf nedeni olarak ileri sürülmediğinden, kanun yolu incelemesi kapsamı dışında kalan manevi tazminat davasında ilk derece mahkemesinin vekâlet ücretine ilişkin hüküm fıkraları yinelenerek; a) İlk derece mahkemesince kabulüne karar verilen manevi tazminat miktarına göre hükmolunan 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davalılar ... ve ...'tan müştereken ve müteselsilen alınarak vekille temsil edilen davacıya verilmesine, b) İlk derece mahkemesince reddine karar verilen manevi tazminat miktarına göre hükmolunan 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsil edilerek, vekille temsil edilen davalılar ... ve ...'a verilmesine, 9-Davacı tarafından harcanan 12.800,00 TL bilirkişi ücreti, 863,10 TL posta ve tebligat gideri, 1.640,00 TL ATK fatura gideri olmak üzere toplam 15.303,1‬0 TL yargılama giderinden, bedel artırım dilekçesiyle arttırılan maddi tazminat talebi ve manevi tazminat talebi ile %30 oranında kusur indirimine isabet etmesi nedeniyle reddine karar verilen maddi tazminat miktarına göre belirlenen haklılık durumuna göre (%69,24) hesaplanan 10.595,87 TL yargılama giderinin davalılar ... ve ...'tan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, 10-Davacı tarafından ödenen ve hükmolunan karar ve ilam harcından mahsup edilen peşin alınan karar ve ilam harcı 133,65 TL, ıslah harcı olarak alınan 2.386,00 TL olmak üzere toplam 2.519,65‬ TL'nin davalılar ... ve ...'tan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, 11-Davalılar ... ve ... tarafından sarf edilen 18,05 TL yargılama giderinin haklılık durumuna göre hesaplanan 5,55 TL yargılama giderinin davacıdan tahsil edilerek davalılar ... ve ...'a verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalılar ... ve ... üzerinde bırakılmasına, 12-İlk derece mahkemesinin hüküm fıkrası yinelenerek; davalı ... Sigorta AŞ tarafından harcanan 18,05 TL yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 13-Harcanmayan gider avansının HMK'nin 333 üncü maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, B-İstinaf incelemesi bakımından; 1-Davalılar ... ve ... tarafından peşin yatırılan istinaf karar ve ilam harcının, talep halinde ilk derece mahkemesi tarafından geri verilmesine, 2-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davalılar ... ve ... tarafından harcanan posta ve tebligat gideri 81,95 TL, istinaf kanun yolu başvuru harcı 220,70 TL olmak üzere toplam 302,65 TL yargılama giderinin, davacıdan tahsil edilerek, davalılar ... ve ...'a verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK'nin 333 üncü maddesinin, 1 inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince, kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nin 361 inci maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 7/3/2023

Full & Egal Universal Law Academy